BİR BARDAK SUDA FIRTINA

YAŞAR EYİCE *- GELDİ, GEÇTİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde bir açıklamasında ‘Hanım hanımcık kızımız!’ dedi. Bu kızımız Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikili görüşmelerde ‘tercüman’ olarak yanına aldığı bir hanımdı… Kılıçdaroğlu dolaylı yönden olmasa da açık seçik şu mesajı veriyordu; ‘Mütercim tercüman olarak Dışişleri’nin yani Devletin memurlarını, diplomatlarını kullanmalıyız. Böylece teamüllere uyulur, konuşmalar kayıtlara da geçer…’ Biliyoruz; Cumhurbaşkanı bir süredir ikili görüşmelerinde güvendiği, ama bu konularda tecrübe ve bilgisi tartışılan bir hanım tercüman kullanıyordu. İktidar kanadı ‘kıyamet’ kopardı… İki cephede yazılanlar çizilenler oldu… Konu ‘dış politika’ değil, bir sözcük idi! Kılıçdaroğlu’nun ‘Hanım hanımcık!’ demesiydi özel tercüman hanıma… Biz İzmirliler de ‘Hanım hanımcık!’ sözcüğünü çok kullanırız, özellikle methiyelerde… Kemal Kılıçdaroğlu da İzmir milletvekili olduğu için herhalde bundan kullanmıştır… Bu da benim ironim… Bu satırları yazmamın nedeni de, takipçilerinden olduğun değerli öğretmenlerimizden Nermin Cengiz’in bir paylaşımı… Notlarımın içine almıştım… Bakın Nermin Öğretmenimiz ne diyor? *- HEMEN HER GÜN ‘Her gün şaşırtıcı bir olaya, konuşmalara şahit oluyoruz. ‘Acaba bugün hangi olaya şaşıracağız?’ diye kalkıyor güne başlıyoruz. Ben terbiyeli, sorumluluğunu bilen ‘hanım hanımcık öğrencilerime’ hep ‘hanım kızım!’ diye hitap ederim, onları gururlandırmak amacıyla. Hiç bir öğrencime aşağılayıcı, gururunu onurunu kırıcı söz kullanmadım. Her zaman sana yapılmasını istemediğin bir davranışı başkasına yapma duygusuyla yaşamaya çalıştım. ‘Kötü söz, söyleyen kişiye aittir’ cümlesinin de doğruluğunu kabul etmişimdir. *- YOK CANIM Kılıçdaroğlu ‘hanım kızımız!’ demiş ve bu cümle aşağılama diye yargıya taşınmış. Demek ki ben öğrencilerime hanım kızım dediğim için binlerce öğrencim tarafından şikâyet edilmem gerekirdi. Şükürler olsun böyle bir olayla karşılaşmadım. Bizim gelenek ve göreneklerimizde fazlasıyla kullanılan bir sesleniş şekli ‘hanım kızım - hanım kızımız’ demek. Bu durumda, ‘acaba ben yanlış mı biliyorum?’ diye düşünmekten kendimi alamadım. İnternetten de araştırdım ve doğru olarak kullandığıma inandım. Araştırmama gerek yoktu aslında ama ‘bu seslenişten dolayı yargıya şikayet edilmesinin, başka bir anlamı da var mı?’ düşüncesiyle beni araştırmaya zorladı. *- BEN DE ANLAMADIM Acaba ‘hanım kızımız’ bu seslenişi kendine uygun mu bulmadı da kendisine yakıştıramadı, hakaret olarak kabul etti. Anlamak mümkün değil. ‘Bu seslenişin altında başka bir neden olabilir mi?’ diye düşünüyorum ama sonuca varamıyorum. Bu seslenişin altında yanlış bir anlam olduğunu ve bu nedenle yargıya taşınmasının gerekli olduğunu bilen varsa beni de aydınlatabilir mi? Şaşkınlıktan kurtulmuş olurum sayenizde…’ *- CEVAP NİTELİĞİNDE Saygıdeğer Öğretmenimize ben yanıt vereyim: Bildiğim kadarıyla olay yargıya taşınmadı ama tabii ki siyasi malzeme olarak kullanıldı… Kimler tarafından? Tabii ki politikacılar ve partilerin destekçileri yani taraftarları tarafından… Zaten ‘Saman alevi’ gibi parladı geçti gitti… Nedense siyasiler ve siyasetle ilgilenenler rakiplerinin her sözüne mutlaka bir şekilde cevap vermek istiyor… Bu da bazen ‘kısır’ ya da ‘incir çekirdeğini doldurmayan’ tartışmalara yol açıyor, bazı gerçekler arada unutuluyor… Gün boyu zaten benzer çok olayı yaşıyor, hatta yetişemiyoruz yazmaya.., *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR