SONUNA KADAR OKUYUP, YORUMUNU DA YAPMIŞ

YAŞAR EYİCE *- KUSURUMA BAKMIYORLAR Hüsamettin Berber, genç yaşına rağmen kibarlığının, meslek aşkının yanı sıra, mücadeleci yapısıyla çok önem verdiğim meslektaşlarımdan biri. Şöyle söyleyeyim: Birçok kişinin ‘ekmek parası!’ sözünün arkasına sığındığı zamanımızda, işinden olmak pahasına, ‘Sen benim hakkımı yiyorsun?’ diyerek, herkesin ‘Duayen!’ diyerek önünde saygı duruşu yaptığı bir patron müsveddesini mahkemeye verdi. Çünkü birçok emekçi gibi onun, yani Hüsamettin Berber’in de hakkını yemiş, maaşlarını eksik ödemiş, borçlandırmış ve güç durumda bırakmıştı. Çalışanlara da şöyle diyordu, kendisi afişe olmasın, işlerini yürütsün, diye… ‘Kol kırılır, yen içinde kalır!’ Tabii her zaman her yerde olduğu gibi yine gençlerin önüne çıkan ve konan ‘İşinden olursun, senin başka yerde iş bulmanı da önler!’ sözlerine kananlardan tanık bulamamış ama hakkının yendiğini ispatlamıştı… Tabii sonra da aldı ceketini gitti. Ama Hüsamettin Berber yine aynı sorunları yaşamış iş arkadaşlarıyla mesleğini yine aynı sorunları yaşamış iş arkadaşlarıyla başarılı bir şekilde, huzurlu şekilde sürdürüyor. Hep söylerim ve söyleyeceğim; Hüsamettin Berber gibi gazetecilerin sayılara artınca, mesleği ve meslektaşlarımızı kullanan sözde eski(!) gazetecilerin ve dolandırıcıların kıymeti harbiyesi kalmayacak. Bunları kendisiyle konuşmadan yazma ihtiyacını hissettim. Çünkü gençlere hep, ‘Sakın ve sakın ne patronunuzu, ne de yöneticinizi, şefinizi, müdürünüzü met etmeyin, size iş verdi, diye… Siz onların işine geliyorsunuz, Ağzınızı açtığınızda, hakkınızı aradığınızda, ya da, mecburiyetten yerinize çalışacak birini bulduklarında kapı dışarı edilirsiniz. Hani o ‘Çok iyi!’ diye savunduğunuz kişilerin gerçek kimliklerini anlarsınız…’ diye öğüt vermeye çalışıyorum. Bu yazdığım istisnasız herkes, her çalışan için geçerlidir. Benim ‘kovulma!’ diye bir olay başıma gelmedi ama gelen onlarca insanı tanıyorum. Gerçekleri de biliyor, görüyorum… *- UZMANLIK ALANLARI Hüsamettin Berber aslında tam bir ‘Zeytinci’ dir… Bu konuda çok araştırma ve yazısı olmuştur. Tabii bazen bu yüzden kızdırdıkları ve yanlış düşüncelere de neden olmuştur. Şimdiki uzmanlık alanı ise ‘madencilik’ ve ‘mermer sektörü!’ Geçen gün, ‘İtiraz sonucu değiştirir mi?’ başlıklı uzunca bir yazıyı kaleme almıştım. Her zaman olduğu gibi İzmir’den ve çok az kişinin bildiği İzmir ile ilgili bilgileri de paylaşmış, sonra da lafı demokrasiye getirmiş, Sokrates’in öğrencisiyle diyaloğunu anlatmıştım… Bir baktım, yine kendimi kaptırmış, beşinci vitesle gitmiş, yazıyı uzattıkça uzatmışım… ‘Kimse bu kadar uzun yazıyı, zamanını harcamaz!’ diye düşünmüştüm. Ama benim gibilerin bir lafı vardır; ‘Bir olsun, bizim olsun!’ Hatta örnek olarak yine genç meslektaşlarımdan Deniz Özek’i de bu düşünceye örnek olarak verebilirim. Ama bir kişi, yani Hüsamettin Berber beni yanıltmış! Bana şu yorumu göndermiş! *- ŞEFFAFLIK ve DENETİM ÖNEMLİ Gazeteci Hüsamettin Berber şöyle diyor ve düşünüyor; ‘Demokrasiyi zaten azınlık-çoğunluk kararına indirmek yanlış değil mi? Bundan ibaret mi? Bana göre, bırakın ileri demokrasiyi, çat pat bir demokrasi için bile azınlık-çoğunluk meselesinden önce oturmuş bir kuvvetler ayrılığı ve güçlü bağımsız kurumlar, şeffaf bir şekilde işleyen denetim mekanizmaları olması gerekir. Zeminde bunlar yoksa her yıl seçim yapılsın, demokrasi söylemleri dillendirilsin; realitede hiç bir şey ifade etmez. Asıl buna örnek bulmak hiç zor değil. Gel gelelim bugün en otoriter rejimler bile ‘seçimlere’ gitmekten geri durmuyorlar. Bu noktada toplumda bilgelerin çoğunlukta olması da geçer akçe sayılmaz bir yerde…’ Hüsamettin kardeşimin yazdıklarının örnekleri çok… Ben sadece şunu söyleyeyim: ‘Herkes her şeyi kendine göre yorumluyor… Birinin ak dediğine diğeri mutlaka kara diyor! Doğrusu hangisi? İşte burada bana göre ortaya çıkan vicdan ve adalet duygusu ile bilgi… Bugün doğru dediğimize ve bildiğimize bir gün sonra ‘yanlış’ da diyebiliriz. Halbuki doğru birdir… Yanılgı ise çoktur… Algı yaratıcılar, aldatıcılar, bir işi kıyısından tutanlarla, sağlıklı tutan ve düşünenler arasında da çok ama çok fark vardır, ama bizler fark yokmuş gibi görürüz… Ne denir? Allah doğrularla karşılaştırsın… Hüsamettin Berber’i yürekten tebrik ediyorum… Konuya öyle güzel girmiş ki, beni de şaşırttı, ne diyeceğimi bilemedim…. Belki salım kafayla bir daha okursam, daha iyi anlarım… Çünkü ben düşünmeden, aklıma geldiği gibi çalakalem yazan, bu yüzden de çok hata yapan biriyim… Öyle ki, bazı sözcükler bile yerine oturamıyor, bir bakıyorsunuz, Usta Gazeteciler Ünal Tümin, Murat Eştürk, Atilla Köprülüoğlu, Deniz Özek, ‘Yanlışın var!’ diyerek düzeltme yapıyorlar… Ama onlar benim yazdıklarımı bir kere bile olsun okumadıklarımı bildikleri için kusuruma bakmıyorlar… *- ÖNEMLİ UYARI İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin isimlerini kullanarak yapılan dolandırıcılık girişimlerine bir yenisi daha eklendi. Kimliği belirsiz bazı kişilerin telefonla aradıkları vatandaşlara kendini üst düzey belediye yöneticisi olarak tanıttıktan sonra yardım kampanyası için destek talebinde bulunduğu öğrenildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada bu tarz maddi destek talebinde bulunanlara itibar edilmemesi konusunda vatandaşlara uyarıda bulunuldu ve destek vermek isteyenlerin berekethareketi.izmir.bel.tr adresine başvurmaları gerektiği hatırlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi yöneticilerinin ismini kullanarak telefonla ulaştıkları İzmirlilerden ihtiyaç sahibi vatandaşlara yardım amacıyla yürütülen kampanyaya destek talebinde bulunan bazı kişilerin, hazırladıkları gıda kolisi başına 600 TL nakit talebinde bulunduğu tespit edildi. Benzer dolandırıcılık girişimcilerinin geçmişte de görüldüğünü hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, belediye adına arayarak maddi beklenti dile getiren kişilere itibar edilmemesi ve bu tür durumların doğrudan emniyete bildirilmesi gerektiğini vurguladı. *- JETONLA GİRİŞ DÖNEMİ BİTİYOR Yılda 1 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Çiğli’deki Doğal Yaşam Parkı’na jetonla giriş uygulaması kaldırılıyor. Ziyaretçiler, 6 Şubat’tan itibaren alana İzmirim Kart’ın yanı sıra kredi kartı ve banka kartıyla giriş yapabilecek. Öğrencilere Doğal Yaşam Parkı’na girişlerde jetonun kaldırılması dışında diğer uygulamalar aynı şekilde sürdürülecek. Daha önce olduğu gibi öğrenciler İzmirim Kart ile 10 lira ödeyerek alanı ziyaret edebilecek. Tam ücret ise İzmirim Kart ile girişlerde 20 lira olarak uygulanıyor. İzmirim Kart ile bir gün içerisinde yalnızca bir kez giriş yapılabiliyor. Kredi Tüm ziyaretçiler 20 lira ödüyor. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR