ÇERESİZ, YALNIZ İNSANLAR ve BADEMLER İLE DİKİLİ...

YAŞAR EYİCE *- YÜREKTEN SEVGİ Yaşar Kemal’in belirttiği gibi, Dünyanın en iyi davranışı, en kutsal güzelliği, insanın insana cömert bir sevgiyle yaklaşımıdır. Dünyada her iyilik unutulur, unutulmaz ya unutulur diyelim, hiçbir zaman, hiçbir insanın unutamayacağı bir güzellik var, o da bir insanın bir insandan gördüğü yürekten bir sevgidir… *- GÜÇ YETMEZ Şu dünyada yalnız kalan, kimsesiz çaresiz olan yalnız ve yalnız insandır. Herkesin, her şeyin yaşaması, ölümsüzlüğü var, insanın yok. Ağaç, kuş, otlar, böcekler, yılanlar çıyanlar, hiç birisi, hiç birisi yok olmuyor. Ama insan yok oluyor. Çünkü insan kendinde başlayıp, kendinde bitiyor… Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar. *- ALMIŞ YÜRÜMÜŞ Bir de Don Quijote’e kulak verelim: ‘Kutsallarım çiğnenmiş, Bencillik almış yürümüş; Başkaları için yaşamak unutulmuş… Ve duyarlılık sinelerden kovulmuş… Hal böyleyken ben nasıl çıldırmayayım? Koş Rosinante! Fethedilecek daha çok kale var, koş!... *- BİR KÖY DÜŞÜNÜN Şimdi de sözü, aslen Lüleburgazlı olan ama yıllardır Edremit Akçay’da oturan Çetin Can’a vereyim… Yolu İzmir’e Urla’nın Bademler Köyüne düşen Çetin Can, her İzmirlinin bildiğini yazmış; ‘Bir köy düşünün ki tiyatrosu ve kütüphanesi olsun. Burası İzmir’in yanı başındaki Bademler köyü.. Üstelik 1930’lardan beri oyunlar sahneleyen tiyatrosunun tüm oyuncuları da köylülerden oluşsun; 76 yıllık bir kütüphanesi olduğu gibi bir de oyuncak müzesi olsun; Bakkalında, berberinde Albert Einstein resimleri, sözleri asılı olsun; Ambalaj atıkları ayrıştırılarak toplansın, altyapı sorunu olmasın; Herkes okuma yazma bilsin ve hiç kimse suç işlemesin; Köylüler kendi aralarında sahne tekniklerini, oyunları tartışsın, edebiyat ve felsefe üzerine konuşsun… Ama bir yandan da tarlasında ekip, biçsin. Bütün bunlar hayal değil gerçek; Burası İzmir’in yanı başındaki Bademler köyü. *- TESADÜFEN Ertan Tunaboylu da Dikili’yi anlatıyor: ‘Burası Dikili!... Bu dünyanın incisi İzmir’den pek uzak değil Onun kuzeydeki en son beldesi. Derya ile kucak kucağa, Yeşil özümsemiş, huzuru ikram eden, Havası ile yaşamına ruh katan bir belde. Şanslımayım değil imiyim iyice bilmiyorum. Ben onu arayıp bulmadım. Bir tesadüf çekti beni buraya Elimde pusula ile gelmedim Yemin ederim. Ülkemin Güneyini, Kuzeyini, Doğusunu ve Batısı iyi bilirim. Bedelini de hayatımı kazandığım yıllarımla ödedim. Şimdi buralardayım. Çok kimse bilmiyor bu saklı cenneti. Görmek de lazım. İçinde yaşayınca fark edersin mutluluğu. Bir gün sende yaşarsın bu duyguyu, Elbette gelirsen bu saklı cennete. Hissetmek ve sevebilmek yürek ister, emek ister, Fark etmek ve ders almak zaman ister. Tabiatı sevmek ile de alakalı biraz. Bunları bir belde için biriktirebiliyorsan benliğinde Beğeni ve Aşkı bir arada yaşarsın gönlünce…’ Acaba bizler bu güzelliklerin farkında mıyız? *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR