Kayıtlar

Temmuz, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

40 DERECE SICAKTA, METRO YOK, TRAMVAY YOK... CEPTE PARA DA YOK

Resim
YAŞAR EYİCE *- GÖZÜMÜZ YOK AMA!... Sabah metro ve tramvay duraklarında bekleyenler, yığılma olunca ‘Grev’ olduğunu öğrendiler… Meraklılar birbirlerine ‘Grev varmış!’ diye seslendiler. Ben da saat 07’den 09’a kadar, bir gün önce geleceğini bildiren Emel Hanım’ı misafir etmek için bekledim. Son olarak geçenlerde Endüstri Mühendisi Pırıl Damar ile Makine Mühendisi Mert kardeşimin düğününde görmüş, ‘erik dalı’nı oynamıştık. Mesajında ‘Yarın da gelemem, grev var!’ mesajını attığında olayı öğrenmiştim. CHP’li Ali Darcan halkın sesi olmuş, şöyle diyor:; ‘Ne kadar iyi sendikayız, işçinin hakkını en iyi biz savunuyoruz. Maşallahımız var... 40 derece sıcakta metro yok, otobüs yok, tramvay yok! Halkımız yürüsün, aferin bize başarıyoruz... Tabi halkımız suçlu... Suçunun cezasını çeksin...’ Bence ironi yapmış… Ama bir iki laf etmeden geçmeyeceğim… Biliyorsunuz; Nasıl ‘Sarı Basın!’ varsa, aynı şekilde ‘Sarı sendikalar’ da var.. Sayıları da şöyle böyle değil… Ortalıkta cirit atıyorlar… Nasıl siyas

AKBELEN NEFİSTİR KESİLEMEZ!

Resim
YAŞAR EYİCE *- YEŞİLİ SEVMEYEN OLABİLİR Mİ? Cumartesi günü İzmir’den bir grup, Muğla’nın Milas ilçesi sınırları içindeki Akbelen Ormanına gitti. Davetliler arasında idim. Gitmeye kararlıydım ancak imkanı yaratamadım. Bazı dostlarımız köylülerle birlikte gecelediler. Haberlerini almış, görüntülerini sosyal medyada görmüşsünüzdür. Tabii görmeyen, göremeyenler de var. Ne derler? ‘Bakmak başka, görmek başka!’ İnsanına göre değişiyor! Ne deniyor? ‘Akbelen nefestir kesilemez!’ ‘Akbelene dokunma!’, ‘Akbelen Ormanını vermeyeceğiz!’ sloganıyla bir araya gelen onlarca, yüzlerce insanımız, tek yürek olmuş durumdalar. Zeynep Kuray görüntülü mesaj atmış. Dediğine göre; ‘Akbelen direniş alanında saatlerdir abluka altında tutulan yaşam savunucuları, dayatılan bu keyfi alıkoyma durumunu, ses çıkarma eylemiyle protesto ediyor!’ Düşünebiliyor musunuz? Onlarca kişi ‘Ormanlar için yaşam savunucuyuz!’ diyorlar, ormanlık alanlar için yine bir takım kişiler de kendilerine ‘Yaşam Savunucusu’, ya da ‘vatanse

UNUTULMAZ DOSTLAR, UNUTULUYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- BİR İZMİR GECESİ Yıllardır eve kapanmış durumdayım… Pandemi tuzu biberi olmuştu, milyonlarca kişi gibi benim için de… ‘Yeter!’ dedi, ‘komutanım!’ diye hitap ettiğim bir arkadaşım… Ben de ‘Tamam!’ diyerek kendisine tekmil verdim. Bir dostumuzu alarak Bülent Ortaçgil&Erkan Oğur dinletisine gittik, Alsancak’taki Tarihi Havagazı Fabrikası’na… Tabii ki, sadece minare gibi gökyüzüne yükselen bir baca kalmış bu güne…. Bir de yabancıların hayran kaldığı bir tarihi, solon büyüklüğünde bir kapalı alan… Belki de 40 dönüm yeşil, ağaçlı bir alan… Kentin gürültüsünden kaçanlar için, Kültürpark gibi ideal bir sığınacak liman… Zaten az ilerisinde deniz ve satılacağı belirtilen İzmir Limanı var. Daha önce Çinlilere ön anlaşma ile satılmış, ancak onlar son anda vatandaşlardan gelen tepkiler nedeniyle geri adım atmışlardı. Başka sulara yelken açıp gitmişlerdi… *-YOLDAN GEÇEN FARK EDEMEZ Gün batımında gittiğimiz için, Bornova ve Karşıyaka yönünden gelen araçların, yani caddenin ağaç

SEVMEK YÜREKTEN GELEN İŞTİR

Resim
YAŞAR EYİCE *- LONDRA’DAN SONRA RİZE!... Bir haftayı daha geride bıraktık! Yazıma nasıl giriş yapacağımı düşünürken, Serap Hanım imdadıma yetişti! ‘Sevmek ve sevilmek yürekten gelen iştir!’ diyerek yaşamı özetledi. Kendini mutlu hissediyor! Sevdiği arkadaşlarına, dost bildiklerine, yolu bir yerde kesişen, birleşen sevdiklerine yüreğinden gelen sevgisini vermiş. Acaba kaçımız, gerçekten yürekten gelen karşılıksız, beklentisiz sevgiyi bulmuşuzdur. Kimisi ‘dostum’ der telefona çıkmaz, çünkü menfaat bitmiştir, Yeni ‘dostlar’ bulmuştur, ya da kaybettiğini tekrar elde etmiştir. Kimisi, lüksü tercih etmiş, seni sen olduğun için sevmemiştir. Serap Hanım, şöyle diyor: ‘İyi olanların kıymetini, bir gün size iyi olmayanlar anlatacak!’ Ne kadar yerinde bir cümle değil mi? Zor günlerden geçenlerin bildiği en iyi şey şudur? ‘Her şey bittiğinde, aklınızda kalan düşmanlarınızın sözleri değil, dostlarınızın sessizliği olacaktır!’ Sevmek nedir? Sevmek zaman ayırmaktır, boş zamanları doldurmak değil! T

KONUMUZ SAĞLIK VE YUMURTA!

Resim
YAŞAR EYİCE *- SICAKLARLA BİRLİKTE Bunaltıcı sıcaklar sürüyor. Herhalde bu konu gündemimizden kolay kolay düşmeyecek. Herkes birbirini uyarıyor; ‘Sakın evden çıkma!’ diye… Pandemi ile birlikte ‘evde hapis hayatına’ alıştık… Halbuki biz İzmirliler, bu konuda da hürriyetimize düşkünüz. Evde, bağlasan duramayız… Mutlaka parklara, kırlara, komşulara, fuar olarak adlandırdığımız Kültürpark’a, Kordonboyuna, sahillere gideceğiz.. Yazlık sinemalar ve komşu ziyaretleri halâ beynimizdeki yerini koruyor. Haberi beni mutlu etti… İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Bergama Vapuru ile Körfez Turu, ilk yolcularını ağırladı. Profesyonel rehber anlatımıyla İzmir Körfezi’ni keşfetmeyi sağlayan tur, her Çarşamba ve Cumartesi günü yapılacak. İşte güzel bir fırsat… İzDoğa ve İzdeniz’in düzenlediği Bergama Vapuru ile ilk tura 150’den fazla yolcu katıldı. Konak İskelesi’nden hareket eden vapur Pasaport, Alsancak, Liman, Bayraklı, Alaybey, Karşıyaka, Bostanlı, Üçkuyular, Göztepe ve Karataş’ı denizd

İZMİR'İN UNUTULMUŞ BİR KÖYÜ

Resim
YAŞAR EYİCE *- BİR BODRUM MASALI! Zafer Yümlü İzmirl önemli bir müzisyen. Ensemble Feverish Music International’ın kurucusu ve yöneticisi. Sorunlarını ve çalışmalarını bir zamanlar çok duyar ve paylaşırdım. Son aldığım haber Avrupa’da önemli bir müzik okulunun yöneticiliğini ve eğitmenliğini yaptığı idi. Dün akşam yine bir mektup attı. Şöyle diyor; ‘Merhaba Yasar Bey, Bu yazıyı size halkı ölüme terk edilmiş bir köyden yazıyorum. Burası Bayındır’ın Lutuflar köyü. Yaklaşık 600 nüfuslu bir köy. Lutuflar'ın da üzerinde bulunduğu Bayındır merkezden Kızılkeçili köyüne kadar olan bölgede toplu ulaşım yok. Büyükşehir belediyesinin yıllar önce koyduğu duraklar çürüyor. Bayındır’ın diğer tüm köylerine ise merkezden otobüs var. Benzinin bu kadar pahalandığı bir dönemde bu olayın yaşanması çok acı. Köyde sağlık ocağı var ama doktor keyfine göre geliyor. Ambulans yok İnsanların sağlık ihtiyacı karşılanmıyor. Köylü salak yerine konuyor. Bilginize sunuyorum. Saygılar…’ Kendini müziğe adamış Z

YAŞAR EYİCE'Yİ TAÇLANDIRDILAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- BİRAZ DA KENDİMDEN… İstanbul’un önemli ve eski gazetelerinden ‘Bizim Anadolu’nun usta gazetecisi Cemal Bilge, başyazarlara ait 3. Sayfada boydan boya, benim ve dostlarım için çok ama çok önemli bir yazıyı kaleme almış. ‘Bizim Anadolu’ gazetesi benim gençliğimde de çok önemli bir gazete idi. Yıllar herkesi, hepimizi eskitti, daha doğrusu yaş aldırdı ama zaman zaman yorum ve haberlerinden yararlandığım gerek Bizim Anadolu gerekse Usta Gazeteci Cemal Bilge ‘ilk günkü’ gibi yine dimdik, her türlü sıkıntıya rağmen okuyucusuyla buluşmayı, doğru dürüst ve duyarlı bir şekilde sürdürüyor. *- HASAN PULUR ve YAŞAR EYİCE Cemal Bilge, köşe yazısına şöyle başlık atmış; ‘Bir Hasan Pulur tanırım bir de Yaşar Eyice…’ Lafı uzatmadan, başyazıdan aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum; Söz İstanbul’un, daha doğrusu Türkiye’nin usta ve düzgün gazetecilerinden, benim gibi mahkemelerden başını kaldıramayan Cemal Bilge’de; ‘İzmir’in tartışmasız en güzel düşünen beyni, en güzel hissed

GERÇEKLER GÖSTERİLDİĞİ GİBİ DEĞİL

Resim
YAŞAR EYİCE *- PARAYI VEREN! Bu sözleri söyleyene nasıl hayran olmayayım? Dediği kısa ve öz, şöyle: ‘Pirinci okuyorlar, Meyveyi okuyorlar, Şekeri okuyorlar, Suyu okuyorlar da, Sıra kitaba gelince: Hiç okumuyorlar!’ Zaten gazete okuyan da yok! Hani devlet bankalarından, kuruluşlarından büyük reklamlar alanların tirajları var ya, şu kadarını söyleyeyim; Yerlerde sürünüyorlar… Gidin bayinize sorun bakalım kaç tane geliyor, kaç tane satılıyormuş! Sıfır elde var sıfır!... Belediyelere giriyorsunuz, ‘ücretsiz gazeteler var, bankoların üzerinde..’ Ne alan var, ne de ilgilenen… Halimiz budur! Daha doğrusu güven sıfıra inmiş durumda… Önceki yıllarda, vatandaş bir olayı anlatırken, ‘Gazete yazmış!’ derdi… Yani doğruluğundan şüphe edilmez anlamında… Ya şimdi? Bir televizyon kanalı ile olan sözleşmesini fesh etmiş bir siyasi partimiz… Bu ilk değil ki! Patronlar ya da patron vekili yöneticiler siyasilerle anlaşırler belli bir fiyat üzerine onun reklamını yaparlar… Hani televizyonlara çıkan bazı d

ÇEŞMELİ, MİLYARLIK YATIRIM YAPAN İZSU'DAN ŞİKAYETÇÇİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÇEŞMELİ BEKLİYOR! Gözbebeğimiz Çeşme’den şikâyetler çok! Tabiii ki, birbirine bağlı kentler olan Yarımada’nın Urla’sından da… Önce Urla’dan söz edeyim: ‘Sular çekildi…’ !Silahlar çekildi!’ gibi bir şey oldu bu kısa cümle! Pazar günü verandayı yıkamak istedim. Tulumbanın bağlı olduğu, kuyudan ancak bir ya da iki kova su çıktı… Düne kadar böyle değildi… Demek ki, 30 yıl kadar geriye gitmiş olduk… Kuraklıktan söz ediyorum… Şimdi gelelim Çeşme’ye… Bir değil birkaç kişi ile görüştüm; Bazısı Çeşme’nin bir ucunda, diğerleri de diğer ucunda ikamet edenler… Hepsinin ve yerli halkın da iki önemli sorunu var. Birincisi, emsallerine göre ‘devleşmiş!’ sinekler, yakarcalar… Hem kan emiyorlar, hem hastalık yayıyorlar, hem de öyle can yakıp, insanları delik deşik yapıyorlar ki, bunu ancak ‘damdan düşenler’ yani ‘başına gelenler bilir… İlaç da fayda etmiyor bunlara… Urla’da da varlar ama bu kadar değil… Zaten Urla’da birkaç yıldır, ‘Arılara zarar veriyor!’ diye ilaçlama yok gibi… Resmi