Kayıtlar

Kasım, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AYDINLIK VE GÜZEL GÜNLERİNİZ OLSUN

Resim
Günaydın Sevgili Can Dostlarım; Yeni bir güne, yeni bir aya başladık! ‘Aralık ayı’ size ‘aralıksız’ bolluk ve bereket getirsin, sıkıntılar, üzüntüler, sorunlar gitsin… Mübarek Cuma’nın hayrını görün, dualarınız, dileklerin de yerine gelsin. Sevabınız bol olsun… Neşeli, keyifli, bol kahkahalı, huzurlu, sevgi ve mutluluk dolu gününüz ve ayınız olsun, sizi seven ve sevenlerinizle… Sevdamız: Ülkemiz ve Cumhuriyettir… Umarım her şey günlünüzce oluyor ve gelişiyordur. Bundan böyle de; aydınlık günler, mutlu zamanlar geçirirsiniz, şanslı saydığın günlerin, saatlerin çok olur sevdiklerinizle… Sizler için; çok güzel bir bugün, harikulade bir yarın, içinde en ufak bir problemin olmasını istemeyeceğim sağlıklı, bereketli ve mutlu bir ömür diliyor, her anınız neşe ve huzur içinde geçsin, diyorum. İyi ki varsınız… Ve hep var olun olmaz mı? Sizleri; değer verdiğin bir dostumun gönderdiği çiçek ve sevgili meslektaşım, fotoğrafın gerçek ustası Ateş Akkor’un benimle ilgili yaptığı bir eseriyle selaml

ALGICILAR YİNE GÖREVLERİNİN BAŞINDA

Resim
YAŞAR EYİCE *- HATALAR ve HATALILAR ‘Farkında mısınız?’ diyerek önemli bir noktaya ‘farkındalık’ yaratmak istiyorum. Yalnız İzmir, İstanbul değil, neredeyse tüm kentlerimizde yaşanan sel felaketleri neyi gösterdi? ‘Mühendislik!’ hatalarını… Tabii buna bağlık işçilik hatalarını da… Emek de, para de, zaman da ziyan olup gidiyor. İhmaller zinciri sürüp gidiyor. Örnekleri çok… Sel felaketlerinde önümüze hep ‘dere ıslahları’ ile ‘çarpık yapılaşma’ çıkıyor. Bunlara bağlı olarak ise mazgallar ve temizliği… *- ALACAKLI GÖZÜYLE Çuvaldızı başkasına, iğneyi kendimize batıralım… Dikkat edin, farkında olacaksınız! ‘Başımızın tacı’ olarak gördüğümüz ve hep sitayişle söz ettiğimiz esnafımızı ele alalım. Çıraklar ya da çalışanlar ‘sözde’ sabah mıntıka temizliği yaparlar… Önceki yıllarda evlerimizin önünü süpürdüğümüz gibi onlar da çöpleri toplarlar ama torbalara koymazlar. Ne yaparlar? Sağanak yağışlardan sonra ‘Yandık, işyerlerimizi su bastı!’ diyerek suçu da ‘mazgalların tıkanıklığına’ ve yöneti

ÇOCUKLARINI İSTİSMAR EDİYORLAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ!’ YALANI… İçinizden herhangi biri, yönetici yani belediye başkanlığına soyunanların ‘Birlikte yöneteceğiz!’ gibi ‘Yalan’ sözüne inanan var mı, bilmiyorum. Bildiğim 50 yıldır, öğrendiğim kadarıyla çok daha öncesinden bu yana bu sözünü yerine getiren bir yönetici çıkmamış… Bundan sonra da çıkabileceğine pek olumlu gözle bakmıyorum… Ama inananlar oluyor ki, her seçim öncesinde böyle ‘büyük’ lafları söyleyenleri de başımızdan eksik etmiyoruz. Sohbet sırasında Pırıl Hanım şöyle dedi? ‘Herkes Terim Fonunu konuşurken, ben Jeoloji Mühendisi Seçil Erzan’ı 24 yaşında banka müdürü yapan yönetimi merak ediyorum?’ Ben şöyle yanıt verdim: ‘Torpil!... Başımızın en büyük belalarından biri olan torpil!’ Liyakat, tecrübe, eğitim, zeka, bilgi falan bazı tiplere, ‘Birlikte yönetelim!’ diyenlere göre hep tozlu raflara kaldırılan dosyaların içinde bulunuyor. ‘Birlikte yönetelim’ bazen ‘Birlikte yürütelim!’ oluyor… Ama bu ‘Birlik ve beraberlik’ anlamına gelmiyor. Madal

ANAHTARI SİZDE OLMALI

Resim
YAŞAR EYİCE *- KEDİ MEZARLIĞI GİBİ... Beşiktaş’ın, Boğaz’daki Arnavutköy mahallesinden Dila Hanım, öfke ve gözyaşı yüklü mektubunda, ‘Ayazma Parkımız kedi mezarlığına döndü!’ diyor… Son bir haftada, dört ev kedisi zehirlenmiş… Dediğine göre; ‘Bu kediler çok uysal ve insan sevgisi ile yüklü, sokak kedileri gibi herhangi bir arsızlıkları da yok!’’ Yani bu evcil kediler, Dile Hanım’ın iddiasına göre, ‘Bilinçli bir şekilde, sevilerek, okşanarak, mutlu hale getirildikten sonra, bir şekilde zehirleniyorlar…’ Bunda ne olabilir? Bunu normal bir insan yapabilir mi? Can bu yahu can… Herkes bir kuruşun hesabını yaparken, bu cani ruhlu kişi ya da kişiler, üşenmek, uğraşmak, zaman harcamak bir yana, ceplerinden para harcayarak ‘zehir’ ve ‘kasaptan et ya da kıyma’ veya marketten ‘kedi yiyeceği’ de alıyorlar. Zaman zaman bazı semtlerde, ilçelerde benzer ‘telef etme!’ olaylarını duyuyoruz. Peki, aramızdaki bu ‘Cani ruhlu’ kişilere karşı bir yaptırım var mı? Yok! Ama istenirse, ‘Kabahatlar Kanunu’ de

NİYETLERİNİ OKUMAK İÇİN FALCI LAZIM

Resim
YAŞAR EYİCE *- DOYMAK BİLMEYENLER Eskiler, yani belli bir yaş alanlar, ‘ipini koparan!’ derlerdi… Kaynaklara göre; Başıboş kalan, başıboş! Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan; Bağlanmamış, serbest bırakılmış; Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde; Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan… Bir de, ‘ipi koparmak!’ deyimi var.. Yani; ‘Bağlı bulunduğu yer ya da kişi ile ilişkisini kesmek, aradaki anlaşmazlığı artırmak…’ anlamında… Ben ise ‘ipini koparan’ deyişini bunların dışında kullanıyorum: Demek istediğim şu: ‘Önüne gelen, şimdi özellikle belediye başkanı olmak için kolları sıvamış durumda. Kahvaltılı, hediyeli, başkanlık adaylıklarını açıklıyorlar. Bir de yanlarına ödeme yaptıkları ya da ilerisi için söz verdiklerini almışlar, kapı kapı dolaşıyorlar. Bunların sayıları her geçen gün artıyor, kabarıyor. Bu işler ‘parasız!’ olmaz… Bazısının kendine, ailesine bakacak gücü yok… Bazısının gelmişi geçmişi de biliniyor, nasıl dev adımlarla büyüdüğü de! Bazısının arkasınd

GÖSTEREN VE GÖSTERİ MERAKLILARI

Resim
YAŞAR EYİCE *- AHLAKSIZLAR! Doç. Dr. Kenan Karataş şöyle diyor: ‘Son bir haftadır karşıma ahlaksız bu kadın çıkıyor! Takmıyordum ama yanında kocasını ve bir saatte kazandığı parayı görünce yazma gereksinimi duydum… Bu şahsiyetsiz ne kadar ahlaksızsa, ona hediye gönderen de, bir o kadar ahlaksızdır. Bu bağlamda ahlak masasının ve MASAK’ın harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum…’ Bunları duyunca, okuyunca ‘Doktora bir kadın musallat olmuş!’ diye düşündüm. Sonra aklıma geldi, odalarımıza, salonlarımıza yani evimize ekran sayesinde misafir ettiğimiz, büyüklerimizin dedikleri gibi ‘Ciğerleri beş para etmez!’ kişiler… Sonları hep aynı oluyor! Mahpushane… Yani cezaevi… *- GÜNDÜZ KUŞAKLARI ‘Bu durum neresinden bakarsak bakalım ahlaksızlık! Lakin bu sosyal mecralar ahlak seviyesinin yerlere düştüğünün en büyük göstergesi. Kapatılmaları çözüm değil, bunun yerine topluma ahlaki eğitimlerin verilmesi gerekli. Medya ne işe yarıyor? Özellikle gündüz kuşağında…’ diyor emekli Enver Kaya… Şöy

CAHİLLİK PARA İLE DEĞİL

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÇOK ESİNLENDİM Arzu Yıldız diş hekimi… Birçok ortak arkadaşımız var. Çekinmeyen, aklından geçenleri anında söyleyen bir İzmirli (Bucalı). Tanıştığımızda şöyle demişti: ‘Gecenin ateşinden ve söylenecek türkülerden korkanlar, ne vakit aydınlanacak sizin zihinleriniz?’ Beni mi kastetti, bana bir mesaj mı verdi, çıkaramadım! Ben de şöyle demiştim: Cicero’ya yaşlılığında sorulan soru: ‘Üstad, yeniden gençliğe dönmek ister miydiniz? Verdiği yanıt: ‘Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki…’ Herhalde o da ne demek istediğimi anlamamış ve ses çıkarmamış, yorum yapmamıştı. Yaşımdan ötürü olacak şu bilgiyi, paylaşmam dileğiyle vermişti: Önemli bulduğum için yazıyorum: ‘Yalnızken kalp krizi geçirme durumunda, şiddetli bir şekilde öksürmeye başlayın! Bu şekilde öksürmek, kriz şiddetini en az seviyeye düşürür ve çok ciddi bir hasar almadan kurtulmanızı sağlar. Kalp krizinin belirtileri ise; göğsün orta kısmında ağrı ve yanma, sol kolda ise

KADININ SIRTINDAN

Resim
YAŞAR EYİCE *- İNSANLIĞA İHANET Bizim bazı tuhaf kültür ve geleneklerimizle birlikte, hatalı ve yanlış sözde özlü sözlerimiz de bulunuyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ birini anımsadım… Söylenen şu: ‘Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin!’ Anlamı açık; ‘En ufak hatasında kadını döveceksin, sık sık da çocuk doğurmasını isteyeceksin!’ Yalnız zamanımızda değil, hiçbir zaman bu düşünce kabul edilebilir mi? Halbuki kadınlar yani analarımız baş tacımız değiller mi? Yine zamanımızda kadına karşı bakış açısı böyle olanlar da var. İşte bir örnek: Yakın zamanda, bir yıl önce, ‘karnından sıpayı, sırtından sopayı’ bakış açısı ile eşit bir kararı anımsatayım: 3 Nisan 2022 tarihinde, Çankırı’da bir kadın, kendine şiddet uygulayan eşine boşanma davası açar. Mahkeme Başkanı Mustafa D. kadının talebini reddeder. Ret gerekçesi ise uzmanlara göre, ‘hukuki olmadığı gib!’i bir fecaattir. *- NEDEN DURDURULAMIYOR? Kadın cinayetleri ve şüpheli

BENZETMEK GİBİ OLMASIN AMA...

Resim
YAŞAR EYİCE *- MUTLULUĞU ÖLÜRKEN YAŞADI Dokunaklı olduğu kadar ilgi çekici bir olayı nakletmek istiyorum. ‘Sevgili bir eş ve anne’ olarak anılan ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bir yayıncılık yöneticisi olan Casey McIntyre, henüz 38 yaşındayken 12 Kasım'da yumurtalık kanserinden öldü. Ölümünden önce yazılan ve daha sonra X'te (eski adıyla Twitter) viral olan bir mesajda McIntyre son dileğini paylaştı: ‘RIP Medical Debt adlı hayır kurumu aracılığıyla yabancıların tıbbi borçlarını ödemek…’ Bu ‘son dilek’ ve ‘Tıbbi borçların ödenmesi’ benim de dikkatimi çekti. Penguin Random House Razorbill adlı yayının yayıncısı McIntyre şunları da yazmıştı: ‘Hayatımı kutlamak için başkalarının tıbbi borcunu satın almayı ve ardından borcu silmeyi ayarladım!’ Acaba haber ‘asparagas!’ diye adlandırdığımız şekilde ‘Yalan’ ya da ‘Palavra’ mıydı? Çünkü, kurtarılamayıp ölmesine rağman ‘En iyisine erişebildiğim için çok şanslıyım!’ diyen Amerikalı bu kadın bir dünya gerçeğini de gözler önüne seri

İZMİR'DE KADINLARIN SÖZÜ GEÇİYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- KEYİF ALARAK ÖĞRENDİM Abartısız söylüyorum; Son yıllarda ilk kez 40 dakikalık bir televizyon programını dikkatle ve ilgiyle izledim. Uzun süredir, elimi eteğimi çekmiştim bu tip program ve haberlerden. Birçok insanımız gibi bana da bıkkınlık gelmişti. Birkaç dostum ısrarla ‘İzle!’ deyip, ‘you tube’ nin (https://youtu.be/bWwenIAX9zo?si=pTRHwM0jZZpSgy7h) şifresini göndermişlerdi. Karşıma önce iki tanıdık, genç kadın gazeteci çıktı. Tüm birikimini, harcayarak, pandemi döneminde ‘Demokrat Gündem’i kuran Halide Demir Polat ile Aydın Bilgin’in yönettiği gazetelerde ve yaşama geçirdiği Haber Ekspres’te birlikte çalıştığım Jülide Yurteri Şehitoğlu… Karşılarında da, son zamanlarda adı çok geçen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer… Tam arkalarında da koskocaman bir duvar saati… İbre ile yelkovan saat 12’yi gösterirken kameralar çalışmaya başlamış… Pardon gece yarısı 24.00’ü gösterirken… Çünkü randevu yoğun çalışma dönemi içinde olunduğundan ancak bu saat için alınmış… İ

