Kayıtlar

GÜNÜN BİRİNDE ÇILDIRACAĞIZ

Resim
YAŞAR EYİCE *- DELİ Mİ NE? Bu spor spikerleri ve yorumcular izleyicileri ve bizleri herhalde saf sanıyorlar. En akılla ve bilen kişi onlar… Neymiş efendim; Saha bozukmuş, engelliymiş, tarla gibiymiş falan filan… Sanki onlar, yani her gelişlerinde bir golle dönen rakiplerimiz, ipek zeminde oynuyorlardı, değil mi? Ya ‘Beslenme!’ deyince aklıma gelen o fakir doyuran (!) spor yorumcusuna ne demeli? İngiltere’de aynı anda oynayan rakiplerimiz, bizim gol yediğimizi duyunca, coşmuşlar ve galip gelmek için adeta doping yapmışlar. Dedim ya, bunlar bizi ‘Geri zekalı’ sanıyorlar… Bir tane ikili mücadeleyi kazanamadık… Neredeyse bir tane pasımız yerini bulmadı… Tabii bu söylediklerim lafın gelişi,,, Bir futbol meraklısı yazmıştı. ‘Eğer ilerlemek istiyorsak, öncelikle ne kadar eski spor spikeri ve yorumcusu ve futbol eskisi varsa, anında evlerine gönderin…’ Bir anket yapın bakalım, bir kişi bu öneriye ‘Hayır’ diyecektir. Adamlar, özellikle yorumcular bizi ‘Deli etmeye’ niyetliler… Ama onlar için

HAYDI AYAĞA KALKIN

Resim
YAŞAR EYİCE *- YÜREKTEN İSTEYELİM Sevgi ve huzur dolu bir gün dileğiyle yazmaya başlıyorum. Güzel günler ve güzellikler hepimizin olsun. Yürekten istenenler mutlaka olur, çünkü çalışma ve başarının ilk sırrı budur. ‘Yaşlanıyorum!’ diye sakın üzülmeyin, her gün yaşadık ve duyduklarımızdan da biliyoruz, birçoğumuz bu imkândan yararlanamıyor. Hayat herkese verilir, yaşlılık ise seçilmişlere… Öyleyse sağlıklı bir şekilde yaşamaya ve hayattan tat almaya çalışalım. ‘Seçilmişler’ arasına girmeye çalışalım. Burada size bir tiyo vereyim: 220’den yaşınızı çıkarın! Çıkan rakamı saatle özdeşleştirin ve bu sizin ‘Sağlıklı yürüme’ süreniz olsun… Bazen kelimeler yetmiyor, bir konuyu, bir güzelliği, bir başarıyı anlatmaya. Okul da siz olun, öğretmen de! İşte o zaman hayal gücünüzü de çalıştırın ve huzur ile mutluluğa adımınızı atmayı sağlarsınız. Bütün dilekleriniz olur. Ama bunlar tembellik, olumsuzlukla değil, çalışarak kazanılır. Hayatınızın en güzel anları da yaşamı, çevreyi, insanları, canlılar

CEZA ADALET SİSTEMİ DE ELE ALINMALI

Resim
YAŞAR EYİCE *- YARGI YELPAZESİ Anayasa Mahkemesi’nin yayımladığı bireysel başvuru istatistikleri, 12 yıllık süreçte hak ihlallerindeki artışa dair çarpıcı veriler sundu. 23 Eylül 2012 ile 30 Eylül 2024 arasındaki başvuru ve hak ihlali kararları, Türkiye’de yargıya olan güveni sorgulatıyor. Konuyu irdeleyen Yusuf inan, hak ihlalleri artışını, hiç kimsenin ele almadığı bir şekilde yorumluyor: ‘AKP iktidarına yargı darbesi mi?’ diyerek. Gazeteci Yusuf İnan’a göre, siyası gelişmeler ve ekonomik durum ile bağlantılı olarak, yargı sistemindeki hak ihlallerinin kasıtlı olarak artırılarak AKP, halk nezdinde itibarsızlaştırmaya yönelik bir ‘yargı darbesi’ şeklinde, halk nezdinde yorumlara neden oluyor. Bazı memurların da halka bilinçli bir şekilde, kötü demeyeyim ama olumsuz davranışları da yelpazenin bir başka boyutu. Bu konuların ilgili bakanlar hatta hükümet tarafından ele alınıp değerlendirilmesi öncelikli görevler arasında olmalı. Benden de hatırlatması… Yusuf İnan bu durumu, “Türki

TÜRKLER ADALARDAN VAZ GEÇMİYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- TÜRKLERİN LONDRA ÇIKARMASI 18 Kasım Ptesi’ye kadar okullar ara tatilde idi. 10 Kasım öncesinde ‘ara tatile’ girildiği için, muhalefet tarafından tenkit konusu da olmuştu. Ara tatilin bir hafta daha önce ya da sonra olmasının bir zarar getirmeyeceği savı konuşulmuştu. Konum bu değil, konum, ara tatilde ne olduğu? Bazı hali vakti yerinde olan aileler çocuklarını da kendilerini de mutlu ettiler. Bazıları da köşe başlarında mendil, kalem satarak yaşamlarını sürdürmeye çalıştılar. İzmir’in Selçuk ilçesinde bir annenin yaşları bir ile beş arasında değişen çocuklarına bakabilmek, onları ve kendini aç bırakmamak için ‘hurda toplayıp’ satarak geçimlerini sağlamaya çalıştığı gibi. Ama ne olmuştu? Hurda paralarını toplamaya gittiğinde, gecekondudan bozma, kulübe şeklindeki derme çatma evinde (!), kendisi yokken çocuklarının dış kötülüklerden korumak için kilitlediği kapının içinde, soba devrilmiş ve çıkan yangının dumanından yavrucaklar boğularak can vermişti. Hepimiz olayı gözüm

TEMKİNLİ OLMAK, PİŞMAN OLMAKTAN İYİDİR

Resim
YAŞAR EYİCE *- YAKINLAŞMA TAKTİĞİ Birkaç sözü dinlenen İzmirli yaşlılarla konuştum. Neredeyse hepsi Aziz Kocaoğlu dönemini aradıklarını söyledi. Bu belki bazı siyasiler için pek güzel bir haber değil. Daha da kötüsü şu: ‘Genel Başkan Özgür Özel’den memnun değiller. Zaten düne kadar yere göğe sığdıramadıkları Özgür Özel için televizyonlarda konuşan hayranlarına bir bakın söylediklerine… Şaşıracaksınız… Ama beni hep şaşırtan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay… Anlaşmış İzmir Gazeteler Cemiyeti yönetimi ile aklınca güzel bir karar almış; Buna göre, bundan böyle İZELMAN’ın verdiği otopark serbest giriş kartlarını iptal etmiş. Aklı sıra yeni başkan, kim İzmir Gazeteciler Cemiyetine başvurursa, yönetimin memurları isim soyatlarını alacak tabii arabanın plakasını da böylece bu araçlar otopark serbest giriş kartlarına ihtiyaç kalmadan bazı otopark giriş sistemi ve tanımlanmış otoparklarda geçerli olacak. Pek önceden ‘Belli bir ücret karşılığı’ sözde gazetecilere dağıtılan kart

KİTAPLARIN ANLATAMADIĞINI ANLATIYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- BAYRAK SALLAYARAK OLMAZ Atilla Dağıstanlı Aydınlı eski ve usta gazeteci dostlarımızdan biri. Aydın’dan çıktı, önce İzmir’de, sonra İstanbul’da önemli diyeceğimiz medya gruplarında çalıştı ve sonra yine memleketine döndü. Kadirşinastır. Arar, sorar, gerekirse ‘dostluk’ adına yardım ve destek için koşuşturur. Yani son zamanlarda kaybettiğimiz ‘Vefa’ duygusu Atilla Dağıstanlı için hep yeşermiş ve öyle kalmıştır. Şöyle diyor, sevgili meslektaşım: ‘Cumhuriyet kurulduktan sonra NUTUK okullarda Cumhuriyet Tarihi dersi olarak okutulsaydı bilinçli yurtseverlerden oluşan bir ülke olurduk. Bu kutsal görev Cumhuriyet Halk Partisi ve Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından yerine getirilseydi bugün Atatürk’ün ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma hedefi gerçekleşmiş olurdu. Sadece milli bayramlarda bayrak sallayarak, vatan, millet nutukları atarak, Atatürk’ü anlatmak yerine, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma düşüncelerini tek tek hayata nasıl geçirdiğini yaşanmış olaylar

TORBA YASADAN ÇIKAR MI

Resim
YAŞAR EYİCE *- KIYAKÇILIĞI ÖNLEDİ Mine Karaca’nın mesajı çok kısa ve anlamlı: ‘Her şey çok güzel olacak Türkiye!’ diyor Mine Hanım… Umudumuz ve düşüncemiz böyle… Ama benim konum başka; sağlıklı beslenmenin anası ‘Balık!’ Yaz aylarında ‘balık sever!’ bir aile büyüğümüz misafirliğe gelecekti. Urla İskele’deki mezata gittim! Ama açılışa daha zaman vardı. İki ayrı sepetteki balıklar dikkatimi çekti ve misafirlerim için almak istedim. Biçilen miktara ‘Yüzde 25’ fazla vermek istediğimi bildirdim. Bir ayrıcalık istemiştim. ‘Tamam’ dediler, ‘İyilik olsun’ diye… Ama bir başkası ‘Ben de şu sepettekileri, istiyorum’ diyerek lafa karışınca, ‘Kimseye ayrıcalık yapamayız, saat 10’u bekleyin!’ denildi Yani benim işimi bozdu bir başka alıcı… Hatırlarsanız, o gün, ‘Merhaba Yaşar Bey, ben doktor Cihan!’ diyerek kendini tanıtanı anlatmıştım. Önce doktorları karıştırdım, biraz zihnimi zorlayınca, ‘Namık Kemal Lisesi’nin akşam bölümünden, tıp fakültesine gitme başarısını gösteren’ öğrencimi anımsamıştım.