MANİSA DIŞINDA, İSTANBUL'DAN İZMİR'E BÜTÜN TRAFİKÇİLER GÖREVDEYDİ

YAŞAR EYİCE *- SIRA GELİNCE Öğleden sonra iki civarında telefonda, ‘Hastane yatış sıranız geldi!’ dediler. ‘Şehir dışındayım, hemen gelemem!’ deyince, bir gün sonra sabah erken saat için randevu verdiler. ‘Biliyorsunuz, zamanında gelemezseniz yatak sıranızı kaybedersiniz!’ denilmişti. Biliyordum, altı aydan daha fazla süre bekleyenleri de…. Öneride bulunmuştum; ‘Hastanenin özel otel gibi lüks olan odasını kiralayayım, tedavim aksamaması için!’ demiştim. ‘Hayır, biz servis dışına çıkmıyoruz!’ denilmişti. Halbuki orada yatan çok hasta var. Tartışacak halde değiliz ki! Neyse saat 16.00’da İzmir’e doğru yola çıktım. Ben yüzde doksan eski yolu tercih ediyorum, birkaç kez yeni yolu tercih ettim, ama hem çok paralı hem de ‘kuş uçmaz, kervan geçmez’ gibi… Sadece yanından ‘vınnn’ diye geçen son model araçlar oluyor. Nasılsa paralı olduğu için radar korku ve sıkıntısı yok. Kontrol da yok! Kendine ve arabana güveniyorsan bas gaza, ‘Otomobilim uçar gider!’ şarkısını bitirinceye kadar İzmir’desin...