ZAFER YARÜŞÜSI YARIN BABAH BİTİYOR

YAŞAR EYİCE *- MERAK ve HEYECANLA Bazen bir adamın fotoğrafını rastlarsınız bir yerde. ‘Bu kimdi? Ben bunu nereden tanıyorum, nerede tanıştım?’ diye düşünürsünüz. Oysa hiç bir yerde tanışmamış ve rastlaşmamışsınızdır, ama çok aşinasınızdır tipine. Zira benzeri yüzlerce insana denk gelmişsinizdir o güne kadar. Aynı gülüş, aynı bıyık, aynı saç şekli aynı kravat vs . Genelde büyükşehirlerin merkeze uzak mahallelerinde yeni palazlanan ve her gün üstüne koyan insan tipi. İsimleri değişik olsa da misal saç şekilleri hep aynıdır. Hep aynı berber gider ve hep aynı şeyi ister berberinden. Önce saç kesimi, sonra silindirik bir saç fırçasına iliştirilen saçların fön makinası eşliğinde kabartılıp geriye doğru taranması… Ardından bolca yerli sprey ile kalıp haline getirilip, en sert rüzgarda bile kıl kıpırdatmayacak bir kıvam. Sakal tıraşı ilk tur ustra ile aşağı doğru, ikinci tur tam aksi istikamete, sinekkaydı. Berberin, ‘Abi bizim Hilmi çok süper kokular getirdi, orjinali ile aynı!’ deyip suratına ve kafasına sıktığı kokular. ‘Nasıl olmuş abi ‘dediğinde berber, aynaya baktığında, sonuçtan memnun adeta Meksikalı mevkidaşlarına benzemiş muzaffer bir surat. O semt berberlerinde henüz manikür / pedikür diye bir hizmet olmasa da, ağıza sıkıştırılmış bir iplik ile veya alev almış ispirto ile istenmeyen kıllara yapılan operasyon (oparasyon) dan da ara sıra istifade edilir tabi . Façayı düzeltmek önemli tabi, hem şekil güzelleşir, hem özgüven gelişir. Tıpkı bin kişinin içinde onu kolayca fark edeceğiniz çok parlak misal turuncu kravat gibi veya kebapçıda karnını doyurup çıkarken ağzına soktuğu kürdanı bir kaç saat ağzından çıkartmaması gibi. Önce plastik, gelişen zaman içinde Erzurum taşına evrilen 33 lük tesbih gibi… Yani ‘Nereden tanıyorum?’, cevabı belli güzel ülkemden tanıyorum; Yeni Türkiye den…’ Bu metni ‘zeytinci’ olarak bildiğimiz, genç yaşta Ayvalık Belediye Başkanlığı yapmış Ali Güreli’den aldım… Ali Güreli Türk insanını en iyi kaleme alan bir üstat… Görüşleri belki birçok kişiye terk gelir… Ama tamamen gerçektir… Nedense son zamanlarda önceki hızını kaybetmiş gibi… Yoksa o da bazı şeylerden umudunu kesti mi? Bilemiyorum… Ama ben onun yazılarını ‘tiryakisi’ olarak merak ve heyecanla bekliyorum… Çünkü hem bilgilendirir hem de düşündürür… Gerçekleri bulmanıza, görmenize, at gözlüğünü çıkarmanıza hep yardımcı olur… *- DUMLUPINAR’DA OLACAK Büyük Taarruz’un 100’üncü yıl dönümünde ulusun bağımsızlık simgesi olan Afyon Kocatepe’den İzmir’e doğru yola çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi kafilesi, kurtuluş destanının tanığı topraklarda tarihi yolculuğunu sürdürüyor. Zafer yürüyüşünün üçüncü gününde 15 kilometrelik Çiğiltepe, Kırka, Akçaşar parkurunu aşarak Afyon etabının son noktası Yıldırım Kemal köyüne ulaşan kafile, bugün akşam saatlerinde Mustafa Kemal Paşa’nın “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri” emriyle ulusun zaferini müjdelediği Zafertepe’ye ulaşacak. Kafile yarın sabah ise Dumlupınar’da düzenlenecek 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılacak. *- YÜRÜYÜŞÜ BAŞLATMIŞTI İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 24 Ağustos’ta tarihi yürüyüşün meşalesini yakarak yürüyüşü Afyon Dereçine’den başlatmıştı. Yürüyüşün 14 kilometrelik Çakırözü-Kocatepe etabına ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılmıştı. 400 kilometrelik Zafer ve Anma Yürüyüşü’nün son durağı, 9 Eylül sabahı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek İzmir’in kurtuluş törenleri olacak. *- YAT LİMANINA TEPKİ Yüzlerce tekne yat limanı kapasite arttırım projesine hayır demek için Sığacık Körfezi’nde buluştu! Seferihisar Sığacık’ta bulunan yat limanının kapasitesinin arttırılmak istenmesine tepki gösteren bölge halkı bölgenin deniz dolgusu ve olası taş ocaklarıyla doğal ve tarihi yapısının bozulacağını söyledi. Teos Marina’nın Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından kapasitesi arttırılmak isteniyor. Halihazırda 560 yat kapasitesi bulunan marinaya kapasite artırımı ile birlikte 500 yatlık bir marina daha yapılması planlanıyor. Projeyle birlikte deniz dolgusu yapılması planlanırken 18 bin metrekarelik kara 75 bin metrekarelik ise deniz alanı kullanılacak. Proje dosyasına göre deniz dolgu alanıyla birlikte körfez kısmen kapalı bir göle dönüştürülecek. Akıntının azalması ile zaten durgun olan denizde kirlilik daha da büyüyecek. Deniz dolgusuyla da Sığacık’ın doğal yapısı tahrip edilecek. *- “SIĞACIK KÖRFEZİ GELECEĞİMİZDİR” Başkan Yetişkin “Sığacık Körfezi bizim geleceğimizdir. Gelecek nesillere talan edilmemiş bir doğa ve ekosistemi bozulmamış bir deniz bırakacağız. Kolin Holding’e sesleniyorum. Bu koy balıkçının, esnafın, Sığacıklıların. Bu denizler bizim” ifadelerini kullandı. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR