KARABURUN MÜCEVHERİ: HURMA ZEYTİN!

YAŞAR EYİCE *- ‘ŞİFA’ NİYETİNE, KARABURUN HURMASI Zamanı biraz geçti ama yazmadan edemedim… Karaburun’dan Mehmet Umur yazmış… Aslında bu konu ve bilgiyi önceki dönemlerden birinde yine yazmış, arada da hatırlatmıştım… Bu önemli konu o zamanlar ilk kez Romanya’daki uluslararası bir tıp toplantısında gündeme getirilmişti. Tabii ki biz Türklerden önce yine bir yabancı, Alman profesör söz etmişti. Biz de tesadüfen sempozyumu takip eden bir İzmirli sayesinde duymuştuk. Şimdi sözü, biraz gecikmeli olarak Mehmet Umur’a veriyorum, ‘Karaburun’un Hurma Zeytinini’ anlatsın diye! *- SADE KARABURUN’DA OLUYOR ‘Karaburun yarımadasına özgü Hurma zeytini, dünyada başka hiçbir ülkede olmayan çok özel bir zeytindir. Sadece Türkiye’de de Karaburun yarımadasına özgüdür. Yani Karaburun yarımadasında bulunur. Peki bu zeytini bu kadar özel kılan nedir? Hurma zeytini dalından topladığınız gibi, hiçbir işleme tabi tutmadan yiyebilirsiniz. Biraz zeytinyağı ve limonla enfes olur. Bu özel zeytin, bu coğrafyadaki mikro klimanın, denizden başlayan ve karaya kadar uzanan, bütün doğanın, deniz ve toprak hayatının bütününün bir ürünüdür. Bu mikro klimadaki tek bir faktörü ortadan kaldırın, hurma zeytin kaybolur. *- GÜN DOĞMADAN ÖNCE Beş yaşının üzerindeki erkence zeytinlerinin üzerinde Phoma Oleae denilen bir mantar tabakası meydana gelir. Denizden karalara doğru esen rüzgârın getirdiği nemlilik ve serinlikle, sabaha karşı zeytinin üzerine kırağı yağmaya başlar. Yağan kırağı bu mantar tabakası ile birlikte doğal bir işleme girer. Zeytinin içindeki olefin dediğimiz acı suyu alarak damla damla aşağıya iner ve zeytin dışarıdan hiçbir işlem görmeden, hiç el değmeden, dalında kendiliğinden kahverengileşir ve buruşmaya başlar. İşte bizim hurma zeytin böyle oluşur. Aynı tarlada bir ağaçta olur, diğerinde olmaz. Aynı ağaçta bir dalda olur, diğerinde olmaz. Aynı dalda bir zeytin hurma olur, diğeri olmaz. Bu doğanın hikmetidir. Hurma zeytin, uygun şartların hiçbir dış etkene bağlı olmaksızın bir araya gelmesiyle, işte böyle oluşur.’ ‘Tamda zamanı şimdi!’ diyor Mehmet Umur Bey… ‘O tam zamanı’ şimdiki yani Aralık ayı, sonu değil! Tam Zamanı Kasım ayının ortalarından sonrası Aralık başı… Alman doktorun açıklamasına göre, dalından koparıldığı an yenecek olan Karaburun Hurması birçok hastalığa iyi gelecek bir ilaçtır. Acaba ‘araştırmacı’ olduklarını belirten İzmir üniversitelerinde bunu bilen var mı? *- KEMİKLERİ SAYILACAK’ Madem bu hafta Karaburun’dan söz ettik, devam edelim… Fotoğrafını görünce üzüldüm. Belirtildiğine göre, açlıktan tabiriyle ‘iğne ipliğe dönmüş bir av köpeği!’ Paylaşan, ‘Bu av köpeği kaybolmuş sahibini tanıyan bilen varsa Yayla Köyü civarında dolaşmaktadır. İki üç gündür aç kalmış, ben karnını doyurdum. İnşallah sahibine kavuşur.’ diyor. Kibarlıktan olsa gerek.. Bence sokağa atılmış… Ve köpeğin hali iki üç gün değil, uzun süredir sokaklarda olduğunu gösteriyor… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR