2024 TÜM DİLEKLERİMİZİ YERİNE GETİRSİN, KÖTÜ ANLARIMIZI UNUTTURSUN

YAŞAR EYİCE *- ELBİRLİĞİYLE MUTLU GÜNLERE Değerli Dostlar, Merhaba! Sevinçlerini ve üzüntülerini hep birlikte paylaştığımız 2023 yılını geride bırakarak, yeni umutlar ve daha aydınlık bir gelecek dileğiyle 2024 yılına giriyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Büyük zorluklarla mücadele ettiğimiz 2023 yılında, gücümüzü dayanışmadan aldık. Birlikte omuz omuza, dayanışma içinde sorunların üstesinden gelmeye çalıştık. Yaralarımızı sarmaya çalıştık. Herkes için, kimseyi ayırt etmeden çalışanlara da, sinsi ve bölücülere de tanık olduk. Kadını yaşlısı çocuğu genci sokak hayvanları engelsiz hayat isteyen üretmek isteyen herkes için gönlümüzün kapılarını açtık. Yardımlaştık, dayanışmayla büyüyebileceğimizi, örnek olabileceğimizi gördük. Yeni yılda da beklediğimiz ama çoğumuzun bulamadığı, huzuru, güvenliği, mutluluğu, güzellikleri arayacağız. Sağlık içinde yaşamın tadını çıkarmaya çalışacağız. Büyük umutlarla karşılamaya hazırlandığımız 2024’ün ülkemize barış, sağlık, demokrasi getirmesini de temenni ediyorum. Belirtmeye çalıştığım gibi sağlık, huzur, mutluluk dolu aydınlık günlerde birlikte türküler, şarkılar söyleyerek, dans ederek, birbirimizi severek, hoşgörü içerisinde 2024’ü geçirmemiz en büyük dileklerimden biri olarak gerçekleşir umuduyla sizi selamlıyorum. Aydınlık günlerde, sevecen duygularla, sevgi ışıkları altında birlikte olalım… Yeni yılın yaşamınızı sağlık, kalbinize sevgi, evinize mutluluk, işinize başarı, cebinize para getirmesini yürekten diliyorum… Önümüzdeki engelleri, ayaklarımıza takılanları, sahtekar ve namussuzları, dolandırıcıları, üzerimizde ve cebimizde gözü olanları 2024’de alaşağı edip, karanlıklardan uzaklaşıp, kutlu güzel günlere kavuşalım… *- ADALAR KUYRUĞU Yılbaşı tatilinin hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle Türk tatilciler Yunanistan’ın Ege adalarına adeta akın etti. Yılbaşı tatili için ellerinde bavul ile geceden sıraya giren tatilciler, Türkiye’nin en batısında bulunan Balıkesir’in Ayvalık ilçesindeki Deniz Hudut Kapısı önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Yunanistan’ın Midilli Adası ve oradan da diğer Ege Adaları’na gitmek isteyen Balıkesir’in yanı sıra İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa, Manisa ve Aydın gibi kentlerden gelenler, farklı bir ülke ve kültürde yeni yıla girmek adına Midilli’ye gittiklerini söyledi. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte feribota binmek için gelen tatilciler, üç ayrı turizm şirketinin feribotlarını doldurdu. Yaklaşık 2 bin tatilci, Midilli’ye gitti. Çeşme’den Sakız’a gidenler için ise ek feribot seferleri hizmete sokulduğu belirtiliyor. Bu arada bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleriyle Türkiye ile Yunanistan arasındaki ‘Kapı Vizesi’ konusunda mutabakata varıldığı açıklanmıştı. İki ülkenin anlaşması ve Avrupa Parlamentosu’nun da onaylaması sonucunda, Kapı Vizesi onaylandı. Muhtemelen Ocak ayı başında altyapısı hazırlanır ve personeller görevlendirilir, Şubat ayı başında da bu vizenin başlayacağını düşünülüyor. Tek sefer geçişli ve maksimum 7 gün kalınabilecek şekilde bir uygulama olacak. Vatandaşlarımız yapacakları rezervasyonlarla yıl içerisinde istedikleri kadar gidip-gelebilecekler. Ancak bugün için bu anlaşma henüz yürürlüğe girmedi. *- YANLIŞ VE HATALI Kaç kez yazdık! Şu anki belediye başkanları yerel seçimler öncesinde kesinlikle yeni anlaşmalar yapmasınlar, hazırladıkları projeleri, ‘devlette daimilik’ prensibi ve uygulaması için, Mart ayında yapılacak seçimlere kadar ertelesinler, diye… Ama bazıları sanki yangından mal kaçırır gibi hareket ediyor. İşte bir örnek! 4 yıldır kayyım yönetiminde olan Urla Belediyesi'ne ait bir taşınmazın 10 yıllığına kiralanma yetkisinin verilmesine dair gündem maddesi ilçede geniş yankı uyandırdı. 2 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Belediye Meclisi toplantı gündeminde yer alan 10 yıllık kiralama yetkisine, birçok Urlalı ve başkan aday adayları ‘Urla'nın değerli varlıklarının, kamusal yarar gözetilerek ve tam bir şeffaflık içinde yönetilmesi gerektiğine inanıyorum’ diyerek tepki gösteriyor. 02 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşecek Belediye Meclisi toplantısının gündem maddelerinden 22. Maddenin Park Urla içinde bulunan binaların mevcut haliyle 10 yıllık süreyle kiralanması hakkında olduğu görülüyor. Urla'nın geleceğini şekillendirecek olan her kararın, şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde alınması gerektiğine inanan adaylar gibi yazlarını Urla’da geçiren ben de, 4911 ada 11 parsel numaralı bölgenin mevcut belediye tarafından kiralanması süreci hakkında ortaya çıkan şaibeli iddialar karşısında derin endişelerimi ifade etmek istiyorum. Urla'nın değerli varlıklarının, kamusal yarar gözetilerek ve tam bir şeffaflık içinde yönetilmesi gerektiğine inananlardanım. Burası URİT'e mi kiralanmaktadır? Başkalarına mı kiralanmaktadır? Neden 10 yıllığına kiralanmak istenmektedir? Bu ve bunun gibi birçok cevap bekleyen sorular bulunmaktadır. 3 ay sonra görev süresi bitecek olan Kayyım Kaymakam bu önemli konuyu dikkate almalıdır. Hatta kısa zamanda olumlu icraatları ile İzmirliler tarafından olumlu not alan valimiz Dr. Süleyman Elban konuya el koymalıdır. *- EŞLERİNDEN HAKLI TALEP Atanamayan Uzman Çavuşlar Derneği (ATAUZDER) Kadın Kolları Başkanları yaptıkları açıklamada, eşlerinin yeniden atanarak göreve getirilmesini istedi. 3269 sayılı kanun ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nde uzman çavuş olarak görev yapmış, görevlerinden ailevi sağlık ve mesleki nedenlerden dolayı kendi isteğiyle sözleşme feshi ile 7 yıllık zorunlu hizmet süreleri sona ermeden istifa etmek zorunda kalan eski uzman çavuş eşleri adına açıklamalarda bulunan derneğin kadın kolları başkanları çarpıcı açıklamalarda bulundu. ATAUZDER Adana Kadın Kolları İl Başkanı Kevser Şanlı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ‘Siz bilir misiniz evladınızı aylarca, yıllarca görememenin çaresizliğini? Ya da evladınızın, babaları ile sarılan çocukları görünce ağlamalarını, benim babam neden yok anne demelerini... Babaları varken çocuklarımızın onların yokluğunu yaşamalarını? Eşlerimizin her an al bayraklı tabutta gelebileceği korkuları, kâbusları? Yaşadığımız psikolojik rahatsızlıkları? Bu çaresizliği yaşamayan bilmez. Eşlerimiz en ön safta vatan mücadelesi yaparak, Bizler ise çektiğimiz tüm sıkıntılarla hak ettik bu vefayı. Bizler vatan haini değiliz. Bu devletin öz evlatları olarak kanunen verilmiş memuriyet hakkımızı devlet eliyle almak istiyoruz. Sorunlarımıza çözüm buluncaya kadar pes etmeye asla niyetimiz yok. Umarım Bizleri daha fazla görmezden gelmezsiniz. Hakkımızı istiyoruz” dedi. *- KİMSENIN YANINA KALMAZ! Derneğin İstanbul Kadın Kolları İl Başkanı Merve Akın da yaptığı açıklamada, ‘Bizim meselemiz herhangi bir siyasi yapıya malzeme olamayacak kadar kutsaldır. Bizler vatanın güvenliğini sağlayan ordumuzun bel kemiğiydik. Kanunen var olan hakkımızı istiyoruz’ ifadelerini kullandı. ATAUZDER Mersin Kadın Kolları İl Başkanı Ebru Yülek de yaptığı açıklamada, ‘Anadan yardan evlattan vazgeçeriz de vatan, bayrak sevgisinden asla vazgeçmeyiz. Bizlerin hakkı yarına kalır elbet ama kimsenin yanına kalmaz’ demekle yetindi. İzmir Kadın Kolları Başkanı Nalan Onar da, ‘Eşlerimiz vatan sevdası ile bizi her zaman ikinci planda tuttu. En büyük sevdası vatan olan bu kahramanların kanunen var olan haklarını alıncaya kadar her türlü mücadeleyi onlarla birlikte vereceğiz’ dedi. Özetle; ‘Bizim çocuklarımız babalarını görmeden büyüdü. Bir yanımız kırıktı bir yanımız eksik. Sesini duymadığımız bir gün, korkudan duramazken nefes almasına şükür ederdik. Bu yüzden bu mesleğin değerini asla parayla ölçmeyin, bizlerin ödediği bedeli görmezden gelmeyin. Siz hiç babamı özledim diye ağlayan çocuğunuzun gözyaşlarında boğuldunuz mu? Bizler dilencilik yapmıyoruz. Var olan hakkımızı istiyoruz, terörle mücadele önde olan bizim eşlerimizdi. Sıcak yuvası sadece dağlarda savaş yerleri idi. Sıcak yatağı sıcak yemeği yoktu. Biraz empati kurmanızı istiyoruz bir yaşam var korkarak mücadele veriyoruz şartlar ağır ve derdimizi kimseye anlatılamayacak kadar yüklerle doluyuz. Evlendik düzenim olmadı sağlık sorunlarım oldu, elimi tutan yol arkadaşım yoktu bir yuva dağılmasın diye bıraktık ve yine maddi konuda yarım kaldık. Kanunun var atama yok hakkımızı istiyoruz’ ifadelerini kullanıyorlar. *- Erol Altınmekik İzmirli bir çevreci. Sağlık sorunlarına rağmen, İzmir’in her çevre sorununun içinde görürsünüz. Sorunları hep dile getiriyor, tabii bu yüzden de, masabaşı mesaisini seven bazı yönetici ve bürokratlar tarafından sevilmiyor. Erol Altınmekik geçen hafta Bostanlı Pazarı Sergi alanında idi. İzlenimlerini şöyle anlattı: ‘Yöresel ürünler ve onlardan yapılan muhtelif yemek, börek ve tatlıları Ege bölgesi ve İzmir halkına, Bostanlı pazarı teşhir alanlarında sunarak, mali yönden de yöredeki yetiştiricilere destek vermek isteklerine bizler de yanıt olarak memnuniyetimizi ilettik. Daha önceki yıllarda bu işler ciddi programlarla yapılmıyordu. Her iki taraf için de daha ciddi kurallara bağlanmasında büyük yararlar olacağı da dikkate alınarak, düşünülen kurallar tekraren gözden geçirildi. Konu; İzmir B. Şehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler dairesi başkanlığı tarımsal eğitim Ar-ge ve koordinasyon şube Müdürlüğüne duyuruldu. Tarımsal hizmetler Dairesi Başkanlığı ise şu yanıtı verdi: ‘Yöresel imalâtların ilimizde tanıtılması ve satışı ile ilgili olarak Daire Başkanlığımızın herhangi bir çalışması bulunmamaktadır.’ Halbuki istenen şudur: ‘Alanın temizliği, gıdaların güvenliği ve sağlıklı olmaları’ Bunlar için gerekli önlem ve çalışmaların yapılmışı… İnsanlarımız sağlıklı ve güvenli alışveriş yapsınlar, aldatılmasınlar… Yerel belediye ile büyükşehir belediyesi sorunları çözüp, işin takipçisi olsunlar… Bekçilik görevini kolluk kuvvetlerine bıraksın.. *- KURULAN ŞİRKET SAYISI;11 AYDA 48 BİN! Geçenlerde bir araştırmayı okudum. 2023’de kapatılan, resmen kapak indiren işletme ve ticarethanelerimizin sayısını veriyordu. İki ellerimin, avuçlarımın içine aldığım başımı üzüntü ile salladım. ‘Neden?’ sorusunun yanıtını bulmaya çalışırken, şu bilgiye rastladım; Çin’de 11 ayda kurulan yabancı şirket sayısı 48 bine çıktı Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Çin piyasasının yabancı sermaye için cazibesinin daha da artacağı belirtildi. Ticaret Bakanlığı Sözcüsü He Yadong, bugün düzenlenen basın toplantısında, Çin’de son dönemde yabancı sermaye ölçeğinde dalgalanmalara yol açan ekonomik ve ekonomi dışı faktörler bulunduğuna işaret etti. Biz de yırtınıyoruz, yabancılar gelsin, şirket kursun, istihdam sahası açsın diye… Bunla uğraşırken, bir de bakıyoruz birçok firmamız kapanmış! Umarım 2024’de ticaret erbabımız ve girişimcilerimiz de sorunları aşarlar, sağlıklı ve ekonomik üretim yaparak, ülkemize ve insanlarımıza, tüketicilerimizin de yüzlerini güldürürler… *- BİRLİKTE KARAR VERMELİYİZ Şunu da unutmayalım; Geleceğimize birlikte karar vereceğiz! Vermeliyiz! Yönetilenlerin yönetenleri denetlediği bir sistemi hayata geçirmeliyiz. Yeri gelmişken, BATÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Akın Kazançoğlu’nun sözlerini nakledeyim: ‘Yerel yönetimler, yapısı ve işleyişi itibariyle geniş bir olgudur. Kamusal nitelikteki hizmetlerin sürdürülebilir olmasında yönetimlere büyük sorumluluklar düşüyor. Yerel yönetimler seçiminde donanımlı başkan adaylarının seçilmesi büyük önem arz ediyor. Ehliyet ve liyakat sahibi, milletimizin beklentilerine cevap verebilecek adayları yürekten destekliyoruz.’ Yürekten… Evet her konuda ‘yürekten’ olursak, daha mutlu ve huzurlu oluruz. Doç. Dr. Turgut Gümüşoğlu, ‘Bilginin bir güç olarak metalaştığı dijital çağda yaşıyoruz. Sosyolog ve bilim insanlarının nedeyse ortak olarak üzerinde uzlaştığı yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Sanayi kapitalizminden finans, oradan da dijital çağın habercisi olan bilgi toplumu ve bilgi kapitalizmi hiç olmadığı kadar tüketimi ön plana çıkarırken esas güç bilgi sahiplerine dönüyor. Dünya güçleri ile mücadele edebilmek ve varlığımızı sürdürebilmek için bilgi toplumunun gereksinimlerini yerine getirmek zorundayız.. Bilgiyi elde etmek için gerekli kurumları çağın gereksinimlerine göre yeniden kurgulamalıyız. Bu kurgulamada üretimi temel bir unsur olarak merkeze koymamız gerekiyor’ diyor. Bilgiyi nasıl buluruz? Eğitimle, okumakla… Ezbere olmaz… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR