Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İLK DAVET İMAMOĞLU'NDAN

Resim
YAŞAR EYİCE *- SAĞLIK DİLİYORUM Sevgili okuyucularım; Yılın son gününde, önce KİTVAK’ın gönderdiği yılbaşı tebrikini paylaşmak istiyorum: Şöyle diyorlar; ‘Bizim yılımız olsun 2023! Her günümüzün bir öncekinden daha iyi geçtiği, kimsenin kendini yalnız hissetmediği, hayat dolu, umut dolu, huzur dolu bir yıl… Hepimize umut ve sağlık getirsin!...’ Kısa adı KİTVAK olan, Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı, yeni yıla onkoloji hastası çocuklar, hasta yakınları ve emekleri çok kıymetli sağlık çalışanları ile birlikte girmenin mutluluğunu yaşadı. KİTVAK katkı ve desteğini hiçbir zaman esirgemediği onkoloji hastası çocuklar ve hasta yakınlarının moral ve motivasyonlarını yüksek tutmak amacıyla, pandemi sebebiyle ara vermek zorunda kaldığı geleneksel kutlamalarına yeniden başlayabilmenin mutluluğunu yaşadı. KİTVAK Yönetim Kurulu Başkanı A.İklil Ulueren; yılbaşı, ulusal bayramlar ve dini bayramlarda onkoloji hastası çocuklar, aileleri ve hastane çalışanlar

SİGARA FABRİKASI, YAĞHANE OLDU

Resim
YAŞAR EYİCE *- SADECE KARABURUN’DA İsmail Taşgök’ü çok yıllardır tanıyorum… Çok iyi fotoğrafçı ve meslektaşımdır. Zaman zaman özelden yazılarıma yoru yapar, konuyla ilgili anılarını da paylaşır aynen Bodrumlu Mustafa Ali Çotura gibi… İsmail Taşgök, ‘Karaburun’un mücevheri’ olarak kabul ettiğim ‘Her derde deva! Karaburun’un hurması’ yazımı okur okumaz şunları yazdı; ‘Bir Akhisarlı olarak ve zeytine aşina bir zeytin kolikim. Bu bağlamda bilmem hatırlar mısın, birçok haberler yapmıştım. Zeytin fabrikası Aydın Umurlu 'da, sadece ihracat yapan çocukluk arkadaşım Gürkan Renklidağ sayesinde zeytine dair çok şey de öğrendim. Ancak, ‘hurma zeytini( duydum ama yemedim. Artı dalından koparılıp yenildiğini de sizden öğrendim. Sığırcık kuşu gibi bir zeytin her yemekle, özellikle kahvaltımın baş tacıdır. En kısa zamanda temin edeceğim. Bilgilendirmene teşekkürler.’ Sevgili arkadaşım İsmail Tasgök ile okuyucularıma da duyurmak istiyorum… ‘Hurma zeytini’ her yerde her zaman bulursun… A

AMAN PETROL CANIM PETROL

Resim
YAŞAR EYİCE *- SON ÜÇ HAFTANIN ZİRVESİNDE Yeni yıla iki gün kala bir dünya turu atmaya karar verdim. Konular hepimizi yakından ilgilendiriyor, diye düşünüyorum. Tabii ki önce ‘Aman Petrol, canım petrol!’ Petrol fiyatları, Çin'in son COVID-19 kısıtlamalarını gevşetmesinin talepte toparlanma umutlarını arttırmasıyla bugün son üç haftanın en yüksek seviyesine ulaştı. Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, 2020'den beri büyük ölçüde kapalı olan sınırlardaki kısıtlamaların gevşetilmesi kapsamında dün, 8 Ocak 2023’ten itibaren yurtdışından gelen yolculara karantina zorunluluğunun kaldırılacağını açıkladı. Brent ham petrol, 19 sent yani binde 2 artışla varil başına 84,11 dolardan işlem gördü. ABD Batı Teksas tipi ham petrolse 39 sent yani binde 5 artışla 79,95 dolara yükseldi. Böylece petrol fiyatları günün erken saatlerinde 5 Aralık'tan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. *- PUTİN'DEN SATIŞ YASAĞI Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, tavan fiyat uygulayan ülkelere ham petrol ve

SİYESETTE ÇOK KONUŞULACAK (aliağa meslek hastanesi)

Resim
YAŞAR EYİCE *- GERÇEK ORTAYA ÇIKTI Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar Salı günü çok önemli bir basın toplantısı yaptı. Alışılmışın dışına çıktı, Rektör Hotar! Görüntülerden ve okuduklarımdan öğrendiğime göre TRT başta olmak üzere toplantı ilgi gördü. Medya ayırım yapmadı, bu konuda belki de ilk kez birlik oldu. Nüfusuna göre, eski usul, uzun isimli Rektör Nükhet Hotar, Aliağa’da yapılan ‘Meslek Hastalıkları Hastanesi’ için bağış çağrısı yaptı. Umarım çağrı ve kampanya olumlu sonuç verir. Bu önemli ‘Meslek Hastalıkları Hastanesi’ keşke birçok kentimizde yapılabilse… Bu hastane ile ilgili haberleri ve gelişmeleri ilk günden bu yana takip edenlerdeniz. Kaç kez haberini de yaptık… Biz de bir tuğlayı ancak böyle yerine koymaya çalışıyoruz. Ben işin siyasi yönüne bakmak istiyorum… Nükhet Hotar biliyorsunuz AKP’li… Hatta bir ara partide ve en üst yönetimde en gözde isimlerden biriydi. Siyasete Balçova’dan atıldığı zamanı da şöyle böyle anımsıyorum. Talih Dokuz Eylül Üni

KARABURUN MÜCEVHERİ: HURMA ZEYTİN!

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘ŞİFA’ NİYETİNE, KARABURUN HURMASI Zamanı biraz geçti ama yazmadan edemedim… Karaburun’dan Mehmet Umur yazmış… Aslında bu konu ve bilgiyi önceki dönemlerden birinde yine yazmış, arada da hatırlatmıştım… Bu önemli konu o zamanlar ilk kez Romanya’daki uluslararası bir tıp toplantısında gündeme getirilmişti. Tabii ki biz Türklerden önce yine bir yabancı, Alman profesör söz etmişti. Biz de tesadüfen sempozyumu takip eden bir İzmirli sayesinde duymuştuk. Şimdi sözü, biraz gecikmeli olarak Mehmet Umur’a veriyorum, ‘Karaburun’un Hurma Zeytinini’ anlatsın diye! *- SADE KARABURUN’DA OLUYOR ‘Karaburun yarımadasına özgü Hurma zeytini, dünyada başka hiçbir ülkede olmayan çok özel bir zeytindir. Sadece Türkiye’de de Karaburun yarımadasına özgüdür. Yani Karaburun yarımadasında bulunur. Peki bu zeytini bu kadar özel kılan nedir? Hurma zeytini dalından topladığınız gibi, hiçbir işleme tabi tutmadan yiyebilirsiniz. Biraz zeytinyağı ve limonla enfes olur. Bu özel zeytin, bu coğrafy

FAVORİ KEMAL KILIÇDAROĞLU

Resim
YAŞAR EYİCE *- FARK GÖRÜLÜYOR! Yerel seçimlerden önce İstanbul’dan bir örnek vermiş ve iddia ediyorum ‘ilk kez ben ‘Seçimi AKP Kaybeder!’ demiştim… Çünkü o ana kadar hiç ama hiç kimse bunu söylememişti. Söyleyemezdi de! Nedenini de şu görüşmeme bağlamıştım! Beykoz’dan Mecidiyeköy’e, yani Anadolu’dan Avrupa yakasına giden toplu taşım aracında, yanımda oturan örtülü kadına, ‘Yer gök Cumhurbaşkanı ile AKP’nin adayı Binali Bey’in fotoğrafları, posterleri ile süslenmiş. Bir tane bile CHP ya da diğer partilerin bir posteri bile yok!’ diyerek lafı açmış ve her yerde her zaman olduğu gibi ‘İzmirli olduğumu’ ve bu görüntülere şaşırdığımı belirtmiştim. Yazmıştım da bu anımı… Haftanın üç gün aşçı olarak bir konakta çalıştığını anlatmış ve etrafını süzerek ve kulağıma eğilerek, oturduğu semti ve komşularının durumunu da belirterek, ‘İzmir gibi!’ demişti… Yani AKP’nin seçimde hiçbir şansının olmadığını vurgulamıştı… Ben de ‘İstanbul’da seçimi CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu kazanacak!’ diye yazmıştı

BİLİRKİŞİLİK İYİ GELİR GETİREN ÖNEMLİ BİR MESLEK OLDU

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘BİLİRKİŞİLİK’ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ Bazı ‘ihtisas mahkemeleri’ vardır. Bu özel mahkemeler; genel mahkemelerin karşıtı; ‘ihtisas gerektiren’ bir konu ile uğraşan mahkemelerdir. Bu yüzden birçok meslek grupları, sorunlarının çözülmesi için ‘özel ihtisas mahkemeleri kurulmalarını’ isterler. Şunu da belirteyim: Tabii ki ‘ihtisas mahkemeleri’ her adliyede, ya da kentte bulunmazlar. Geçenlerde, ‘trafikle ilgili ‘Fahri müfettişlerin’ birçok kez hatalı ve şahsi cezalar yazdıklarını hukukçuların ağzından anlatırken, ‘İhtisas mahkemelerinin kurulmasının’ bu konuda önem kazandığını yazmıştık. Şunu da belirteyim; Mahkemelerde, yargıçlar, gazeteciler ya da meslek sahipleri gibi her konuyu bilmelerinin imkansız olduğu ve daha sağlıklı karar verebilmek için ‘bilirkişilerden’ yararlandıklarını söyleyebiliriz, Ama ‘bilirkişilerin’ ya güncel olaylar ya da gelişmeler nedeniyle yetersiz kaldıklarını da biliyor ve görüyoruz. Bu yüzden son yıllarda ‘bilirkişi’ denilen kişilerin raporları hep

DİNİ HER KONUDA ÖN PLANA ÇIKARIYORLAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- BİZİM DE SAVUNDUĞUMUZ NOKTA BU! Yunus Emre 750 yıl önce ne demiş; ‘Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun!’ Şimdi de bizden birinden, ‘dini bütün’ olarak kendini tanıtan, bir kutsal mekânımız, camilerimizden birinin dernek yöneticilerinden Fevzi Çelik bakın görüntülü sohbette ne diyor? ‘Cami yapıyoruz! Orada camiler yapıyoruz, medreseler yapıyoruz! Ben de halı ve hasır almaya gittim! Böyle halı değil de, oranın kendisine ait halıdan… Hristiyan bir çocuk, halı satan! Bizde alışkanlık ya, İslam’ı tebliğ etmek! ‘Ya’ dedim, ‘Sen ne kadar akıllı, zeki bir çocuksun! Neden Hristiyan’sın?’ (Taktiklerimden bir tanesi bu, soruyorlar ya, ‘Sen ne yapıyorsun?’ diye…) ‘Sen çok güzel bir kalbe, çok güzel bir yüze sahipsin neden Hristiyan’sın? Sana Müslümanlık yakışır!’ Bana ‘ne dedi’ biliyor musunuz? ‘Sen’ dedi, ‘Niye bana geldin alışveriş yapmak için?’ -İşte, en güzel fiyatı sen verdin! ‘Bak’ dedi; ‘Karşı sırada bir sürü Müslüman satıcı var! Aynı malları satıyorlar, onlara

HAYALLERİMİZİ YİNE BİR HAFTA SONRAYA BIRAKTIK

Resim
YAŞAR EYİCE *- UNUTAMAYACAKLARIMIZ 2022’yi göndermemize az bir süre kaldı… Beklentilerimiz, umutlarımız, heyecanlarımız, her şeyimiz, dileklerimiz önümüzdeki yıla, yani yakın zamana kaldı. Yaş günlerinde ne diyoruz; ‘Sağlıklı, keyifli, huzurlu, bereketli, bolluk içinde, bereketli’ günler diliyoruz, sevdikleri ve sevenleriyle dostlarımıza… Sonra da devam ediyoruz: ‘Tüm istek ve dileklerin en kısa zamanda yerine gelsin!’ diye… İşte böyle! 2023’e artık sayılı günler kaldı… Yani dileklerimiz başka bahara değil, önümüzdeki haftalara kaldı… Şimdi gelenek haline geldiği şekilde 2022’de neler oldu? Bunları bu yıl iki şekilde değerlendiriyorum: Birincisi tarihlere göre önemli gördüklerimiz, ikincisi medyanın yani meslektaşlarımızın ‘en fazla üzerinde durdukları konular’ olarak… Çakışmalar da var, başka kulvarlardan gitmek de… Lafı fazla uzatmadan 2022’ye şöyle bir göz atalım… Önce tarih sırasına göre; *- NELER YAŞANDI? 10 Ocak: Gazeteci Sedef Kabaş, katıldığı bir televizyon programında Cum

KAPININ TOKMAĞI ELİMİZDE KALMASIN

Resim
GÜLSEREN E. YENİÇAY *- NEDENİ BULUNMALI Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, sağlık konusunda söylenenlere karşı atağını sürdürüyor: Geçenlerde söylediğini tekrarladı: ‘Halen her 5 kişiden 1’i doktor randevusuna gelmiyor. Her 5 kişiden 1’i acaba neden randevu alıyor? Hasta, sağlıklı, beraber tartışmamız gereken bir konu. Devlet, sorunların üstesinden toplumla birlikte gelir. Yeri gelince şu soruyu sorun: Randevuna neden gitmedin dostum?’ Ben bu açıklamaya ve sorulara şöyle yanıt vermiştim: ‘Telefon yani sistem anında zaman vermiyor… Telefonu düşürmek çok zor! Düştüğünü kabul edelim… En yakın zaman 15 gün… Hasta da ya kendi kendine iyileşiyor, ya da parasına kıyıp özel doktora gidiyor! Halk arasında söylenen nedir? ‘İlaç alırsan 7 günde iyileşir, ayağa kalkarsın, ilaç alamazsan bir haftada iyileşirsin…’ Ya da tersi… Ama burada Sağlık Bakanına şöyle hak veriyorum: ‘Madem aldığın randevuya gitmeyeceksin, o zaman iptal ettiğini bildir*’ Önceki zamanlarda birkaç kez ben de randevumu bak

FIRTINAYA KARSI 11 CHP'li BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI

Resim
YAŞAR EYİCE *- KONYA’DA BULUŞTULAR Nasıl AKP’nin seçimlerdeki gözü İzmir ve İstanbul ise, CHP’nin gözü de Konya ile Kayseri ve de Bursa… Bu kentlere Balıkesir’i de ilave edebiliriz. Hafta sonunda CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı da Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Konya’da idiler. Bu arada başkanlar bir de ‘Konya Deklarasyonu’ yayınladılar. Şunu da anımsatayım: Türkiye’nin en büyük 11 kentinin Büyükşehir Belediye Başkanları 39’uncu buluşmalarını Konya’da gerçekleştirmiş oldular. Hoşgörüyü, herkese ve her fikre açık olmayı, toleransı Anadolu coğrafyasına işleyen, Mevlana Celaleddin Rumi’nin kentinde, vuslatın 749. yıldönümünde, Konya’da tamamladıktan sonra gündemi değerlendiren bir açıklama yaptılar. ‘Bugün kuşkusuz gündemimizin yegâne maddesi, iktidar eliyle yönlendirildiği çok açık olan yargı kararlarının ülkede yarattığı tedirginlik ve kaostu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis ve siyasi yasak cezası bunu

KOKLAMAK İSTERKEN, DİKENİ BATMASIN...

Resim
YAŞAR EYİCE *- İNANIP İNANMAMAK BİZİM İÇİN İzmir Milletvekili CHP’li Akın Simav, Demokrat İzmir Gazetesinde Yazıişleri Müdürlüğümü yaparken, şöyle demişti: Türkiye’de iki kişiye inanılmaz; 1- Gazeteciye, 2- Polise!... Kızmıştım… Ama zamanla doğruluk payının olduğunu da görmüştüm… Ben de üçüncüsünü ilave edeyim; 3- Sendikacıya! İlk bakışta ‘en temel kurumlarımızdan’ medyayı, güvenlik kuruluşlarımızı, demokrasinin vazgeçilmezi Sendikalarımızı böyle bir sınıflandırmaya sokmak yerinde bir karar ya da görüş mü? Ama dikkatinizi çekerim; Sınıflandırmada hep ‘tekil şahıs’ kullanılmış… ‘Basın’ olarak bildiğimiz medyada, bazı patronların durumları da ortada, yönetici ve yazarların durumları da… Bornovalı Başkomiser Eray Karaca’nın ‘Biz polisler yalancıyız!’ başlıklı yazısını anımsıyorum: Hatta başlığı okuyunca, ‘Çocukluk ve gençlik arkadaşım, güreşçi Polis Eray neler saçmalamış?’ diye düşünmüştüm. Maddeler halinde sıralamıştı o da! Bir ikisi aklımda kaldı; ‘Adam vurularak öldürülmüş! Ailesine,

İZMİR'İ KULLANMAK İSTEMİŞTİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- BOŞUNA ÇABALIYOR! Çıkmadık candan huy çıkmaz, değil mi? Bu atasözümüzü İ. Melih Gökçek’in son çırpınışlarını görünce aklıma geldi. Neredeyse hemen her gün mesaj atıyor… Örneğin son twetinde, bir video paylaşmış! Diyor ki, ‘Ekrem’in konuşmasından çok, Mansur’un göz ve ağız hareketlerine dikkat!’ Bu arada bir notu dikkatimi çekti; Dediğine göre; ‘Twitlerimin yüzde 99’unu ben atarım, yüzde birini danışmanlarım!..’ Biliyorsunuz, birçok ünlü ve tanınmış kişinin yıllar sonra attıkları tweetler yani görüşleri, sözleri, yazdıkları başlarına dert oluyor… Yakın zamanda olanlar için de geçerli bu… Sonra ne diyorlar? ‘Benim hesabımı birileri kullanmış!’ Yani benim haberim yok, ya da ‘suçsuzum’ anlamında… Çoğunluk ‘babayiğit’ gibi cesurca ortaya çıkıp, ‘Ben yaptım, düşüncem şu!’ demiyor, diyemiyor… Halbuki Anayasamız açık ve net… Düşünceye suç yok! Ama iş siyasi olunca, ya da işin içinde başka konular, aldatmacalar girince konu değişiyor… Ya de değiştiriliyor… Şunu da söyleyeyim: T