MUSLUK SUYUNA DÖNMELİYİZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- İSTANBUL İÇİN ÇILGIN ÖNERİLER İstanbullular, kolaylık olmasından ya da ağız alışkanlığından köprülere numara vermişler. Süleyman Demirel zamanında yapılan ve hainlerin hep anılması, hatırlanması için ’15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ adı verilen köprüye ‘birinci’, ortada kalan Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne, ‘ikinci’, son zamanlarda yapılan Yavuz Sultan Selim köprüsüne de, ‘üçüncü’ köprü diyorlar… Tabii İstanbul’u görsün görmesin herkesin bir şekilde adını bildiği ‘Galata ‘köprüsü’ ile Haliç Metro Köprüsü de var. Kadir Toptaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Barbaros Bulvarı’na (Beşiktaş) bir lüks otelde ‘Marmara Belediyeler Birliği’nin toplantısına davet etmişti. Toplantıyı takip ettiğimde ilginç bir şey öğrendim; İstanbul’da yaşayıp da Boğazı ve adaları görmeyen, kentin merkezine inmeyen binlerce hatta milyonlarca insan vardı. ‘İstanbul’un dağı taşı altın!’ sözüne inanıp, Anadolu’daki evlerini barklarını, işlerini, köylerini, tarlalarını bırakıp buraya göç etmişle

AKIN SİMAV SEÇİLİNCE TARİHİ DEĞİŞTİRDİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- EKMEK PARASI! Karneler erken çıktı… Belediye Başkanları, yaptıklarını anlatıyorlar, siyasi rakipleri ise ‘Hiçbir şey yapmadı, kentimize çivi bile çakmadı!’ iddiasında bulunuyorlar. Bir örnek vereyim: Yıllarca İzmir’in ‘arka bahçesi’ ya da ‘saklı bahçesi’ olarak kalan, bilinen merkez Buca ilçesinde, ‘Fen İşleri Karnesi!’ yayımlandı. Belirttiklerine göre; Buca Belediyesi, kentin sokaklarındaki yol, kaldırım ve iyileştirme çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Son 4 buçuk yılda 160 bin metrekare asfalt serme, 125 bin metrekare asfalt yama, 265 bin metrekare parke taşı çalışması gerçekleştiren ekipler, ilçeye 73 yeni otopark alanı kazandırdı. CHP’li Başkan Erhan Kılıç, ‘Buca’da yaşadığımız yüzyıla yakışır kentsel yaşam alanları yaratmak adına çalışmalarımız aralıksız sürecek’ diye konuştu, Bir saat sonra AKP’den şu açıklama yapıldı: ‘Buca, İzmir'in en büyük ilçesi olmasına rağmen, üç dönem yani 15 yıl boyunca CHP’li Belediye Başkanları tarafından yönetildi. Toplums

ŞAKA DEĞİL, GERÇEK

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘KALEYİ GÖSTER, KALEYİ!’ Şemsettin Ağabey TRT’nin ilk şef kameramanlarından… Başkent’te sanat okulunda okurken kursa katılmış ve TRT’nin bünyesine katılmış. O zamanları anımsıyorum. PTT’de Genel Müdür Yardımcısı, Y.Bilgisayar Mühendisi Ergun Orçun idi… Amerika’da tahsil gören, İzmir Bornovalı Ergun Orçun ağabey, aynı zamanda NATO’da ve Türkiye’nin teknik heyetlerine başkanlık yapıyordu. Daha televizyon yayınları başlamadan, nasıl Mustafa Kemal Atatürk yurdu demir ağlarla örmüşse, Ergun Bey de, onun izinde Türkiye’yi data ağları ile örmüştü. Kendisiyle Başkentte görüştüğümde, ‘İstenildiği an Türkiye televizyon yayınlarına başlar!’ demişti. Başladı da… Ama siyah- beyaz idi görüntüler… Yine bir gün sormuştum, ‘Renkli Yunan kanallarını Ege Sahil kentleri izliyor. Biz ne zaman renkliye geçeceğiz?’ diye… ‘İstenildiği an!’ demişti… Bu konuda uzun bilgi vermişti… Demek ki, yaklaşık 50 yıl geride kalmış… Bir gün 1968’de İTÜ’nün istanbul’da başlattığı televizyon yayınlarından ba