TERBİYE VE ZEKA BÖYLECE ANLAŞILIYOR

YAŞAR EYİCE *- BİR ZAMANLAR AYIPTI Rumi’nin ‘Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden zekâsını anlarsınız’ deyişini bahsetmiştik… Konuyu açmamızın bir nedeni de, hani bir politikacı çıkmış özellikle İzmirli hanımların gülmelerine laf atmıştı ya, ondan… Sonra ‘kahkahaları’ paylaşmıştık… Şimdi de ‘Gülmek Zeka İşidir’ yazımıza gelen bir iki yorumdan söz etmek istiyorum bu güzel tatil gününde... Örneğin; İngilizce Öğretmeni Şeniz Ayçiçek şunları diyor: ‘Gülmek eskilerde ayıp sayılırdı. Hatta ‘...gibi ne gülüyorsun!’ diye imada bulunulurdu. Oysa ‘Bir kahkaha bir kilo pirzola yerine geçer!’ diye bir tabir var. Ne kadar önemli gülmek, neşelenmek moral açısından… O an düşüncenizden uzaklaşıp gidiyorsunuz. Tam dinlenme!... Son zamanlarda nelerle neşelendiğimizi pek anlayamadım. ‘Okumadığımızdan!’ diye düşünüyorum. İnsanlar farkına varmadan yaptıkları davranışları tekrar tiyatral sergilemelerle nasıl gülüyorlar. Aman! Gülüp, neşelenelim de… Eğlence de yaşamın bir kesiti…’ Güliz Güzeldiyar ise kısa ve öz söylüyor: ‘Gülmek… Tebessüm bile ne güzeldir... O kadar üzüntüler yaşıyoruz ki, bunların arasında komik bir şey görünce, gülüyorum…’ *- ‘ÖĞRENDİK PAŞAM!’ Takipçilerimden Ayça Kulen Seral’ın da bir bilgilendirmesinden söz etmek istiyorum. Bizi 1926 yılına götürüyor! O tarihte Andrew Mango’nun kitabının 447’nci sayfasından bir alıntı yapmış… Bakın Atatürk ne demiş, kitabın 447’nci sayfasında… ‘Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.’ *- MAGANDALARA DİKKAT Okuyucularımız biliyor… Çok iyi takipçilerimizden biri de, Urla’dan komşumuz Haluk Narbay Bey.. Haluk Bey toplumu ilgilendiren olaylara çok duyarlı bir hemşehrimiz… Bakın yine önemli bir konuda neler diyor, Haluk Narbay Bey… ‘İlkbaharı yaşamasan yaz sıcakları baskın oldu. Millette hem pandemi yasaklarının verdiği bunalımdan hem de sıcakların bastırmasından yazlıklarına akın etmeye başladı. Haziranda okulların tatil olması ile birlikte otoyollarda bu yoğunluk daha da artacak. Otobanlarda malum olduğu üzere hız sınırı 120 km. 10 km de bir avantaj var. Şimdi İçişleri Bakanlığı‘nın otobanlarda hız sınırını arttırıla
cağı haberleri dolaşıyor. Allah aşkına bu neye yarayacak? İçişleri Bakanlığı önce mevcut hız sınırına uyulup uyulmadığını bir iyi denetlemeli. Maganda 130 ile giden önündeki aracın tamponuna yaklaşarak ölüme yol açacak uğraş içinde… Güvenlik şeridini ihlal edenlerin haddi hesabı yok. Keza makas atanlar… Hız sınırını arttırmadan önce herkesin kurallara tam olarak uyması sağlanmalı.. Eskiden magandaları ihbar edilebilecek bir telefon hattı vardı, bildiriliyordu her nedense bu uygulama kaldırıldı. 3 rakamlı bir yeni uygulama ile trafikte can güvenliğini hiçe sayanların ihbar edileceği hat behemehal kurulmalı ve bu şikayetler mutlaka dikkate alınmalı…’ Ben de Haluk Narbay dostumuza bir ekleme yapmak istiyorum… Onlarca araç kuyruk ve konvoy halinde giderken, şerit değiştirenlere ne demeli? Bu şerit değiştirme işlemi bir yandan kuyruktaki araç sayısını arttırır,, diğer yandan da kazalara yol açar… Ekonomiye katkısı ise büyük zarardır… Uzmanlar bunları saniye ve milimetrik olarak açıklıyorlar… Yani çok hassas bir konu… Yalnız akaryakıttan değil, ani fren araçlara büyük zarar verir. Zarar gören parçaları hatta lastikleri saysam şaşırırsınız…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR