Kayıtlar

HEYKELİ DİKİLECEK DOKTOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- İNSAN GİBİ İNSAN İzmir’de heykeli dikileceklerin, isminin parklara caddelere verilmesi şart olan bir isimden söz etmek istiyorum, ‘Profesör Doktor Erkan Sevinç’ten… Türkiye’ye ilk kez ‘Ultrason’u genç yaşında getiren, onlarca yüzlerce tıp öğrencisi yani doktor yetiştiren ve yine Türkiye’den ilk kez Avrupa ve Afrika Ülkeleri uzman hekimlerinin başkanlığına seçilip, ülkemizi uluslararası toplantılarda başarı ile temsil eden Prof. Dr. Erkan Sevinç’ten… Çok iyi biliyorum, onlarca fakir- fukarayı ‘eğitim hastası’ göstererek, bir kuruş ceplerinden çıkartmadan ameliyatlarından tutun da, tüm tedavilerini sağlayan ‘önce insan’ diyen Prof. Dr. Erkan Sevinç’ten… ‘Atom karınca’ olarak adlandırdığım, 24 saatin kendisine yetmediği, Başhekimimiz Prof. Dr Erkan Sevinç’ten… Bilim insanlığının, ‘adam gibi adamlığının’ yanı sıra, her türlü meziyetini de bir yana bırakarak, belki de şu anda Türkiye’de ‘Basına ve halka hizmette’ dur durak bilmeden, en azından 60 yıldır yaladığı mürekkebi üz...

VERİLEN SÖZLERİN ÖMRÜ KISADIR

Resim
YAŞAR EYİCE *- ÖMRÜ KISA OLAN Güzel olan her şey yarım kalır. Filmler en güzel yerde sonlanır. ‘Çok mutluyum!’ dediğin yerde, hüzün kendini hatırlatır. Çocukluk kısadır, gençlik azdır ve bebeklik sanki hiç yaşanmamıştır. Vefa azdır, sadakat sınırlıdır. Verilen sözlerin ömrü kısadır. Çok seversin, çok çabuk gider. Güzel rüyalar en güzel yerinde biter. Güzel olan ne varsa, sevdiğin şarkı gibi hemen bitiverir, kısacıktır... Cahit Zarifoğlu bu güzel dizeleri, siz güzel insanlar için kaleme almış… Tüm güzellikler sizlerin olsun… Gönül dostları yüreğiniz yorgunluk görmesin *- BİLİNÇLİ CEHALET Tüm dünyada özellikle ‘bilgi kirliliği’ yaratılıyor. Böylece gerçekler hasıraltı oluyor. Gerçeklerden uzaklaşmak ise bilinçli cehaleti doğuruyor. Bazı uyanık kalemşörler iki yemek kaşığı bilim, bir litre spritüalizm, bir çay kaşığı tradisyonu karıştırıp eser miktarda kuantum fiziği ile tatlandırarak yazdıkları ile geçimlerini sağlamayı bırakın resmen voli vuruyorlar. Unutmayın insanlık var old...

SEÇİM ZAMANI GELİYOR, ALTI AY İÇİNDE...

Resim
YAŞAR EYİCE *- SEÇİM GELİYOR Muhalefetin ‘seçim istemlerine’ de hep gülüp geçtim. ‘Kim tahtı bırakır!’ dedim. Şimdiki zamanla ‘koltuğu!’ Seçimle geleni bırakın, herhangi bir şekilde bir koltuğu oturup yazın serin, kışın sıcacık makamı bırakan birini duyup gördünüz mü? Hatta odalara, sendikalara, kooperatiflere, yani üyelerin oyları ile yönetimlere gelip de, ‘Ben bırakıyorum, yeter!’ diyen birine rastladınız mı? Yenilen pehlivan da güreşe doymaz, bir daha bir daha der, neden? Bilirsiniz işte! Son zamanlarda bakıyorum, iktidar cephesinden, yani AKP’den atak üstüne atak geliyor. CHP’ye öyle yükleniyorlar ki, hangi birini anlatsam. Bu yüzden diyorum ki, yakında seçim var. Bu yüzden diyorum ki, teşkilatlara ‘yüklenin’ talimatı verildi. Nasıl AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süre önce ‘CHP’li belediyeleri silkeleyin!’ talimatını vermişti, bence bu çıkış ve öne çıkışlar da, ‘seçim sinyalidir’ En geç Kasım ayına kadar bu durum açığa çıkar. ‘CHP Kasım’da seçim!’ diy...

YÜRÜYEREK OKULA GİDEN, YİNE YÜRÜYEREK EVE DÖNEN NESİL

Resim
YAŞAR EYİCE *- GERİ DÖNEMEYİZ Arada geçmişimizden yani çocukluğumuzdan söz edenleri de misafir ediyorum, sayfalarımda. Fatma Kaba da çocukluk hatıralarını şöyle özetlemiş: “Biz, asla geri dönmeyecek nesiliz! Okula yürüyerek giden ve eve yine yürüyerek dönen bir nesil. Sokakta daha çok vakit geçirebilmek için ödevini kendi başına yapan bir nesil. Boş zamanlarını hep açık havada, arkadaşlarıyla geçiren bir nesil. Karanlık çökene kadar saklambaç oynayan bir nesil. Cüzdanında baskılı fotoğraflar taşıyan bir nesil. Bugün tüm fotoğraflarımız ‘bulut’ta yaşıyor… Çamurdan kekler yapan bir nesil. Sporcu kartları biriktiren bir nesil. Tanesi 5 kuruşa boş kola şişelerini arayıp bulan, yıkayıp bakkala götüren… Sonra kazandığı parayla Mountain Dew ve çikolata alan bir nesil. Kendi elleriyle kağıttan oyuncaklar yapan bir nesil. Plak dinlemek için gramofona vinil alan bir nesil. Gazete kupürlerinden resim albümleri hazırlayan bir nesil. Yağmurlu günlerde masa oyunları ve iskambil oynayan bir nesil. Ge...

KALIN KAFALILAR ANLAYIN ARTIK

Resim
YAŞAR EYİCE *- İYİ DEĞİL! Çarşı- Pazar haberlerini çoğu zaman Nadide Apaydın Akbulut’tan öğreniyorum. Hep garibandan, fakir- fukaradan yana tavrı ile tanıdığım Nadide Hanım bugün kısa bir mesaj geçmiş. Aslında durumumuzun ve Türkiye’nin özeti bu; “Değerli arkadaşlarım, ‘her şey bitti, Ayşe kadın fasulye kaldı!’ demeyin sakın. Ayşe kadın fasulyenin en güzel ve en bol olduğu aylardayız. Ne yazık ki pazarda bile kilosu 100 tl. Bizim pazarlarda bu mevsimde ayşe kadın için 'komşunun baca dumanında pişer' diyerek satılan fasulyeler hayal oldu. Asgari ücretle çalışan, çoluk çocuğuna fasulye bile alamazsa ne yapacak? Önümüz kış, para olsa da ( nasıl olacak o da belli değil, işsizlik dizboyu) ürün bulamayabiliriz. kıtlık yaşayabiliriz... Gidiş iyi değil...” *- KARIŞTIRINCA Bazen cümleleri birbiri içine sokuyorum, yani karıştırıyorum. Karşımdakine, okuruma, ‘nefes’ aldırmıyorum! İşte son örneği: Atilla Köprülüoğlu gibi yazım hatalarımı bulan, çocukluk ve gençlik, hatta basketbol ...

KÖTÜLER SAYESİNDE İYİLER ORTAYI ÇIKIYOR

Resim
YAŞAR EYİCE *- HEPİMİZİ KUCAKLIYOR ‘Her şey gönlünüzce olsun, selam ve sevgilerimle esen kalın’ diyen Gül Tulunay, bu kez üzerinde yaşadığımız dünyayı ele almış, herhalde dolunaya bakıp, güzel günlerini anımsarken… Diyor ki; “Dünya bizim gibi düşünmüyor, kucaklıyor çörü çöpü, barındırıyor insanı, hayvanı, börtü böceği. Dünya diyor ki; madem ben güneşten kopup geldim, soğudum, kabuklandım, toprağım oldu, suyum oldu ve ilk canlı su'dan üredi. Varsın bir çeşitlilik olsun. Ve ekliyor: ‘Kötüler, kötülükler olmasaydı iyilerin ve iyiliklerin kıymeti nasıl bilinirdi?’ diye. Zaman tüneli uzundur, zamanla her şey düzelecek ama bizim ömrümüz, evrimden çok devrim istiyor. Tahammülümüz çok sınırlı, ama ne yazık ki; geçerli olan evrimin yasaları oluyor. Evet: istiyoruz ve arıyoruz iyiyi, doğruyu ve güzeli. Ama, aması var. Teknoloji ilerledi, bilim gelişti ve zaman hızlandı. Umarım yaşarken görürüz özlenen güzellikleri…’ *- FİLMDEN SONRA Murat İşbiliroğlu, ‘Kader Ağlarını Örerken’ ...

BİR AVUÇ TOHUM MİLYONLARI KURTARDI

Resim
YAŞAR EYİCE *- MENEMEN’DEN, BÜYÜKŞEHİR’E TEPKİ Menemen'in en lezzetli festivallerinden olan 5. Bozalan İncir Festivali, İzmir ve çevre illerden binlerce ziyaretçiyi Bozalan'da buluşturdu. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Menemen üretir, Türkiye ve dünya kazanır. Bugün burada festivalini yaptığımız Bozalan incirimiz dünya ülkelerine gönderiliyor” dedi. İlçede tarımın önemine dikkat çeken Pehlivan, “Menemen çöpün değil, bereketin adresidir! Bizim görevimiz; halkımızın sağlığını, toprağımızın bereketini, doğamızın bütünlüğünü korumaktır. Ve buradan, sizlerin huzurunda, güçlü bir şekilde söz veriyorum: Gerek hukuki gerek idari olarak hep birlikte bu girişime karşı duracağız. Menemen böyle bir çöp tesisine asla geçit vermeyecek! Menemen temiz kalacak, yeşil kalacak, üretmeye devam edecek! Çünkü bu topraklar bize emanettir ve biz emanetimize asla ihanet etmeyeceğiz!" dedi. Gün boyunca İzmir'in tüm ilçeleri ve çevre şehirlerden festivale gelen vatandaşlar, he...