Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARTIK ACI ve KÖTÜ HABER DUYMAK İSTEMİYORUZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- GÜÇ İNSANIMIZDA Birkaç gün daha sürebilir… Eski yılda, yani 2021’de neler oldu, neler yaşandı? Herkes kendine göre anlatacak… Tuzu kuru olanlarla, olmayanlar!,,, ‘Tad avcıları’ bilirler. 1963 yılından bu yana Cihangir’deki Özkonak Lokantası da 2021’in son gününde kapılarına kilit vurdu… Dededen Toruna süregelen ‘lezzet durağı’ böylece kapanmış oldu. ‘Alnımızın açıklığı ile kapatıyoruz!’ dediler ‘Özkonak Lokantasının’ kapısına kilit vuran sahipleri… 59 yılın duyguları bir cümle ile yok oldu… Bu bildiğimiz, duyduğumuz, öğrendiğimiz bir kapanış… Nasıl açılışları gururla duyuruyorsak, bu kapanışı da üzüntü ile duyuruyoruz… Bu arada bir önemli duyum da aklıma geldi; İzmir Atatürk Kültür Merkezi de 42 yıldır İzmirlilerin hizmetinde idi… İddiaya göre; burası İzmir Emniyet Müdürlüğüne tahsis edilecek… Yani kapatılacak? Umarım doğru değildir… Konak’ta, Subay Ordu Evi’nin bitişiğindeki Atatürk Kültür Merkezi’nde de binlerce İzmirlinin mutlaka bir anısı vardır. *- HAKKIMIZI ALA

YENİ YILDA SALLAMAYI ve ELEMEYİ BİLELİM

Resim
YAŞAR EYİCE *- İSTEKLERİMİZ YERİNE GELSİN Umutlarımızın güçleneceği, farklı düşünce ve anlatımlara hoş görü göstereceğimiz, sağlık, sevgi ve barışın hâkim olacağı, huzurlu ve bereketli bir yıl olması dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum. 2022 yılının ülkemize ve tüm dünyaya; sağlık, barış, sevgi. huzur ve mutluluk ile bolluk, bereket getirmesini diliyorum. Yeni yılda büyük acılar, üzüntüler, sıkıntılar çekmeyelim, yarattığımız ya da yaratılan fırsatlardan hepimiz yararlanalım, coşkulu keyifli günler yaşayalım… Yeni yılda güzellikleri unutmayalım, unutturmayalım… Yeni yıl acılardan, üzüntülerden, kötülüklerden uzaklaşıp, başarılı adımlar atmamızı sağlasın… Bizden yardım bekleyenlere bir şekilde, kendi imkânlarımızla destek sağlamamıza imkân yaratsın… Özetle tüm dualarımız, isteklerimiz, dileklerimiz yerine gelsin… *- SİLKELEME ve SALLAMAYI BİLİN! pano’ diyen de… Ben buna ‘Çizgi’ ya da ‘karikatür’ diyorum… Senem Ergün bir yayından beğenmiş almış. Karikatürün üzerinde bir de not var: ‘

YARARLANMANIZ İÇİN YAZDIM

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÖNERİM VAR ‘Yılbaşını nasıl ve nerede geçireceksiniz?’ sorusuna milyonlar şöyle yanıt veriyor: ‘PTT ile!..’ Yıllardır duyarız bunu… Yani; ‘Pijama, terlik, televizyon’ ile… Bu açıkça, ‘Evdeyim… Evdeyiz!’ anlamına geliyor… Ama ya gençler? Onlar çoğu zaman kendilerine dışarıya, sokaklara, meydanlara atıyorlar… Ya da hesaplarına uyacak bir mekânı gidiyorlar… Ben günümüzün ekonomik şartlarını düşünerek İzmir’deki gençlere birkaç örnekle yardımcı olmak istiyorum. Çünkü; İzmir’de yılbaşı gecesi, yani 31 Aralık akşamı dört ilçede dört konser var. Ulaşım imkânları da yaratıldı… Öyleyse iyi dinleyin; İzmir 2022’ye müzikle ‘merhaba’ diyecek… Ayağına güvenenler dört ayrı yerdeki konserlerde coşacak. Cumhuriyet Meydanı’nda ‘DJ Suat Ateşdağlı’, Buca’da ‘Madrigal’, Bornova’da ‘Gripin’ ve Karabağlar’da ‘Feridun Düzağaç’ İzmirlilerle buluşacak. Cumhuriyet Meydanı’nda 21.00’de ‘DJ Bey’in performansının ardından 22.30’da 1983’ten bu yana DJ kabininde olan Suat Ateşdağlı sahne alacak. A

YILBAŞINI TAM KADRO BEKLİYORLAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- KAYBOLURSA BULUNMAZ Acılarla dolu bir yılın geride kalmasına artık çok az kaldı… Herkes umut içinde bekliyor. Milli Piyango biletlerinde, birkaç yıldır öylesine düşüş yaşanıyor ki, anlatılacak gibi değil… ‘Paraşütle’ diyebiliriz… Nedenini araştıranlara verilen yanıt tek sözcükten oluşan bir cümle; ‘Güven!’ ya da ‘Güvensizlik!’ İşte bu öylesine sihirli bir sözcük ki herkes kendine göre kullanıyor… *- UMARIM ELENİRLER Herkes olmasa da, sektörün içindekiler biliyor, tanıyor! Kimseye bir yararı olmamıştır ama kendisini öyle pazarlıyor ki, sanıyorsunuz dünyaya iyilik yapmak için gelmiş… Ben biliyorum: Kaç kişi onun yüzünden eşinden oldu… Ben biliyorum; Kaç kişi onun yüzünden ekmeğinden oldu… Ben biliyorum: Kaç kişinin umutla bulduğu işini, telefon ederek, hüsrana uğrattığını… Ben biliyorum; İkili hatta üçlü oynadığını… El altından güçlü olanlara ‘sendenim ama maddi durumum iyi değil!’ diyerek, bazen doğrudan bazen ima ila bana göre ‘dilencilik’ yaptığını da… Ben biliyorum

GERİYE 90 BİN KALDI!

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÇOK ZOR GEÇTİ Zor bir yılı geride bırakıyoruz. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 3 milyona yakın insan, görmek istediği değişim için, inandığı kampanyalara imza attı. 13 milyonun üzerinde imza atıldı, 198 kampanya başarıyla sonuçlandı. Bunlarda bizim de payımız var. Çünkü dost ve duyarlı yayınlarımızla destekçi olduk, yetkililerin dikkatini çektik ve çözüm yollarını sunduk. 2 yıl üst üste en fazla imzalanan kampanya şuydu ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!’ “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diyen kampanya 472 bin 302 imzayla 2021’in en fazla imzalanan kampanyası oldu. Bu kampanya geçtiğimiz yıl da en fazla imzalanan kampanyaydı. Bu durum, Türkiye, kadına yönelik şiddeti önlemek için taraf olduğu bu sözleşmeden çekilmiş olsa da kadınların mücadeleden vazgeçmediğini gösteriyor. Ancak Reis ‘olmaz’ dediği için, şimdilik sonuca ulaşılamadı. *- EĞİTİM BAŞTA GELİYOR Bu yıl, en fazla kampanya eğitim için başlatıldı. En fazla imza ise, hayvan hakları için atıldı. Eği

İFTİHAR VESİLESİ; KESİLEN CEZALAR!

Resim
YAŞAR EYİCE *- YENİ DÖNEME DOĞRU Belediyelerden yapılan açıklamalara bakıyorum: Çoğu ‘Yeni döneme başlıyoruz!’ diyerek, yeniliklerini daha doğrusu 2022’de yapacaklarını belirtiyorlar. Güzel haberler… Ama bir de bakıyorsun; Bazılarında incelemeler aldı başını gidiyor… Nedense bunların önüne bir türlü geçilemiyor… Umarım artık üç beş kuruşluk menfaat için hiç kimse beklemediği, düşünemeyeceği hallere düşmez… Bunlara değil, çoluk çocuğuna, karısına yani ailesini acıyorum… Kendim ettim kendim buldum dünyası olsa mesele yok… Madalyonun arka yüzü var… *- GÜNDEM; SOKAK HAYVANLARI! AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında sokak hayvanlarından söz etti… Sahipli köpeklerden de… Bir anda gündem oldu… İçişleri Bakanlığı'nca, 2020'den bugüne kadar tehlikeli köpek ırklarını çocukların oyun alanlarında ve vatandaşların yoğun olduğu yerlerde ağızlıksız, maskesiz gezdiren bin 964, Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları besleyen 384 kişiye idari para c

DOKTORUN KARISIYLA İŞİ PİŞİRMEMİŞTİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- YEMEKTE KONUŞTUK Gazeteci Enver Kaya ve Muzaffer Tezel ile sanat ve sanatçı üzerine konuşurken söz döndü dolaştı Tarık Akan’a geldi. Ben de Tarik Akan ile ilgili iki anımı anlattım. Gazetecilik tahsili yaparken bir mecmuanın açtığı yarışmaya girmiş ve birinci seçilmişti. Ege Ekspres Gazetesi magazin ilavesini tanıtmak için Kültürpark’ta (Fuar) Basmane 9 Eylül Giriş Kapısı’nın hemen solundaki çay bahçesinde foto muhabirliğinin yanında onlarca filmde rol alan aktör Hüseyin Baradan’ın tanıtımıyla sahneye çıktı. Birçok jöne rakip olacağı o an İzmir’de belli oldu ve tescillendi. Başarı basamaklarını büyük bir özveri ile atlayarak, zirveye çıktı, milyonların kalbine girdi. Tarık Akan askerliğini Denizli’de yaptı… O dönemde Denizli’den başlayan bütün Türkiye’ye yayılan bir ‘aşk dedikodusu’ Türkiye’ye yayıldı, İzmir’den Denizli’ye gittim… Beni kentin içinde kalan garnizonda karşıladı, bir de yemek ısmarladı. Bazı anılarımızı konuştuktan sonra konuyu, ‘Dedikoduya’ getirdim… Uz

SÖYLEMEK ÇOK ZOR!

Resim
YAŞAR EYİCE *- SIKINTILARI UNUTALIM Genç ve dinamik gazeteci arkadaşım Halide Demir Polatlı ile yeni yılı konuşurken 2021 için özetle şöyle dedi: ‘Hatırlamak dahi istemediğim bir yıl! Bir an önce bitsin. Yeni yıl sağlık, huzur, bereket getirsin!’ Aydan Tuncayengin’in belirttiği gibi ‘Acılar ve sıkıntılardan kurtulmak elimizde. Mücadelemiz yeni başlıyor. Kötülük ve çirkinlik büyüyor. Başaracağız, başarmalıyız. Atatürk’ün ilkelerini korumak zorundayız!...’ Bu konuşmalar bana bir üzüntü sonucu doğan bir eseri anımsattı. En iyisi ben sözü geçen hafta yani binlerce, milyonlarca insanımıza hayır getirtmeyen 2021’in sonuna doğru kaybettiğimiz Prof. Dr. Alaaddin Yavaşça’nın yaşamından bir kesintiyi aktarayım… *- ÜNLÜ OLMAK DA İŞE YARAMIYOR Faruk Nafiz Çamlıbel iki çocuğunun coğrafya öğretmeni annesi Azize Hanım hastalanınca, tanıdığı olan kadın doğum doktoru Alaaddin Yavaşça’ya danışır. Yavaşça, Şair ile eşini kendisinden daha tecrübeli olan hocasına götürür ve o doktor kanser teşhisini k

OÜŞEN UÇAK BULUNAMADI

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÜÇ KIZKARDEŞ Size üç kız kardeşten söz etmek istiyorum. Düşündüğünüz gibi değil ama! Filmlerde çok izlediğimiz, Amerika yerlileri; mısır, fasulye ve kabağı birbirine yakın dikme tekniğini geliştirmişlerdi. Mısır; fasulyenin sarıldığı çubuk; fasulye toprağa azot, kabak ise yere yayılarak yabani otların büyümemesini sağlıyordu. Bu ‘ahbap’ bitkilere de ‘Üç kız kardeş!’ deniliyordu… İşin ‘Püf noktası’ derler ya, işte bu anlattığım da bunlara küçük bir örnek… *- HERKES İŞİNİ BİLİYOR Yeni yıl mesajları almaya başladık. Bu hafta içinde benim gibi neredeyse bütün insanlar, tüm markalardan yeni yıl mesajları almaya başlamışlardır. Bu hafta hep böyle geçecek. Telefonuna gelecek SMS’ler, yeni yıl indirimlerinden bahseden ve iyi yıllar dileyen mailler, rengârenk reklamlar her tarafımızı kuşatacak. Herkes birbirine daha iyi bir yıl dileyecek, umuttan bahsedecek. Peki kaç kişi daha iyi bir yılı inşa etmek için sadece umut etmek yerine gerçekten harekete geçecek? İşte önemli soru

GÜNLÜK İSRAF 15 MİLYON LİRA

Resim
YAŞAR EYİCE *- SURİYELİLER DE EĞİTİLİYOR ‘Ekmek!’ her zaman ilk sıradadır… Hatta ekmek ile ilgili çok sayıda özdeyişler de vardır. Bizim için en önemlilerinden bir ikisini söyleyeyim: - Ekmek ile oynanılmaz! - Ekmek aslanın ağzında idi şimdi midesinde! Şimdi ekmeğe de zam geldi, gevreğe de, unlu mamullere de! ‘Ucuz’ ya da ‘bayat’ ekmek kuyruklarını biliyoruz… Yemin ederim; üç gün önce bir genç markete girdi, iki ekmek aldı ve ödemesini kredi kartı ile yaptı… Yani cebinde nakit alacak parası yoktu! Bu arada, ‘Gıdanın Sürdürülebilir Tüketimi’ konulu panelde gıda israfının ürkütücü boyutuna dikkat çekildi. Panelde, Türkiye’de günlük ekmek israfının maliyetinin 15 milyon lirayı bulduğu ifade edildi. *- FARKI BİLEN YOK GİBİ Doç. Dr. Zeki Atıl Bulut, ‘Proje kapsamında şu ana kadar 5 binden fazla tüketiciye temas ettik. Araştırmalarımız sonunda gıda etiketlerini anlama konusunda kendini yeterli olarak ifade eden yetişkinlerin bile gıdaların ‘tavsiye edilen tüketim tarihi’ ve ‘son tüketi

İZMİR'İ IŞIL IŞIL YAPIYORLAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘BU DA GEÇER YA HU!’ Yeni yıl hazırlıkları birden hız kazandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’i ışıl ışıl yaptı. İnanın İzmir’in aydınlığı İstanbul dahil hiçbir kentimizde yok İzmir bana göre geceleri daha parlak, daha güzel… Geçen hafta Filiz Avcı Belet’ten kısa ve öz şu mesajı aldım: ‘Yeni gelen yıl, herkese tüm güzelliği ile gelsin. Bol ve bereketli günler diliyorum.’ Alsancak’taki köklü, ‘Grafika Reklamcılık’ın Yönetim Kurulu Başkanı olan Filiz Hanım aynı zamanda İzmir Ticaret Odası 52. Grup Meclis üyesi ve komite başkanı,,, Geçen hafta İzmir’de çok önemli ve etkin isimlerin katıldığı bir toplantı düzenledi, Türkiye'de ilk kez İzmir'de kullanılmaya başlanan 3 boyutlu dev reklam panoları İZTO üyeleri ve sektör temsilcilerine tanıtılırken bu teknolojiyle kentin Times Meydanı gibi olabileceği ve böylelikle kentin reklamlardan aldığı payın artacağı belirtildi. *- İLK BİLİMSEL RAPOR Filiz Avcı Belet’ten öğrendiğime göre; Türkiye de ilk defa kasım ayında, ‘

İŞTE DÜNYA LİDERİMİZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- MUHTEŞEM TAVIR Doç. Dr. Mustafa Tarakçı Duruş kitabında anlatıyor: Fransa’da çok meşhur bir sözlük vardır; Larousse. Bu sözlükte bir kelime var; ‘décapiter’ Bu kelime, 1931 yılındaki sözlükte; ‘boynunu vurmak!’ diye ifade ediliyor. Kelimenin bir başka anlamı daha var; ‘Kazığa oturtmak’ Yani sivri bir kazık hazırlamak ve kazığın bir ucu insanların ağzından çıkacak şekilde üzerine oturtmak. Bu arada ben de tarih kitaplarımızdan bir ismi hatırlatmak istiyorum: ‘Kazıklı Voyvoda!’ Türkleri ve tüm düşmanlarını kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçen III. Vlad Tepeş, pek çok filme ve romana konu da oldu… Kazıklı Voyvoda yani III. Vlad, Fatih sultan Mehmet ile aynı dönemde yaşamış Eflak Beyliği'nin prensidir. Yeni Zelanda'daki katliamı gerçekleştiren teröristin, Kazıklı Voyvoda'nın dört yıl esir olarak tutulduğu Tokat Kalesi'ni ziyaret ettiği ortaya çıktı. *- VAHŞİ BİR UYGULAMA Burada, yani Larousse’de, ‘kazığa oturtmak!’ deyiminin manasını a

68 KADINI 'EVLENECEĞİM!' DİYE DOLANDIRDI

Resim
YAŞAR EYİCE *- İLK DOLANDIRICI: EYÜPLÜ HALİT! Bir zamanlar insanlarımızın sıcak, samimi, yardımsever, unutulmaz dostluklarını ve komşuluklarını herhalde bilmeyen, duymayan yoktur. Eskiye dönüş olsaydı yaşadıklarımız, hayalimizde canlandırdığımız anılar herhalde keyfimizin doruk noktasına ulaşmasını sağlardı. Ama bir de unutulmaz anılar içinde, belki de gülüp geçeceğimiz, olumsuzlukları da barındırıyor. İşte bunlardan biri, belki de Türkiye’nin ilk kayıtlı dolandırıcısı Eyüplü Halit… Güzel bir tatil hikayesi olarak, Türkiye’nin ilk dolandırıcısını anlatmaya çalışayım. Tabii ki bir ‘Eskiden İstanbul’um’ adlı bir siteden aldım ve kendime göre değerlendirdim, Bazı kısımları atlayarak, özetlemeye çalıştım. Eyüplü Halit, Osmanlı döneminden başlayıp Cumhuriyet dönemine geçiş yapan tarihimizin ilk dolandırıcısı… Evet yanlış okumadınız ilk dolandırıcımızdır kendisi, ondan önce olmuş mudur bilemem ama Eyüplü kayıtlara ilk geçen dolandırıcıdır. Eyüplü Halit ilk olmasının yanı sıra yaptıkları d

YOL PARASI TEDAVİLERİNİ ÖNLÜYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- BU ÇOCUKLARI GÜLDÜRELİM Çağla Sultan Çınar, mektubuyla beni ağlattı! Düşünebiliyor musunuz? Yol paranız olmadığı için, çocuklarınız gözünüzün önünde eriyor! Bu zamanda olacak iş mi? Her gün sözde hayırseverleri yazıyoruz… Her gün birilerine ‘hayırsever!’ diye tanıtanlara inanarak, güvenerek ‘İyi ki varsınız!’ diyoruz… Tabii ki gerçek iyiliksever, hayırseverler var ama bize medyanın tanıttıklarının çoğu sözde hayırsever, bunlar onun bunun, bizim sizin paralarını cömertçe yemeklerde balolarda dağıtırlar… Neyse ben şimdi yine bir gerçeğe döneyim, sizinle paylaşayım: *- GÖREV BAKANLIĞA DÜŞÜYOR Çağla Sultan Çınar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan, bu aileye el uzatmasını talep ediyor. Bizden de, bu ailenin sesini duyurabilmemi, daha doğrusu, Belinay ve Mustafa kardeşlerin tedaviye ulaşmasına yardım etmemi istiyor. ‘Benim adım Sultan!’ diye başlayan mektubu paylaşayım; ‘…Söze nereden başlayacağımı inanın bilmiyorum! Mustafa 6 yaşında, Belinay 8 yaşında iki kardeş

BAZI KOOPERATİFLERE GÜVEN KALMADI!

Resim
YAŞAR EYİCE *- BİZDEN DE SELAM OLSUN Takipçilerimden Ahmet Uysal önceki akşam köşe yazımı okuduktan sonra şu yanıtı verdi: ‘Sayın yaşar Eyice; Açıklamalı ve aydınlatıcı yazınızı tekrar tekrar okudum! Yazınız doğru fakat bir yanı eksik! Değil buğday ve dahi tüm tahıldan bakliyata, meyveden sebzeye etten süte, tüm tarımsal üretim manuni boyutta alınıp satılmıyor. Üretici diyelim ki; buğday üretiyor 20ton… 40,50,100 ton, 500 ton… Şimdi ben diyorum ki sn. Yaşar Bey; ‘Gel bu ürünü satalım! Kime? Alıcıya… Tüccara satarken fiat belirleme yetkisi yok! Çünkü; Üreticinin birebir fatura düzenleme yetkisi yok. Tüzel kimlik kazanmak için bazı kooperatiflere üye olsa onlara güvenmiyor… Çünkü; Şimdiye kadar ülkede kurulan binlerce kooperatif siyasetin kurbanı olmuştur!.. Siyaset kurumu bunları partinin yan kuruluşu olarak görmek istedi ve baskıladı. Ayrıca uygulanan kanunların yanlış ve eksik yönleri çoktu… Öneriler dikkate alınmıyordu… Örnek; Türkiye’de kooplar genelde ‘köy adına’ kuruldu… ‘İlçe

KADIN SÜRÜCÜNÜN BAŞINDAN SANKİ KAYNAR SU DÖKÜLDÜ

Resim
YAŞAR EYİCE *- HERKES ‘BİZE!’ DİYOR Görüşlerine ve yazdıklarına büyük önem verdiğim Urla’dan komşum Haluk Narbay, ‘Dayanamadım yine size içimi dökme ihtiyacı duydum!’ diyerek kalemi eline almış. ‘Kalemi!’ dediğim söz gelişi… Şimdi çocuklar bile bilgisayar kullanıyor… Narbay Bey şunları yazmış: ‘Önce şu ücret sistemine yapılan yararlı artı eklemelere değinmek istiyorum; Böyle bir uygulama külliyen yanlıştır! Asgari ücrete zam yapıldı, vergi muafiyeti getirildi, Denge bozuldu memur, emekli için tedbir düşünüldü. Daha önceleri savcılara zam yapıldı, diğer kesim ‘Bize yok mu?’ diye feryat etti. Doktorlarımıza hak ettiği zam verildi! Yine diğerleri ‘bize!’ diye ortalığı bulandırdı… Böylesine parça parça, ‘biraz Şam’a biraz ona, azcık ötekine!’ diye bir sistem devlet yönetiminde olmamalı. Bence Türkiye‘nin ücret sisteminde ‘reform’ adı altında doğru dürüst bir yeni düzenleme yapılarak durum çözümlenmeli. ‘Makas açıldı, makas kapandı’ teraneleri ortadan kaldırılmalı… Doğru dürüst bir siste