AZ AMA SAĞLAMLAR
YAŞAR EYİCE
*- DERİN HASSASİYET!
İzmirli Meryem Fidancı gibi toplum olaylarına hassas ve duyarlı okuyucularım var.
‘Zaten kaç kişisiniz?’ diye sorduğumda hemen ortaya çıkıyorlar.
Hiç unutmuyorum, Nazım Hikmet’in arkadaşlarından, Naci Sadullah Danış’a çok ama çok yıllar önce telefonla köşe yazısını gazete için almaya çalışırken sormuştum, ‘Bizim gazetenin okuyucusu az değil mi?’ şeklinde birkaç cümle…
‘Az ama sağlam!’ demişti.
Şimdi tüm okuyucularımızdan, ‘Birer dostunuzu arkadaşınızı gazetemize abone yapın isteğinde bulunsak, inan bir günde trajımız ikiyi katlanır, yüzde yüz artar!’ demişti.
Zamanımızda siyasi parti başkanları da aynı taktiği ya da sistemi uygulamıyorlar mı?
Son seçimleri düşünün, konuşmaları anımsayın, ya da arşivinize bakın, ‘Hepinizden birer yakınınızı partimize üye yapın!’ diyenleri hemen hatırlayacaksınız.
Bu arada ben de bir hatırlatma yapayım;
*- İHALEYE ÇIKARILDILAR
Protokol kapsamında İzmir'in birçok ilçesindeki okulların duvarları, spor salonları, halı sahaları ve otopark olarak kullanılmak üzere okul bahçeleri 5 yıllık sürelerle kiraya verilmek için ihaleye çıkarıldı.
Bu ihaleler arasında İzmir Atatürk Lisesi, Gazi Ortaokulu, Nevvar Salih İşgören MTAL ve İnönü Lisesi gibi önemli okullar da yer alıyor.
İşte buna göre;
İzmir Atatürk Lisesi'nin tartışmalı ihalesi tamamlandı!
İzmir Atatürk Lisesi'nin otoparkı ihaleye çıktı.
İzmir'in en ünlü liselerinden biri olan Atatürk Lisesi'nin ihalesi, 15 milyon 600 bin liralık teklifle sona erdi.
*- ÇOK ÜZÜLMÜŞ
İhaleye üzülen Meryem Fidancı hanım da bana şunları yazmış:
‘Merhabalar...
Bu konuda da, o derin hassasiyetinizle, herkesin okuyabileceği sağlam bir yazı lütfederseniz, çok mutlu edersiniz...
Meryem.
Saygı, Sevgi ve Selamlarımla…’
Meryem Hanım bir de şu gazete haberini eklemiş:
*- ATATÜRK LİSESİ MEZUNLARI TEPKİLİ
Mezunlar lisenin bahçesini ihaleyle satışa çıkarılmasına tepki göstermek için İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Murat Saraç, ‘İhale şartnamesi gereği tüm gelirlerin Milli Eğitim Bakanlığı hesabına aktarılacak olması ve okullara görünürde hiçbir pay ayrılmaması nedeniyle okullar bu ihalelerden yararlanmayacak.
Üstüne okulların maddi külfetlerle karşılaşacağı, büyük sorunlar yaşayacağı son derece açıktır.
Devletin eğitim kurumları asla ticari bir işletme, bir rant kapısı olarak görülmemelidir’ dedi.
Klasik, biraz da kaçamak bir açıklama…
Vatandaş bile daha tepkili…
Tavşana kaç, tazıya tut cinsinden…
Tabii herkesin işi gücü var, siyasileri ve siyasi güçleri karşılarına almak istememeleri de bazılarımız tarafından normal görülür.
Durum nedir?
Atı alan Üsküdar’ı geçti!
*- GEÇ KALINDI!
Meryem Fidancı Hanım ‘Daha çok ses getirmeliydik. Geç duyurulduğu için büyük katılım yok!’ diyerek bir başka açıdan bu gerçeği de dile getirmiş.
Doğru ama, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!’ gibi bir inanış da var.
Görmediniz mi?
Adam küçük yaşta aldığı (!) 19 yaşındaki eşini, 5- 6 yaşlarındaki çocuğu ve onlarca kişinin bakışları arasında demir çubukla, acımasızca döverek hastanelik ediyor.
Bir Allah’ın kulu da ‘Ne yapıyorsun?’ diye kendisini önlemiyor.
Öküzün trene baktığı gibi seyrediyor.
Ufak çocuk annesini korumaya çalışıyor ama ne kadar?
Yani bu konuda da, kendimize göre her hak aramada, ya da düşüncemizi paylaşımda da dik ve dirençli olmalıyız.
Kimseye de güvenmemeliyiz…
İşin özü bu!
Şunları da ilave edeyim;
*- BÜYÜKŞEHİR DE KATILDI
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan otopark ihalesi, çok sayıda kurumun şartname aldığı geniş bir katılımla gerçekleşti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın ihaleye katılacaklarını duyurmasının ardından, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Grand Plaza şirketi de ihaleye katıldı.
Ancak, ihalenin ilk turunda muhammen bedelin artış göstermesiyle Grand Plaza yarıştan çekildi.
Otopark ihalesinde rekor teklif, İhalenin sonunda, rakamların daha da arttığı ve 15 milyon 600 bin liraya ulaştığı öğrenildi.
İhale İzmir gündemini hala meşgul ediyor.
İzmir Atatürk Lisesi’nin otoparkı sadece125 araç kapasiteli…
İhale devlet tarafından yapıldı.
*- DAHA ÖNCE GELİR OKULA İDİ
Bir iddiaya göre, yetkiler; ‘Daha önceki işletmelerin kaçak olduğunu, otoparktan gelen paranın nereye gittiğinin belli olmadığını, bu yüzden de ihalenin devlet kontrolünde yapıldığını belirtti. Atatürk Lisesi'nin bahçesindeki tüm otopark gelirleri maliyenin yani devletin kasasına gidecek.
Ben de şunu söyleyeyim:
Özellikle İzmir Enternasyonal Fuarı açıldığında, binlerce milyonlarca kişi fuara ziyaretçi olarak geldiklerinde, okul aile birlikleri tarafından kiraya verilen Atatürk ve Namık Kemal Lisesi’nin bahçelerinin otopark yapılmasından yararlanıyorlardı.
Yani gelir okula kalıyordu.
Atatürk Lisesi Kültürpark’ın Lozan kapısında, Namık Kemal Lisesi ise 26 Agustos kapısının karşısında bulunuyor.
Yine İzmirli konulara hassas ve bilgili, eski futbolcularımızdan Alim Güngör, ‘Aç gözlü, çıkarcı bireylerden, yani rant kapısı elde etmeye çalışanlardan şehirlerimizi korumalıyız’ diyerek toplumun önemli konularda birlik olmalarını düşünüyor.
Belirtmiştim:
Atatürk Lisesi Mezunları'ndan ihale çıkışı, ‘Devletin eğitim kurumları rant kapısı olarak görülmemeli’ demişlerdi.
Açıkladığım gibi, Milli Eğitim Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında Atatürk lisesinin bahçesi otopark olarak üçüncü kişilere kiralanmış oldu.
*- ÖNEMLİ BİR KARŞILAŞTIRMA
Belki de tepki çekeceği için okuyucumun adını açıklamayacağım.
Nilüfer geçen günkü programında sahneye gelen çifte nasihatlarda bulunmuş.
Haberini magazin sayfalarında okumuş, televizyonlarda seyretmişsinizdir.
Belirttiğim gibi okuyucum da bundan esinlenere, ‘eski ve yeni evlilikler’ üzerine şu paylaşımı yapmış…
Bazı noktalara katılıyor, bazılarına katılmıyorum.
Söyledikleri şunlar:
‘Eskiden evlilik kutsaldı. Şimdi ise masal...
Eskiden evlilikler çok kolaydı!
Bir yorgan, bir yastık, bir döşek yeterliydi!
Şimdi ise evlilik için 3 anahtar şart!
Ev, araba, iş yeri!..
*- ŞİMDİ PAZARA KADAR
Eski evlikler mezara kadar idi!
Şimdiki evlilikler ise pazara kadardır!
Eskiden evlilik ucuzdu,
Zina suçu işlemek için, ölümü göze almak gerekirdi!
Şimdi, 'Zina Bedava',
Evlilik ise neredeyse ölüm!
Eskiden evler sadeydi,
Toprak kokulu mutluluklar vardı..!
Şimdiki evler ise aksesuarlı,
Beton soğukluğunda huzursuzluklar vardır!
Eskiden iki odalı eve, 4 aile sığardı!..
Şimdi dört odalı evlere, tek aile sığamıyor..!
Eski odalarda, bir palas bir minder vardı..!
*- BİR MİNDER BİR DÖŞEK
Şimdiki Odalar ise, mobilyalardan sanki showrom salonu!..
Gösteriş ve gurur pazarı!
Oturmak bile nasip olmuyor!
‘Modası geçti’ diye, sürekli değişim!
Eskiden evler, misafirle bereketleniyordu, misafir doluydu!
Şimdi ise Anne ve babalar bile, misafirliğe kabul edilmiyor!
Eskiden evin süpürge makinası, çamaşır makinası, fırını, bulaşık makinesi evin kadınıyd!
Şimdi ise kadın, ‘evin para getireni’ oldu!
Eskiden aileler, çalışmaktan kavgaya fırsat bulmazdı;
Şimdi ise ebeveynler, oturmaktan, kavga için bahane arıyor!
Çünkü sıkılıyor, bey efendi ve hanım efendiler!
Eskiden Kocasına bir bardak su verince, şeref duyardı kadın!
Ya şimdi?
Artık bundan sonrasını da siz ilave edin…
*-
Yorumlar
Yorum Gönder