BAŞKA YERDE YOK

YAŞAR EYİCE *- ZEKİ MÜREN KİTABI Hafta sonunda, Bodrum Belediyesi Kültür Müdürlüğünden Cezmi Çoban’dan bir mektup aldım… Cezmi Çoban mektubunda özetle şöyle diyordu: ‘Zeki Müren'in, 25. ölüm yıldönümü anısına bir kitap hazırlıyoruz. Sizin, ‘Zeki Müren Olmasaydı’ yazınızı okuduk. Zeki Müren'in yakın arkadaşı olduğunu belirtmişsiniz. Zeki Müren'e dair anılarınızı yazıp gönderme şansınız var mı? Kitapta, ‘Anılardaki Zeki Müren’ adlı bir bölüm olacak Bu anılarınızı, kitapta yer vermek isteriz…’ Mutluluktan ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşırdım… Beklemeksizin, düşünmeden ‘Tabii seve seve!’ diyerek geri dönüş yaptım… Ama inanın ‘Zeki Müren Olmasaydı’ başlıklı yazımı anımsamadım… 50 yılı aşkın yazılarımı okuyanlar ile tanıdıklar bilir.. İki büyük kusurum vardır; Birincisi yazdığımı okumam… Bu yüzden büyüğüm Aydın Bilgin’den hep uyarı ve düzeltme aldım… Kendisi gibi birkaç okuyucum da var… Onlardan biri de usta yazar Atilla Köprülüoğlu ile Ünal Tümin’i ve Okan Yüksel’i söyley

YAŞAR EYİCE *- KEŞKE LAFLA OLSA! Yakın zamana kadar ‘devletin hizmetlerini’ ya Başbakan, ya bakanlar ya da Valiler açıklardı. Siyasilerin lafı bile geçmezdi… Milletvekilleri sorunları dinler, istek ve dilekleri bakanlara iletir ve sorunun çözülmesini sağlarlardı. İzmir’de ilk kez bir devlet yatırımının açıklamasını Urla’da AKP’nin ilçe başkanı yapmıştı… Ben de ‘Sen kimsin? Kimin adına bu açıklamayı yapıyorsun?’ diye bir yazı yazmıştım. Sonra bir gazeteci arkadaşım Mutlu Bey aradı ve benimle tanışıp yemek istediğini anlattı. Kendisiyle bir sorunum olmadığını hatta tanımadığımı ama açıklamalarının doğru olmadığını, devlet işleyişine ters olduğunu belirttim. Bu kişi daha sonra İzmir’de de AKP’de önemli bir görev aldı… ‘Çok ateşli!’ denir ya siyasette öyle idi… Ama şimdi ortalarda yok… ‘Kullanıldı’ demeye yüreğim de aklım da müsait değil… Zaten şöyle geriye doğru bakın İzmir siyasetine kimler geldi, kimler geçti gitti? Mutlaka içlerinden bir İzmirlinin tanıdığı olmuştur… Ya şimdi? Acab

YAŞAR EYİCE *- HEPSİ TABLO GİBİ… Bir iki satır ile Giresun Soğukpınar’dan Emin Eyice’nin gönderdiği kartpostallık fotoğrafla paylaşmak istedim… Ama yine kendimi alamayarak, aklımdan geçenleri yazdım… Biliyorsunuz; Karadeniz’in neredeyse tamamı ve çok yüksek oyla AKP’li… Karadeniz’de birkaç diye özetleyeceğimiz, her şeye rağmen oylarını koruyan yerleşim alanı var. Bunlardan biri de Giresun’un Soğukpınar’ı bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne öneride bulunmuşlardı, ‘Bizi de kardeş şehirler arasına alın’ diye… Tabii ki gelen heyet çayını içti, gitti… Bornova’dan Hikmet Kumak, Eray Karacalar, Nevzat Karagülle ile birkaç arkadaş ‘Biz gidelim!’ dediler… Benden yanıt beklediler; Ama pandemi çıktı, evlere kapandık gidemedik… Zaten CHP’li başkanlar şu anda sadece ya Doğu’ya ya da yurt dışına kilitlemiş durumdalar, Karadeniz nedense unutulmuş gibi… Neyse bu kısa girişten sonra devam edeyim: *- GELECEK KARADENİZ’DE… Uzmanlar uyarıyor: ’10 yıl sonra Türkiye’nin en değerlenecek yeri Kar

YAŞAR EYİCE *- SAHİP ÇIKALIM 29 Mayıs İstanbul'un Fethi!.. AKP yönetimleri 2019 yılına kadar 29 Mayıs’ı olağanüstü bir şekilde kutluyor ve kesenin ağzını açıyordu… Ben Moskova’da da bazı kutlamaları gördüm, Paris’te de… İstanbul bunlardan geri kalmıyordu… Yelken Federasyonu’ndan bu daveti alınca aklımdan geçenlerin özeti bu yazdıklarım. 29 Mayıs İstanbul'un Fethi nedeniyle Boğaz'da yelken şenliği yapılacak. Federasyon Başkanı İzmirli olduğu için herhalde bu nedenle bizleri de düşünüyor, olmalı… İstanbul’un Fethi kutlamaları çerçevesinde İstanbul Boğazı’nda ‘Boğaz Kupası’ adı altında ikinci Yat ve Sportsboat sınıfları yarışı düzenlenecek. Ben aynı yarışların 9 Eylül’de İzmir körfezinde düzenlenmesini şimdiden öneriyorum. Hatta Cumhuriyet Bayramımızda da mutlaka çok daha görkemlisi için şimdiden programı yapılmalıdır. Bugün Arnavutköy’den ‘yarışı izleme teknesi’ kaldırılacağı da belirtildi. Gidebilir miyim? Gidebilirim… Çünkü şu günlerde Arnavutköy iskelesine en fazla 5

YASAR EYİCE *- ZİYNETİMİZİ KAYBETTİK! Gece yarısı dostlardan, onların arka arkaya paylaşımlarından çok üzücü bir haberi aldım. Aile dostumuz, meslektaşımız İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in sevgili eşi Ziynet Atilla’yı kaybetmiştik. Son olarak Nazlı- Selamettin Bayındır çifti ile bizi Bornova’daki evinde ağırlamış eliyle hazırladığı sarmaları, börekleri yemiştik. Daha sık buluşmayı konuştuk ama nedense bir türlü bu ziyaretleri sürdüremedik. Ama Sevgili Ziynet’in annesi Bornova Küçükpark’ta tam karşımızda büyük usta Hüseyin Baradan’ın üst katında oturuyordu… Her ziyaretinde karşıdan, balkondan balkona da olsa selamlaşıyor, hal hatır soruyorduk. Sevgili Ziynet Sertel bugün ikindi namazının ardından Bornova Fidanlık Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Manisa Yolu üzerindeki Bornova eski mezarlıkta defnedildi. Ziynet Sertel, bir süredir yaşam mücadelesi veriyordu. Düzenlenen cenaze törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nın yanı sıra; İzmir Valisi Yavuz Selim Köş

YAŞAR EYİCE *- YUNAN ESNAFI, KURTARICI OLARAK BİZİ BEKLİYOR Çeşme’nin sesi olmaya çalışan ‘usta’ gazeteciler Cemal Bilge ve İsa Atagöz’den sık söz ettiğimi biliyorsunuz. Şimdi çok eskiden tanıştığım bir üçüncü isimden söz etmek istiyorum, Sevgili Fulya Omaç’tan… Bıkmadan, yılmadan hep özel haber yapıyor… Kimi sesini duyuyor, kimisi de ‘boş ver!’ diyor… Fulya Omaç’ın söylediği şu: ‘Ege adaları arasındaki turizm hareketinin baş aktörü feribot işletmecileri yüksek yatırım ve sürekli ödeme gerektiren sektörlerinde ayakta durmaya çalışırken, sınır kapılarının bu yıl da açılmama ihtimali durumunda ciddi yekûn tutan masrafların altından kalkabilmek için kara kara düşünüyor… Ege’nin iki kıyısı birbirine tekrar kavuşmak için sınır kapılarının açılmasını ve gemi seferlerin başlamasını istiyor… Yunan adaları esnafı ‘1 tanesi 7 Avrupalı turiste bedel’ dedikleri Türk turisti dört gözle bekliyor…’ Şimdi konuyu açalım: *- BAKALIM DEMİR ALACAKLAR MI? Ege Denizi'nde Türkiye kıyılarıyla Yunan

YAŞAR EYİCE *- VAY SOYSUZ VAY! Düzce Akçakoca İlçe Müftüsü Şaban Soytekinoğlu denen şahsın, Selanikten gelenler için ‘Yüzde 90'ı Sabetayist Yahudi, Müslüman değiller!’ demiş. ‘Şerefsiz, haysiyetsiz, namussuz’ demek bu zavat için çok hafif kalır. Olayı ilk Nadide Apaydın Akbulut Hanım’dan duydum… Ama Ali Kemallerin torunu olan Şaban Soytekin’in sözlerini kullanmayıp, sinirlerimizle oynamayıp, sadece telin etmekle kalmış… Özü sözü doğru insan Nadide Hanım, hem de ‘Müftü’ sıfatı olan bir kişi için neden şiddetle telin etti? Bunu düşünürken, ‘Bu zevata ne yaptı ve söyledi?’ diye düşünürken bu kez, Birol Özkardeş, ‘Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu'nun Selanik Göçmenleri hakkındaki mesnetsiz ithamları için İzmir'de bulunan Rumeli Balkan Dernekleri olarak basın açıklaması yaparak suç duyurusunda bulunacağız’ bilgisini paylaştı. Dev uyanıyordu… Beni uyandıran ise İzmirli Doğan Prepol oldu. Soyadı nedeniyle sıkıntılara düşen Türkoğlu Türk Doğan Prepol… Bilerek ‘Türk oğlu Tü

YAŞAR EYİCE *- ŞİMDİ ‘İSTEME’ ZAMANI Bu bir rezalet! Futbolda rezalet! Nedir bu İzmir düşmanlığı? Ya da para ve şöhret hastalığı? Adamlar hazmedemediler… Ne spikeri, ne yorumcusu…. Ne de diğerleri… Akılları sıra ince ince dokundurdular… Akılları sıra bazılarına mesaj verdiler… Geçin beyim geçin! Yemezler! Hem Altay’ımız hem de Altınordu’muz bileklerinin hakkı ile analarının hak sütü ile elde ettiler galibiyetleri ve finali oynamayı… Bence şimdi İzmir kamuoyunda… Tabii ki milletvekilleri ile yerel yönetimlerin hep birlikte bastıracak ve gerekenin yapılmasını isteyeceğiz… Nedir gereken? İzmir’in iki takımı da, yani hem ilk finalist Altay ile ikinci finalistimiz Altınordu elele süper lige çıkarılmalıdır. Örnekleri yok mu? Daha geçen sezon görmedik mi? ‘Düşme yok!’ dendi ve iş bitti… Hep denir ya, ‘Şimdi birlik zamanı!’ Evet İzmir’in ve Ege’nin el birliğiyle ‘haykırma’ zamanı… ‘İstiyoruz!’ diyerek, tamamının yenmenin, elimizi öptürmemizin zamanı… Yarın değil, bugünden… İki takımımızın

YAŞAR EYİCE *- İZMİR BU AKŞAM ‘MÜJDE’ BEKLİYOR TFF 1'inci Lig'de Play-Off yarı final ilk maçında evinde İstanbulspor'u 3-2 mağlup eden Altay ile Samsunspor’u ilk maçta 1-0 mağlup eden Altınordu bugün deplasmanda rövanş mücadelesine çıkacak. Altay ile Altınordu ikisi birden finale yükselirse İzmir'in yeni sezonda Süper Lig'de bir takımla daha temsil edilmesi kesinleşecek. Süper Lig’e yükselecek üçüncü takımın belirleneceği play-off yarı final maçlarının rövanş mücadeleleri bugün tamamlanacak. İki İzmir ekibi adlarını finale yazdırmak için ter dökecek. *- ALTAY’A BERABERLİK BİLE YETİYOR Altay’ın İstanbulspor ile oynayacağı maç Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı'nda saat 18.00'da başlayacak ve müsabakada Ali Palabıyık düdük çalacak. Rakibiyle berabere kalsa bile adını finale yazdıracak İzmir ekibi, 1-0 ya da 2-1 yenilirse havlu atacak. Ev sahibi ekibin 90 dakikayı 3-2 üstün bitirmesi halinde uzatma dakikaları oynanacak. Bu bölümde de skor değişmezse seri p

YAŞAR EYİCE *- YARIM SAATTE AĞLATTI GİTTİ! Aynen İzmir gibi!.. Geldi, vurdu, kırdı, döktü, büyük yaralar açtı ve gitti.. Hepsi belki yarım saat içinde gerçekleşti… Bundan ‘İzmir gibi’ dedim… Felaket bu kez Balıkesir’in; Ayvalık, Gömeç ve Burhaniye ilçelerinde ortaya çıktı… Aniden başlayan şiddetli fırtına ve dolu yağışı, 10 dakikada başta zeytinlikler olmak üzere tarım alanlarında büyük hasara sebebiyet verdi. Sürücülerin araçlarını doludan korumak için kapalı pazar yerlerine akın ettiği bölgede, hasar tespit çalışmalarına başlandı. Tekneler battı… Bakalım bu yöre insanlarına nasıl bir destek verilecek? *- BAKALIM KİMLER DESTEK VERMİŞ Ayvalık’ta sabah saatlerinde yaşanan fırtına sonrası büyük ölçüde meydana gelen hasar nedeniyle Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin 22 Mayıs 2021 Cumartesi günü Vural Sineması’nda değerlendirmede bulunacak. Beni de davetliler arasına almışlar ama gitme imkanım yok… Tabii ki gelişmeleri başta Işık Teoman olmak üzere yöredeki gazeteci arkadaşlarımızd

YAŞAR EYİCE *- YEMEKLİ OLURSA OLUR! Konuyu yıllar önce ilk ele alan ve kamuya duyuran Halide Demir Polatlı olmuştu… Son zamanlarda ise Arif Çayan ile Mehmet Özdoğru yazarak, görüntüleyerek dikkatleri çekmeyi başardı. Arkadan milletvekilleri bile ilgilendi… Komşu ilçe Torbalı’dan da benzer bir ses geldi! ‘Bizde de Çernobil var, neden kimse ilgilenmiyor!’ denildi… Ama zihniyet belli! Ne olursa olsun, fabrikalar çalışsın, döviz gelsin… Birileri para kazansın, birileri de iş güç sahibi olsun! Doğru mantık gibi… Ama şu ‘Ne olursa olsun!’ lafı var ya, aynen ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’ gibi… Ya da çocuklara öğrettiğimiz; ‘Elimizde baltalar’ şarkısında olduğu gibi… Hep bize yanlışları ‘doğru!’ gibi göstermişler… Bizler de yemişiz! Kaç zamandır aklımda; İhracatçılar sürekli rakam açıklıyorlar; ‘Yurtdışına rekor ölçüde ihracat yaptık!’ diye… Demirci de, zücaciyeci de, domatesçi de… Yani toptancı ve ihracatçıların dernekleri mutlu… Ya vatandaş? Bunları boş verin şimdi! Büyük paralar

YAŞAR EYİCE *- GAYRET LAZIM 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz, buna kutlama denirse… Kimi yasak savar gibi hareket ediyor, kimi de işi kıyısından ucundan tutuyor. Neyse Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal sözünü edebileceğimiz bir etkinlik yaptı. Başkan Sandal dün gazetelerde okuduğumuz gibi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla gençlere mektup yazdı. Başkan Sandal, gençlere seslendiği satırlarda ‘Tüm gücümüz ve bütün imkânlarımızla her zaman yanınızda olacağız’ dedi. Zaten bizim güvencemiz kadınlarımız ve gençlerimiz… Kutlama etkinlikleri kapsamında dün olduğu gibi bugün de 24 mahalle kortej eşliğinde gezilecek. Bayraklı Belediye Başkanı mektubunda şöyle diyor: ‘Sevgili Gençler; Sizler bizim yalnızca geleceğimiz değil; aynı zamanda bugünümüzsünüz. Bayraklı'yı çocuk ve gençlik kenti yapmak için çıktığımız bu yolda ilhamımızı 19 Mayıs 1919’da ülkemizin tam bağımsızlığı için yola çıkan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve s