AĞLATAN VASİYET

YAŞAR EYİCE *- ŞEHİDİN AĞLATAN VASİYETİ İstemiyorum, içimden gelmiyor ama yazmak mecburiyetindeyim. Son 3 şehidimizi belirtecektim ama gözlerimi yine ıslattığı için öncelikle bir şehit vasiyetini paylaşacağım. Daha geçen gün bir başka şehidimizin silah arkadaşlarına ‘Benim için bir fakir kız çocuğunu okutun’ deyişini yazmıştım. Pençe-Kilit Operasyonu sırasında şehit olan Duabey Onur Öztürkmen'in sosyal medyada yer alan Tüm kıyafetlerimi yoksul insanlara verin. Fakirlik nedir bilirim ben, paylaşımı yürekleri dağladı. Türkiye şehitlerine ağlarken, Pençe Kilit Operasyonu sırasında şehit olan Gaziantep'in Nizip İlçesi nüfusuna kayıtlı Teğmen Duabey Onur Öztürkmen son paylaşımlarından birinde şöyle diyordu: 'Erken ölürsem, canımdan çok sevdiğim iki, üç arkadaşım var. Beni o gece yalnız bırakmasınlar. Tüm kıyafetlerimi yoksul insanlara verin. Fakirlik nedir bilirim. Anneme sonradan söyleyin. Bu haberi kaldıramaz. Yaşayamadığım bir gençliğim var benim. Doğru düzgün gidemediğim' şeklinde duygusal bir vasiyette bulunuyor. *- Ben artık ‘Kahraman Mehmetçiklerimizin, şehit olursam!’ şeklindeki paylaşımlarını kabullenemiyorum… Bu nasıl psikolojik baskı ki, bazıları ‘şehitlikten’ söz ediyor. Bizim kahramanlarımız, askerimiz şehit olmayı değil, ‘Düşmanı, PKK’yı, vatan hainlerini haritadan sileceğim’ diye alana çıkmalıdır. Hangi takım sahaya ‘yenileceğim’ diye çıkar. Askerimizin moralini bozan ve böyle paylaşımlar yapmalarına neden olanlar da mutlaka belirlenip hesabı sorulmalıdır… Hiçbir askerimiz şehit olmak, yani ölmek için cepheye, çatışmaya, vatanı korumaya gönderilemez… Gönderilmemelidir de… Bunu kabul etmiyorum… Edemem de… Gençlerimiz bize lazım… Geleceğimiz onlara emanet edilecek… Hepsi ‘Ben hizmet etmek, benden sonrakilerin de daha rahat, huzur ve bereket içinde yaşayacak….’ Düşüncesini beyinlerine kazımalıyız… Kim ki, karşımızdaki çapulcular? Zafer önce beyinde kazanılır… Mücadele böyle olur… Umarım siyasiler de, yetkililer de artık akıllarını başlarına toplarlar ve kendilerine sağlıklı teslim ettiğimiz gençleri ruhen ve bedenen sağlıklı olarak ailelerine, sevdiklerine, sevdiklerine teslim ederler… Şehidin vasiyeti ağlattı... Bütün kıyafetlerimi yoksullara verin Şehidin vasiyeti ağlattı... Bütün kıyafetlerimi yoksullara verin © Akşam tarafından sağlanmıştır BELKİ SON SAATİMİZ Bir başka paylaşımında operasyon öncesi, bomba atar tüfeğini, tabancasını ve el bombasını son kez kontrol eden Şehit Öztürkmen, askeri bir araçta ise arkadaşlarıyla giderken çekilen, 'Dost kardeşlerimle son saatimiz. Belki son saatimiz' diyor. Şehidin Kara Harp Okulu Anafartalar Taburu'ndan silah arkadaşları da sosyal medya hesaplarından, 'Seninle gurur duyuyoruz' paylaşımı yaptı.   *- KORKMADAN UYGULANMALI Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca önemli bir açıklama yaptı. Belirttiğine göre; Geçtiğimiz ay tam 2 Milyon 866 Bin 7 kişi, MHRS üzerinden randevu aldığı halde muayene olmaya gelmedi. Randevusuna gelmeyenlerin, randevu almak isteyip de beklemek zorunda kalanlara bir açıklaması olabilir mi? Gelinmeyecek randevular iptal edilmelidir, diyor… Yerden göğe kadar haklı… Ama madalyonun bir diğer yüzü daha var. Söyleyeyim: Birincisi, ‘Ben gelemeyeceğim!’ diye MHRS’nin telefonunu aradığınızda, karşınızda anında bir yetkilinin çıktığını kabul edelim. Ama öylesine sorular soruyor ki, ‘Hadi canım sende!’ diye birçok kişi de ya telefonu kapatıyor, ya da karşısında bir yetkili bulma sabrını göstermiyor. Madalyonun bir üçüncü yüzü daha var! 15 gün sonraya zar zor randevu alan hasta kişi, bu kadar süre içinde ya kendini iyi hissediyor, ya da aile ekonomisinden kısıntıya giderek, özel bir sağlık kuruluşunda şifa arıyor. Tabiii ki, bu da en azından bin lirasının gitmesine neden oluyor… Bunlara gereksiz yere istenen tahlilleri, şunları bunları da eklerseniz, aile bütçesindeki derin yarayı artık siz düşünün… Yıllar önce söylemiş ve iddia etmiştim ‘Sağlık tamamen ücretsiz olmalı, hem de herkese… Sadece hüviyet yeterli olmalı.. İşte o zaman hasta sayısı da azalır, ilaç giderleri de… Çünkü doktor, ‘Bana ilaç yaz!’ diyenin gönlünü yapmayacaktır. Çok iyi biliyorum, Bir ilçemizde hekimlik yapan bir doktor arkadaşım çok yıllar önce söylemişti: ‘Bu şehirde hastaya en azında 6 çeşit ilaç yazacaksın.. Biri de iğne vereceksin. Yoksa sana hiçbir hasta gelmez. Halk arasında ‘İyi doktor değil!’ diye söylenti yayılıyor…’ Akıl alacak gibi değil, değil mi? Ama gerçek! Düşünün ilaç sarfiyatını… Ya da insanlarımızın ‘hastalıklı’ düşüncelerini… *- ‘HAYDİ DEVLETE!’ Son dönemlerde özel hastanelerde yaşanan skandallara bir yenisi daha eklendi. İstanbul Sultanbeyli'de hizmet veren Özel E. Hastanesi, evde düşüp kafasını vurması sonucu yaralı olarak hastaneye getirilen 3 yaşındaki kız çocuğunu ‘Tomografi cihazımız yok. Devlet hastanesine gidin’ diyerek herhangi bir müdahalede bulunmadan geri gönderdi. Olaydan bir gün sonra hastanenin müdürüyle iletişime geçtiğini vurgulayan baba O.K, "Müdüre hastanelerinde tomografi cihazı olup olmadığını sordum. Hastane müdürü de bana 'Tomografi cihazımız var' yanıtını verdi. Bu cevabı alınca neye uğradığımı şaşırdım. 3 yaşındaki bir kız çocuğunun hayatı bu kadar ucuz olabilir mi?" ifadelerini kullandı. *- 'BABA UYKUM GELİYOR' DİYORDU!’ Çocuğunu devlet hastanesine götürürken yaşadıklarını da anlatan baba, "O akşam yaşadığım olayın şokuyla hastane yetkililerine 'Nasıl tomografi cihazınız olmaz?' sorusunu dahi soramadım. Devlet hastanesine götürürken çocuğumun kurduğu tek cümle 'Baba çok uykum geliyor' oldu. O esnada paniğe kapılan eşimin haykırışları ve çocuğu uyutmamak için verdiği mücadele ben de belki de hayatım boyunca unutamayacağım derin izler bıraktı. Devlet hastanesinde çocuğumu apar topar sarı alana aldılar ve tomografisini çektiler. Ve sonrasında kafasına üç tane dikiş atıldı. O gece 3-4 saate yakın müşahede altında tutuldu" şeklinde konuştu. *- AKIL ALACAK GİBİ DEĞİL Sıradan bir vatandaş değil, televizyon haberlerinde gördüğü ‘sahte doktor!’ haberinden sonra önemli bir sıfatı olan hekim arkadaşım şöyle diyor: ‘Bu sahte doktor olayı çok korkunç! Nasıl böyle bir şey belirlenemiyor anlamadım? Geçen gün kimlik çıkardım, ona bile bir sürü belge toplamak zorunda kaldım. Umarım sahte doktorluk yapmaya çalışanlar görevliler tarafından bir an önce yakalanırlar…’ Ben bildim bileli, bu ‘sahte doktorlar’ her zamanda ortaya çıkıyor. Yakalananları biliyoruz… Doktor arkadaşım ne diyor? ‘Umarım sahte doktorluk yapmaya çalışanlar, görevliler tarafından bir an önce yakalanırlar!:..’ Bu ne demek? ‘Kulağımıza bu tür sahtekârların olduğu geliyor…’ Bence bu işte güvenlik görevlilerinden önce doktorlara iş düşüyor… Ancak onların ihbarı ile ele geçirilirler… *- UĞURLU ve UĞURSUZ Biliyorsunuz ‘Salı Sallanır!’ derler… Bugün de Salı… Ama bunu söyleyenler, aslını bilmiyorlar. Salı aslında Türkler için uğurlu bir gündür! Çünkü Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u bir Salı günü almıştır. İşte o günden bu yana, Rumlar, üzüntülerini belirtmek için ‘Salı sallanır!’ derler. Birçok kişi de işin aslını bilmediği için Salı gününe Rumların gözüyle bakar… Madem ‘uğur’ ve ‘uğursuzluktan’ söz ettik, bir de ‘Yedi’lere bakalım… Emine Elat da ‘7’ler hakkında öğrendiklerini göndermiş… Emine Elat ‘Neden her şey 7’ diye soruyor ve şunları örnek veriyor: Pamuk Prenses’in cüceleri niçin 7?, James Bond niye 007?, İstanbul niçin 7 tepe?, Türkiye niye 7 bölge?, Dünya niçin 7 kıta?, Zindan niçin 7 kule?, Peki; Soyumuz niye 7 göbek?, Gül neden 7 veren?, Dünya’nın neden 7 harikası var?, Oteller niçin 7 gece?, Ejderha neden 7 başlı? Mevlana’nın öğüdü neden 7?, Peki; Gökyüzü neden 7 kat?, Yeryüzü neden 7 kat?, Cehennem neden 7 kapı?, Hafta niçin 7 gün?, Gökkuşağı neden 7 renk?, Peki dinde; Eski ilk dinlerde 7 neden kutsal?, Haa...bi de şunlar var; Hristiyanlık ve Müslümanlıkta uyurlar neden (Ashab-ı Kehf) 7 kişi? Yahudilikte kutsal şamdan neden 7 mum? Kabe’de tavaf niçin 7 ? Merve safa arası niçin 7 ? Şeytana atılan taş niçin 7? Kuran’ın kapısı kabul edilen Fatiha’nın ayet sayısı neden 7?, Neden 7 düvele meydan okuruz?, Hem neden; Büyük Ayı-Küçük Ayı takım yıldızlarının sayısı neden 7?, Niçin müzikte nota sayısı 7? Haa... Birde 7 Kocalı Hürmüz var? Evet ne var bu 7 de? Haydi bakalım siz de yorum yapın, ‘Uğurlu’ rakam mı, yoksa ‘uğursuz’ bir rakam mı? Çoğunluğun ‘uğursuz!’ saydığı (13 rakamı) için de benzer çalışmalar var. Belki bir gün bunları da yazarız…. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR