HİÇBİR ŞEKİLDE BAŞARAMAZLAR

YAŞAR EYİCE *- DÜĞÜN GÜNÜMÜZE AZ KALDI Kaç gündür aldığım hemen her mesaj benzer… Herkes, ‘Ekim’en en güzel haftasındayız, Cumhuriyet kokusu var!’ diye başlıyor, yazmaya… Ben de çoğuna, ‘Günaydın’ diyerek selam verdikten sonra, ‘Güzel ülkemin güzel insanları, Cumhuriyet sevdalıları merhaba’ yanıtını vermeye çalışıyorum. Hatırlatmak istiyorum: ‘Yıl 1976! UNESCO, Birleşmiş Milletler üyelerine bir öneriyle gelir. ‘Bugün, UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir.’ diye başlayan öneride şu teklif üye ülkelere sunulur: ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’un doğumunun 100’üncü yılında UNESCO üyesi olan 152 devlet aynı anda O’nun doğum gününü kutlasın!’ Şimdi de bakalım, o muhteşem belgede, bazılarına kapak olmak için ne yazıyor? ‘Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca; insanlar arasında, renk, din, dil, ırk ayırımı göstermeyen eşi olmayan devlet adamı, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU!...’ Ve bu öneri, 152 ülke tarafından da imzalandı. Bu öneri, UNESCO tarihinde ilk ve tektir. Ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda tüm ülkelerin ‘evet’ oyu ile kabul edilmiştir. Dünya, O’nu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü “Dünyada ve tarihte tartışmasız ‘EŞİ OLMAYAN TEK LİDER’ kabul ediyor.” Atatürk kimseye, ‘Dünya Lideriyim!’ dedirtmedi… Dünya O’nu ‘Dünya Lideri’ kabul etti. Düşünürler ne diyor? İşte, size bir örnek: Belçikalı ünlü düşünür, Daniel Dumoulin’e ait muhteşem bir söz: ‘Türkiye Atatürk’ü Allah’a borçlusun, Geri kalan her şeyi de Atatürk’e!...’ Tüm dünya liderleri, düşünürleri ve tarihçileri, halen, mucize zaferleri, olağanüstü devrimleriyle Atatürk’ü 20’nci asrın lideri olarak tanımlıyorlar. Bizde de, Mustafa Kemal’in büyük bir mücadeleyle çağdaş uygarlık düzeyine taşımaya çalıştığı Türkiye’mizi geriye getirmek için çabalayanlar var… Bunlar hedeflerine varmak için her şeyi ama her imkanı ve büyük harcamaları bile göze alıyorlar. Kindar ve dindar bir nesil yaratılmak isteniyor. Kız çocukların okumalarına karşı çıkıyorlar. Siyasal İslam ile tarikatları güçlendirip, ülkeyi ve bizleri bölmeye çalışanlar, haftasını kutladığımız, O’nun emaneti Cumhuriyeti yıkmaya çalışıyorlar… Herhalde bunu görmeyen, anlamayan, hissetmeyen yok gibidir. Neticede; Kendilerini ne kadar fazla, ya da güçlü gösterirlerse göstersinler… Ya da göstermeye kalksınlar… Bizim için bir ‘hiç’tirler… Ülkemize, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyetimize karşı olanlar belki bundan önce olduğu gibi bundan sonra da karşımıza bir şekilde çıkacaklar…. Ama mutlaka karşılığını da bir şekilde alacaklardır. Bu böyle bilinmeli… O’nu: Dinsizlikle, ayyaşlıkla suçlayanlara, kafir ilan edenlere, ‘Kur’anı ve dini yasakladı’ iftirasını atanlara, olmadık hakaret edenlere, hep gerçekçi, tanıklı, bilimsel yanıtlar verdim, vermeye çalıştım. Ama bunlar iflah olacak gibi değiller… Kitap, ilim, bilim, gerçekçilik bunların dışında kalıyor. Düşünceleri de yok… Uyduruk kelamları, uydurukçuların ağızlarından anlatıyor, resmi rakamları ve gerçekleri anlattığınızda ise pısıp kaçıyorlar, deliklerine, mağaralarına… Dikkat edin görecek ve anlayacaksınız… Kimileri de, büyük paralar ve menfaatler karşılığında; Kalemine güvenip, Mustafa Kemal Atatürk’ü yer ile yeksan etmek için köşe yazıları, makaleler ve kitaplar yazıyorlar. Televizyonlarda programlar yapıyorlar. Belirttim; Bunlar hiç gelirler, hiç giderler… Mustafa Kemal Samsun’a giderken ne demişti: ‘Geldikleri gibi giderler!’ Bunlar da, tırıs gelip tırıs giderler bizler için… İstedikleri kadar ‘cahilce’ yorumlar yapsınlar, İstedikleri kadar; korku ya da menfur çıkarlar uğruna, bu denli ilkelliğin, karanlığın destekçisi ve sözcüsü olmaya yeltensinler, intikamcı olsunlar, Cumhuriyeti yıkmayı amaç edinsinler, boş hayaller peşinde koşsunlar ‘Tırıs gelip, tırıs giderler…’ Bunlar kendilerini bizim gibi milletin de görmediğini mi sanıyorlar acaba? Şunu söyleyeyim: Bunlara elimizin tersi de yeter... Tükürsek boğulurlar… Sabrımızı sakın daha fazla sınamaya kalkmasınlar… Bunu da bir kenara yazsınlar… CUMHURİYETİMİZİN 100’nci YILI ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN… Bayraklarımızı astık… Düğün günümüz 29 Ekim’i heyecanla, gururla, keyifle, mutlulukla bekliyoruz… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR