AKBELEN NEFİSTİR KESİLEMEZ!

YAŞAR EYİCE *- YEŞİLİ SEVMEYEN OLABİLİR Mİ? Cumartesi günü İzmir’den bir grup, Muğla’nın Milas ilçesi sınırları içindeki Akbelen Ormanına gitti. Davetliler arasında idim. Gitmeye kararlıydım ancak imkanı yaratamadım. Bazı dostlarımız köylülerle birlikte gecelediler. Haberlerini almış, görüntülerini sosyal medyada görmüşsünüzdür. Tabii görmeyen, göremeyenler de var. Ne derler? ‘Bakmak başka, görmek başka!’ İnsanına göre değişiyor! Ne deniyor? ‘Akbelen nefestir kesilemez!’ ‘Akbelene dokunma!’, ‘Akbelen Ormanını vermeyeceğiz!’ sloganıyla bir araya gelen onlarca, yüzlerce insanımız, tek yürek olmuş durumdalar. Zeynep Kuray görüntülü mesaj atmış. Dediğine göre; ‘Akbelen direniş alanında saatlerdir abluka altında tutulan yaşam savunucuları, dayatılan bu keyfi alıkoyma durumunu, ses çıkarma eylemiyle protesto ediyor!’ Düşünebiliyor musunuz? Onlarca kişi ‘Ormanlar için yaşam savunucuyuz!’ diyorlar, ormanlık alanlar için yine bir takım kişiler de kendilerine ‘Yaşam Savunucusu’, ya da ‘vatansever!’ gibi görüyorlar… Onlar da ‘Hak arama mücadelesi’ için çalışıyorlar… Para ve güç gösterisi şöyle oluyor: İşte yine güncel örnek; *- ‘ÖNCE İNSAN ve ÇEVRE!’ Kendilerini ‘Maden Platformu Üyeleri’ olarak tanıtanlar, arkalarına İhracatçıları da alarak şöyle diyorlar: “Maden ihtiyacını karşılarken ‘önce insan ve çevre’ diyoruz!” Sevsinler sizi! Uzun upuzun, kendilerini ‘Sütten çıkmış ak kaşık!’ olarak gösteren platfor üyelerinin sözlerinde sizi de haberdar edeyim: Madencilik konusunda yeterli bilgi ve veriye sahip olmadan, bazı yanlış algıların ön plana çıkarılarak sektörün ‘doğa düşmanı’ ilan edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu belirten Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz özetle şöyle diyor: “Madencilik sektöründe faaliyet gösteren 18 birlik ve dernek olarak ülkemizin maden ihtiyacını karşılarken ‘önce insan ve çevre’ diyoruz. Madenciliğin ülke ekonomisi ve toplumumuzun refahı için vazgeçilmez bir faaliyet olduğunu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz.” dedi. Sözcü Mehmet Yılmaz, ‘Dünyada madenlerinden vazgeçip onları yeraltında bırakan bir ülke yok. Gelişmiş ülkelerde madencilik nasıl yapılıyorsa biz de aynı şekilde maden çıkarılan bölgenin havasına, suyuna, toprağına zarar vermeden, madenlerimizi bulundukları yerden çıkarıp ekonomik ve sosyal kalkınmamız için değerlendirmek zorundayız’ dedi. *- YER SEÇME LÜKSÜ YOK! Madencilerin diğer yatırımcılar gibi yer seçme lüksü bulunmadığına dikkat çeken Yılmaz, ‘Madenleri bulunduğu yerden çıkarmak zorundayız. Bir köprüyü, bir yolu, bir fabrikayı, bir yapıyı başka bir yere yapabilirsiniz bir ağacı, bitkiyi başka bir yere fazlası ile dikebilirsiniz ama madenin bulunduğu yeri değiştiremezsiniz. Bu evrensel gerçeği göz ardı ederek madenciliği doğa düşmanı bir faaliyet olarak gösterilmesine yönelik açıklamalar sektörün itibarsızlaştırılmasına neden olmaktadır.” şeklinde konuştu. Ve ekonomimizin ihtiyaçlarını karşıladıklarını anlattı. Madalyonun bu yüzüyle bakarsanız, ‘Aman ağlamayın!’ diyerek kendilerine her türlü desteği vermemiz gerekecek… Bu arada söylemeden geçmeyeyim: Madenciler, bizleri ‘Kara cahil’ olarak görüyorlar. Söyledikleri şu: ‘Madencilik konusunda yeterli bilgi ve veriye sahip olmadan, bazı yanlış algıların ön plana çıkarılarak sektörün tamamının ‘doğa düşmanı’ ilan edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu belirtiyoruz….’ İhracatçılar da böyle düşünürken, bir de yerli girişimcilere bakalım; Bu arada bir not daha ekleyeyim: Madencilerin kendilerinden başka hiç kimseye bir kuruş faydaları yoktur. Kapalı kutudurlar… Özel durumlarda, ‘Kaf dağını biz yarattık!’ düşüncesindedir bazıları… Yani hiç kimseyi kolay kolay muhatap almazlar… Önemli bir nokta da şöyle: Ormanlık alanlarda ağaç kesme dahil olmak üzere madencilik amaçlı tüm faaliyetler için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınması zorunludur. Bakanlık onayı alınmadan herhangi bir işleme başlanması mümkün değildir. *- 400 İŞLETME ADINA Maden Platformu üyeleri böyle düşünürken, İZTOMÜD da bugün bir açıklama yaparak, ‘Akbelen Ormanları'na dokunmayın, Gölgesine muhtaç olduğumuz ağaçları kesmeyin’ denildi. Muğla Akbelen Ormanları’nda termik santrale kömür sağlamak için yapılan ağaç kesimlerine İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeleri Derneği’nden de (İZTOMÜD) tepki geldi. İZTOMÜD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Aşçıoğlu, iklim krizinin etkilerini aşırı sıcaklar ile yaşadığımız bugünlerde gölgesine muhtaç olduğumuz ağaçların kesilmesinin mantığını anlayamadıklarını söyledi. Aşırı sıcaklar nedeniyle ormanların yandığı bir dünyada, insan eliyle ağaçların kesilmesinin çocuklarımızın geleceğinin çalınması anlamına geldiğini dile getirdiler. Hatırlatayım: İZTOMÜD, İzmir’in önde gelen ticari işletmelerinin sahip ve yöneticilerinden oluşan 400’ün üzerinde üyeye sahip etkin bir sivil toplum örgütü olarak biliniyor. *- BOŞ DURMUYORLAR Madencileri kutlamak lazım… Hiç boş durmuyorlar ve zaman geçirmiyorlar. İki gün önce de, ‘Madencilikte ruhsat başvuruları hızlı sonuçlandırılsın!’ dediler. Yani farkında olmadan baltayı taşa da vurmuş oldular böylece. Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, Bergama’da 5 yıldır sonuçlandırılmamış ruhsat başvurusu olduğunu belirterek başvuru süreçlerinin hızlı sonuçlandırılması talebinde bulundu. Yorumunu okuyucularıma bırakıyorum. Bergama madenciler tarafından ‘Granitin Başkenti’ olarak adlandırılıyor. Altın madeni ile de yıllarca gündeme gelmişti. Belki bir gün Amerikalıların bazı Türk işadamlarına ve gazete patronlarına, kendilerini destekleyen ve kamuoyu yaratması için ne kadar harcama yaptıklarını da anlatırım… ‘Duayen’ diye geçinenlerin nasıl büyük paralar kazandıklarını, emek sömürüsü yaptıklarını da… Biliyorsunuz, Bergama sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleriyle Türkiye’nin 13. ve İzmir’in ilk UNESCO Dünya Mirası kentidirl *- DANIŞTAY’DAN OLUMLU HABER İşte beni ilgilendiren önemli bir haber; ‘Danıştay Çukuralan kararını bozdu!’ Dikili’de uzun yıllardır faaliyet gösteren, kapasite artışı ile bölgede tarım ve hayvancılığın yanı sıra su kaynaklarını tehdit ederek ekolojik sistem üzerinde olumsuz etkilere neden olan Çukuralan Altın Madeni'ne yönelik hukuk mücadelesi sürüyor İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çukuralan Altın Madeni'nin üçüncü kapasite artışına yönelik verilen ÇED olumlu kararının iptali için Danıştay’a gitti. Belediyenin yeraltı ocaklarında keşif yapılmadığına yönelik itirazını haklı bulan Danıştay 6. Dairesi, kararı bozarak dosyayı İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne iade etti. *- 32 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE Yine beni mutlu eden ve ilgimi çeken bir başka haber: ‘Karşıyaka’ya 32 futbol sahası büyüklüğünde kent ormanı!’ Hem kentin ekolojik dengesine katkı sunmayı hem de Karşıyakalıları şehir içerisinde doğayla buluşturmayı hedefleyen Karşıyaka Belediyesi, Mustafa Kemal Mahallesi’nde “Kent Ormanı” kuruyor. 32 futbol sahası büyüklüğündeki arazi üzerinde oluşturulan orman, İzmir’in en büyük ‘yeşil’ yatırımlarından biri olacak. Geleceğe iz bırakacak bir projeyi yaşama geçirdiklerini vurgulayan Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ‘Karşıyaka’mızın mavisini yeşille kucaklaştıracak, gelecek nesillere eşsiz nitelikte bir orman armağan edeceğiz. Ekolojinin, ekonomiye yenilmesine izin vermeyeceğiz’ dedi. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR