KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

YAŞAR EYİCE (yasar.eyice@gmail.com) *- İÇİNİZDEKİ IŞILTI HİÇ SÖNMESİN Sevgili Dostlar; Kurban Bayramı’na huzurla erişmenin mutluluk ve heyecanı içindeyiz. Mübarek Kurban Bayramı’nın hepimize hayırlar getirmesini diliyorum. Bayramlar; Berekettir, umuttur, özlemdir, niyettir. Dualarınız kabul olsun, dilekleriniz yerine gelsin, sevdikleriniz hep sizinle olsun. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki de yorgun, yine de mutlu ve umutlu, sevgi dolu nice Bayramlara ve güzel günlere ‘Merhaba’ diyelim… Kurban Bayramınız kutlu ve mutlu olsun, sevgiler yükselsin…Umutlarımı hiç bitmesin, sönmesin… *- KURBAN BAYRAMI KUTLU OLSUN Bugün Bayram olduğu için, güzellikleri yazmak adettendir. Belki birçoğumuz ‘Bayram Sevinci’ni yaşayamıyoruz, bazı komşularımız ve ahbaplarımız gibi… Kimimiz keyif içindeyken, kimimizin içi kan ağlıyor, sevdiklerimiz ve sevenlerimiz için… Tuzu kuru olanlar için söylenecek söz yok. Ama ben bugün yazımın ilk bölümünü can yakan noktadan almak istiyorum. Avrupa Konseyi yıllık ceza istatistikleri yayınlandı, buna göre; En kalabalık cezaevleri Türkiye'de… Eminim çoğumuz ‘Bana ne?’ demiştir… Doğru! Bunun güzel ve çirkin ya da yanlış kısımları belli kişileri ilgilendiriyor. Derinlemesine irdeleme yok… Tabii ki, suç işleyen cezasını çekecektir. Hatta, ben de ‘Mutlaka çeksin!’ diyenlerdenim… Ama ya ‘Kader mahkûmu’ denilen kişiler için ne demeli? Lafı fazla uzatmadan ben yorumu ve görüşlerinizi size bırakarak rapora ve gerçeklere döneyim: *- ARTIŞ YAŞANDI Paris’te bulunan, İzmirli Gezgin İsmail Gökmen’den öğrendiğime göre, Avrupa'da cezaevlerindeki mahkûm sayısında, COVID-19 salgınıyla mücadele için alınan karantina döneminin sona ermesinden sonra artış yaşandı.’ Türkiye ise yaklaşık 304 bin mahkûmla ‘cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke’ oldu. Aynı zamanda her yüz bin kişide 355 mahkûmla, Türkiye ‘hapsedilme oranının’ da en yüksek olduğu ülke olarak belirlendi. Yaklaşık 1 milyon insanın bulunduğu Avrupa cezaevlerinde, 2022 yılında mahkûm sayısı yüzde 2,3 oranında arttı. *- CEZA İSTATİSTİĞİNE GÖRE Avrupa Konseyi'nin Hapishane Nüfusuna İlişkin Yıllık Ceza İstatistikleri (SPACE) 2022 Raporuna göre, Avrupa Konseyi üye Devletleri'nin 48 cezaevi idaresine bağlı cezaevlerinde, 31 Ocak 2022 itibariyle, 981 bin 575 tutuklu bulunuyor. Avrupa'da ortalama tutukluluk oranı ise her 100 bin kişi başına 104 tutuklu. Tutukluluk oranının en fazla arttığı cezaevi yönetimleri ise yüzde 23 ile Slovenya, yüzde 15 ile Finlandiya ve Fransa, yüzde 13 ile Kuzey İrlanda, yüzde 12 ile Karadağ, yüzde 10 ile Hırvatistan ve yüzde 9,2 ile Türkiye oldu. *- LİSTENİN EN ÜSTÜNDE Türkiye'yi 79 bin 92 mahkûmla İngiltere, 71 bin 874 mahkûmla Polonya, 69 bin 964 mahkûmla Fransa, 56 bin 294 mahkûm ile Almanya, 54 bin 372 mahkûm ile İtalya, 48 bin 38 mahkûmla Ukrayna ve 47 bin 425 ile İspanya izledi. Türkiye, ‘hapsedilme oranı’ olarak tanımlanan kişi başına düşen mahkum sayısında da birinci oldu. Raporda yer alan ‘her 100 bin kişiye düşen mahkum sayısı’ istatistiğine göre, Türkiye 355 mahkum ile yine listenin en üstünde yer aldı. Türkiye'yi 237 mahkum ile Gürcistan, 217 mahkumla da Azerbaycan izledi. Macaristan (194), Litvanya (191), Polonya (190), Slovakya (187), Arnavutluk (176), Çek Cumhuriyeti (175) ve Letonya (172) da, listeyi takip eden ülkeler oldu. *- UYUŞTURUCU MAHKÛMLARININ REKORU Ortalama olarak, Ocak 2021'den Ocak 2022'ye kadar hırsızlıktan hüküm giymiş olanların oranı yüzde 8,8 azalırken, en yaygın birincil mahkûmiyet hala uyuşturucu suçlarından tespit edildi ve uyuşturucu kaçakçılığı suçundan hüküm giyenlerin oranı yüzde 3,5 arttı. Tüm mahkûmların dörtte birinden fazlası uyuşturucuyla ilgili suçlardan hüküm giyen ülkeler sıralamasında, Avrupa'nın yeni uyuşturucu merkezi olarak tanımlanan Belçika tüm mahkûmların yüzde 51'i ile birinci sırada yer aldı. Belçika'yı yüzde 43 ile Letonya, yüzde 37 ile Azerbaycan, yüzde 32 ile Türkiye ve İtalya, yüzde 30 ile Malta, yüzde 28 ile Arnavutluk, yüzde 27 ile Danimarka ve İzlanda, yüzde 26 ile de Sırbistan izledi. *- KARIŞTIRMAYALIM! Şimdi sıra Selda Yılmaz hanımın paylaşımında: Söylediğine katılmamak mümkün mü? Selda Yılmaz belirtiyor: ‘Bir insanın 3 öğün karnını doyurması, Yılda bir defa tatil yapması, Evinde yazın terlemeyip kışın üşümemesi, Arada arkadaşlarıyla sinemaya, konsere gidebilmesi, Üstüne başına bir şey alabilmesi lüks değil, İnsanca yaşamaktır, hakkıdır… Tasarruf ile sefaleti karıştırmayalım..! Ama biri şatafat lüks içinde yaşıyorsa, Sen ekmek yağ ucuz et kuyruğunda ömrünü geçiriyorsan, Sen önce kendini zihniyetini sorgula, Ama gel de bu beyinsizlere anlat!..’ Anlatamazsın… İşte bu kadar!.. *- DUA’NIN SONUCU Mimar arkadaşım Vildan Kara İstanbul’dan yazmış: Bir gemi enkazından hayatta kalan tek kişi küçük, ıssız bir adaya düştü. Tanrı'nın onu kurtarması için ateşli bir şekilde dua etti ve her gün yardım için ufku taradı, ancak hiçbiri açık sözlü görünmüyordu. Yorgun, sonunda onu elementlerden korumak ve birkaç malını saklamak için ağaçtan küçük bir kulübe yapmayı başardı. Ama sonra bir gün, yemek için çöplük yaptıktan sonra eve geldi ve küçük kulübesini alevler içinde buldu, duman gökyüzüne doğru yuvarlandı. En kötüsü olmuştu; her şey kaybedildi. Acı ve öfkeyle şaşkına döndü. ‘Tanrım bunu bana nasıl yaparsın?’ diye ağladı. *- SİNYAL GELDİ Ertesi gün erken saatlerde adaya yaklaşan bir geminin sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya gelmişti. ‘Burada olduğumu nereden bildin?’ diye sordu kurtarıcılarından yorgun adam. ‘Duman sinyalinizi gördük!’ diye cevap verdiler. İşler kötüye giderken cesaretini kırmak kolaydır. Ama kalbimizi kaybetmemeliyiz, çünkü Tanrı hayatımızda iş başında, acı ve ıstırap içinde bile. Unutmayın, bir dahaki sefere küçük kulübeniz yandığında, Tanrı'nın lütfunu çağıran bir duman işareti olabilir. Kendimize söyleyeceğimiz tüm olumsuz şeyler için, Tanrı'nın bunun için olumlu bir cevabı vardır. Kurban Bayramınız kutlu olsun… Canınızı sıkmayın, Aydınlık günler yakında sizi de bulacaktır… Sağlıklı, mutlu, huzurlu, bereketli, bolluk içinde, üzüntüsüz, acısız, güzellikler içinde nice günler diliyorum. Bandırma Vapurunda yanan ‘özgürlük meşalesi’ halâ sönmedi. Yüzünü geleceğe dönmüş nesillerin en büyük ilham kaynağı olarak devam edecek. Mutluluk düşlediğin gibi, sevgi özlediğin gibi, yarınlar hayal ettiğin gibi olsun… Bundan böyle de, ayağına taş, gözlerine yaş değmesin. Her türlü kötülükten, beladan uzak, günlerin aydınlık ve bereketli olsun. Mimar Vildan Kara’ya katılıyor ve sözlerine inanıyorum… Bu arada Bayramın güzelliği içinde yönetici durumunda olanlara sesleniyorum: ‘İktidardan daha zengin değil, daha şerefli ayrılmak gerekir!’ Bu laf Sokrates’ten bu yana söylenir. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR