PAYLAŞMAYI SEVİYOR

YAŞAR EYİCE *- HERKES PAYINI ALMALI! Konuşma ve beden dilimiz sayesinde yaşantımıza yön verebiliriz. Yaşamı bir sunum sahnesi olarak kabul edersek, iletmek istediklerimizi verimli bir biçimde sunmamız sayesinde, geri dönüşün o kadar sağlıklı olacağını bilmemiz gerekir. Bu da her şeyde olduğu gibi ‘eğitim’ ile olur.. Eğitim sayesinde özgüveni kuvvetli, iyi bir konuşmacı olmanın farkındalığı ortaya çıkar. İşimizde, mesleğimizde de bu böyledir. İzmir’in önemli kuruluşlarından biri de Grafika şirketi. Yöneticisi de, takipçisi olduğum, önemli kadın girişimcilerimizden Filiz Avcı Belet… Filiz Hanım, ‘Akıldan sorular gitmeden, kalbe güven yerleşmezmiş!’ diyor… İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) Meclis üyelisi ve reklamcılar, açık hava, kamuoyu ve organizasyon grubu komite başkanı, Filiz Avcı Belet. 3 Ekim, pazartesi günü yapılacak seçime yönelik hiçbir laf etmemişti bugüne kadar. Sadece ve sadece İzmir’e ve üyelere, yani meslektaşlarına hizmek etmeyi, gelişmeleri duyurmayı düşünüyor ve onları bilgilendiriyordu. Sanıyor ve biliyorum… Bu güne kadar hiçbir komite üyesi böyle bir çalışma yapmadı… Ben de kendisini aradım ve hem mesleğinin, nem meslektaşlarının hem de İzmir’in kendisi gibi çalışkan ve idealist komite üyelerine ihtiyacı olduklarını söyledim. Ve sonunda şu açıklamayı yaptı: *- ULAŞILABİLİR KİŞİ Belet; seçimlerin demokratik bir şekilde geçmesini dilediği açıklamasında; ‘Yıllardır olduğu gibi şimdi de söylüyorum; mesleki temsil, siyaset üstü, gönüllük işidir. 2 dönemim mensubu olduğum reklam sektörünü geliştirmek ve odayı herkes için ulaşılabilir hale getirebilmek için emek harcadım. Şimdi, kollarımı aynı heyecanla sıvadım. Her şartı göğüsleyecek gücü daima kendimde buluyorsam meslektaşlarım sayesinde. İzmir’in reklamcıları, sektörümüzün İzmir’deki temsilcileri; ufukları geniş, sorgulayan ve farkındalığı olan profiller. Memlekete de kafa yorarlar, mesleki gidişata da. Böyle bir grubun sözcüsü olmak onur. Özgür iradelerin desteğiyle, herkesin kalkınması ve payına düşeni alması için bir dönem daha mücadeleye varım.’ diye konuştu. Yazımın girişinde yazdım; Filiz Avcı Belet’in, ‘Akıldan sorular gitmeden, kalbe güven yerleşmezmiş!’ deyişini… Şimdi bu özdeyişe şunları ilave ediyor: ‘Biz o güven bağını kuralı çok oldu! Şimdi bu bağı; güçlendirme, sesimizi, daha çok duyurma zamanı…’ Meslek Odalarının misyon ve işlevlerinin önemini vurgulayarak meclis üyeliği döneminin çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Başkan Belet; sözlerini şöyle sürdürdü; ‘Hem üretim, hem tanıtım ayağını içinde barındıran çok özel bir grubuz. Bugüne kadar, İZTO temsiliyetim de bunu öne çıkaran; İzmirli reklamcıların gücünü vurgulayan pek çok adım attık. Basın açıklamaları yaptık. İzmir’i, İzmir’i bilenler tanıtsın dedik. İstanbul özentisini bu sayede kırdık. Bugün İzmirli reklamcıların farkı fark ediliyor. Tabela yönetmeliklerinden, anne adayı üyelerimize, şehrin açık hava reklam dizaynına kadar pek çok yasal düzenleme yapılması için çabaladık; yönetmelik değişiklikleri yaptırdık, öneriler getirdik. Ulusal ve uluslararası platformlarda, fuarlarda İzmir’in farkını ortaya koyduk. Çalışmalarımızda üyelerimizi birbirine kırdırmadık ve birbirinden ayırmadık. Tüm üyelerimizin fırsatlardan eşit biçimde yararlanmalarının mücadelesini verdik ki; bunu hepsi iyi bilir.’ *- ORTAK ÇIKAR Sevgili Filiz Avcı Belet’e, ‘bir de, çoğunu tanıdığımız, hatta ‘meslektaş’ olarak bile tanımladığımız İzmir Ticaret Odası 52’nci Komite üyelerine seslen, mesaj ver, dedik. Şunları söyledi: ‘Sevgili meslektaşlarım; Bugüne kadar sorularımızı hem birbirimize hem muhataplarımıza sorduk. Sizi her gelişmeden tarafsız bir şekilde haberdar etmeye, ortak çıkarlarımız doğrultusunda çalışmaya gayret ettim. Sanırım, buna kimse hayır demeyecektir. Hal böyleyse; yeni dönemde sil baştan değil, kaldığımız yerden devam demenizi diyorum… Saygılarımla, Filiz Avcı Belet Grafika,,,’ *- EKMEK PAYLAŞILINCA GÜZEL Yakından tanıdığım ve yürekten desteklediğim Filiz Avcı Belet için şunları söyleyebilirim: ‘Reklam sektörünün 30 yıldır parçası… Hiç kimsenin siyasi görüşüne göre tavır takınmadı, Kişisel menfaat için güçlünün yanında olmadı, Oda çatısı altında, sektörümün üyeleri ve bileşenleri dışında kimsenin sözcüsü olmadı. En önemlisi de hiçbir zaman ‘Bana ne?’ demedi. Unutmayalım: İz bırakanlar, Afife Jale’den Hasan Tahsin’e; Halide Edip’ten Nobel Ödülü almış genetik dehası Aziz Sancar’a… Hepsi, “BaP
na ne’!’ demeyenler. İyi ki varlar. İyi ki ‘ bana ne’ demediler. İzmir’de bize ‘Bana ne!’ demeyecekler lazım…, Yalana, iftiraya, fırsatçılığa, arkadan vuranlara, menfaatçilere ‘Hayır’ demeyi de bilmeliyiz. Ekmek paylaşılınca güzeldir… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR