Kayıtlar

Mayıs, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AL BİRİNİ VUR DİĞERİNE HİKAYESİ

Resim
YAŞAR EYİCE *- BORNOVA’DA PARK ANLAYIŞI! Babadan, dededen, yani en az bir asırlık belki de iki yüzyıla yakın emekle Nurten Yelken öğretmen, ‘Ben bu yaşıma rağmen mücadeleden vaz geçmeden Bornova Belediyesini arıyor, yanlıştan dönmelerini söylüyorum, ama dinleyen yok!’ diyor. Neymiş efendim; Bornova Küçükpark’ta esnaf motosikletli sürücülerden şikâyetçi olup, onlara başka bir park yeri gösterilmesini istemeleri… Nurten Yelken soruyor; ‘Motorlu araç, motosikletler için bir yeşillik, çocukların, gençlerin, bizim gibi yaşlıların nefes aldığı güzel gerçek bir park katledilir mi?’ Bornovalı olduğum için anlatılan yerleri biliyorum… Çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşantımız burada geçti. Belediye Başkanı ‘Oy hesabı’ ile Küçükpark esnafına ‘Evet!’ diyor… Yıllardır bu böyle! Hâlbuki bu esnafın yüzdü 90’ı, 100 bine yakın üniversite öğrencisinin gezi ve buluşma noktası olan Bornova Küçükpark’ta, iştah kabartan bir hareketle yer kapma mücadelesini ile mekan açmasını sağladı. Bir derken, iki üç, beş

BUNLARLA İZMİR'İN VE İZMİRLİNİN SORUNUNU ÇÖZEMEYİZ... İMKANSIZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- ‘YANDIK!’ BU KOLTUK SEVERLERLE! Başarı nasıl gelir? Bunu uzun uzun anlatacak değilim! Ama başarısızlık nasıl olur? İşte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden çok ama çok önemli örnek! Bir gün önce öğle saatlerinde ‘Deneme- yanılma yöntemi’ düşünesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi telefon santralını aradım. Önemli bir ‘ihbarda!’ bulunacaktım, halkın sağlığını doğrudan, birinci dereceden ilgilendiren bir duyumumla ilgili. Genelde doğrudan gider, “Çat kapı çalıp, ‘Kimsin?’ diye soranlara da ‘Vatandaş Yaşar Eyice ben!’ diyerek yetkili ile görüşmek istediğimi belirtir ve sorunu anlatırdım…’ Tabii kendine güveni olmayan, işinde açığı olanlar, bilgi sahibi bulunmayanlar, daha doğrusu torpil ile ona buna kazık atıp makama gelenler sizinle görüşmemek, karşılaşmamak için bin bir sorun çıkarırlardı. Yalnız halkın değil, çalışanın gözünde bile sıfır değerde olan bu sözde yetkililer kendilerini bulunmaz hind kumaşı gibi önemli sanırlar… Belki makam onları önemli yapar ama değerli değill

ÇEVREYE, DOĞAYA, GÜZELLİKLERE, BERABERLİĞE DALGA DALGA MERHABA

Resim
YAŞAR EYİCE *- DUYDUKLARIMIZ DOĞRU OLMAMALI Sanatçı Haluk Levent bir süre önce, ‘İçimden gelen bu twit bile her iki taraftan eleştiri alacak. Linçleneceğim biliyorum. Zaten herkes benimle aynı fikirde olmayabilir. Ama bu benim fikrim!’ diyerek şunları yazmıştı: ‘Sokaklarda oluşan köpek popülasyonu için çok yazdım. Özellikle pandemide 1’e 5 arttı. Kısırlaştıramadık! Başaramadık ülkece. Saldırıya uğrayan çocuklarımızla da ilgilendiğimi herkes bilir. Bazı aileler ile görüştüğümüzü başsağlığı dilediğimizi herkes bilir. Peki çözüm sahipsiz tüm köpeklerin öldürülmesi olabilir mi? *- ÖNCE BONCUK SONRA BADE! Çocukken ‘Boncuk’ adında bir köpeğim vardı. Onu kaybettikten sonra ‘Bade’ isminde bir köpeğim daha oldu. Adana belediye başkanlığı tarafından sokaklara zehirli et atılmıştı. Ve Bade’yi de kaybettim. Yıllarca travmadan kurtulamadım. Hükümet yetkililerine, muhalefet temsilcilerine sesleniyorum. Duyduklarımız doğru olmamalı. Belki daha maliyetli (kısırlaştırma, sahiplendirme, barınaklar

ASLINDA ÇOK BASİT

Resim
YAŞAR EYİCE *- BAŞKA BAŞKA Uşaklı arkadaşım ‘Murat 124’ ün fotoğrafını paylaşmış! Sonra da şu mesajı yazmış: ‘Pahalı’ başka, ‘kıymetli- değerli’ başka!’ diye… Birçok sözcüğü ben dahil hep yanlış kullanıyoruz… Zengin ile varlıklı benzerinde olduğu gibi… Daha çok örnek var. ‘Evet’ ya da ‘Hayır!’ demesini de çoğunluğumuz bilmiyor, yerinde kullanmıyoruz, ‘Biliyorum’ veya ‘Bilmiyorum!’ sözcüklerini kullanmayı unuttuğumuz gibi… Bu konuyu bana İzmir Karşıyakalı Filiz Kasapoğlu arkadaşım arada anımsatıyor ve bunlarla ilişkili olarak, ‘Adres tarif etmeyi bilenimiz yok!’ dedi. Benim gibi çok gezen bir dostumuz Filiz Kasapoğlu… ‘Yıllardır iki dakikalık, köşedeki işyerini öyle tarif ediyorlar ki, nasıl anlatacağımı bilmiyorum!’ diyerek ülke genelindeki sorunu anlatıyor. Bana bir sohbet anımızda, ‘Bir gün mutlaka ‘Adresler!’ diye kitap yazacağım, yıllardır karşılaştığım adres zorluklarını ve halkın yaklaşımını örnekleriyle dillendireceğim’ demişti. Çok az kişimiz gibi hareket etmiş, adres konusun

SÖYLESEM Mİ, SÖYLEMESEM Mİ?

Resim
YAŞAR EYİCE *- YOLCULUK BAŞLADI Meral Karaca’dan alıntı yaptım. Ben inananlardan değilim ama özellikle kadınlar bu işin peşinde olup, oluk oluk para akıttıklarına göre bir iki satırla günaydın iyi pazarlar derken paylaşımlarımı da yapayım, evinde, tatilde beldelerinde ve yolculukta olanlara; Meral Karaca’nın dediğine göre: ‘Jüpiter, 26 Mayıs 2024’de yani bugün, ikizler burcuna geçiş yaparak, 10 Haziran 2025’e kadar bu burçta yolculuğunu sürdürecek! Bu önemli astrolojik olay sürecinde dini bir lider vefat edebilir. Papayla ilgili konular gündem yaratabilir!...’ Dikkatli okudum ve güldüm… Ben önce önümüzdeki 10 Haziran’a kadar bir kahinlik yaptığını sanmıştım. Ben de koskoca bir yıl için neler söylerim neler? Kahve falında olduğu gibi, ‘Üç vakitte aşk görülüyor!’ diye başlar, sallar da sallarım bazıları gibi… Örneğin Fettah Dedeoğlu’ndan öğrendiğim gibi, ‘İran üçe bölünecek!’ derim… İnananlar mutlaka çıkar; Bir zamanlar siyasetin içinde olan biri ne demişti; ‘Aya yol yapacağız!’ desek

ÇARESİZLİĞİN GİZLİLİĞİİ NEFRET İLE ORTAYA ÇIKAR

Resim
YAŞAR EYİCE *- NEFRET HER TARAFIMIZI SARMIŞ Henry Miller (1946) düşman üzerine şunları yazmıştı: ‘Evet, kimdir düşman? Korkunç bir canavardır mutlaka, yoksa onun yüzünden savaş alanlarına çıkmazdık!’ Düşmanlara, kendilik nefretimizin hedef taşı olarak ihtiyaç duyarız. Anne-babalarımızın bizde aşağıladıkları veya reddettikleri şeyler için cezalandırmak üzere düşmanlar ararız. Düşmanlar bizi kendi yaralanmışlığımızı görmekten uzak tutarlar. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, aşağılayabildiği, hatta yok edebildiği sürece kendi kendisiyle yüzleşmek zorunda kalmaz. Zaten yüzleştiği an kendi kurban durumunda oluşuyla göz göze gelecektir. İnsan kendi çaresizliğini algılamak istemiyorsa veya buna izin verilmiyorsa, bu yüzden çaresiz durumda olan bir başkasını cezalandırıyor. Düşmanlar bizim çaresizliğimizin yerini alırlar. Kendimizi güçlü, katı, hatta şiddet eğilimli göstererek kendi yüzümüzü, kendi zayıflığımızı ve çaresizliğimizi diğerlerinden olduğu gibi kendimizden de saklarız.

BATININ İLERİSİNDEN, TÜRKİYE'NİN GERİSİNE...

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÖLDÜRME, YAŞAT! Memleketimizin en önemli konularından biri de hayvanlar! Sakın benim bu cümlemden kendinize pay çıkarmayın… Sözüm size değil, politikacılara… Tabii ki magandalara da değil… ‘Çaresiz!’ bir şekilde aklıma giriş cümlesi olarak bu anlatım geldi. Söylenen ve istenenden söz edeceğim, örnekler vereceğim. ‘Hayvanlar’ konusunda tehlikeli sulara girmek de istemiyorum. Deniyor ki; Hayvan haklarında Batının ilerisinden Türkiye’nin gerisine konu oldu.. Türkiye’de bir sokak köpeği sorunu var! Peki ‘Sokak kedileri’ sorunu yok mu? Beşiktaş’ın Arnavutköy Mahallesi’nde komşumuz Vildan Kara’dan biliyorum. Varını yoğunu sokak hayvanlarına ve özellikle onlarca kediye bağlamış durumda. İnanın sokak kapımın önündeki basamaklar da, küçük bahçem de kedilerden geçilmiyor. Vildan Kara’nın korumasında hepsi… Dün baktım, komşulardan biri Beşiktaş Belediyesi’nin veteriner ve hayvan bakıcıları ile sokağı bastı. Kedilerden şikayetçi idi, ‘Toplayın!’ diyordu… Nedeni de, evinin bahçesin

DÜŞÜNÜN, 'DÜŞÜNEMEDİM!' DEMEK SİZİ KURTARIR MI?

Resim
YAŞAR EYİCE *- NASIL OLMALI Av. Uğur Coşkun, Denizli Laiklik Platformu'nun 'Laiklik ve Bilim Karşıtı Müfredatı Reddediyoruz’ yürüyüşü ve basın açıklamasını paylaşmış. Şöyle diyor Av. Uğur Coşkun; ‘Laiklik karşıtı eylemlerin karşısında dimdik duracağız. Türkiye Cumhuriyeti müfredatında Atatürk olmazsa olmaz. Atatürk bu ülkenin kurucusu, kurucu iradeyi şekillendiren fikir babasıdır.’ Daha önce de ismen yazmıştım. Nermin Ekinci’yi kutlamıştım. Çeşme Kadın Dayanışma Derneği'nin iki dönemdir Başkanlığını sürdüren ve yönetimiyle özellikle ‘Laik Eğitim’ için sokaklara dökülen Nermin Ekinci ve ekibi genişletilmiş toplantılarında da halkı bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyorlar. Ama şunu da bilmelerini istiyorum: İnsan önce iyi niyetinden kaybeder, sonra da iyi niyetini kaybeder. Yani durmak, durulmak, ‘Ben ne yapabilirim?’ gibi sığ laflarla sonucu gidilmez. Aslında şimdi iş başta CHP’li olmak üzere tüm ‘demokrat belediyelere’ düşüyor. Lafla peynir gemisi yürümeyeceğine göre;

BANKALAR EMEKLİLERE AYIP EDİYOR, SOYGUNA GÖZ YUMUYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- UMUDA DA BIRAKMIYORLAR Emeklinin umudu neydi? Bankaların ödeyeceği promosyon yani ‘özendirme’ ücretleri… Seçimlerde bile ‘müjde’ olarak gösterildi bu ödemeler… ‘Paradan para kazananlar’ sanki açık arttırmaya girmişlerdi. Bu bir süre gitti… Faizler atarken, yani parası olana ‘Kıyak’ çekilirken, kuruşun hesabını yapan emeklilerden kesinti bankalarda ‘Şeytani’ bir şekilde Promosyon anlaşma ve ödemelerde açık şekilde görülüyor. Banka adı vererek belirteyim: Örneğin Yapı ve Kredi Bankasının milyonlarca emekliye gönderdiği bir mesajı paylaşayım: ’18.000 TL’ye varan yeni promosyon kampanyamızdan yararlanmak için maaşlarınızı şimdi Yapı Kredi’ye taşıyın! SGK Yazıp 4470’e gönderin sizi arayalım! Fırsatı kaçırmayın!’ Bu mesajı 15 Mayıs 2024’ten itibaren alıp, bankanın şubelerine koşanlara ‘Emekli maaşınız ne kadar?’ diye soruluyor. Eğer 20 bin liranın üstünde ise verilen söz 18 bin lira veriliyor, promosyon olarak, ama bazı şartlar var. ‘Şunu getireceksiniz, bunu yapacaksınız!’

EN SONA BIRAKMAZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- TARİHE MAL OLMUŞ Fotoğraf Sanatçısı Ateş Akkor İstanbul’da yılın buluşmasını gerçekleştirdi. Dünya güzeli kızı ile yakışıklı oğlu ile bir araya geldi, bir hafta geçirdi. Üstelik hayal ettiği kamerasına da kavuştu. ‘Ne var bunda?’ diyecek çok kişi çıkacaktır. Çünkü biz her nedense burun kıvırmayı ve beğenmemeyi çok severiz. Sözü yarım asırlık arkadaşım Ateş Akkor’a vermeden önce iki anımsatma yapacağım: Birincisi ‘Kıskançlık herkesi daha kötü hale getirir!’ bunu unutmayalım, bir şeyin sonunu bilmeden, o kişi hakkında kesin yargıya varmayalım. İkncisi, Che Guevara’dan bir söz: ‘Her haksızlığa karşı öfkeyle titriyorsan, benim yoldaşımsın!’ Haksızlığı hangimiz kabul edebiliriz? Ama yaşantımız boyuncu sayısız haksızlıklara uğradığımız da bir gerçek. Ateş Akkor İstanbul’da, mutluluk içinde geçen bir haftasını şöyle özetlemiş: “Kaldığımız otel dahil, gittiğimiz bütün restoranlarda yabancı uyruklu insanlar çalışıyordu. Büyük bir hediyelik eşya mağazasında sürekli bana bakan v

HAKSIZLIĞA KARŞI ÖFKEYLE TİTRİYORSUN, AMA BOŞ...

Resim
YAŞAR EYİCE *- EL VE AYAKLARIMLA!.. Dikkatimi yine makalelerini keyifle takip ettiğim Doğan Karabulut geçenlerdeki yazısıyla dikkatimi çekti. Yazısının bir bölümünde ‘CHP’liler için dersler!’ diyerek partililere dikkat çekiyordu önemli bir noktada. Bu beni ilgilendirmiyor ben ilgilendiren bölümü paylaşayım: “Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi basın birimi, Soma’daki ‘katliam’ın yıl dönümü etkinliklerinin fotoğraflarını gönderdi... Baktım, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile CHP lideri Özgür Özel’in yan yana tek bir fotoğrafını bile göremedim. Bakmak ile görmek farkını taa ilkokul yıllarında öğrendiğimiz için, (çoğunlukla yaptığım gibi) hatayı yine kendimde arayarak, bütün fotoğrafları indirdim; tam 14 (yazı ile ondört!) fotoğraf, tek tek baktım; yok... Üşenmedim; sosyal medyada Özgür Özel paylaşımlarına da baktım; orada da yok. Cemil Tugay ile Özgür Özel’in yan yana oldukları tek bir fotoğraf bile yok! Olacak şey mi bu Allah aşkına? *- NE YAPTI? Ankara, İ

SANKİ VURDUM, ÇÜRÜK....

Resim
YAŞAR EYİCE *- HEPİMİZE KUTLU OLSUN Sevgili Arkadaşlar; Kurtuluşa doğru atılan ilk adımın, bağımsızlık ateşinin 105’nci yılı kutlu olsun… Bir milletin yeniden doğum günü olan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenen etkinliklere binlerce yurttaşımız ellerinde Türk Barakları ile yürekten katılıyor. Marşlar söyleyerek Bayrama renk katan vatandaşlara esnaf ve balkonlardaki yurttaşlarımız da alkışlarla destek veriyor. Bayram sevincine ortak olan binlerce Cumhuriyet sevdalısı; Bağımsızlık mücadelemizi başlatan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarını sonsuz sevgi, saygı ve minnetle anıyor. Bizler; Türkiye’nin geleceği ve Atatürk değerleri için durmadan, yorulmadan koşan Türkiye halkıyız. Bandırma Vapuru hiç durmadı! Sizlerin sayesinde, gelecek güzel günlere ve aydınlık yarınlara doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin simgesi olan, Ulu Önderimiz Atatürk tarafından gençlere armağan edilen 19 Mayıs Atatürk’ü An