Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR AY SÜRECEK!

Resim
  YAŞAR EYİCE   *- Bu acıyı unutmak kolay değil   Spartacus filmini anımsayan var mı? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kente tekrar kazandırmak için çalışmalar yaptığı Basmane’deki Yıldız Sineması’nda çok yıllar önce kaç gün sonrasına ailece bilet alarak izlediğimiz bir sinema şöleninde izlemiştik… İşte Spartacus şöyle demişti: ‘Geçmiş nadiren istediğimiz gibidir. Gelecek ise belirsizdir. Anı kucakla ve başka bir şeyi dert etme!’ Artık bu sözün de benim için anlamı kalmadı, Cuma gününden bu yana… Hiçbir eserini Türkçe kaleme almayan, hep İran’ın etkisi ile yazdığı için fazla sempati duyamadığım ama takdir ettiğim Mevlana’ya hak vermemek elde değil… ‘Ey can kimseyi kırma! Sözden ağırı yoktur! Beden çok yük kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz…’ demiş… Örnekleri çok… Her şeye rağmen; Umutsuzluğa gerek yok! Bulutlar her zaman gelir gider. Ama gökyüzü bakidir’ Yani İzmir’imiz için ne söylerlerse söylesinler İzmir yine İzmir’dir… ‘Gavur!’ deyip dep

BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ,

Resim
  YAŞA R EYİCE   *- Gözlerimiz ağlamaktan şişti!   Kısa ve öz açıklama TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) Genel Başkanı Oğuz Tongsir’den geldi: ‘2020 Defol git!’ diye… Nedeni belli? Bırakın bizim, ya da ülkemiz insanlarının değil, tüm dünyanın canına okuyan bir sürü olayla karşılaştık bugüne kadar… Sonunda görgü tanıklarının yaşayanların ‘Bugüne kadar böylesine görmemiştik!’ diye tanımladıkları deprem gerçeği Ege Denizinde ortaya çıktı ve acısını, üzüntüsünü, kaybını İzmir yaşadı… Seferihisar’da deniz taştı Sığaçık denilen yörede onlarca ev sular altında kaldı ve bir vatandaşımız boğuldu… Caddelerde balıklar yüzüyordu… ‘Şaka gibi’ değil mi? Bu bir film s ahnesi değildi, bir can pazarı idi… Uzaktan davulun sesi hoş gelir… Ama bir de kendinizi oradaki insanların yerine koyun… Bir yandan yer oynuyor, binalar çatırdıyor, evlerdeki eşyalar dağılmış, ayakta duramıyorsunuz… Salıncak gibi, bir oyana bir bu yana gidiyorsunuz… İlkokulda öğretirlerdi; ‘Çocuk

TÜRKİYE''nin DAĞLARINDA ÇİÇEKLAR AÇAR

Resim
  YAŞAR EYİCE   *- Durdurun!   Nazım Hikmet ne demiş? ‘Hava puslu, soğuk, Kırlar koyu kırmızı, Saman sarısı ölü yeşil, Kış gelmek üzere, Oysa ki gönül, kışa girmeye hazır değil!’ ‘Yağmur çamur!’ derken zaman geçip gidiyor… Sorun bakalım, 65 yaş üstündekilere ne diyecek? ‘Saati durdurun!’ diye haykıracaklar…   *-   Kötü bilsinler!   Karıncayı bile incitmekten çekinen, usta polis muhabirlerinden Mümin Sertbaşı şöyle diyor: ‘Affetmeyin! Varsın kibirli desinler, Gaddar kötü desinler, Varsın; nefret etsinler, Ama kalbinize inenleri affetmeyin! Onlar yaparken sorun yoktu da, siz affetmeyince mi kötü olacaksınız? Bırakın kötü bilsinler! Bizim yolumuz insanlıktan geçer!’ Evet insanlık yolumuz…   *- Af edelim mi?   Mehmet Özdoğru şöyle diyor: ‘Hayatta gerçekten affedilmeyecek konular var. Onlar ‘kırmızı çizgimiz’ olmalı! Ama; önemsiz, ufak tefek olayları affetmeliyiz. Affedin gitsin! Şunu öğrendim: Hiçbir şeyi kendime yük edinm

BİNLERCE LİRALIK AYAKKABI

Resim
  YAŞAR EYİCE   *- Bir dünya devrimi cumhuriyet   28 Ekim 1923 günü, ebedi önderimiz Atatürk’ün, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarını şaşkına uğratan o sözünün 97. Yıl dönümündeyiz; "Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz"… Çünkü; “Türk ulusunun yaratılışına en uygun olan yönetim cumhuriyettir”. Yıllar sonra, 9 Mayıs1935’te Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4. Büyük Kurultayı’nı açarken, “Türk Genel Devrimi”nin ilk 16 yılını: şu kısa ve öz sözlerle özetleyecekti: “Uçurum kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan   sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için aralıksız devrimler… İşte Türk genel devriminin bir kısa deyimi…”   *- Anadolu ihtilali     Büyük aydınımız Attila İlhan işte bu “Türk Genel Devrimi”nin gerçekleştirdiği “mucizeyi”, gözümüzde yeniden aydınlattığında gördük ki “uçurumun kenarında”, yıkıntılar içindeki bir ülkeden direnişl

NEDEN 29 EKİM?

Resim
  YAŞAR EYİCE   *- Cumhuriyeti sonsuza değin yaşatacağız   Barışçı, çağdaş, özgür ve adil bir ülkenin temellerini atan Cumhuriyetimizin 97’nci yıl dönümünü ilk günkü heyecanıyla ve büyük bir coşku ile üzerimizdeki kara bulutlara rağmen kararlılık ve aşkla kutlamaya çalışıyoruz. Bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün teminatı olan bu değerli günü bize armağan eden ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü sonsuz minnetle anıyoruz. Dünümüz, bugünümüz, güzel yarınlarımız için, yolumuz cumhuriyet, pusulamız ise Atatürk… Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk, Yaşasın Demokrasi, Yaşasın Cumhuriyet… Cumhuriyetimizin ilanının 97. Yılında Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi, rahmet ve minnet ile anıyoruz. Gazilerimizi saygıyla selamlıyoruz. Cumhuriyet Bayramımızı en içten dileklerimle, yürekten kutluyorum. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür genç nesillerle, Cumhuriyetin aydınlığında, inatla ve kararlılıkla geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Bu emaneti hass

YETİM ÇOCUKLAR SEVİNDİRİLDİ

Resim
  YAŞAR EYİCE   *- Önemli olan huzur      Öncelikle; İnançlı biri alarak, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) doğum günü olan Mevlid Kandili’nin kentimize, ülkemize ve İslam Âlemine huzurlar getirmesini, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sevginin, bereketin ve barışın hâkim olacağı günlerin yakın olmasını yürekten istiyorum, milyonlarca insanımız gibi… Mevlid Kantili mübarek olsun..   *- İzmir Marşı ile…   Bu arada saatlerdir gururumu okşayan bir küçük ama önemli haberi paylaşayım: Cumhuriyet Bayramını İstanbullular, araçlarından yüksek volümle çaldıkları ‘İzmir Marşı’ ile kutluyor… Bir kişi, ya da birkaç kişi değil… Bu da birilerinin kulağına ne kaçırıyor, artık siz hesap edin… Onlara tavsiyem ‘İnönü Metodu!’ Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü, işine gelmediği zaman ya da duymak istemediği anlar kulaklığını çıkarırdı… Yani ‘anlat anlat!’ derdi… Ama ya çizmesine, ya da şapkasına diyelim… En iyisi mi, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları da bir yerlerini