YENİ YILDA SALLAMAYI ve ELEMEYİ BİLELİM

YAŞAR EYİCE *- İSTEKLERİMİZ YERİNE GELSİN Umutlarımızın güçleneceği, farklı düşünce ve anlatımlara hoş görü göstereceğimiz, sağlık, sevgi ve barışın hâkim olacağı, huzurlu ve bereketli bir yıl olması dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum. 2022 yılının ülkemize ve tüm dünyaya; sağlık, barış, sevgi. huzur ve mutluluk ile bolluk, bereket getirmesini diliyorum. Yeni yılda büyük acılar, üzüntüler, sıkıntılar çekmeyelim, yarattığımız ya da yaratılan fırsatlardan hepimiz yararlanalım, coşkulu keyifli günler yaşayalım… Yeni yılda güzellikleri unutmayalım, unutturmayalım… Yeni yıl acılardan, üzüntülerden, kötülüklerden uzaklaşıp, başarılı adımlar atmamızı sağlasın… Bizden yardım bekleyenlere bir şekilde, kendi imkânlarımızla destek sağlamamıza imkân yaratsın… Özetle tüm dualarımız, isteklerimiz, dileklerimiz yerine gelsin… *- SİLKELEME ve SALLAMAYI BİLİN! pano’ diyen de… Ben buna ‘Çizgi’ ya da ‘karikatür’ diyorum… Senem Ergün bir yayından beğenmiş almış. Karikatürün üzerinde bir de not var: ‘Eleği salladık; Düşenler düştü!... Elekte kalan dostlara selam olsun!’ Bence saat 24’den önce düşünün; ‘Dost’ diye bildikleriniz kaç kişi? Ya da ‘Dost dost!’ dedikleriniz gerçekten dostunuz mu? Karikatüriste göre bunlar; elekten çöp kutusuna düşüyor… Yeni yıla girerken, hemen herkes bir şeyler söylüyor: Örneğin Gaziantep’ten Fotoğrafçı kardeşimiz İsmail Esen, ‘dost’ diye tanıdığı bazı sözde arkadaşlarını şöyle anlatıyor: ‘Bayram’da yarım milyon hayvan kesildi! Fakat sen hâlâ yaşıyorsun! Şansa bakar mısın?’ İsmail Esen de, bu akşamdan itibaren eleği eline alacağını söyleyenlerden… İsmail Esen’e telefonda, ‘Olur mu?’ diye sorunca şu yanıtı verdi: ‘İkinci şans vermenin anlamı yok! İnsanlar değişmez! İlkinde yaralayan, ikincisinde öldürür!’ Bu kadar kesin konuştuğunu nasıl değerlendirebiliriz? ‘Hayat İsmail Beye neler göstermiş, neler yaşatmış ki, böyle olumsuz düşünüyor… Demek ki bazıları mutluluk değil, acı getiriyor! Şöyle diyebilir miyiz? ‘Yaşayıp gidiyoruz! Bazen cümle alem ile birlikte olduk… Bazen yapayalnız içimizde… İşte Yılbaşı da geldi… Herkes çapında 31 Aralık yani Yılbaşı gecesi için çapında hazırlıklarını yaptı. Tabii ki herkes senede bir gün de olsa, bir sonraki güne, yeni yıla umutla giriyor… Ama Enver Kaya gibi olanlar, düşünenler de var. Enver Bey yüzlerce binlerce kişi gibi yalnız ve şöyle düşünüyor: ‘Ne diyorduk? Bir çay mı eksik, bir de yağmur! Hüzün, gam, keder! Bunlar yerli yerinde…’ Evet acıları, hüzünleri, sıkıntıları bir anda geride bırakabilir miyiz? Bunlar her zaman yerli yerinde, içimizde beynimizde… Nasıl elekten geçireceğiz… Eleyebilir, üzerimizden, kafamızdan atabilir miyiz? İmkânsız tabii… Bu akşam bazı eğlence yerlerinde şık hanımlar, beyefendiler görüntülenecek… Bazılarımız bu görüntüleri ‘dedikodu’ sayfalarında görünce ne diyecekler, söyleyeyim: “Giydiğin elbise değil, taşıdığın karakter kaliteli olsun!’ Buna ‘kıskançlık’ ya da ‘fesatlık’ demeyeceğim… Siz ne derseniz, deyin! Yazımı, ‘Bu hayatta ne öğrendim?’, bunu özetleyerek şöyle tamamlayayım: ‘Ne olursa olsun; oluruna bırakacaksın! Fazla sevmek, fazla düşünmek, fazla önemsemek, her zaman seni yaralar, yıpratır! Ne kadar az düşünüp, umursamaz davranırsan; o kadar güçlüsün… …Ve duygularını ne kadar az belli edersen, o kadar değerlisin…’ Şunu da ilave edeyim. Değer verdiğin için kendisini dev aynasında görenlere şöyle deyin, yeni yılda: ‘Taş benim elimde, o aynayı kırmasını da bilirim…’ Sizin kalbinizi kırmasınlar, sizler mutlu ve huzurlu olun… Yeni yılda tüm dilek ve istekleriniz en kısa zamanda yerine gelsin… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR