UĞRUNA ÖLECEĞİMİZİ SÖYLÜYORUZ AMA!...
YAŞAR EYİCE
*- DAĞITILAN MİLYONLARCA BAYRAK NE OLDU?
Geçenlerde bir girişimci Sivas’ta başta esnaf olmak üzere beş bin Türk bayrağı dağıttı.
İzmir’de birçok belediye gibi Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay da ‘Bayraklarımızı asalım’ diyerek sayısız bayrak hediye etti.
Resmi makamların, kurumların tüm açılışlarda dağıttıkları Türk bayraklarının hesabı yok.
Ama bayraklarda başta esnaf olmak üzere, özellikle devletten maaş alanların konuklarına, işyerlerine bakın kaçında asılı bayrak var?
Nerede bunlar?
Konu komşunuza bakın, hatta kendi evinize, ‘bayrağınız var mı?’
Sanki hayal oldular, ya da kuş olup uçup gittiler!
Daha önce önermiştim, bayrak rastgele dağıtılmaz, aynen fidan dağıtımları gibi!
Millet kuyrukta!
Ama değerini ve kıymetini bilmiyor…
‘Yokluk nedir?’ bilmedikleri gibi ‘Savaştan’ da haberleri yok!
Olmaz da!
Bunu ancak yaşlılar bilir, onlar da canları ile uğraştıklarından dünyadan haberleri yok…
Bayrak, sancak kadar önemlidir ve kıymetlidir…
Ezbere verilmez, ancak zimmet edilir.
Hiç unutmuyorum;
Kaç yıl önce sokağımıza açılmak üzere 10 metrelik bir bayrak tedarik etmiş, esnafımıza teslim etmiştim.
Hatta, ‘İtfaiye’den asması için yardım isteyeyim mi?’ önerisini getirmiştim.
‘Yok hallederiz!’ demişlerdi.
Karşılıklı iki apartmanın beşinci katlarına ip gererek bayrağımız asıldı.
İki gün sonra ise yoktu!
‘Ne oldu?’ diye sorduğumda, bayrağı teslim ettiğimden şu yanıtı aldım:
‘Biri gelmiş, deli misiniz, ya işyerlerinize zarar verirlerse!’ diye korkutmuş.
Onlar da indirmişler!
Hani hiç birimiz, ‘Mertlikten’, ‘Kahramanlıktan’, ‘Vatanseverlikten’ ödün vermeyiz ya, mangalda kül bırakmayız ya!, ‘Sözde iyilikseverin!’ bana göre ‘Vatan haini bölücünün’ dolaylı yönden ‘tehdidine’ boyun eğmiş…
‘Kim bu?’ demiş, yanıtını alamamıştım.
Herhalde gidip kesinlikle tartışacağımı hatta kavga edeceğimi zannederek ‘Bilmiyorum, tanımıyorum!’ gibi yanıtlar almıştım.
Kesinlikle belediyelerin de resmi kurumların da bayrak dağıtımı yapmalarına karşıyım…
Önce dağıtılan milyonlarca bayrak ne oldu?
Bunun hesabını versinler bana…
*- ACABA
Acaba, ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor diye, hesabı – kitabı belli olmayan milyonlarca lire değerindeki ‘yiyecek, içecek, giysi’ dağıtımları gibi bunlar da da sistem böyle mi işliyordu?
Gerçek vatansever, milliyetçi olan bayrağını alır asar!
Nasıl içkiye, sigaraya, gezmeye para bulunuyorsa bayrağımıza da hayda hayda bulunur.
Yedisinden yetmişine neredeyse sokakta karşılaştığımız herkeste tuttuğu takımın, kulübün, büyük paralar ödeyerek aldıkları formalarını, eşofmanlarını giyiyorlar, kullanıyorlar.
Yani ‘Param yok!’ lafına inanmıyorum.
Özellikle işyerlerinin yöneticilerine, sahiplerine..
Zaten bildim bileli yasa da var, ‘Bayrak asılacak!’ diye…
Ama bu arada birilerinin gönlü istiyor diye, yasa rafa kaldırıldıysa haberim yok.
Baksanıza Anayasa’nın değişmez maddeleri bile gündeme getiriliyor…
Daha ne diyeyim?
Yine tekrarlıyorum;
Bayrak zimmetle verilir ve kontrol edilir.
Özellikle milli bayramlarımızda zabıta kontrol eder ve asmayan, astırmayan belirlenir, belediye meclisinin aldığı kararla ceza kesilerek, belediyeye gelir sağlanır…
*- BELEDİYEYE BÜYÜK GELİR GETİRİR
Sanıyorum bu paralarla büyük işler yapılacak kadar büyük gelir sağlanır.
Nasıl trafik polisleri, sıradan park yapan araçlara ceza keserek, milli bütçenin büyük açığını kapatıyorlarsa bunun gibi…
Ama meclis üyeleri ne alemde?
Ne demek istediğimi, artık siz çıkarmaya çalışın….
9 Eylül’de şanlı ordumuz, düşmanı İzmir’de denize dökerken, İzmir’de bütün Türk evlerinde Türk bayrakları asılıydı…
Bu nasıl olurdu?
Herkes kırmızı- beyaz renkli basmaları, alıp, evlerinde bayrak imal etmiş ve işgalci Yunan askerlerinin baskınlarına karşı saklamışlardı.
Bornova Belkahve’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk kahvesini içip, Bornova ve İzmir’i seyrederken, kendisini karşılayan halkın evlerine astığı bayraklarla İzmir’e ‘Gelincik’ tarlasına benzetmişti…
*- BİRİLERİ BİLMİYOR MU?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’dan öğrendik;
‘Körfez konusunda Bakanlık ile bir protokol zaten yok!’
Nasıl yok?
Bugüne kadar bizi aldattılar mı, yoksa neredeyse tamamı değişin yönetici takımı mı, yeni başkanı ‘Nasıl anlamaz!’ diye aldatıyorlar mı?
Ama örneğin TCDD Genel Müdürlüğü, Liman İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığının bürokratlarıyla yapılan ikili ya da toplu anlaşmalar kabul görmüyorlar mı?
‘İlla mavili’ gibi ‘İlla Bakan bey’ mi imza atacak?
Onlar da zaten sık sık değişmiyorlar mı?
Sayın bakalım, kaçınız adını bileceksiniz?
Zaten yeni sisteme göre onlar da ‘devlet memuru’ sayılmıyorlar mı?
Yetkileri, etkileri ne kadar?
Arşivleri kurcalayın bakalım ne göreceksiniz?
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin devlet yetkilileri ve kurumları ile Körfez’in temizliği konusunda anlaştığını.
Hatta daha büyük gemilerin limana yanaşabilmeleri için deniz içi ve dibinden yol yapılmasını da…
İş ve görev bölümü yapılmış ama sonuçlanmasını bir yana bırakın, hani ilk adım bile atılmamıştı…
*- İŞİLERİNİ YAPMIYORLAR MI?
Şimdi İzmir Büyük Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay sorulanı yanıtlarken şöyle diyor.
‘Bakanlık kendi işini yapsın istiyoruz, biz kendi işimizi yapalım, istiyoruz. Bilim Kurulu diye hazırlanan raporun altına imza atmamı istediler, o imzayı attım ama şerhlerini de belirttim. Yani şu ana kadar bakanlık tarafından somut atılmış hiçbir adım yok. Biz kendi bildiğimiz yolda yürüyoruz.
Zahmet olacak ama İzmir Körfezi'ne müdahale etsinler…’
Başkan Tugay, Körfez açıklamasına devam ediyor:
‘Biz belediyemizin gücüyle yapabildiğimiz her şeyi yapacağız.
İyi sonuç alacağımıza da inanıyoruz.
Bakanlık seyir mi edecek, göstermelik işler mi yapacak yoksa gerçekten katılacak mı hep beraber göreceğiz.
Bu kirlenme 5-10 yıllık, 15-20 yıllık bir durum değil.
En az 60-70 yıllık bir sürecin sonunda olan bir durum.
O yüzden belli bir dönemi ya da belli insanları suçlayarak 'Bu bizim işimiz değil' diyemezler.
*- BİRİ DOĞRU, DİĞERİ YANLIŞ
Bunlar laf salatası…
İki önemli nokta var, başkanın açıklamasında…
Birincisi ve doğru olanı şu;
‘Öyle bir şey yapmaya hakları yok. Bu etik bir davranış değil. Bunları kamuoyuyla paylaşacağız!’
Evet doğru…
İkincisi ve yanlış olan şu:
‘…Bunların dışında Körfez'de bir miktar dip taraması yapmak için de arkadaşlarımız hazırlık yapıyor!’
Sakın ha!
Bu balçık temizlenmez…
Bunun için trilyonlar da yetmez, Körfez daha pis ve halledilemeyecek duruma gelir…
Bunun girişimi kaç kez uzun vadede yapıldı, Dr. Burhan Özfatura da, bu konuların uzmanı başkanlarımız da sağlar…
Onlara danışın bakalım ne diyecekler?
Körfeze döküntüleri temizleyin, ayıklayın kendi kendine yeterli hale gelecektir.
Başka türlüsü birilerinin paraları çarçur etmesi, birilerinin de büyük kazanç sağlaması olur.
Kanma, kandırılma sevgili Başkan Dr. Cemil Tugay…
*-
Yorumlar
Yorum Gönder