PASARTESİ GÜNÜNÜ BEKLEMEYİN

YAŞAR EYİCE *- İŞTE O GÜN, BU GÜN! Genelde ‘başlangıcı’ hafta başı olarak kabul ederiz. ‘Pazartesi başlayayım!’ deriz. Ama hep lafta kalır… Ben de söylüyorum: ‘Bugün doğrulara, doğrulukların fayda vereceği gündür!’ Yani hafta başını beklemeyelim… Bir şeylerden, hayattan hoşnut olmak istiyorsak, mutlu olmak istiyorsak işte o gün bu gündür… *- PARA CEPTEN UÇTU GİTTİ Ramazan’a sayılı günler kaldı. Bu mübarek aya nasıl gireceğiz? Mutfak yangın, sofralar dert yeri… Hiç olmazdı, oldu!... Ete yüzde 48 oranında zam yapıldı… Mahalle kasabında değil, devletin işletmesinde… Belirtildiği gibi; Yaklaşan Ramazan Ayı birlik beraberliğin yaşandığı, sofraların şenlendiği aydır. Oysa bugün ailelerin gelirleri giderlerine, hatta en temel gıda maddelerine bile yetmiyor. Bugün kadınlar kendi çocuğunun karnını nasıl doyuracağını düşünüyor. Yaşanan ekonomik sıkıntılar, kötü yönetim hanelerin gelirlerini adeta buharlaştırdı. Para cepten uçurup gitti! Et ve Süt Kurumu mağaza satış fiyatlarında zam yaptığını duyurdu. Kurumun sitesinde yer alan yeni listeye göre kırmızı et ürünlerinin tamamına yüzde 48 zam yapıldı. Beyaz etteki zam oranı da yüzde 14-15 üzerinde oldu. Adeta uçan market pazar fiyatları, sık sık duymaya alıştığımız akaryakıt zamları, elektrik ve doğal gaz faturalarına gelen zamlar hayatı zorlaştırmaya devam ediyor. Vatandaş bırakın eti, sütü, yağı; artık eve ekmek götürmekte zorlanıyor. Bu fahiş zamlarla vatandaşlar nasıl baş edecek? Ateş düşen mutfaklarda şimdi nasıl tencere kaynayacak, sofralara nasıl huzurla oturulacak? *- DESTEK Mİ, KÖSTEK Mİ? Aylardır söyleniyor: Çiftçi, besici devletten üretimlerini sürdürmelerini sağlayacak gerekli destekleri alamıyor. Muhalefetin iddiasına göre; O destekler bambaşka yerlere gidiyor. Şunu da belirteyim: Kur Korumalı Mevduat dedikleri kampanyanın ilk ödemeleri geldi. 3 aylık ödemenin sadece faizi 40 milyar. Bütçede tarım için açıklanan yıllık destek miktarı 29 milyar. Farka bakın? Yem fiyatlarının artmasıyla birlikte hayvancılıkta maliyetler daha da yükseldi. Yem pahalı, süt-et ucuz olunca üretici üretim yapmak istemiyor, hayvan varlığını azaltıyor veya sektörden çekiliyor. Bu da fiyatların artmasına neden oluyor. Benzer durum ‘fukara katığı’ denilen ekmek için de geçerli. Fırıncılar geçen Ramazan 110 TL’ye aldığı bir çuval unu, bugün 440 TL’ye alıyor. Elektrik, işçilik, kira gibi giderleri geçtim, un fiyatı bile fırıncıların yapılan kuruşluk zamlarla ayakta kalamayacağını gösteriyor. Onlar da zam bekliyorlar. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’un ifadelerin sinirlerinizi bozmamak için açıklamıyorum? Bilgisayarınızı açın okuyun ve bundan sonrasını ben sorayım: Güler misiniz, ağlar mısınız? *- ŞAKA İLE KARIŞIK İzmir’de olsaydım büyük ihtimalle giderdim. Çünkü Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç’ı il yönetiminden ve başkanlığından bu yana tanırım. Beyefendi kişiliği ve doğru dürüst politikacı yanı vardır. Çizgisini de hiç bozmamıştır. Her şeyden önce güvenilir bir kişiliktir. Ciddi görünüşünün altında espritüel sohbetleri de vardır. Gazeteci arkadaşlarımın anlattıklarına göre, Saadet Partili Kılıç, davette, ‘AKP’den önce mağarada yaşayıp mızrakla avlanıyorduk! demiş… Duyunca kahkahayı attım… Cümleyi biraz daha açayım: ‘AKP’ye göre bizim 20 yıl önce millet olarak mağaralarda yaşadığımız ve mızrakla avlanarak beslendiğimiz ortaya çıkıyor!’ diyerek sözlerine başlamış… Söylediğini anlatayım: Kılıç, ‘İktidar kanadının birbirinden ilginç ve trajikomik açıklamalarının ardı arkası kesilmiyor. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Biz iktidara geldiğimiz zaman ambulans yoktu’ sözlerini işittik. Evet, sizden önce ambulans yoktu, hastalar taş devri arabası ile taşınıyordu. Cumhurbaşkanının 'Ak Parti'den önce yoktu’ listesi var biliyorsunuz. Uzadıkça uzuyor. Daha önce de, Ak Parti'den önce vatandaşların hayatında elektrik olmadığını, tomografi olmadığını, otomobil olmadığını, hatta ve hatta buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi bile olmadığını iddia etmişti. Bu söylemlerin hepsini topladığımızda, 20 yıl önce bizim millet olarak mağaralarda yaşadığımız ve mızrakla avlanarak beslendiğimiz ortaya çıkıyor.’ ifadelerini kullandı. *- TÜRKİYE BU ‘YOK’LARI GÖRDÜ Cumhurbaşkanının 'Ak Parti'den önce yoktu listesi'ne katkıda bulunmak istediğini belirten Saadet Partili Kılıç, “İcra dairelerindeki dosya sayısında patlama yoktu. İşlenen tarımsal alanlarda böyle bir azalma yoktu. 450 milyar dolar dış borcumuz yoktu. Müteahhitlere on yıllar boyu ödemek zorunda olduğumuz hazine garantili ödemelerimiz yoktu. Geçmediği köprüler ve kullanmadığı yollar yüzünden vatandaşının sırtına yüklenen yüzlerce milyar dolarlık borç yoktu. Yağ, ekmek ve akaryakıt kuyruklarının haykırdığı bir yokluk yoktu. Bakanların bile iş yapamaz hale geldiği, Meclis'in işlevinin ortadan kalktığı bir sistem yoktu. Her türlü hayati kararın tek bir kişinin iki dudağı arasında olduğu bir düzen yoktu. Türkiye Ak Parti iktidarı sayesinde işte bu ‘yok’ları gördü, yaşadı, yaşıyor.” diye konuştu. *- ‘EKONOMİYİ KURTARMIŞLAR’ Gazeteci arkadaşlara ‘Bu kadar mı?’ diye sordum.. ‘Yok!’ dediler ve Şerafettin Kılıç’ın ağzından anlattılar: Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ‘Türkiye ekonomisini kurtardık elhamdülillah’ şeklindeki sözlerini değerlendiren Şerafettin Kılıç, “Ülke ekonomisini kurtarmışlar! Dikkatinizi çekerim, bakın bu ekonominin kurtarılmış hali! Biz de soruyoruz: Peki, ekonominin bundan haberi var mı? Esas önemli olan da ekonomiyi kim batırmıştı ki kurtardı? Demek ki Türkiye ekonomisi birileri tarafından kurtarılmaya muhtaç bir duruma düşürüldü. Bugün kurtarılmaya muhtaç duruma gelen ülke ekonomisinin başında yıllardır kim var? 20 yıldır iktidarda ve ekonomi yönetiminde kim bulunuyor? Hiç kuşkusuz Sayın Bakan tarafından yapılan bu açıklama, iktidarın ekonomiyi kurtarılmaya muhtaç duruma düşürdüğünü itiraf etmek anlamına geliyor.” dedi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç tabii esprili bir dille günceller başta olmak üzere bir çok konuyu dillendirdi. Bir noktada kara mizah yaptı, ama davetlileri de güldürmeyi başardı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR