SANKİ İZMİR'DE KARADENİZLİ YOK!

YAŞAR EYİCE *- HEPSİ TABLO GİBİ… Bir iki satır ile Giresun Soğukpınar’dan Emin Eyice’nin gönderdiği kartpostallık fotoğrafla paylaşmak istedim… Ama yine kendimi alamayarak, aklımdan geçenleri yazdım… Biliyorsunuz; Karadeniz’in neredeyse tamamı ve çok yüksek oyla AKP’li… Karadeniz’de birkaç diye özetleyeceğimiz, her şeye rağmen oylarını koruyan yerleşim alanı var. Bunlardan biri de Giresun’un Soğukpınar’ı bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne öneride bulunmuşlardı, ‘Bizi de kardeş şehirler arasına alın’ diye… Tabii ki gelen heyet çayını içti, gitti… Bornova’dan Hikmet Kumak, Eray Karacalar, Nevzat Karagülle ile birkaç arkadaş ‘Biz gidelim!’ dediler… Benden yanıt beklediler; Ama pandemi çıktı, evlere kapandık gidemedik… Zaten CHP’li başkanlar şu anda sadece ya Doğu’ya ya da yurt dışına kilitlemiş durumdalar, Karadeniz nedense unutulmuş gibi… Neyse bu kısa girişten sonra devam edeyim: *- GELECEK KARADENİZ’DE… Uzmanlar uyarıyor: ’10 yıl sonra Türkiye’nin en değerlenecek yeri Karadeniz Bölgesi’ diye… Bizden önce bunu fark eden Araplar oldu… Daha şimdiden birçok yeri kapattılar, yani satın aldılar. Ama şu anda en çok takdir edilen yerlerin başında İzmir’in ilçeleri yer alıyor. Zaten İzmir’in 30 ilçesinden 18’i’ denizle bağlantılı. CHP’li Foça Meclis üyeleri Hakan Barçın ve Raşit Dirim, Aliağa Meclis Üyesi Oğuzhan Özşahin ve Seferihisar Meclis Üyesi Berkant Parlak tarafından ortak bir önerge verildi. Halen yapılaşmamış doğal kıyı alanları bulunduğu, ülkemizin önemli balıkçı nüfusuna ve kültürüne sahip bir ili, en yoğun balıkçılığın yapıldığı ve denizle bütünleşmiş yaşamı olan bir merkez olduğuna dikkat çekildi. Yani; Deniz’in kendine ait doğasıyla, ekonomisiyle, kıyısıyla, ürünleriyle, su üstü ve altı sporlarıyla, farklı bir ekosisteme sahip ayrı bütüncül bir bakış açısı ile ele alınması gerektiği belirtildi. Sonuçta: İzmir Büyük Şehir Belediyesi Meclisi bünyesinde bir ‘Deniz ve Kıyı Alanları Komisyonu’ kurulması kararlaştırıldı. *- AKIL ve İRADE LAZIM İfadesine göre; Ekrem Gün’ün yolu 21 Mayıs’ta Seferihisar’ın Akarca’sına düşmüş… ‘Burada bir grup insanın ağaç diktiğini gördüm’ diyor ve şöyle anlatıyor: ‘Yaklaşınca yeni kurulan Akarca Derneği'nden arkadaşlar olduklarını fark ettim. İmece olup mahallelerini ağaçlandırmaya çalışan bu örnek insanları, böyle güzel ve anlamlı çabalarından dolayı kutluyor, diğer mahallelerimize de vesile olmalarını diliyorum.’ Fotoğrafları görünce böyle duyarlı ve çalışkan hemşehrilerimiz olduğu için iftihar ettim. Demek ki, çöp tenekelerinin yerlerinin değiştirilmesine kadar her şeyi belediyelerden bekleyemeyiz. Onlar sadece destek verebilirler… Ama birçoğu bunu bile yapmıyor… *- GÜZEL AMA… Ahmet Özövgü şöyle diyor. ‘Çeşme, Urla, Seferihisar çok güzel yerler, tavsiye ederim!’ Ben de yıllardır tavsiye edenlerdenim ama bir de vatandaşa kulak verelim, ne diyor? Örneğin; Nalan Avcı Yilmaz’ın yanıtı şöyle: ‘Arsa fiyatlarına hiç baktınız mı? İstanbul’dan gelenlere iki misli üç misli fiyata satmak için arazi fiyatları almış başını gitmiş. Tarım yapalım, diyoruz ama yer kalmamış...’ Birkan Yumrutepe’nin yorumu daha gerçekçi gibi: ‘Hiç gelmeyin buralar kirletmeyin filan demeyin parası olan gelir ve gelmeyin diyenlerden satın alir ev yapar yaşar... Para her şeyin önüne geçmiştir...’ Benzer yorumu Urla’ya İstanbul’dan gelip yerleşen bir komşumdan duymuştum. İlginç bir durum da şu: Bülent Peker İzmirli bir gazeteci arkadaşım… Karşıyaka’da oturuyordu, İstanbul’a iş nedeniyle taşındı. Şimdi emekli… İşte yerleştiği sitedeki samimi arkadaşı ‘Artık İstanbul’da yaşayamam!’ diyerek Urla’ya yerleşti. O şimdi Bülent Peker’i telefonla arayıp, ‘Urla’ya gel!’ diyor… Ama ben imkânsız görüyorum… Çünkü fiyatlar aldı başını gitti… Yani şehirlerarasında çenç yapmış oldular. Ona da ‘Neden geldin!’ diyenlere şu yanıtı veriyor: ‘Parasını verdim yerini aldım. Zorla mı aldım ya da sattı!’ diyor… *- GELECEK NEREDE? Yemin ediyorum bu sorunu 20 yıl kadar önce patronumuz, büyüğümüz Aydın Bilgin bir yazıiişleri toplantısında, bilimsel verilerle anlatmıştı. Şimdi özetini Gülseren Vartan Şatiroğlu yapmış: ‘Bu ekolojik denge bozukluğunda Akdeniz ve bilhassa güney ege çöle dönüşecek. Marmaris'e aylardır bir damla yağmur düşmüyor, hiç Akdeniz ve Ege'den yer villa alan Arap zengini gördünüz mü? Hepsi Karadeniz'e yönelmişler! Şurada en fazla altı üstü 10 sene var! Susuzluktan kırılacak bu bölgeler… Aklı olan parasını bu aptal ranta kaptırıp, buralardan yer almaz...’ Yazımın başında belirttim… Ben de Giresun Soğukpınar’dan sık davet aldığım Emin Eyice’nin gönderdiği fotoğrafları paylaşmak istedim… Özellikle ‘Orman Gülü’ adı verilen çiçek ve ‘deli bal’ adını üretecek arının görüntüsü kartpostal olacak kadar güzel… Bizim bilmediğimiz bir başka görüntü ise ‘fındık!... Fotoğraf takvimlerde kullanılacak kadar harika… Hafta sonu nedeniyle beğeninize sunuyorum… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR