BATININ İLERİSİNDEN, TÜRKİYE'NİN GERİSİNE...

YAŞAR EYİCE *- ÖLDÜRME, YAŞAT! Memleketimizin en önemli konularından biri de hayvanlar! Sakın benim bu cümlemden kendinize pay çıkarmayın… Sözüm size değil, politikacılara… Tabii ki magandalara da değil… ‘Çaresiz!’ bir şekilde aklıma giriş cümlesi olarak bu anlatım geldi. Söylenen ve istenenden söz edeceğim, örnekler vereceğim. ‘Hayvanlar’ konusunda tehlikeli sulara girmek de istemiyorum. Deniyor ki; Hayvan haklarında Batının ilerisinden Türkiye’nin gerisine konu oldu.. Türkiye’de bir sokak köpeği sorunu var! Peki ‘Sokak kedileri’ sorunu yok mu? Beşiktaş’ın Arnavutköy Mahallesi’nde komşumuz Vildan Kara’dan biliyorum. Varını yoğunu sokak hayvanlarına ve özellikle onlarca kediye bağlamış durumda. İnanın sokak kapımın önündeki basamaklar da, küçük bahçem de kedilerden geçilmiyor. Vildan Kara’nın korumasında hepsi… Dün baktım, komşulardan biri Beşiktaş Belediyesi’nin veteriner ve hayvan bakıcıları ile sokağı bastı. Kedilerden şikayetçi idi, ‘Toplayın!’ diyordu… Nedeni de, evinin bahçesinde hayvan pisliklerinden basılacak yer kalmaması…. Bu tür şikayetler oldukça fazla… Yani konu sadece çözüm ortağı olarak Köpeklerle ilgilenmek değil… Çözüm de, toplu katliam olamaz! Buna da şöyle deniliyor. ‘Toplama vahşetine dur de!’ Çözüm olarak; dünyaya örnek teşkil eden kanunumuzun uygulanması, yani; merkezi ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle yürütülecek bir kısırlaşma kampanyası sürdürülmesi… Çeşmeli Nermin Ekinci’den öğrendiğime göre, sorun sokak hayvanları değil, yani kanunun uygulanmaması… Yeniden Amerika’yı keşfetmeye gerek yok! Kulak verdiklerim; ‘Sokakları değil, içinizde büyüyen kötülüğü temizleyin!’ diyorlar, özetle… Sokak kedi ve köpeklerinin sesi olanlar da şöyle diyor: ‘Umarım hayat size, sokaktaki hayvana davrandığınız gibi davranır…’ Ana konu şu: ‘Yaşamak istiyorsan, yaşatacaksın!’ Neyi; Hayvanları… *- AHBAB DA ZULÜME KARŞI ‘Ahbab!’ isimli yardım derneğinin kurucu başkanlarından şarkıcı Haluk Levent de konuya girdi: Haluk Levent, ‘Ben sokaklarda oluşan köpek popülasyonu için çok yazdım. Özellikle pandemide 1 e 5 arttı. Kısırlaştıramadık! Başaramadık ülkece! Saldırıya uğrayan çocuklarımızla da ilgilendiğimi herkes bilir. Bazı aileler ile görüştüğümüzü başsağlığı dilediğimizi herkes bilir. Peki çözüm sahipsiz tüm köpeklerin öldürülmesi olabilir mi? Çocukken ‘Boncuk’ adında bir köpeğim vardı. Onu kaybettikten sonra ‘Bade’ isminde bir köpeğim daha oldu. Adana belediye başkanlığı tarafından sokaklara zehirli et atılmıştı. Ve ‘Bade’yi de kaybettim. Yıllarca travmadan kurtulamadım. Hükümet yetkililerine, muhalefet temsilcilerine sesleniyorum: Duyduklarımız doğru olmamalı. Belki daha maliyetli (kısırlaştırma, sahiplendirme, barınakların 5 katına çıkarılması vs) oluyor biliyorum. Ama göz göre göre öldürmek içimi şimdiden acıtıyor. Yapmayın etmeyin! *- BULUNUR… Başka çözümler var. Sokakların daha güvenli olması için, vatandaşımızın daha güvenli yürüyebilmesi için başka çözümler her gün yazılıyor çiziliyor. Köpek saldırısından zarar gören küçücük çocukları görünce de yüreğim parçalanıyor. Babaların annelerin gözyaşları içimi acıtıyor. Ama o çocukları Hitler ya da Netenyahu katletmedi. Bizim gibi düşünmeyen, aklını kullanamayan, popülasyon sonucu çoğalan canlılar öldürdü. O köpekler o çocuğun ağlayan bir ailesi olacağını hiç bilemeyecekler. Ve o popülasyon kurbanı köpekler yüzünden bu dünyada yaşayan, yaşama hakkı olan, insanoğluna en sadık dost olan köpeklerin öldürülecek olması beni oldukça üzüntüye sokuyor. Umarım yasa tasarısı böyle değildir. Öldürmeden de bu sorun ortadan kaldırılabilir. Tüm STK’lar meclisteki tüm siyasi partilerin yetkilileri ile buluşup bir çare oluşturmalı. Çözüm öldürmek değil. Evet Ahbap başkanıyım. Günlük siyasi politik olaylara hiç girmiyorum. Sözüm var. Ama bu bir siyasi olay değil vicdani ve insani bir olay. Köpeklere kıymayın efendiler…’ *- YOK CANIM ‘Ahbab!’ Haluk Levent bu görüşüne kendince yorum da yapmış ; ‘İçimden gelen bu twit bile her iki taraftan eleştiri alacak. Linçleneceğim biliyorum. Zaten herkes benimle aynı fikirde olmayabilir. Ama bu benim fikrim…’ İşte bu! İğne ve çuvaldız meselesi… Aslında çare bellidir ve biraz külfetlidir? 1) kısırlaştırılmalı… 2) Yaşanılabilir barınaklar kurup, hayvanseverlerin gidip besleyebilmeleri ve sevmek isteyenlerin sevebilecekleri bir çözüm… Bu hem sokakları temizler, hem de Hayvanları yaşatır… Herkesin el atması gereklidir. Yeter ki çözüm istensin, çözümsüzlük ve agresif hareket, kutuplaşmayı doğuruyor… *- İNSAN KILIĞINDALAR ‘Sokak Hayvanlarının Uyutulmasına Karşıyım!’ diyenler de az değil…. Son günlerde sık sık misafirim olan Aşkım Yeşilköy ile Nadide Güzelçiçek bile konuya el atmışlar, ama aklımdan geçmeyecek bir şekilde yaklaşmışlar… Özetle, ne diyorlar? ‘İnsan kılığında bir katil, bir kaç kişiyi öldürür; ağırlaştırılmış müebbette çarptırılır, yıllarca hapiste bakıyoruz… Çocuk tacizcisi hapse giriyor; yıllarca hapiste bakıyoruz, Hırsızı, dolandırıcısı bilumum işe yaramaz adama yıllarca hapishanelerde vergimiz ile bakarız.. O da yetmez milyonlarca mülteciyi başkentimiz de vilayetlerimiz de en güzel sahillerimizde, hastanelerde şurda burda besleriz… *- TEK FARKLARI Bu bedavadan baktıklarımızın tek ortak özellikleri, bizle konuşabilmeleri, lisanları olması, yalvarabilmeleri af dileyebilmeleri ve kendilerini acındırabilmeleri.. Peki bu kadar vicdanlı isek; Allah'ın dilsiz kulları sokak köpeklerini öldürmek neyin nesi? Kim ya da kaç kişi sahiplenir sokak köpeklerini? Hepimiz sonlarını biliyoruz; belki de aşı ile bile değil kafalarına küreklerle vurularak, can çekiştirilerek öldürülecekler, olmadı mı bu? Hayvan barınağında köpeğin kafasına vura vura öldürmediler mi bu memlekette? *- HEMEN SÖYLERLER Şimdi bana ‘al kendin evinde bak!’ diyenler olacaktır. Tamam alayım, 1 değil 3 tane alayım, ya da 5 köpeğin barınak masraflarını karşılayayım, bu çözüm olacak mı? Evinde hayvan besleyen bir insan olarak ben buna sessiz kalmak istemedim arkadaşlar. Lütfen yazdıklarımı elinizi vicdanınıza koyarak düşünün. Bu canlar hakkında söyledikleriniz yazdıklarınız ağır veballer içerir. Elbette hiç bir insanın canı bu sokak hayvanları yüzünden yanmasın bunu hiç birimiz istemeyiz ama bunun çaresinde onların canına kıyılması olmamalı… *- GÜNDEMDEN GÜNDEME Ülkemizde her gün yeni gündemler oluşuyor, 80'lerden kalma Savaş Hâli Yönetmeliği değişiyor, zenci bir adamın günlük Rize'de 5 bin Tl kazanması gündem oluyor, Kripto yatırımcıları olarak altcoin'i , Ethereum'u gündem yapabiliyoruz, aylarca Dilan Polat'ı konuşabiliyoruz, ama bu çaresiz hayvanları gündeme taşımak için ufacık bir tweet atmaktan imtina ediyoruz… *- ÇÖZÜM KATLETİLME OLMAMALI.. Devlet eliyle ya da sivil toplum kuruluşları aracılığıyla mini bir Seferberlik ile fonlar toplanabilir, bu yazımı okuyan topluluklarla ben de çalışabilirim. Toplanan fonlarla '’kısırlaştırma'’ yapılabilir. Bu da bir çözümdür, belki daha iyi çözümler de üretilebilir bilmiyorum, ama bu işin çözümü bu hayvanların katledilmemesi olmalı… *- KÖTÜLÜK NEREDE? Yazımı Meryem Fidancı’nın şu sözü ile kapatmak istiyorum: Meryem Fidancı Hanım, ‘Kötülük dünyada değil, insanın içindedir!’ diyerek konuyu özetliyor…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

SAHTEKARLIĞI NORMAL KARŞILIYOR!

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR