Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ŞİŞENİ AL DA GEL!

Resim
YAŞAR EYİCE *- SAKIN ‘HAKLIYIM!’ DEMEYİN… Beşiktaş ve Göztepe’nin efsane milli futbolcusu Nihat Yayöz, anlattıklarımı duyduktan sonra şöyle dedi: ‘Dünyanın en haklı insanı da olsan; trafikte, çarşıda, pazarda, yolda, hiç kimse ile sakın tartışma! Alttan alıp geç, ‘sen haklısın kusura bakma!’ deyip özür dile… Herkes dolu, boş değil! Ortalık, içeri düşse bile, gerek çıkacak aflar, gerekse yasaların boşlukları sayesinde çıkacağını bilen manyaklarla dolu. Eşinizi, çocuğunuzu, sevdikleriniz ve sevenlerinizi arkanızdan ağlatmayın! Değmez!’ Eski futbolcu Buca- Şirinyerli Nihat Yayöz, önce bana, dolayısıyla herkese böyle seslendi. *- MANYAKLAR HER YERDE Konu nereden açıldı?’, anlatayım! Birkaç gün önce, İstanbul Beşiktaş’ın Arnavutköy mahallesinde gidiş- dönüşlü dar yollarından birinde yokuş çıkarken, alkollü şoför karşısından geleni sıkıştırdı. Kaldırım dar olduğundan yaşlı bir kadın park edenle yolu sıkıştıran aracın arasında kaldı. Kendini kurtardı, yürümeye devam etmeye çalıştı. Aklınd

EGE DENİZİNDE YAŞAM BİTİYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- AŞAĞILIK MAYMUNLAR (!) Siyasiler ve de ilahiyatçılar çoğu zaman kutsal kitabımızın, Fatiha’dan sonra ikinci suresi Bakara’dan alıntı yapıyorlar. Kendilerine göre yorumluyorlar. Allah indirmeseydi, inmezdi; o resul bildirmeseydi, bilinmezdi, değil mi? Yozlaşmamışsa insan, bozulmamışsa insan, kirlenmemiş kirletilmemişse insan bizlere kutsal kitaplar gönderilir miydi? İman da gitmiş, irfan da Maalesef bazı meallerde, çevirilerde, kutsal kitabımız değil, örf, mezhep, hatta hurafe konuşturulmuştur. Bu konu üzerinde Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün ayrıntılı olarak çalışmaları bulunuyordu. Şunu da ilave etmeden geçmeyeceğim: Meallerin hemen tamamında dil sorunu da vardır. Meal olabilecek en yakın çeviridir, en küçük ekleme yapılmaz. Parantez arası ilaveler koyulduğunda bu bilimsel anlamda tefsir olur, meal değildir. İslam nasıl yozlaştırıldı? Bunun en güzel örneklerinden birini de Nisa Süresi’nin (Kadın) 34’ncü ayetinde görüyoruz. Buradaki, emrin kökü olan ‘darb’, Kur’an dili

HALKIN KATILIMI, DEV ŞÖLENE DÖNÜŞTÜRDÜ

Resim
YAŞAR EYİCE *- EN GÜZEL MİRAS; CUMHURİYET İzmir’de düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yılı kutlamaları İzmir Valiliği’nde başladı, Cumhuriyet Meydanı'nda halkın 7’den 70’e katılımıyla dev bir şölene dönüştü. İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, kamu, siyaset, oda ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin tebriklerini kabul etti. Kutlamaların ikinci adresi ise Cumhuriyet Meydanı oldu. Çocuklarımızı, gençlerimizi, sporcularımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, askerlerimizi izlerken bir kere daha düşündüm; çok güzel bir mirası bizlere bıraktılar. Hepimize düşen görev, bu mirası onurla taşımak, Cumhuriyeti daha ileriye götürmektir. Kıvaç duyulmayacak gibi değil. Türkiye Cumhuriyeti bütün zorlukları bir kere daha aşacak, bu güzel çocuklara, güzel gençlere çok güzel bir gelecek bırakacak. *- ARADIĞIMIZ LİDER; ATATÜRK Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu’da ulusal K

EMEKLİLER DE ANKARA'YA YÜRÜYEREK HAK ARAMAYA ÇALIŞIYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘DUYUN BİZİ!’ Gün geçmesin ki, yurdun bir köşesinden ‘emekli’ haberi almayalım! Seslerini, haykırışlarını ‘Geçinemiyoruz!’ dediklerini duydukça, özellikle İstanbul’da yoğun trafiğin olduğu yerlere çöreklenmiş kadın ve çocukları ellerindeki ‘Açız!’ yazılı pankartları gördükçe, bazı konuları aklımın almadığını düşünüyorum. Emeklilik parası için ‘Yeter!’ diyen özellikle kadınları gördükçe, bunlara 10 bin lira verip, ‘Hadi geçin bakalım!’ demek geçiyor aklımdan. İzmir’in Foça İlçesi’nde Tüm Emeklilerin Sendikası üyesi emekliler sefalete mahkum edildiklerini iddia ederek Başkent Ankara’ya yürüyüşe başladılar. Yapılan açıklamada emekli aylıklarına 15 bin lira seyyanen zam yapılması, 5510 sayılı yasanın kaldırılıp, tüm sosyal tarafların katılımıyla gerçekleştirilecek bir çalıştayla yeni bir emekiilik yasası hazırlanması ve TBMM tarafından çıkarılması istendi. 2025 bütçesinin adil ve eşitlik esasına göre tasarlanıp, yapılması için, Türkiye’nin doğusu, batısı, kuzeyi ve gün

UĞRUNA ÖLECEĞİMİZİ SÖYLÜYORUZ AMA!...

Resim
YAŞAR EYİCE *- DAĞITILAN MİLYONLARCA BAYRAK NE OLDU? Geçenlerde bir girişimci Sivas’ta başta esnaf olmak üzere beş bin Türk bayrağı dağıttı. İzmir’de birçok belediye gibi Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay da ‘Bayraklarımızı asalım’ diyerek sayısız bayrak hediye etti. Resmi makamların, kurumların tüm açılışlarda dağıttıkları Türk bayraklarının hesabı yok. Ama bayraklarda başta esnaf olmak üzere, özellikle devletten maaş alanların konuklarına, işyerlerine bakın kaçında asılı bayrak var? Nerede bunlar? Konu komşunuza bakın, hatta kendi evinize, ‘bayrağınız var mı?’ Sanki hayal oldular, ya da kuş olup uçup gittiler! Daha önce önermiştim, bayrak rastgele dağıtılmaz, aynen fidan dağıtımları gibi! Millet kuyrukta! Ama değerini ve kıymetini bilmiyor… ‘Yokluk nedir?’ bilmedikleri gibi ‘Savaştan’ da haberleri yok! Olmaz da! Bunu ancak yaşlılar bilir, onlar da canları ile uğraştıklarından dünyadan haberleri yok… Bayrak, sancak kadar önemlidir ve kıymetlidir… Ezbere verilmez, ancak zimmet

BORNOVA'DA HAVA KARARINCA!

Resim
YAŞAR EYİCE *- DAHA ÇOK BEKLERİZ! Bornovalı olmamın herhalda büyük rolü var, bu nedenle, yaşamını Foça’da sürdüren Buket Işıkdoğan Köse’nin tarihi Bornova Büyük Çarşı esnafıyla yaptığı söyleşileri okumayı ve sizlerle paylaşmayı seviyorum. Buket Işıkdoğan Köse ‘kıvrak kalemi’ ile sıradan ama önemli esnaf ve sanatkârlarla yaptığı konuşmaları öyle güzel anlatıyor, aralara da güzel mesajlar veriyor ki, hayran kalmamak mümkün değil. Yeni bir şeyler de öğrenmiş oluyorum: İşte ‘Tenekecilik’ yazısından aldığım bir örnek; Bir mahallesinin bile birçok Anadolu şehrinden daha fazla nüfusa sahip olduğu koskocaman Bornova’da belki de tek kalan Tenekeci Musa Koç unutamadığı bir anısını anlatıyor: ‘Kazma, kürek yapan demirci dükkanına bir adam torunuyla birlikte geldi. Demirci işini yaparken bir taraftan da çocuğu şöyle bir süzdü ve dedesine ‘Bu çocuk sapsarı hiç mi fark etmiyorsunuz?’ dedi. Demircilerin ocağının yanında demire tav vermeleri için su bulunurdu. Yaptıkları malzemeleri ateşte işledikt

TÜRK MİLLETİNİN GELECEĞİ VE GÖZBEBEĞİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ Samsun’dan, Zühre Meryem Kaya Türkiye’deki siyasi gelişmeler üzerine oturup şunları yazmış; ‘Yetkili insanların söylemlerinde ‘Sözün bitti yerdeyiz’ cümlesi kadar yersiz ve yetersiz bir cümle yok! Seni orada görevlendiren, konumlandıran hangi güçse, (halk, siyasi ya da kamusal yapı) ‘sen o cümleyi kur!’ diye seni oraya koymadı. Seni oraya koydu ki; ‘hukuksal olarak halkın hakkını ara, halkı bilgi ile bilinçlendir, halkın hukuksal hakkını aramasında önder ol ve çözüm üret.’ diye! Türkiye Cumhuriyeti'nde en kolay meslek; siyaset! Biz de, kınıyoruz, kızıyoruz ve ‘Sözün bittiği yerdeyiz!’ diyoruz, oluyor. Hepsi bu kadar! *- İSTENEN; SÖZÜN BAŞLADIĞI YER! Eğitimden sağlığa, tarımdan üretime, sosyal haklardan yurda çöreklenen tarikat yapılarına ve ekonomiden denetimsizliğe kadar ‘çözümsüzlük siyasetinizden’ artık bıktık❗ Sözün bittiği yerde değil, hukuk ve bağımsız yargının gücü ile sözün başladığı yerde olmanızı istiyoruz.’ Zühre Meryem Kaya çev

BELEDİYENİN BÖYLE YÖNETİCİLERİNE CAN KURBAN (!)

Resim
YAŞAR EYİCE *- BEN KARŞIYIM! Sendika İzmir’de İZFAŞ’da ‘Grev kararı’ aldı. İyi oldu. Böyle yöneticilere ‘Ders’ olsun. Büyükşehir’in ‘sağlam’ hukukçuları yok mu? Yok tabii… Genel Sekreter Yardımcıları da aynı potadalar. Göreceksiniz, kısa süre sonra ‘Anlaşma’ sağlanacak. İzmirlinin parası bunların umurunda değil. Bir araştırın bakalım İZFAŞ çalışanlarını kimler oluşturuyor? Bilmiyorum, ama eskiden gelen düşünceyi biliyorum. Ne kadar Meclis üyesi varsa onların yakınları, tanıdıkları… Yine iddia ediyorum: ‘Şimdi bu çalışanların hepsi ellerini ovuşturuyor, yine ‘ekstaran para’ kazanacaklar. Tabii ki bu işten Sendika da nimetlenecek… Seçim öncesi ve sonrasında belediye başkanları ‘Akılları sıra’ işçinin personelin hakkını koruyor, daha iyi şartlarda yaşamaları için ‘Halkın vergilerinden oluşan hazineden (!) ulufe dağıtıyorlar. Acaba ceplerinden bir kuruş verirler mi? Başkanlara artık hesap sorma vakti geldi ve geçiyor. Kimin parasını kime veriyorsun be adam, ya da kadın? Başkanlar gitsinl