MUSTAFA KEMAL'İ ANLATTI
YAŞAR EYİCE
*- MUTLAKA BU KAPIDAN
İzmir’de ulusal kurtuluş savaşımızın kahramanlarının adları önemli cadde ve meydanlara verilmiş.
Örneğin İzmir’in en önemli çıkış kapıların, meydanlarından birinin adı Fahrettin Altay’dır.
Övünmek gibi olmasın ama, zamanında İzmir’in yedi girişi ve kapısı vardı. Bunlardan birinin anahtarı da, anne tarafından İzmirli tacir olan büyük dedeme verilmişti.
Bir gün bu İzmir tarihi ve dedemin rolü ve görevini de anlatırım.
Tahmin ediyorum, çoğu kişi ‘Olur mu, böyle şey?’ diyordur, ama gerçek.
İşte bu meydandan geçmeden, İzmir Yarımadasına, Balçova, İnciraltı, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Seferihisar, Karaburun, Çeşme’ye, hatta bu yönden Gümüldür, Özdere, Kuşadası ve Selçuk yoluyla Anadolu’ya da gidemezsiniz.
İşte bu önemli Meydan’ın adı Fahrettin Altay.
Peki Fahrettin Altay kimdir?
*-, İZMİR’E İLK GİREN
Fahrettin Altay, Türk askeri ve siyasetçi olarak hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde önemli roller üstlenmiş bir isimdir.
İşte onun etkileyici yaşam öyküsünden bazı öne çıkan başlıklar:
Askerî Kariyeri;
Doğum:12 Ocak 1880, İşkodra (bugünkü Arnavutluk)
Eğitim: Harp Okulu’nu 1900’de birincilikle, Harp Akademisi’ni 1902’de altıncılık derecesiyle bitirdi.
- Osmanlı Ordusu’nda: Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde görev aldı. Çanakkale Cephesi’nde Mustafa Kemal ile tanıştı.
- Kurtuluş Savaşı: 5. Süvari Kolordusu Komutanı olarak Büyük Taarruz’da Yunan ordusunun geri çekilmesini sağladı ve İzmir’e giren ilk Türk komutan oldu.
Siyasi ve Sivil Hayatı;
Milletvekilliği: 1923 seçimlerinde milletvekili seçildi ancak askerlik görevini sürdürdüğü için aktif siyaset yapmadı.
Diplomatik Görev:1944’te İran-Afganistan sınır anlaşmazlığına dair hakemlik yaptı.
Emeklilik: 1945’te yaş haddinden emekli oldu.
Kültürel İzler:
Altay Spor Kulübü’nün ismi, onun soyadından ilhamla verilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte kulübün maçlarını izlediği bilinir.
25 Ekim 1974’te İstanbul Emirgan’da hayatını kaybetti. Devlet Mezarlığı’na defnedildi.
Fahrettin Altay, yalnızca bir asker değil; aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde hem sahada hem fikirde katkı sunmuş bir liderdi.
İşte bu kahramanımıza bir toplantıda şöyle konuştu:
Birlikte dinleyelim, ya da okuyalım:
*-
Büyük Kahraman, Altay Kulubü kurucularından Fahrettin Altay konuşuyor:
”Bana Mustafa Kemal'i anlatır mısınız?’, dediler.
Ben de memnuniyetle kabul ettim ve geldim.
Ancak anlatımım kısa olacak.
Size 26 Ağustos 1922 sabahı taarruz anındaki bir olayı aktaracağım.
Bu şekilde Mustafa Kemal'i anlatmış olacağım’. dedi.
Devam etti:
‘Planlandığı şekilde 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.00'te başta Mustafa Kemal olmak üzere İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Nurettin Paşa, ben ve diğer komutanlar, ordu karargahı olarak Afyon Kocatepe'deydik.
Plan gereği taarruz, önce top atışlarıyla başladı.
Bu bir baskındı. (20) dk. sürdü.
Ardından, ‘Tahrip’ atışları yapıldı. Bu da 10 dk. devam etti.
Yunan mevzilerindeki makineli tüfek yuvaları, Yunan topları, tel örgüleri hedef alındı.
Komutanlar olarak bizler de top atışlarının sonucunu görmeye çalışıyor, alt kademelere iletmek üzere Mustafa Kemal'in emrini bekliyorduk.
Sonuçta Yunan mevzilerinde alevlerin yükseldiğini, hedeflerin vurulduğunu, düşmanın mevzilerini terk ederek geri çekilmekte olduğunu gördük.
*- EMİR GELMİYORDU; ‘DUR ABİ!’
Mustafa Kemal'e yöneldik.
O'nun taarruz ve takip emrini bekliyorduk.
Ne ki O, gözlerini Yunan mevzilerinden ayırmıyor ve geri çekilen Yunan ordusunu izliyordu.
Fevzi Çakmak, sessizliği bozdu.
‘Haydi Kemal, düşman kaçıyor, taarruz emrini ver.’ dedi.
Mustafa Kemal:
‘Dur Abi!’ diye cevap verdi.
Bir süre sonra Fevzi Çakmak:
‘Kemal, tarihi bir fırsatı kaçırıyorsun, düşman yeni mevzilerine yerleşecek, emrini ver artık!’ diye ısrarda bulundu.
Mustafa Kemal, yine ‘Dur Abi’ dedi.
Bir süre daha geçti.
Fevzi Çakmak bu kez, ‘Allah aşkına Kemal ver şu emri, komutanlar seni bekliyor, yeter artık!’ diye sesini yükseltti.
Mustafa Kemal yine, ‘Dur Abi’ dediği sırada beklenmedik bir olay meydana geldi.
*- TUZAĞI ANLAMIŞTI
Yunan ordusunun terk ettiği mevzilerde cehennemi patlamalar başladı. Mustafa Kemal'in taarruz ve takip emrini geciktirme sebebi anlaşıldı. Yunan ordusu, geri çekilirken cephe boyunca mevzilere saatli bombalarını yerleştirmiş, askerlerimize tuzak hazırlamışlardı.
Mustafa Kemal'in öngörüsü, büyük bir felaketi önlemişti.
Taarruzda ısrar eden Fevzi Çakmak, Mustafa Kemal'e sarıldı.
‘Seni bize Allah mi gönderdi Kemal’ dedi.
Müteakiben süngü hücumu ve ileri top atışları emrini aldık.
Alt kademelere ilettik.
Sonucu biliyorsunuz.
Bana “Mustafa Kemal'i anlat!’ dediler.
İşte ‘Mustafa Kemal budur.’ dedi.”
*-
Meslektaşım, yüreği gibi güzel insan Aylin Onart anlatıyor;
“Türkiye’ye tatile gelen yabancı bir turist Sabiha Gökçen Havalimanı’ndayken sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış. Paylaşımında çocuğuyla birlikte yediklerinin faturasını göstererek ‘Türkiye’de neler oluyor bilmiyorum!’ yorumunda bulunmuş.
Ne yemiş;
‘3 kruvasan, 2 kahve, 1 kurabiye’ yemiş.
Ne ödemiş; toplam 1490 TL!
Veryansın ediyor, ‘bir kruvasan 220 TL olur mu, Almanya'da bile 2 euro yani 90 TL’ diyor, garipsiyor.
Ve 'Türkiye’de neler oluyor bilmiyorum?' diyerek faturayı çekip sosyal medya hesabından paylaştığı videosunu sonlandırıyor.
Binlerce kez tekrar paylaşım olmuş başka hesaplardan da... “
*- BİZİM GİBİ
Türkiye'de neler olduğunu bizler biliyoruz tabi, ancak; ülkemize gelen turistler de artık videolar çekip sosyal medyada fahiş fiyatları paylaşıyor, epeydir böyle.
Bu örnek en son bugün instagramda dikkatimi çekti.
Son 2 yıldır bilim dışı uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle Türk insanı, yüksek enflasyon ve fahiş fiyatlarla cebelleşiyor, kendi ülkesinde istediği gibi tatil yapamamaktan, kazıklanmak bir yana üstüne bir de parasıyla rezil olup kaliteli hizmet alamamaktan yıllardır dem vuruyor. Doğal olarak daha fazla kazıklanmamak için imkanı olanlar da Yunan adalarını veya diğer ülkeleri tercih ediyor.
Zira yerine ve mekanına göre kafe ve restoranlarda bazen Türkiye'dekinin yarı fiyatından da ucuz fiyatlarla karşılaşıyor, üstelik de layıkıyla hizmet alıyor.
Ayrıca kim nereye isterse oraya gider, tatilini, gezisini veya seyahatini yapar, bunu kısıtlamak veya söylenemeyen tabirle engellemek mümkün olabilir mi?
*- KENARA KOYALIM
Diğer yandan yıllardır şu da var biliyorsunuz;
Türk vatandaşı olarak yurt içinden bir otele rezervasyon yaparsanız misal 10 TL, aynı otele aynı konaklama konseptiyle yurt dışından arayıp (yerli/yabancı fark etmez) rezervasyon yaparsanız 5 TL.
Yıllardır ‘ultra, mega (!) her şey dahil!’ diye diye kendi ülke insanlarına daha yüksek fiyattan pazarladılar otelleri...
Hala da öyle, bunu da bir kenara koyalım.
Daha kenara koyacak çok mevzu var da geçelim şimdilik...
*- AÇIKLAMA YAPANLAR
Kısaca ülkedeki pahalılık sadece insanımızı değil, gelen turistleri bile -faturaları çekip sosyal medyalarda paylaşacak kadar- rahatsız ediyor, belki de ülkemize gelmekten alıkoyuyor.
Bu yılki rakamları yaz dönemi bitince görüp onu da öğrenmiş oluruz, diyelim ancak ülkede istatistiki bilgilere dair güven konusu da malumunuz.
Tüm bunlar böyle değilmiş, ekonomimiz yanlış politikalar nedeniyle oradan oraya savrulmuyormuş ve yıllardır temcit pilavı gibi söylene söylene dibi tutan, hatta yanan yapısal reformların acilen devreye alınması gerekmiyormuş gibi bir paylaşım daha düştü instagramda önüme; TÜROFED ve ETİK'ten...
Yani; Türkiye Otelciler Federasyonu ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği'nden...
*- KAPI VİZESİ KALDIRILSIN (!)
Ne demiş bu çatı kuruluşlar?
‘Yunan adalarına kapı vizesi ve seferleri kaldırılsın!’, demiş.
Kime demiş?
Turizm bakanına....
Türk turizminin ve yerli işletmelerin korunması için bakana mektup yazmışlar; belediyeler ve yerel iştirakler aracılığıyla Yunan adalarına düzenlenen gemi seferleri ve kapıda vize kolaylıkları, doğrudan otellerin doluluk oranlarına, restoran ve esnaf gelirlerine yansıyormuş, iç piyasa kazanacağına dış piyasa kazanıyormuş, vergi de dışarıya kaçıyormuş, sektörü zayıflatıyormuş falan filan...
Bu uygulamaların sonlandırılması hem turizm sektörümüzün geleceği hem de ülke ekonomimiz için kritik önemdeymiş.
Bir mektup ki evlere şenlik!
Mektubu şöyle bir okuyan zihniyeti ve seviyeyi anlar.
Yıllardır uygulana uygulana işte böyle her alanda karşımıza çıkan ve üzerimize leş gibi sinen; işine gelmeyeni yok etme, erişemeyeceği seviyeyi/hizmeti engelleme, yasaklama, kaldırma kısaca yok etme zihniyeti!!
Örnek mi? Onlarca...
*- DÜNYANIN HER TARAFIND
Bir ara hatırlarsınız, taksicilerin Uber seviyesinde kaliteli hizmet veremeyince Uber'e saldırması ve Uber'in hizmetinin sonlandırılmasına kadar işi vardırması gibi...
Kısa-uzun mesafe demeden, yaz-kış kliması çalıştırılan, içinde sigara içilmeyen, ter kokmayan, mis gibi hava soluyarak temiz bir şekilde müşterisini gideceği yere taşıyan, dakik ve sistemli çalışan bildiğiniz Uber taksiler...
Bu seviyede bir hizmet verme durumuna erişemeyeceklerini bildikleri için, bizim taksiciler Uber'in yakasına yapışmışlardı, faaliyetlerinden, mobil uygulamasına, internet sitesine dek erişim engeli getirilmiş, sonlandırılmıştı.
Zihniyet olarak zerre miskal farkı yok turizm-otelcilerden...
Dönemin yasakçı ruhu nasıl da alışkanlık yaratıyor, hızla yaygınlaşıyor değil mi?
Diyemiyorlar tabi, hiçbir ülkede eşi benzeri olmayan ekonomi politikalarıyla, bu aşırı yüksek enflasyonla nereye kadar?
Nasıl ekonominin belini doğrulturuz da bu fahiş fiyatları olması gereken seviyeye çekeriz, yerli turisti de böylece yurt dışına daha ucuz/uygun fiyatlara eriştikleri için kaptırmayız?
*- NASIL?
Yabancı turistler bile artık faturaları gösterip sosyal medya hesaplarında paylaşıyor, iş buralara kadar uzandı.
aha ne kadar böyle yüksek fiyat/kalitesiz hizmet devam edecek, f/p yani fiyat/performans oranıyla nasıl hizmet verebiliriz?
Nasıl yaparız da biz de yurt dışındaki gibi uygun fiyatlı, kaliteli, güvenilir, denetimleri düzenli yapılan, yangın merdiveni kullanılabilir durumda olan, güvenlik ekipmanı eksiksiz, insanları çoluk çocuk ailece karda kışta kaldıkları otellerde yakmadan, her tür güvenlik önlemlerinin alındığı, eğitimli, bilinçli, iş güvenliği olan personel ve yöneticilerle servis vererek, turistleri yerli/yabancı demeden otellerimize getiririz?
Eksikliklerimizi nasıl giderir ve seviye atlarız?
Otellerimizde yıllardır yerli turiste yabancı turistten daha yüksek fiyatlar uyguladık, bunu nasıl dengeleriz vb’ diyemiyor.
*- YER MİSİN, YEMEZ MİSİN?
Sevgili arkadaşım Aylin Onart devam ediyor:
‘Diyemiyor da, ülke insanının yurt dışına çıkışını engellemeye kalkıyor. Bunun gibi turizm sektörüne dair onlarca konu varken, bu konuların derdine düşüp, bu sorunlara dair bir mektup yazmıyor, yazamıyorlar.
Kim bunlar?
Otelciler, turistik işletmeciler tepe yönetimi...
Akla zarar...
‘Güler misin ağlar mısın?’, mektubu yazana mı, imzasını atıp haber yapana mı?
Kime ne diyeceksiniz?
Tıpkı hemşehrisine yaşanabilir bir hayat sunmaya çalışan ve bu amaçla kreşler, yurtlar, kent lokantaları, tarihi mirasın canlandırılıp korunması ve dahi şimdiye dek yapılmamış bir dizi uygulamayı devreye alıp hizmete açan başkanların halini ve sonucu gibi.
... Erişemiyor musun o seviyeye?
Daha iyisini yapan mı var?
Daha kaliteli, daha uygun fiyatlı hizmet sunup vatandaşına nefes aldırma gayretinde olan mı var?
Belediye sefer mi düzenliyor adalara, kolaylık olsun diye kapı vizesi mi konuluyor, derhal yasakla, sınırla, yok et.
Sistemin de sektörün de hele hele üstüne bir de ekonominin de böyle düzeleceğine inan...
Yer misin, yemez misin?
*- ELİ ÖPÜLECEK ÖĞRETMEN
Manisa'nın Salihli ilçesinde okul müdürü olan Yakup Ateş yaz tatilinde öğrencilerinin eğitim masrafları için 8 dönümlük arsaya buğday ekip, hasat yapıyor.
Tatilinde öğrencileri için çalışan öğretmen kazandığı geliri, ihtiyaç sahibi öğrenciler için harcıyor.
Bu yıl 3 ton buğday elde ettiğini belirten Ateş, ‘En güzel tatilim; yaptığım projelerin sonuç vermesi’ dedi.
İlçe merkezine 10 kilometre mesafedeki Kabazlı Şehit İsmail Yavuz İlk ve Ortaokulu Müdürü Yakup Ateş, 2 yıl önce okula ait 8 dönümlük araziye buğday ekmeye başladı
Yaz tatilinde buğday biçip, gelir elde eden Ateş, bu yıl da aynı uygulamaya devam etti.
Tek başına tarla sürüp, hasat yapan Ateş, kazandığı geliri okula ve ihtiyaç sahibi öğrencilere harcıyor.
Bu arada araya sıkıştırayım:
Hani gün boyu oturduğu yerden İktidarı ve özellikle Arapları met edip, dini konulara ve hikayelere büyük önem verip paylaşan eski başkanlardan Hacı Nuri Ertan, bir düzeltme yayınladı:
‘Değerli insanlarımıza bilgi:
DSİ suyu İZSU’ ya vermiş. İZSU borularda deneme yapıyorlarmış.
‘DSİ suyu vermedi!’ diye bir söylem var, o doğru değilmiş bilginize…”
Konu Çeşme’nin barajdan suyu alıp almaması…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimindeki Kutla Aktaş Barajı’nda bir bardak su kalmayınca, DSİ yönetimindeki bir başka barajdan su alınması sorun olmuş, sonunda bakan Ankara’dan gelerek, suyun kullanılmasını törenle sağlamıştı.
*- HEPSİ HİKAYE
Kayıkçı kavgası gibi bir şey!
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın iş dünyası sitemine İZTO’dan yani İzmir Ticaret Odası’nda yanıt geldi.
Tabii ki gündemin ana maddesi, bu yıl 94. kez düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) ve Türkiye ekonomisindeki güncel tabloydu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, iş dünyasına yönelik ‘İzmir üzerinden zengin olayım ama kente katkı sunmayayım olmaz’ çıkışını yapmıştı.
Bir ara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Futbol Federasyonu Başkanı yaptığı, AKP’den CHP’ye rakip olarak çıkarılacağı kulislerde konuşulan, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’den dikkat çeken (!) bir açıklama geldi.
Özgener, 94. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın (İEF) kent için stratejik önem taşıdığını vurgulayarak, ‘Fuarın katma değerini artırmak için tüm sorumlulukları yerine getirmeye hazırız’ dedi.
*-
Başkan Tugay, ‘Ben üreteyim, İzmir üzerinden zengin olayım ama İzmir’e 5 kuruş vermeyeyim, olmaz. Bu İzmir’i sevmek değildir’ ifadelerini kullanmıştı. Bu çıkış, İzmir iş çevrelerinde ve İZTO meclisinde de yankı uyandırmıştı,
Özgener, fuarın sadece bir ticaret platformu değil, aynı zamanda kentin ekonomik ve kültürel hafızasının taşıyıcısı olduğunu vurgulayarak, ‘İzmir’i, yüzyıla yaklaşan geçmişiyle fuarcılıkta öncü kentlerden biri yapan İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl 94. kez kapılarını açıyor.
Cuma günü başlayacak fuar, 9 Eylül gecesine kadar sürecek. Fuarı sadece geçmişin bir hatırası olarak değil, geleceğe dair vizyonumuzu yansıtan stratejik bir organizasyon olarak görüyoruz.
Fuarın kent ve ülke ekonomisine daha yüksek katma değer sağlaması ve köklü manevi değerini pekiştirmesi adına yapılacak her çalışmada, İzmir Ticaret Odası olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye hazırız.
Tüm üyelerimizi bu sürece aktif katılmaya, İzmir’in kıymetli bir değeri olan bu organizasyona sahip çıkmaya davet ediyorum’ şeklinde konuştu.
*- HABER ÖZGENER’DEN
Bu arada, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ertelenen İzmir programına da değinen Özgener, ziyaretin Eylül ayı içinde gerçekleşeceğini duyurdu.
Toplantıda küresel ve ulusal ekonomideki belirsizlikleri de değerlendiren Özgener, Türkiye’nin içinde bulunduğu tabloyu ‘stagflasyon’ olarak niteledi.
İZTO Başkanı Mahmut Özgener, firmaların mevcut ekonomik durumda yatırım kararlarını ertelediğine vurgu yaparak, ‘Bugün geldiğimiz noktada fiyatlar genel seviyesi o kadar yüksek seyrediyor, satın alma gücü ise o kadar düştü ki, bireyler ve firmalar harcama ve yatırım kararlarını erteliyor. Bu da ekonomide durgunluğu besliyor. Yani stagflasyon koşullarının oluştuğunu görüyoruz’ dedi.
Mahmut Özgener, ekonomik yavaşlamanın sektörlere etkisine de değinerek, hizmet sektöründe enflasyonun, sanayide ise yavaşlamanın derinleştiğini, ‘Uygulanan politikaların maliyetini daha çok mal üreten sektörler üstleniyor. Bu dengesizlik sürdürülebilir değil’ şeklinde ifade etti.
Konkordato ilanlarındaki artışa da dikkat çeken Mahmut Özgener, zincirleme üretim kayıplarına yol açtığını belirterek, ‘Konkordato ilan eden firmaların tüm mali yükümlülüklerinin dondurulması, üretim zincirini olumsuz etkiliyor.
Bu sürecin yalnızca firma özelinde değil, üretim ve değer zinciri perspektifiyle ele alınması ve alacaklıyı da koruyan yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz’ şeklinde uyarıda bulundu.
*- ÖZGÜR ÖZEL GELMİYOR
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Ağustos’ta kapılarını açacak olan 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılış törenine katılamayacak. Özel’in program değişikliğine TBMM’de düzenlenecek olağanüstü Gazze oturumu gerekçe gösterildi.
Özel’in katılımına ilişkin beklenti yüksekken CHP kaynakları Özel’in aynı gün Ankara’da yapılacak olağanüstü TBMM oturumuna öncelik vereceğini açıkladı.
Özel, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Filistin meselesinin artık görmezden gelinemeyecek kadar derinleştiğini belirtmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sessizliğine CHP olarak razı değiliz.
Bu mesele Meclis’te etraflıca konuşulmalı, Filistin’e nasıl sahip çıkılacağına hep birlikte karar verilmelidir’ ifadelerini kullanan Özel’in TBMM’de düzenlenecek Gazze oturumunda bizzat yer alarak partisinin duruşunu en güçlü şekilde ortaya koyması bekleniyor.
*- SANAT, MÜZİK VE EĞLENCE DOLU GECELER
İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), bu yıl da birbirinden ünlü sanatçıların konserleri, tiyatro oyunları, stand-up gösterileri ve özel sahne performanslarıyla ziyaretçilere müzik ve sanat dolu akşamlar yaşatacak.
Dünyanın en köklü uluslararası genel ticaret fuarlarından ve Türkiye’nin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 94’üncü kez kapılarını açıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından “Fuar Şehrin Kalbinde” sloganıyla düzenlenen fuar, 29 Ağustos-9 Eylül 2025 tarihleri arasında Kültürpark’ta ziyaretçilerini ağırlayacak. İEF, bu yıl da birbirinden ünlü sanatçıların konserleri, tiyatro oyunları, stand-up gösterileri ve özel sahne performanslarıyla İzmirlilere unutulmaz anlar yaşatacak.
*- İLK KONUK CANDAN ERÇETİN
Fuarın en sevilen ve klasikleşen etkinliklerinden Çim Konserleri, bu yıl da on binlerce müzikseveri Kültürpark’ta buluşturacak. 29 Ağustos’ta Candan Erçetin ile başlayacak konser serisi, 30 Ağustos’ta Edis ve ön performansta Ali Altay ile İzmirlilere Zafer Bayramı coşkusunu yaşatacak. 31 Ağustos’ta Yıldız Tilbe, 1 Eylül’de Ceza, 2 Eylül’de Nihat Sırdar ile 90’lar Kafası sahnede olacak. 3 Eylül’de Derya Uluğ, 4 Eylül’de de Gripin Migros sponsorluğunda Çim Konserleri’nde yer alacak. Çim Konserleri kapsamında 5 Eylül’de Mustafa Sandal, 6 Eylül’de Selda Bağcan, 7 Eylül’de Sertab Erener, 8 Eylül’de Duman sahne alacak. Fuarın son günü 9 Eylül’de ise Mor ve Ötesi, İzmir’in kurtuluşunun 103. yılına yakışır bir final yapacak. Konserler saat 21.15’te başlayacak.
*- TİYATRO VE STAND-UP RÜZGARI
Müzik şöleninin yanı sıra tiyatro ve gösteri sanatları da fuar akşamlarına renk katacak. 1 Eylül – 8 Eylül tarihleri arasında Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda sırasıyla Oyun Atölyesi’nin “Hayvan Çiftliği” oyunu, Deniz Göktaş stand-up, Aşkım Kapışmak stand-up gösterileri, Ali Congun - "Adliye Çayı" Stand Up, Miray Akovalıgil’in “Ya Bende Bir Şey Yoksa” adlı gösterisi, sihirbaz Enver Ertaş’ın “The Illusionist” performansı, Anlatan Adam “İbrahim Türker” stand-up ve Tahsin Hasoğlu’nun stand-up gösterileri yer alacak. Tüm gösteriler saat 20.00’de başlayacak ve ücretsiz olarak izlenebilecek.
*- YEME-İÇME VE ETKİNLİK ALANI’NDA FESTİVAL HAVASI
Bu yıl yenilenen Yeme-İçme ve Etkinlik Alanı da dopdolu bir sahne programı ile ziyaretçilere festival havası yaşatacak. 19.00-21.00 saatleri arasında sahneye çıkacak isimler arasında Gizem Ataş&Muffin Band, Sedat Yüce, Dolce Band, Ibis Maria Latin Night, İtalyan müzik grubu Tamburi Del Vesuvio, Nilay Selçuk, Sevil Arnoczky ve Burak Kibar gibi sanatçılar yer alacak. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası ve Kültür Orkestrası da özel performanslarıyla fuar atmosferini renklendirecek. Renkli konserleri DJ performansları tamamlayacak. 6–7 Eylül tarihlerinde ise Dans Festivali Yarışmaları, salsa, bachata ve kizomba tutkunlarını bir araya getirecek.
*- SANAT VE EĞLENCE BİR ARADA
Müzik, tiyatro, stand-up ve dansla dolu etkinlikler sayesinde İzmirliler, fuar boyunca her akşam farklı bir sanat deneyimi yaşayacak. 29 Ağustos – 9 Eylül tarihleri arasında Kültürpark’ta gerçekleşecek İzmir Enternasyonal Fuarı, yine kentin kültür ve eğlence hayatına damgasını vuracak.
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın ana sponsoru Folkart, etkinlik sponsoru ise Migros oldu. Fuar giriş ücretleri tam 40 TL, öğrenci 25 TL olarak belirlendi. Fuar, her gün 16.00 – 23.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.
*-




Yorumlar
Yorum Gönder