İKİSİNDEN BİRİ, YA İLİMLE YA DA ZULÜMLE!

YAŞAR EYİCE *- BEŞTEN BİRİYİZ! Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkânınız yoktur… Yani; hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız… Bu bir iddia! Ama doğru… Çevre hayatımızda o kadar önemli ki, bunu herkes bilir… Çok iyi anımsıyorum; ‘Ayağımda kundura’ ile meşhurluğa ilk adımını atan şimdi İzmirli olan İbrahim Tatlıses, İngiliz BBC’de yapılan bir söyleşisinde, ‘Urfa’da Oxford vardı da mı gitmedik?’ demişti… Yani küsuru bir noktada iktidarlara bağlamıştı… Şimdi birçok üniversitemiz var ama meslek örgütlerine göre sadece binalar güzel… İçerilerinin güzel olması ise akademisyen sayılarına bağlı… Bence bir akademisyen ‘Doktor’ unvanını alın teriyle aldıktan sonra, önü açılmalı, abidik kubidik numaraları ile önleri kesilmemeli… Devletin kolaylıklar göstermesi, zorlukları kesmesi, sadece ve sadece araştırmalarına destek vermesi gerekiyor… Üst makamlar, önleri kesilenleri hemen anlarlar ve ahbap- çavuş ilişkilerine düşmeden gerekeni yapmalıdır. İzmir’in, İzmir üniversitelerinin, okullarının kalkınması önce Türkiye, sonra balkanlar ve Avrupa’da önemli isimler arasına girmeleri böyle olur. Yoksa işimiz harap… İbrahim Tatlıses gibi birileri çıkar bizim üniversitelerimizi değil de ‘Oxford’ gibi bir İngiliz, ya da Amerikan Harvard ya da Stanford veya Fransız Sorbon’u örnek gösterir… Güçlü insanlar çevresini değiştirir, güçsüz insanlar ise daha güçlüler tarafından değiştirilir! Bu söz eğer siz zayıf karakterli biriyseniz söz konusu. Güçlü bir karakterseniz eğer diğerleri size benzer!.. *- BİRİNİ SEÇİN Freud'un dediği gibi: ‘Hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek sadece beynini kullanabilen insanlara özgüdür.’ Orhan Gazi’ye sormuşlar: ‘En büyük zülüm nedir?’ ‘Geciken adalettir!’ demiş… Çiçero’ya sormuşlar; ‘Roma İmparatorluğu nasıl yakıldı?’ ‘İşi ehline vermedik!’ diye cevaplamış… Kârun’un yanına varıp; ‘Zenginliğin sırrı nedir?’ demişler, ‘Halka avuç açmamaktır!’ demiş… lV. Murat’a sormuşlar; ‘Yardıma alışana ne olur? ‘Emir almaya da alışır!’ demiş… Gorboçov’a, ‘En büyük hatan ne?’ diye sormuşlar; ‘Yanlışı hep karşımızda aradık!’ demiş… Stalin’e sormuşlar: ‘En büyük korkunuz nedir?’ ‘Sokakta yalnız başıma yürümek!’ demiş… Goebels’e sormuşlar; ‘İktidar nedir?’, ‘Düşman yaratmaktır!’ demiş… ll. Ramses’e gitmişler; ‘En büyük piramit hangisidir?’ diye sormuşlar, ‘Kibrimizdir!’ demiş… Platon’a sormuşlar; ‘Devlet nasıl yönetilir?’ ‘Ya ilimle, ya zulümle!’ demiş… *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR