ŞİKAYETÇİ OLMAYAN ÇIKAR MI

YAŞAR EYİCE *- GERÇEKÇİ OLALIM Bergamalı, parti başkanı Rifat Serdaroğlu sık olmasa da görüşlerini makale şeklinde dile getiriyor. Rifat Serdaroğlu kökten demokrat birisi. Sağlık Bakanlığı da yaptı. Yani İzmir ve Türkiye için önemli bir isim. Bir zamanlar İzmir siyaseti iki merkezde şekilleniyordu. Demokrat Parti ya da Adalet Partisi Bergama’da, Cumhuriyet Halk Partisi ise Ödemiş’te… Yine yazmıştım; Siyasette iki meslek grubunun da mücadelesi vardı; Sağlıkçılar yani Doktorlar ve hukukçular yani avukatlar… Şöyle geriden bu yana bakın, bunlara bir de müteahhitler girdiler. Esnaf, işçi, diğer meslek grupları ise cılız kaldılar. Avukatlar hep su üstünde kalmayı başardılar. İstedikleri yasaları hep çıkardılar. ‘Hak, hukuk, adalet’ diyerek işlerini yürüttüler… ‘Hak, hukuk, adalet!’ demeyeceğim, dediğim şöyle: ‘Bana avukatından memnun olan kaç kişi gösterebilirsiniz?’ Ya da, ‘Avukattan şikâyetçi olmayan var mı?’ Napolyon, ‘Para… Para… Para!...’ demiş… Bu yüzden halk arasında ‘Para’ sözcüğünü ağzına almayanlar, ya parmaklarıyla bunu belirtirler, ya da ‘Napolyon!’ denir… İsterseniz bir avukata danışın bakalım, laf dönüp dolaşıp ‘Napolyon’a gelmeyecek mi? Sonuçta söylenen şu oluyor: ‘Sanki benim ortağım!’ Her işin belli bir tarifesi vardır, ‘arabulucu’ ya da ‘hak bulucu’ olan avukatlarda öyle mi? Pazarlık usulü önünüze çıkıyor… Yani bu iş siyaseten çözülemez… ‘Mecburiyet’ vardır ya, onun gibi bir şey. Biri olmazsa diğeri; Ama kazançlı çıkan hep karşı taraftır. Siz ise ‘Zararın neresinden dönülürse kârdır!’ der oturursunuz, sonra da kendi kendinize şikâyet edersiniz… *- GERÇEKTEN! Önceki Bakanlardan Bergamalı Rifat Serdaroğlu’ndan lafa girdim, ‘Haklı haksız’ derken nereye gittim. ‘Siz insanlık defterinden silindiniz!’ diye söze başlayan Rifat Serdaroğlu bakın ne diyor? ‘Siz insan mısınız? Siz gerçekten Müslüman mısınız? Siz Anayasa, yasa tanımaz mısınız?’ Herhalde burada ‘insafsız’ esnaftan, ticaret erbabından, ya da büyük iş adamları, fabrikatör ve sanayicilerin bazılarından ‘fırsatçılardan’ söz ediyor… Serdaroğlu şöyle devam ediyor: ‘Siz Türk milletinin koyduğu yasalardan üstün müsünüz? Siz ahlâklı, dürüst insanlar mısınız? Siz dini, ahlâkı dibe vurdurdunuz neden mi? Çünkü ahlâkın sınırı kanunların sınırından daha dardır. Ahlâkı çiğnemeden yasaları çiğneyemezsiniz! Yasaları çiğnediğinize göre ahlak çizgisini çoktan paramparça etmişsiniz demektir…’ Bu itham da herhalde halkın, fakir fukaranın, emekçinin sırtından geçinenleri anlatıyor İzmirli eski bakanımız… *- ÖYLE DEĞİL Sevgili okuyucularım; Sporda olsun, siyasette olsun, ticarette olsun her noktada, şekiller ya da kurallar değişince hemen birileri şu sözcüğü ‘Miladı’ kullanır… ‘Moda’ bir sözcüktür bu… Örnekleri çoktur… Rifat Serdaroğlu bu konuya da şöyle değiniyor: ‘Bazıları işine gelen bir tarihi ‘milat!’ ilân ediyor! ‘Milat’ koymak Türk milletinin yetkisindedir. Bunu da ‘Anayasa’da kullanır. Türk Milleti Cumhuriyet tarihi boyunca sadece bir kez ‘Milat’ ilan etmiştir. O da; can vererek, kan dökerek ilan ettiği milattır! Tarihi; 29 Ekim 1923’tür… Bazıları ağızlarını açtıklarında ‘yalan’ püskürtüyor… ‘Yalan’ bunların ağızlarında ‘yuva’ yapmıştır’ Serdaroğlu; Yolsuzlukla, hırsızlıkla, kul hakkı yemekle meşgul olanlara da çatan Serdaroğlu vatandaşın şikayetlerini ve dileklerini birçok siyasetçi gibi dile getiriyor. Bakalım yetkililer, yöneticiler bu konular üzerinde çalışmalar yaparak, vatandaşların daha rahat ve müreffeh bir yaşam kurmaları için yeni destek çalışmaları yapacaklar mı? *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR