BAZI KOOPERATİFLERE GÜVEN KALMADI!

YAŞAR EYİCE *- BİZDEN DE SELAM OLSUN Takipçilerimden Ahmet Uysal önceki akşam köşe yazımı okuduktan sonra şu yanıtı verdi: ‘Sayın yaşar Eyice; Açıklamalı ve aydınlatıcı yazınızı tekrar tekrar okudum! Yazınız doğru fakat bir yanı eksik! Değil buğday ve dahi tüm tahıldan bakliyata, meyveden sebzeye etten süte, tüm tarımsal üretim manuni boyutta alınıp satılmıyor. Üretici diyelim ki; buğday üretiyor 20ton… 40,50,100 ton, 500 ton… Şimdi ben diyorum ki sn. Yaşar Bey; ‘Gel bu ürünü satalım! Kime? Alıcıya… Tüccara satarken fiat belirleme yetkisi yok! Çünkü; Üreticinin birebir fatura düzenleme yetkisi yok. Tüzel kimlik kazanmak için bazı kooperatiflere üye olsa onlara güvenmiyor… Çünkü; Şimdiye kadar ülkede kurulan binlerce kooperatif siyasetin kurbanı olmuştur!.. Siyaset kurumu bunları partinin yan kuruluşu olarak görmek istedi ve baskıladı. Ayrıca uygulanan kanunların yanlış ve eksik yönleri çoktu… Öneriler dikkate alınmıyordu… Örnek; Türkiye’de kooplar genelde ‘köy adına’ kuruldu… ‘İlçe adına kurulur!’ diye bir müeyyide yok ki! Bir ilçede, 40 tane köy olsa, her köye bir kooperatif kurmak akıl karı değildir. Çünkü; Her kooperatif bir muhasebe, bir mali müşavir demektir. Yani çıkmaz sokak! Peki ne yapılmalı? Kooperatif kanunu yeniden ele alınarak yazılmalı; 1- ‘ilçe adına kurulur’ diye, 2- Koop’lar üreticinin ürününü mülkiyetine almadan pazara arzını düzenlemelidir… Buna benzer müeyyidelerle çağdaş değerlere kavuşmalıdır. Yoksa bir takım aracıya teslim edilmiş tarımın sonu hüsrandır. Zaten onu yaşıyoruz! Tabiiki tüm girdilerde birinci elden temin edilerek orada da aracıyı ortadan kaldırarak, tarımı ülke ve üreticileri için stratejik olduğunun bilinmesi gerekir…’ Ahmet Uysal beye bu açıklama ve üşenmeden yazıma yanıt verdiği için teşekkür etmek lazım.. Öğrendiğime göre; İzmir’in Menderes İlçesi Örtüaltı Sebze Üreticileri Birliği Es Başkanlığını yapıyor… Sıfatını yanlış yazmış olabilirim ama doğru olan bir üretici olarak konuya sahip olduğu, bu konularda uzman kadar bilgili ve tecrübeli olduğu… Umarım bundan böyle önemli bir eksikliğimizi, zaafımızı geride bırakır, alanda olanların da görüşlerine değer verip almamız… Yoksa çırpınmalarımız, samimi düşüncelerimiz, dileklerimiz hep eksik kalır… Her gün bir şekilde çarpılıp dururuz… Değerli Ahmet Uysal Bey mektubunu, ‘Güzel günlerde görüşmek dileğiyle, selamlar…’ diye tamamlamış… Bizden de selam olsun Ahmet Bey gibi çalışkan, üretken insanlarımıza… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR