HEP BERABER İMTİHAN HALİNDEYİZ

YAŞAR EYİCE *- MAKAM İŞE YARAMIYOR İzmir'deki elektrik faciasını hepimiz biliyoruz. İki tahsilli ve sanatkâr gencimizin göz göre göre nasıl ölüme gittiklerini gördük. Siyasiler de kendilerine malzeme çıkarmaya çalıştılar. Son olarak yarımızın ‘iyi oldu’, yarımızın da ‘Hukuki değil, siyasi!’ dedikleri gözaltı kararları gündem oldu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar S. ile Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali A, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Y. ve Operasyon Direktörü Sefa P'nin de aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında gözaltı talimatı verildi. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, İZSU Genel Müdürlüğü binasına geldi. Gözaltı kararı verilen Genel Müdür Erdoğan, polis nezaretinde makam aracıyla Asayiş Şube Müdürlüğüne götürüldü. Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Yüksel de bulunduğu adreste gözaltına alındı. Gözaltına alınan 6 şüpheli, sağlık kontrolünün ardından emniyete getirildi. Hatırlarsınız: İzmir’in Konak ilçesinin Alsancak semtindeki işlek yolda, 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş, soruşturma kapsamında gözaltı talimatı verilen 35 şüpheliden 33'ü yakalanmış, 6'sı ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 27 şüpheliden 14'ü tutuklanmıştı. Soruşturma kapsamında bugün çıkan bilirkişi raporunda ise Gdz Elektrik firmasının kabloları yeterli derinliğe gömmediği, İZSU'nun da mazgal yapımı sırasında kabloları yüzeye yaklaştırdığı ve iki kurum arasında yeterli koordinasyonun olmamasının olayın yaşanmasında etkili olduğuna dikkati çekilmişti. Bana sorarsınız, ‘Helal olsun!’ diyorum… Ödemişli Başbakanımız Şükrü Saraçoğlu ne demişti? ‘Suiistimalin küçüğü büyüğü olmaz!’ Görevi tam yapmamak, çalışanları yeterli denetlememek, işleri takip etmemek, halka kulak ve kapı kapatmak da suiistimalin tam kendisidir. Yine Saraçoğlu Başbakan ile ne demişti? ‘Çobanın kayıp koyunundan da ben sorumluyum!’ Mealen anlatmaya çalıştım… *- FİNANSMANI KARŞILAMIŞLARDI Faydası ya da zararını bilmiyorum… Herhalde uzmanlar önümüzdeki günlerde yorumunu yaparlar. İyi mi yaptık, yanlış mı? Olay şu: THY, Çin yuanı ile uçak finansmanı gerçekleştiren ilk hava yolu şirketi oldu. Konuyu biraz açayım: Türk Hava Yolları (THY), Çin Halk Cumhuriyeti dışında Çin yuanı döviz cinsi ile uçak finansmanı gerçekleştiren ilk hava yolu şirketi oldu. THY Basın Müşavirliği’nden yapılan açıklamaya göre, şirket, çeşitli döviz cinslerinden elde ettiği gelirleri sayesinde ve doğal riskten korunma stratejileri kapsamında finansman portföyüne yeni bir para birimi daha ekledi. Çünkü; Bu yıl mayıs ve temmuz aylarında THY’nin filosuna katılan 3 Airbus A350 tipi uçak, AVIC International Leasing ve CCB Financial Leasing tarafından Çin yuanı döviz cinsinden finanse edildi. Çin pazarında büyümeye devam eden THY, uçak finansmanı alanında da Çin’in önde gelen uçak finansörleriyle çalışarak, finansman portföyünü hem coğrafi açıdan hem de para birimi yönünden zenginleştirdi. THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, bu finansman yönteminin bir ilk olduğunu belirtti. Bu yöntemle şirketin kur baskısından korunduğunda dikkati çeken Bolat, ‘THY olarak uçak finansmanı alanında imza attığımız başarılara bir yenisini daha ekleyerek, Çin dışında ilk kez Çin yuanı para birimiyle uçak finansmanı yapan hava yolu olduk.’ dedi. Biliyorsunuz, Rus Rublesi ile alışveriş yapmayı da kabul etmiştik. Kısaca anımsatayım, Çinliler bu arada Türk otomativ sanayine kendi imalatları ile girmek istiyor, bunun için de bazı kolaylıklar istiyor. Buna yetkililer olumlu gözle bakarken, yerli ve milli TOGG firmamız ise kesinlikle karşı çıkıyor ama yeterli kulisi yapamadıkları için cılız kalıyorlar. *- YÜREKTEN GELEN SES İLE Aliağa’ya bazen dolaylı, bazen doğrudan çok hizmeti olan Ali Osman Karatekin’i yıllardır tanırım. Doğru, dürüst, duyarlı, dost bir meslektaşımdır. Bir ay kadar önce ‘Hayırsever!’ diyerek bir işinsanımızın arkasından bir yazı yazmıştı. İçten ve samimi… Karşılığı olmayan… Ne ilan, ne para, ne de bir beklenti olmayan nadir yazılardan biri… ‘Gerçek Hayırsever Sanayici Zeynel Arslan'ın ardından...’ kaleme almıştı. Kaç kez yazdım; ‘Hani hayırsever diye bize sahtekar ve dolandırıcıları algı operasyonu ile aldatmaya ve tanıtmaya çalışıyorlar ya sakın inanmayın. Bunlar ‘ölüyorum’ diye yalvarana ne bir bardak su verirler, ne de bir çay ısmarlarlar! Yedikleri, ısmarladıkları yemeklerden hediyelere tutun bir kuruşu bile ceplerinden çıkmamıştır. Koltuklarını korumak için derneğin, ya da yürütme kurulu başkanlığını yaptığı şirketin, sendikanın, kooperatifin, odanın, vakfın, bir birliğin başkanlığını yapsın fark etmez… Adından fazla söz edilen, sosyete sütunlarında, eğlence merkezlerinde, tabii ki hayır kurumlarında adı kim geçiyorsa mutlaka şüphe ile bakın ve gerçeği görün… *- BEN DE ÇOK DESTEK VERMİŞTİM Şimdi sözü Ali Osman Karatekin’e veriyorum; Yüreğinden gelen sesleri nasıl kayda almış? ‘O'nu ilk kez 2007 yılında Aliağa Organize Sanani Bölgesi'ne (ALOSBİ) yatırım yapmaya karar verdiğinde tanımıştım. O yıllarda Basın Müşaviri olarak görev yaptığım Aliağa Ticaret Odası, EBSO ve İzmir İl Özel İdaresi ile birlikte ALOSBİ'nin kurucusuydu. Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka da ALOSBİ'nin yönetim kurulu başkan vekili ve Mütevelli heyet üyesiydi. ALOSBİ'nin başkanı renkli kişiliğiyle tanıdığım nev-i şahsına münhasır merhum N.Atıl Akkan'dı. 2006 yılına gelindiğinde ALOSBİ'de sanayi yatırımlarının başlaması için Atıl Akkan ve Adnan Saka büyük çaba gösteriyorlardı. Bu çabalarla Micha, Eastchem gibi şirketler yatırımlarına başlamışlardı. *- İTİCİ GÜÇ OLDU Ancak o sırada bir yerli yatırımcı çıktı ve tam 9 Milyon dolarlık bir yatırım yapmaya karar verdi. Bu firma Arslan Damper ve Makina Şirketiydi. Yurt içi ve yurt dışına kamyon damperi, dorse ve treyler üretimi yapıyordu. Şirket 2007 yılında yatırımını gerçekleştirdi. Şirketin kurucusu, İstihdama, üretime büyük önem veren, ülkemizin kalkınması için büyük çaba gösteren bir şahsiyetti. Arslan Damper'i 1981 yılında Soma'da küçücük bir dükkanda kurmuştu. İmkanlar kısıtlıydı ama kendisine ve yaşadığı topraklara, ülkesinin gücüne güveniyordu. *- ÖNEMLİ TESİS 25 yıl sonra Aliağa'da 12,500 m2’si kapalı olmak üzere 25,000 m2’lik alan içerisinde modern teknoloji ile donatılmış tesisi kazandırmanın haklı gururunu yaşıyordu. Zaman zaman yaşanan ekonomik güçlüklere karşın yatırımlar sürdü. 2015 yılı içerisinde ALOSBİ'de 2700 m2 si kapalı olmak üzere 10000 m2 ek alan daha tesislere eklendi. Sade yaşam tarzı, sokakta çarşıda her zaman karşılaşabileceğiniz, samimi içten bir kişilikti. Çocukla çocuk, büyükle büyük olur, selam alır, selam verirdi. Karşısındaki insana kıymet verirdi. *- AKLIMDA KALAN 2008 yılında Aliağa Organize Sanayi Bölgesine doğalgaz geldiğinde ilk abone Arslan Damper olmuştu. Bir an önce üretime başlamak, insanlara iş ve aş imkânı sağlamanın heyecanı içindeydi. Bu yürekli sanayicinin kalbi artık Aliağa'da atıyor, Aliağa'nın eğitim, sağlık, sosyal konularında ne zaman yardımına başvurulsa büyük bir heyecanla tüm imkanlarını seferber ediyordu. 2021 yılında Hastane Başhekimi Dr. Yalçın Koçyiğit, Aliağa Belediye Başkanımız Serkan Acar ile el ele vererek Aliağa Devlet Hastanesinde yeni ünitelerin bulunduğu 4 katlı binanın yapımını üstlendi. *- DUALARIMIZ BU SANAYİCİMİZE İşte bu koca yürekli sanayicimiz, hayırsever ağabeyimiz Zeynel Arslan pazar günü Aliağa'da sonsuzluğa uğurlandı. Zeynel Ağabey Aliağa'mızın anıt kişilerindendir. Aliağa'ya ve ülkemize yaptıklarıyla gelecekte de unutulmayacaktır. Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.’ Acaba hangimiz böyle içten ve yürekten yazılmış, gerçek hayırseveri ardından tanıtmayı kendine görev kabul etmiş birine rastladınız mı? Kim kimi beslediyse ya da birilerine para kazandıran, ilan veren ama cebinden bir kuruş harcamayan, varlıklarına varlık katanları ‘görev gereği' talimatla yazanları gördük, yaşadık… Sağol Aliosman kardeşim böylesine güzel bir görevi yerine getirdiğin için… *- EMEKLİLER ve YAŞLILAR Her haber dönüyor dolaşıyor, emeklilere ve yaşlılara geliyor. Hiç olmazsa haftada iki gün eli öpülesi yaşlılarla ilgili haberleri, yorumları makaleleri ve hatıraları okuyor, dinliyoruz. İşte onlardan yenisi! İçimizden biri, ‘Neden dedeler hava soğukta olsa parklarda oturur bilir misiniz?’ diyerek şunları döktürmüş: ‘Bir çoğunun eşi ölmüştür. Tek başına yemeğini yapacak, çayını demleyecek durumda değildir. Gelininin ya da damadının yanına sığınmıştır. Bedeni ve ruhu artık gerilemeye başlamıştır. Uzuvları görevini yapamaz hale gelmiştir. Dermansız, çaresiz, mahsundur. Yürekleri yumuşamış, gözyaşı gözünün kenarında hazır bekler, gurbetten geleni görse o yaşı akıtır hemen! *- SON NOKTA Yemeğini üzerine döker, takma dişi ağzından çıkar, dişi gıcırdar, Damadın, gelinin, oğlunun, kızının, torunların küçük bir sözü gücüne gider. Üzülür, gözleri dolar, yutkunur! İçine atar acısını, çaresizliğini! Sessizce, ezilerek sofradan çekilir, usulca. ‘Baba niye kalktın, doymadın ki?’ der, kızı, oğlu! ‘Doydum yavrum doydum, siz devam edin der. Der demesini de yüreği hüzünle dolmuştur dedenin! ‘Allah'ım beni niye görmüyon, benim de canımı al!’ der. ‘Canının alınmasını Allah'tan istemek, yalvarmak duaların en son noktası değil midir? *- HESABI DIŞARI ÇIKMAK Ve o dede yine usulca kendini kapıdan dışarı atmanın hesabını yapar, inceden inceye, iç çeke çeke! Ne desin! ‘!’Yavrum ezan vakti geliyor, ben yavaş yavaş dışarı çıkayım der, ve çıkar. O dışarı çıkış yanan yüreğine soğuk su gibi gelir. Ya Alipaşa Cami avlusuna ya da yeraltı çarşısı üzerine ya da Taşhan üstü parka gider, oturur. Tabii bunlar bir örnek… Her kentte benzer toplanma yerleri vardır. *- GELİRİ YOKSA YANDI Tanımasa da selam verip oturur diğer yaşlının yanına. Gündüzleri camidir, onların sığınacağı ısınacağı yer. Yüreğine ferahlık bulacağı yer. Emeklilik maaşı olan bir nebze iyidir ötekilerden. Gelininin, damadının ihtiyacı da varsa, maaş hatırına ilgilenirler yine. Ya yoksa? Yeryüzünün en sevimsizi, en istenmeyeni siz olursunuz. *- SELAM VERİN Gençler! Varacağımız yer İhtiyarlık Durağı. Aman ha, parkta oturan yaşlıya, otobüsteki yaşlıya siz siz olun yer verin! Eleştirmeyin! O yaşlara gelecek bizlerde sınanacağız! Hep beraber imtihan halindeyiz, son nefese kadar! Tanıdığınız yaşlı varsa bir selam verin, sohbet edin, durumuna göre bir çay, bir çorba ikram edin. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BÖYLE BİR ANLAŞMA GÖRÜLMEDİ... DENİZİ YOK ANLAŞMAYA LİMANLAR KONULDU...

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR