DOKTORUN KARISIYLA İŞİ PİŞİRMEMİŞTİ

YAŞAR EYİCE *- YEMEKTE KONUŞTUK Gazeteci Enver Kaya ve Muzaffer Tezel ile sanat ve sanatçı üzerine konuşurken söz döndü dolaştı Tarık Akan’a geldi. Ben de Tarik Akan ile ilgili iki anımı anlattım. Gazetecilik tahsili yaparken bir mecmuanın açtığı yarışmaya girmiş ve birinci seçilmişti. Ege Ekspres Gazetesi magazin ilavesini tanıtmak için Kültürpark’ta (Fuar) Basmane 9 Eylül Giriş Kapısı’nın hemen solundaki çay bahçesinde foto muhabirliğinin yanında onlarca filmde rol alan aktör Hüseyin Baradan’ın tanıtımıyla sahneye çıktı. Birçok jöne rakip olacağı o an İzmir’de belli oldu ve tescillendi. Başarı basamaklarını büyük bir özveri ile atlayarak, zirveye çıktı, milyonların kalbine girdi. Tarık Akan askerliğini Denizli’de yaptı… O dönemde Denizli’den başlayan bütün Türkiye’ye yayılan bir ‘aşk dedikodusu’ Türkiye’ye yayıldı, İzmir’den Denizli’ye gittim… Beni kentin içinde kalan garnizonda karşıladı, bir de yemek ısmarladı. Bazı anılarımızı konuştuktan sonra konuyu, ‘Dedikoduya’ getirdim… Uzun konuşmamızın özeti şöyle idi: Denizli’nin ünlü bir doktoru vardı. Doktor Tarık Akan’la çok iyi dost idi. Birlikte birkaç kez de benim gibi yemek yemişlerdi. Yemeğe doktor eşi ile katılınca, fısıltı gazetesi doktoru bırakıp eşini öne çıkarmıştı. Yani aralarında aşk yaşanıyordu. Yalnız Tarık Akan’la konuşmadım… Dedikoduyu çıkaranları da buldum, doktoru da eşini de yakınlarını da ayrı ayrı bulup görüştüm. Tabii ki bu nedenle Denizli’de birkaç gün kalmıştım. Bana da Denizlili efendi gazeteci rahmetli Ferruh Ölmez eşlik etmişti. İkisine de rahmet diliyorum… Şimdi de sözü, Tarık Akan’ın oğlu Barış Üregül Akan’a veriyorum: *- MAHŞERİ KALABALIK VARDI ‘Solcusu-sağcısı herkes, cenaze törenindeydi. Çok az insana nasip olur bu!.. Çünkü babam şu kesimin, bu kesimin adamı değildi. Herkes eşit olsun ve ilerlesin isterdi. O yüzden de cenazesinde her kesimden insan vardı. İnanılmaz bir kalabalıktı, Yetkililer bile bu kadar büyük bir kalabalık beklemiyordu, Hatta biz bir ara endişe ettik, ‘yeteri kadar polis yok!’ diye. Ama tek bir taşkınlık olmadı. Babam görse çok şaşırırdı, Neye? Bu kadar sevildiğini, kalabalığı görse, 'Vay, bu kadar seviliyor muyum?’ derdi. *- UNUTURDU! Babam çok enteresandır, meşhur olduğunu, sevildiğini unuturdu. Hakikaten mi? Gerçekten… Mesela derdim ki; 'Baba bak arkadaşın seninle fotoğrafını Facebook'a koymuş, 3 bin kişi beğenmiş.’ 'Vay be 3 bin kişi beni beğenmiş mi?’ der,hakikaten çocuk gibi şaşırırdı. Yemekte biri yanına gelip fotoğraf çektirsin, 'Bak beni hala tanıyorlar' derdi. 'Baba ne diyorsun ya?' der, gülerdik. Onun gibi birinin egosu, nasıl bu kadar az olabilir? Kendini her zaman Kayserinin bir köyünden çıkmış, işportacılık, cankurtaranlık yapmış, sıradan biri olarak görürdü. İçindeki çocuğu, gerçek kişiliğini bozmadığı için şımarmadı. Şöhretin, baskıların, hapislerin kendini, değiştirmesine izin vermedi. O yüzden Tarık Akan oldu...’ (Barış Üregül Akan) *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR