CAHİLLİK PARA İLE DEĞİL

YAŞAR EYİCE *- ÇOK ESİNLENDİM Arzu Yıldız diş hekimi… Birçok ortak arkadaşımız var. Çekinmeyen, aklından geçenleri anında söyleyen bir İzmirli (Bucalı). Tanıştığımızda şöyle demişti: ‘Gecenin ateşinden ve söylenecek türkülerden korkanlar, ne vakit aydınlanacak sizin zihinleriniz?’ Beni mi kastetti, bana bir mesaj mı verdi, çıkaramadım! Ben de şöyle demiştim: Cicero’ya yaşlılığında sorulan soru: ‘Üstad, yeniden gençliğe dönmek ister miydiniz? Verdiği yanıt: ‘Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki…’ Herhalde o da ne demek istediğimi anlamamış ve ses çıkarmamış, yorum yapmamıştı. Yaşımdan ötürü olacak şu bilgiyi, paylaşmam dileğiyle vermişti: Önemli bulduğum için yazıyorum: ‘Yalnızken kalp krizi geçirme durumunda, şiddetli bir şekilde öksürmeye başlayın! Bu şekilde öksürmek, kriz şiddetini en az seviyeye düşürür ve çok ciddi bir hasar almadan kurtulmanızı sağlar. Kalp krizinin belirtileri ise; göğsün orta kısmında ağrı ve yanma, sol kolda ise şiddetli bir uyuşmadır.’ Bu basit ama önemli uyarıyı, bilgiyi aklınızda tutarsanız birinin belki kendinizin bile hayatını kurtarabilirsiniz. *- DOST MU? Arzu Hanım, birçoğumuz gibi, özellikle zamanımızda ‘dost’ sözcüğüne ‘sıcak’ bakmıyor… Şöyle diyor: ‘Boş versene! Dost mu kaldı, artık! Herkes çıkarı için sever olmuş! Ne olduğuna değil, ne verdiğine bakar olmuş!’ Ben de bu görüşü kabul edenlerdenim. Baksanıza her konuda ikiye bölünmüşüz. Neredeyse birbirimizin gözünü oyacağız.. Kalp kırmada üzerimize yok… Dünya; Kötülüğü gerçekten yapanlardan çok, kötülüğü hoş gören veya buna sessiz kalanlar yüzünden tehlike altındadır. Duygusal yönü ağır basan bu hekimimizin şu sözlerine ve görüşüne katılmamak mümkün mü? ‘Değersiz ve sevgisiz hissettiğim gönüllere, saygının olmadığı diyaloglara, kendimi sürekli anlatmaya çalıştığım herkese, ‘evde yokum!’ ve ‘uzunca bir süre!’ dönmeyeceğim!’ Bence ‘Hiç dönmese!’ çok daha iyi olur… Af etmek, hoşgörü çoğu zaman işe yaramaz… ‘Adamına, daha doğrusu insanına göre muamele!’ En güzeli budur! Şunu da unutmamalı; Güçlü ve zeki insanlar genellikle yalnızdırlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti? ‘Kaygılanma Çocuk! Herkes ölür! Kimi toprağa kime yüreğe gömülür!’ Yeri gelmişken, bazılarına anımsatayım: *- SEDECE İSİM DEĞİLDİR Atatürk bir isim değildir! O’nun ismi Mustafa Kemal’dir. Atatürk ilimdir, Atatürk bilimdir, Atatürk ufuktur, Atatürk gelecektir, Atatürk barıştır, Atatürk gençliktir, Atatürk 100 yıl geriyi özenmek değil, Atatürk 100 yıllar sonrasını öngörmektedir. Atatürk gerçek liderdir. Duyurulur! Tabii ki aklımızda fikirleri, kalbimizde sevgisi hiç bitmeyecektir. *- CESARET ve ESARET Arzu Yıldız bakın ne diyor? ‘İçinden geçenleri söylemeye cesaretin yoksa, içinde kalanların esareti ağır olur!’ Bu sözler herhalde, bazı ‘karanlık’ çevreler tarafından gerek kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Atatürk’e ve ülkemizin aydın insanlarına yapılanları görmezden, duymazdan gelenlerimiz için söylenmiş olmalı… Kendini eleştirebilen insanlar, doğruyu ve güzeli bulma konusunda daha şanslıdır. Bizim üzerinde en çok durduğumuz sözcüklerden biri de ‘güven!’ Güven kaybedilirse, her şey kaybedilir… Ve, ‘Güven duygusu’ bir kez kaybedilir, sonrası? Sonrası hep, yine her zaman savunduğum bir sözcük ortaya çıkar? ‘Şüphe!’ Ve yine kendi görüşümü belirteyim: ‘Şüphe, bizi, herkesi doğruya götürür! Örnek olarak neyi veriyorum: ‘Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?’ İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten çok daha kolaydır. Deneyin, görün… Bu arada Ceyda Övez önemli bir anımsatma daha yapmış… Ceyda Hanım şöyle diyor: ‘Bir insanda her zaman kendini belli eden, aileden gelen şeyler vardır! Nezaket, samimiyet, iyi terbiye ve akıl gibi… Eskiler buna ‘Kumaşı Güzel!’ derlerdi…’ *- ŞAKA ŞAKA Gününüzün keyifli geçmesi için, bu hayat ve yaşam mücadelesi içinde sizi güldürmeye çalışayım: Olay yerine varan polis memurunun konuşması; - Olay yerine vardık efendim! - Durum nedir? - Bir kadın yeni sildiği koridorda, ayakkabıyla basan kocasını öldürmüş! - Tutukladınız mı? - Hayır efendim, koridor daha kurumadı!... Yargı ve Güvenlik Muhabirleri Derneği Başkanı usta Gazeteci Muzaffer Tezel, bu gülmeceyi anlattıktan sonra ‘Şaka.. Şaka!... Ben de ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününü kutluyorum’ açıklamasını yaptı. *- A’DAN HABER ÇIKMADI 24 Kasım Öğretmenler günü idi… Çapımızda kutlamaya çalıştık… Ama kendilerinden açıklama beklediğim birkaç kişiden özellikle ‘A’ beni hayal kırıklığına uğrattı… Çıt çıkarmamıştı… Acaba şöyle mi düşünüyordu? ‘Yeni nesiller, öğretmenlerin eseri falan değil! Yeni nesiler: Dizilerin, nargile kafelerinin, cahil anne ve babalarının, Parasından ve konumundan güç alan şımarık, görgüsüz, ebeveynlerin, Çocuklarının hatalarını, hüner olarak gören, kara cahil babalarının, Eğitimi ‘Yap- Boz’ a dönüştüren, liyakatsız yöneticilerin, Ve ‘Görevini yapmayan’, ‘Bana ne?’ ci, mesleğini kutsiyetini anlamayan bazı öğretmenleri mi, baz aldı… Unutmamalı ki, pirincin içinden taş da çıkar… Beş parmak bir değildir… Kötü değil, iyiler baz alınmalıdır… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR