YAZ DOSTUM YAZ

YAŞAR EYİCE *- GÖÇ HEP GÜNDEMDE Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun alt komisyonu olarak görev yapan Göç ve Uyum Alt Komisyonu bünyesinde Göç İdaresi Başkanlığı bulunuyor. Ne kadar uzun, akılda tutmak oldukça zor değil mi? Burada Dünyada ve Türkiye’de Göç konuşuluyor, sunum yapılıyor. Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf ve İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen birlikte katıldığı komisyonla ilgili görüşlerini şöyle özetlediler: ‘Seçimlerden sonra neredeyse her konuda olduğu gibi göç konusunda da seçim öncesinde verilen sözlerin yerine getirilmediğini, hükümetin bilimsel verilerden, sahadaki ve sokaktaki gerçeklerden uzak şekilde tespitlerde bulunduğunu görmüş olduk. Toplantıdan anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’de bir göç sorunu bulunmuyor. Hükümetin ‘kaynak ülkelerde yaşanan sorunlar’ diyerek ülkemizden binlerce kilometrelerce uzakta bulunan Ortadoğu ülkelerinde yaşanan siyasi sorunları üzerine miras alarak kabul ettiğini hayretle izledik. Görüldüğü üzere hükümet, suni bahanelerin arkasına sığınarak göç sorunun çözümüne baştan savma şekilde yaklaşıyor. İktidarın sığınmacı sayısını azaltmak adına nihai bir hedefi bulunmuyor. Toplantıda en bariz biçimde ortaya konan gerçek, hükümetin sorunları ciddiyetle belirlemediği, düzensiz göç sorununun çözümüne dair kesin sonuçlu bir projesinin olmadığının görülmesidir. Kamuoyunda demografik değişim tartışmaları yaşanırken iktidarın sığınmacı konusundaki “kervan yolda dizilir” anlayışı kabul edilemez. *- TÜRKİYE’DEKİ YABANCILAR Göç İdaresi Başkanlığı’nın vermiş olduğu sığınmacı rakamı ile şehirlerde karşılaşılan manzara arasında ciddi farklar bulunuyor. Yetkililer 4 milyon 741 bin 115 yabancının ülkemizde olduğunu, bunların 3 milyon 279 bin 152’sinin geçici koruma altında olan sığınmacı olduğunu ifade etmiştir. TÜİK verilerine göre İstanbul’da 15 milyon 840 bin kişinin yaşadığı bilinirken İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre İstanbul’da günlük 19 Milyon 300 bin kişinin su tükettiği iddia edilmektedir. Bu farkları nereye koyacağız? Yalnızca İstanbul’daki uyuşmayan sayı bile tablonun vehametini gözler önüne seriyor. Süratle Göç İdaresi Başkanlığı’nın merkezi ve yerel kurumlarla temasa geçerek asıl rakamlarla kamuoyunu aydınlatması gerekmektedir. *- AYNI KEFEYE KOYAMAYIZ Bunların yanı sıra iktidarın duygusal çarpıtmalarla ailesine ve ülkesine ufakta olsa bir fayda sağlamak için yıllarca yurt dışında alın teri döken gurbetçilerimizi, yine ülkemizin vatandaşları olan Balkan Muhacirlerini sığınmacılarla aynı kefeye koyan görüşleri vicdanları yaralamaktadır. Yalnızca havada uçuşan rakamlarla bir göç politikası ortaya konamaz. Göç politikası uygulayacakların sorun belirleme ve hedef koyma noktasında samimi, gerçekçi ve akılcı şekilde hareket etmesi gerekir…’ *- HER TÜRK VATANDAŞI GİBİ İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen’den aldığım bu notlar yeni değil. Anımsadığım kadarıyla bu notları geçen Ekim 2023 ayının ilk haftasında almış ve öğrenmiştim. Şimdi paylaşmamın nedeni de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Beylikdüzü’nde Afgan kökenli bir Türk vatandaşının, yakınlarının da teşviki ile ‘Bağımsız’ olarak belediye başkanlığına adaylığını koyduğu iddiası. Türk vatandaşı olduğuna göre hakkı var… Kimlerin belediye başkanlığına, meclis üyeliğine, muhtarlığa aday olması, olabileceği açık ve net belli. Hatırlayan olabilir; Son zamanlarda, daha doğrusu büyük depremden sonra büyük protestolara neden olan buna rağmen CHP’den tekrar Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen Dr. Lütfü Savaş ne diyordu: ‘Yakın zamanda oy kullanma hakkını elde edecek olan sığınmacılar Hatay’da belediye başkanlıklarını kesinlikle kazanırlar, nüfus üstünlüğü doğurganlıklarıyla birlikte öne geçirdiler. Kayıtlarda, belgelerde konuşmalar, iddialar bulunuyor. Belirttiğim gibi her Türk vatandaşı seçme ve seçilme hakkını elde ettiğine, sığınmacılara ve yasalara göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı hak edip, Türkiye Cumhuriyeti hüviyeti elde ettilerse şimdilik sorun olmuyor. *- TARTIŞMA KONUSU Bir de şu ‘Hürriyet Abidesi’ olan Amerika Birleşik Devletlerine gidelim… Bakalım orada durum nedir? Bazı okuyucularım biliyor ama ben yine anımsatıyorum, haber özetle şöyle: ‘Yasal göçmenlerin New York belediye seçimlerinde oy kullanmasına mahkeme engeli! New York’ta ikamet eden, vatandaş olmayan ancak Yeşil Kart sahibi kişilerin belediye başkanlığı seçimlerinde oy kullanıp kullanamayacaklarına ilişkin tartışma sürüyor. Eyalet Temyiz Mahkemesi, göçmenlere oy kullanma hakkı tanıyan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.’ Yani Amerika’da oturmaya ve çalışmaya izni olanlar, Amerikan vatandaşı olabileceklere her kapı açık bırakılmıyor, hem de mahkeme kararıyla… Yine yerel seçimlere az bir zaman kala, bu kez şu bilgiyi de paylaşayım: İYİ Parti Lideri ‘Sığınmacı gettolarına, minyatür Suriyelere izin vermeyeceğiz!’ diye konuştu: İYİ Parti’nin seçim beyannamesi açıklamasında, Meral Akşener’in CHP’ye yönelik sert eleştirileri devam ederken belediye yönetimleriyle birlikte kaçak ve sığınmacı göçmenlerle mücadele vaadi göze çarptı. Bunların yorumlarını da sizlere bırakıyorum… Sadece bilgilendirme için yazmaya çalıştım. *- SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA! Barış Manço’dan hepimiz ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’yı biliyoruz… Barış Manço’nun 1979 Yılında meşhur ettiği, Mehmet Ağa Aslen Karamanlı bir Toprak ağasıyken, Osmanlı Dönemi yetkilileri Mehmet ağayı çağırarak Kıbrıs Girne’de büyük bir tarla vererek, ‘Karaman’daki Bahçelerin gibi ek, biç, halka iş ver bizde sana toprak bağışlayalım. Hayvancılık ve Tarımı geliştir’ derler... 1810-1920 tarihleri arasında yaşamış Karaman’dan Kıbrıs’a 5 kardeşini de alıp gelmiştir. Yörük Türkmendir... Kıbrıs’taki Köyünün adının Göçeri olması, Yörüklerin konar göçer hayatından gelmektedir. Yörükler köyü de derlermiş Göçeri köyüne… Sarı Çizmeli Mehmet ağa, Devlete söz verdiği gibi Tarımda ve hayvancılıkta binlerce kişi çalıştırır, İş verir büyük bir aile olurlar... Zamanla 3 bin dönümden fazla toprağı olur. Kavgalıları barıştırır, bekârları evlendirir, eşyalarını hediye eder, ev verir, en az da birer dönüm toprak bağışlarmış. Fakir fukara bir kahvehaneye, ya da lokantaya gittiğinde para ödemez, yer içer, tüm hesapları Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ya yazdırırlarmış. Ağa her Cuma namaz öncesi esnafı dolaşır, halkın borçlarını ödermiş. Kendi gibi gönlü de zengin bu ağa malını mülkünü hep başkalarının hesabını ödeyerek harcadığından, yokluk içinde ölmüştür. Torunları hala Girne İli, Dikmen Beldesi, Göçeri Köyünde yaşamaktadır. *- BİLEN YOKTU Barış Manço anlatıyor: ‘Kıbrıs’a gittiğim zaman bu mezarı arayıp buldum. Beni çok üzen konu ise, Mezarın sahipsizliği... Kabri aradığımı taksiciye söyleyince, Öyle bir bakış attı ki anlatamam... ‘Abi ben yıllardır burada taksiciyim, böyle bir mezar duymadım!’ demişti. Gittiğimiz köyde bir amcaya denk geldik ve sorduk. Taksicide kulaklarıyla duydu ve amcada ‘aynen böyle’ diye doğruladı ve bize ‘Mezarı şu karşı tepede’ diye gösterdi.’ *- MEZARI YAPTIRDI İşte bu hikâyeyi 1971’de Kıbrıs’a gittiğinde duyan ve araştıran Barış Manço Kabri ziyaret eder fakat çok bakımsızdır. ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ şarkısını yapar ve sonrasında Mehmet Ağa’nın köyündeki mezarını yaptırır (1982). İşte o harika şarkının kaynağı bu hayat hikâyesidir. Şimdi sözlerinin daha bir anlamlı olduğunu fark edeceksiniz. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi? Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi? Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için, Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi? Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı! Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı! Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu, Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı… Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı! Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı? Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı? Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış, Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı? Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı. Halk bilimi, kültür, ve müzik ancak böyle güzel birleştirilebilir. Ve bunu en iyi yapanlardan biri Barış Manço idi. Hem hikayedeki Mehmet Ağanın hem büyük kültür adamı Barış Manço' nun ruhu şad olsun bu notları da Semih Öz’den öğrenmiş oldum. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR