EMEKLİ MEMNUNSA İŞLER YOLUNDA DEMEKTİR

YAŞAR EYİCE *- HATİCE’YE DEĞİL, NETİCEYE BAKALIM! Belki de birçok kez yazılarımı ‘Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?’ diyerek bağlarım… Şimdi ise Ramazan ayına girdiğimiz için ‘müjde’ diye verilen bazı hakları ‘Bayram!’ diye kabul edebiliriz. Ama bir de ‘Şüphe!’ kavramı var… Şüphe ise insanları doğru yola iter… Çünkü, ‘şüphe!’ hem düşünmenizi, hem de özellikle ‘araştırma’ ister… Bu da öncelikle ‘okumaktan’, bilgi sahibi olmaktan geçer… Bu da ‘boş vermişler!’ tayfasının pek işine gelmez… Onlar hep ‘eyvallah’ yanlısıdırlar… ‘Bir olsun, benim olsun!’ derler… Hâlbuki hakları birden çok daha fazladır… *- BAKALIM İRDELEYEN OLACAK MI? Ben de ‘emekliler’ tayfasının konuşmalarına kulak verdim. Çünkü genelde hiç kimse ‘müjde’ olarak verilen emekli maaş artışından pek bir şey anlamamış görülüyor… Ama kılı kırk yaranlar da var, kendisini emekli işçi hatta sendikacı olarak tanıtan Mehmet Akkaya gibi… Söylediği ve iddiası şöyle: ‘Emekli, hazine destekli sadaka değil, gasp edilen haklarını istiyor!’ ‘Sen kimsin?’ diye sorulunca ise verdiği yanıt şu: ‘Ben sosyalistim!’ Mesele anlaşıldı… Yani AKP Hükümetine karşı… Peki neden ‘Emekliye zam!’ kararına tepki gösteriyor, bazı emekliler gibi 14 Mayıs seçimleri arifesinde memnuniyetini dile getirmiyor? ‘Fena mı?’ yani!... *- SEFALETTEN KURTULMALIYIZ Benim de aklımdan geçmeyen bir konuya dikkat çeken işçi emeklisi ‘Sosyalist’ Mehmet Akkaya, zammın hazine desteği ile yapılmasına dikkat çekerek ‘Böylece aylıkları gasp edilen, sefalete sürüklenen emekliler, iktidar sadakalarına ve iktidarlara bağımlı hale getirilmektedir.’ diyor… Kabul edersiniz, etmezsiniz! Ya da ‘Siyaset yapıyor!’ veya ‘gerçeği belirtiyor!’ diyebilirsiniz… Olay nedir? AKP milletvekillerince 24 Mart 2023 tarihinde TBMM’ye verilen torba yasa teklifinin 10. Maddesi ile ‘1.100 TL olan emekli ikramiyelerinin 2.000 TL’ye çıkarılması’, 11. maddesi ile de ‘yaşlılık/malullük/ölüm aylığı almakta olan emeklilere ve hak sahiplerine dosya bazında 5.500 TL olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutarının 7.500 TL'ye yükseltilmesi’ istenmektedir. İşte bu yasa teklifi kendisi ve kendisi gibi düşünenlere göre; hem gerçekler dünyasından uzaktır hem de emekliye, sadaka verir gibi yaklaşmaktadır. Daha açık ifadelerine göre; Emekli maaş artışları, hazine desteğine, lütufa dönüştürüldü… *- HUZURSUZLUK VAR Muhalefetin genel söylemi şöyle: İktidar, tamamını sefalete sürüklediği emekliler arasında dahi ayrım yapmakta, düşündüğü zammı sadece emekli aylığı 5.500 TL olanlar için planlamakta, emeklileri kendi aralarında bile huzursuzluğa sevk etmektedir. Kaldı ki emekli maaşlarında alt sınır gerçekte 5.500 TL değil, 4.800 TL dolayındadır, bir kısım emeklide ise daha da aşağıdadır. 5.500 TL’ye çıkarılırken aradaki fark SGK’dan değil, Hazine’den karşılanmaktadır. 5.500 TL’den 7.500 TL’ye çıkarılmak istenirken de yine aradaki fark SGK’dan değil, Hazine’den karşılanacaktır. Emekliye ‘ödül’ gibi gösterilen bu durum, gerçekte emeklinin sorunlarını daha da derinleştirecektir. ‘Hazine desteği’ gerçek maaş değil, sadakadır. Vatandaş desteğini, seçmen oyunu kazanmak için göz boyamadır. Kalıcı ve güvenceli aylık, gerçekte SGK tarafından ödenendir. Ocak ve Temmuz’da emekliye uygulanan zam ve enflasyon farkı, Hazine desteği ile şişirilen miktara değil, SGK’nın karşıladığı gerçek aylığa uygulanmaktadır. *- KULAK VERELİM Bir de muhasebecilere, daha doğrusu uzmanlara kulak verelim; onlar ne diyor? 2023 Temmuz ayında en düşük emekli aylığına gelecek zam miktarı, 7.500 TL’ye, hatta 5.500 TL’ye göre de değil, SGK’nın ödediği 4.800 TL olan gerçek aylığa göre hesaplanacaktır. Sosyal Güvenlik Mevzuatı defalarca değiştirilerek emekli aylık bağlama oranları değiştirilmiş, kuşa çevrilmiştir. 12 Eylül darbesine kadar %70 olan aylık bağlama oranları, darbe ile %60’a düşürülmüş, 1999’da %60’ın da altına düşebilmesi için vize verilmiş, 2008’de ise %35’e düşürülmüştür. Böylece aylıkları gasp edilen, serbest piyasa şartlarında, bir noktada sefalete sürüklenen emekliler, iktidarlara bağımlı hale getirilmektedir. Maaş bağlama oranlarının gasp edildiği 1980, 1999 ve 2008 dönemlerde, aynı süreyi çalışmış, aynı miktarda prim ödemiş emeklilerin aylıkları arasında da hoyratça ve yapay uçurumlar yaratılmıştır. *- KARŞIMIŞ Burada bir önemli noktaya da dikkat çekmek istiyorum ki buna da tanık oldum; 8 bin liranın üzerinde emekli maaşı alan bir kişi ‘Ben buna karşıyım!’ diyerek en alt sıradan maaş alan kendisi gibi emeklilere yapılan bu zamma karşı olduğunu söyledi… ‘Ben yıllarca yüksek maaştan yüksek prim ödedim, neden benim gibi aynı haklara sahip olsun!’ diye karara karşı olduğunu ifade etti. Ben buna karşı geldim… Pahalılıktan söz ettim… Kendisini bir başka konu dışı örnekle haklı çıkarmaya çalıştı. ‘Yıllarca dürüst olarak devlete vergisini tam ve eksiksiz zamanında ödeyenlerle, vergi kaçıran ödemeyen, bin bir yalan ve dolan ile günlerini geçiren bazı işverenlere, esnafa, girişimciye getirilen vergi aflarını kabul etmediğim gibi…’ Bağlantıyı ben çıkaramadım, artık siz çıkarın… Ama şunu anladım: Birlik beraberlik, hoşgörü, iyi niyet, sağlıklı yaklaşımlar artık yok olmuş… Herkes basit çıkarlar peşinde… Gerçekleri araştıran da yok gibi… Olayları yorumlayanlar bile ikiye ayrılmış durumda… Peki bizi bu hale getirenler kimler? Tabii ki koltuklarını korumakla görevli politikacılar değil mi? *- GÜÇLENDİRMEK ŞART Gelişmeleri şöyle toplarsak; Özetle; Milli sosyal güvenlik şemsiyemiz olan SGK’yı güçlendirmeliyiz. Devletin olanakları, vatandaşın vergileri, büyük kısmı yabancı tekellere ait olan Bireysel Emeklilik Şirketlerine akıtılmamalıdır. Vatandaş gelecek korkusu ile ya da bir noktada zorla bu şirketlere üye olmayı düşünmemelidir. Acı gerçek; SGK ise her yıl biraz daha batağa sürüklenmektedir buna bir çare bulunmalıdır. Emeklilere ikramiye uygulamasının başlatıldığı 2018 yılında 1.000 TL olarak uygulanan ikramiye, o dönemde asgari emekli aylığının yarısı kadardı. Geçen 5 yıldaki enflasyonu ve aşınmayı dikkate almayan yasa teklifinin önerdiği 2.000 TL ise, önerilen asgari asgari emeklilik aylığının dörtte birine yakındır. Bu da basit bir göstergedir. Gerçekler dünyasından kopmamalıyız ki, doğruyu bulabilelim. Sorunlar da açık, çözümler de açık anlaşılır olmalıdır. Bazı uzmanların televizyonlarda rakamlarla belirttiği gibi, yasa teklifi emeklilere derman olmalıdır. Sorunları daha da derinleştirmeyip, halkın memnuniyeti ikilik yaratılmadan çözülmelidir. Şaka değil şu anda 26 milyon dolarında emekli vardır. Bunların geçim şartları da gıda kuyruklarında açık ve net ortaya çıkıyor. Sunulan yasa teklifleri emeklinin gerçek ihtiyaçları gözüyle değerlendirmelidirler. Planlanan zam hazine desteği ile değil, gerçek maaşa uygulanmalı ve bütün emeklileri kapsamalıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu değiştirilmeli, emeklinin gasp edilen hakları iade edilmeli, aylık bağlama oranları yeniden %70 olmalıdır. Şimdi yazacağım cümleye dikkat edilmesini diliyorum: Aynı süre ve aynı oranda prim ödeyenler arasındaki aylık farklılığı ucubesini giderecek ‘intibak yasası’ acilen çıkarılmalı, tek bir aylık bağlama sistemi uygulanmalıdır. ILO mevzuatı iç hukuka uyarlanmalı, emekliler kurdukları, yetkilendirdikleri anayasal örgütleri ile (sendika) iktidarla görüşme yapabilmeli, aylıklarının ve diğer haklarının belirlenmesinde taraf olabilmelidir. Sağlık anayasal haktır. Sağlık primini de yeterince ödeyerek emekli olandan ayrıca sağlık kesintisi yapılması, randevu, muayene, tedavi, ilaç için ayrıca para istenmesine son verilmelidir. Türkiye’nin emeklisi, yeniden “Cumhuriyet emeklisi” onuruna kavuşmak istiyor. Unutmayalım ki, Atatürk’ün dediği gibi, ‘Emekli, milletin aynadaki görüntüsüdür.’

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR