POLİSLERİMİZE DE SAHİP ÇIKMALIYIZ

YAŞAR EYİCE *- SIKINTILI HAFTA BAŞI Elimde iki rapor var… Biri şu anda hepimizin yaşadığı ‘fırtına’ ile ilgili… Diğeri ise canımızı, malımızı korumasını beklediğimizi emniyet teşkilatımız, polislerimizle ilgili… İkisinden de kayıtlara geçmesi için söz edeceğim… Fırtına, İzmir kent genelinde 33 ağacın zarar görmesine, Menderes, Tire, Karaburun ve Foça’da çatıların uçmasına neden oldu. Gece saatlerinde başlayan, sabah saatlerinde etkisini artıran ve şiddeti zaman zaman bazı ilçelerde 100 kilometreyi bulan kuvvetli fırtına nedeniyle vatandaşlarımız büyük etki altında kaldı. Rüzgârın hızı Narlıdere’de saatte 110, Karaburun’da 99, Foça ve Urla’da 98, Tire’de 93, Güzelbahçe’de 79, Konak’ta 77 ve Karşıyaka’da 76 kilometreye ulaştı. 33 ağaç devrildi; Menderes, Tire, Karaburun ve Foça’da birer çatı uçtu. İtfaiye, Fen İşleri, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekipleri devrilen ağaçlara, uçan çatılara müdahale etti. 60 kişiden oluşan Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekipleri Konak, Narlıdere, Buca, Karşıyaka ve Balçova’da yollarda, parklarda ve tramvay güzergâhında devrilen ağaçları kaldırarak trafiğin ve yaya yolunun açılması sağladı. 30 ilçede 56 istasyon ve 350 personel ile görev yapan İzmir İtfaiyesi yaşanabilecek olumsuzluklara karşı hazır bekledi. Kentin 12 noktasında devrilen ağaçlara, uçan çatı ve tabelalara müdahale eden İtfaiye Dairesi Başkanlığı kent genelinde olası çatı ve kiremit uçması, tabela düşmesine karşı güvenlik tedbiri aldı. Rüzgârın özellikle güney–güneybatı yönünden kuvvetli fırtına şeklinde esmesi nedeniyle Karşıyaka Yelken Kulübü’nün olduğu bölgede deniz yükseldi. İtfaiye ekipleri tramvay hattının sudan etkilenmemesi için hızlı bir şekilde tahliye işlemi yaptı *- MAVİŞEHİR’DE SIKINTI YAŞANMADI İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Mavişehir'de özellikle şiddetli lodosun olduğu günlerde deniz seviyesinin yükselmesiyle oluşan taşkınlara son vermek için 37 milyon liralık yatırımla tamamlanan Kıyı Rehabilitasyon Projesi sayesinde sıkıntı yaşanmadı. Peynircioğlu Deresi yakınındaki Deniz Kent Restoran önünden başlayıp kuzeye doğru Mavi Ada bölgesini de içine alan 2 kilometrelik sahil hattında Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar Eylül ayında tamamlanmıştı. Çalışmalar kapsamında sahil bölgesinde hem deniz suyu kabarmasıyla meydana gelebilecek taşkını hem de zemin altından deniz suyu geçişini engellemek için yerin 4 metre altında 2 bin 88 metrelik su içi betonu imalatı yapılmış; ön kısımda kaya tahkimatı da yeniden imal edilmişti. Bugün yaşanan kuvvetli fırtınada ön kısımda deniz seviyesinden 160 santim yüksekte yapılan kaya tahkimatı dalga etkisinden alanı korudu. *- YAĞIŞ DEVAM EDECEK İzmir Meteoroloji 2. Bölge Müdürlüğü'nün hava tahmin raporuna göre beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların öğle saatlerinden itibaren kuvvetli (21-50 kg/m2) olacağı tahmin ediliyor. Rüzgarın güney ve güneybatılı (lodos) yönlerinden kuvvetli fırtına, yerel olarak tam fırtına (70-110 km/s) şeklinde esmesi beklendiğinden çatı uçması, ağaç ve direk devrilmesi, soba ve baca gazı kaynaklı zehirlenmeler ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği uyarısı yapıldı. Hava muhalefetinden olumsuz etkilenen İzmirliler, Hemşeri İletişim Merkezi’nin (HİM) 444 40 35 numaralı hattından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşabilir. *- EN YÜKSEK SEVİYEDE Polis intiharları tüm zamanların en yüksek seviyesinde: Maalesef yıl bitmeden 100 polisimiz intihar etti Polis intiharları, Türkiye'de tarihin en yüksek seviyesine henüz yıl bitmeden ulaştı. Kapatılan Emniyet-Sen Başkanı Faruk Sezer'in yaptığı açıklamaya göre bugün itibariyle yıl içerisinde 100 polis memuru intihar ederek hayatını sonlandırdı. Faruk Sezer, emniyet mensuplarının intiharlarına dair verileri paylaşırken, intiharların nedeninin, çalışma koşulları olduğunu söyledi. *- KULAK VERELİM Süleyman Serhat Köksal terör gazisi bir polisimiz… Kendisi yıllardır, kendi gibi terör gazilerinin haklarını korumak için çırpınıyor. Birkaç kez ben de kendisinden söz etmiş, hatta haklı olduklarını belirtmiştim. Ben değil, yetkililer de yurttaşlar da ‘haklılar’ diyor ama kendilerine hakkı tanıyacak olanların pek umurunda değil gibi… Biz bir gecede birçok kişiyi ilgilendiren kanunların Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiğini biliyoruz. Bu gazilerimiz de sevindirilebilir… Sadece bizim değil, yetkililerin ‘tamam’ diyerek imza atmaları gerekiyor. Bakalım bu kez seslerini duyurabilecekler mi? Şimdi ‘Hak arayışını’ sürdüren bu güvenlikçilerimizin seslerine kulak verelim: *- BİZLERİ KORURLARKEN ‘Bizler Özel Harekât ve Terör Şubesinde çalışırken terör örgütleri ile girmiş olduğumuz çatışmada yaralanmış ama uzuv kaybı olmayan polisleriz. 1953 yılında bakanlar kurulu ile çıkartılan 13.7.1953, 4/1053 sayılı nizamname ve sağlık yönetmeliği mağdurları malul sayılmayan gazileriz. 3713 terörle mücadele sırasında, kimimiz mermi ile, kimimiz roket ile, kimimiz mayın ile, kimimiz el bombası ile yaralanmış, fakat uzuv kaybı, his kaybı ve sinir kaybı olmadığı için yaşantımıza engel teşkil etmediğinden, vücudumuzda bulunan şarapnel parçaları ve mermilerin zamanla ağır metal zehirlenmesi nedeni ile kanına enfeksiyon kaparak arsenik ve antimon ile vücudumuzu zehirleyerek öleceğini bilen isimsiz kahramanlarız. *- ORGANLARI OLMAZSA! 3713 sayılı kanuna göre terörle mücadele sırasında yaralanmış olanlara 13.7.1953 tarihli ve 1053 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname hükümlerine göre derece tespitinde bulunan Bakanlarımız 6 kademe belirlemişler. Bizler bu kademelere göre organ eksikliğimiz olmamasından dolayı malul gazi olamıyoruz. *- BİR YILDIR SIRA GELMİYOR Bir 7.madde ile Tek istediğimiz Malul sayılamayan Gazilerimize YARASINA, DERECESİNE ve YÜZDELİĞİNE bakmadan, bir düzenleme ile ya da bir KHK ile az Yaralandın çok Yaralandın demeden yüzdeliğe girmeden derecesine bakmadan gazilik unvanımızı verilmesini istiyoruz. T.B.M.M. İçişleri Bakanlığı Komisyonu, Savunma Bakanlığı Komisyonu ve Plan Bütçe Komisyonunda üç adet kanun teklifi vardır. Bu kanun teklifler 1 yıldır bu üç komisyondadır. Bizlerde bu haklardan yararlanmak istiyoruz. a)Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından vazife malulü maaşı bağlanması, b)Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından maddi ve manevi tazminat alınması, c)Devlet ve belediyeler tarafından sağlanan sosyal ve mali hak ve yardımların malul sayılmayan arkadaşlarımıza sağlanması haklarıdır. Bu haklar ile bizleri onurlandırmış oluruz. Bizler de çocuklarımıza sizin sayesinde bir miras bırakmış oluruz. ‘ *- SABAH KALKINCA Ne güzel söylemiş şair; ‘Geleydin bir çay içimine, Sen çay dökerdin, ben ise içimi!’ Ödemişli ‘yüreği güzel’ insan, sanatçı Altan Düzalan da şöyle diyor: ‘Bazı kelimeler soğuk, bazı insanlar uzak, bazı hikayeler yarım… Öyle işte!’ Kısa ve öz anlatmış halimizi Altan Bey… Meryem Fidancı Hanım da çok sık önemli sözleri hatırlatıyor. Bu sabah Gandi’den, onun bir sözünü ele almış… Ben de paylaşayım: ‘Her zaman kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm; Kendi vicdanımızdan başka kimseden korkmayacağım…’ Bizim insanımız mutlaka her gece yatarken de, sabah kaklktığında da duasını okur… ‘Gavur’ denilen İzmirli bunu mutlaka yapar… Yunanlıları baş tacı yapan ve İstiklal savaşımızı ‘Keşke Yunanlılar kazansaydı!’ diye içlerinden ve akıllarından geçenleri son yıllarda saklamayan ve bize yani İzmirlilere ‘gavur’ lakabını takanlara da şunu söyleyeyim: ‘Her İzmir ve Egeli’nin evinde mutlaka ve mutlaka bir Türk bayrağı ile mutlaka bir Kuran-ı Kerim vardır… Çeyiz önce bunlarla düzülür…’ Bilmem anlatabildim mi? Bir ekleme daha yapayım; İzmir’den, Ege’den kesinlikle hain de çıkmaz… Bunu da keyif ve gururla paylaşıyorum… Yine konuma döneyim: İzmirli basketbol hakemlerinden, önemli görevlerde bulunan Cumhur Gürüz vardı… Beynelmilel futbol hakemlerimizden, Altaylı akademisyen Hakkı Gürüz’ün kardeşi... Anımsadığım kadarıyla Cumhur Gürüz kısa dönem Bornova ve daha sonra daha uzun süre Selçuk Belediye başkanlığı görevi de yaptı… İyi bir belediyeci olan Cumhur Gürüz çevresindekilere ve konuşmalarında şu tavsiyede bulunurdu; ‘Kalktığınızda duanızla birlikte ilk yapacağınız bir bardak ılık su içmek olmalıdır… Sağlığınız buna bağlıdır…’ Yarar ve faydalarını burada yazacak değilim… Bunu doktorlar ve sağlıkçılar ile bilim insanları zaman zaman anlatıyor. Cumhur Gürüz’ün tavsiye ve önerisi bile İzmirlinin güne nasıl başladığını anlatıyor… Benim yazdığım 60 yıl öncesi… ‘Gavur İzmir’ diyenlerin kulaklarına küpe ve kendilerine kapak olması için… Aralık ayının herkese bereket getirmesini diliyorum… Yine Meryem Fidancı’nın bir anımsatmasını paylaşayım: Hz. Mevlana da şöyle demiş: ‘Hiçbir şey göründüğü gibi değildir! Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir!..’ Bizden görünenlerin hain olarak karşımıza çıktıkları gibi… *- SİZ DE ÖĞRETİN Oğullarınıza; Karşı cinse saygı duymayı öğretin! Gece yarısı evine dönen kadının, ‘aranmadığını’ öğretin!... Bir kadının omuzuna, arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin! Dokunmaktan korkmamasını öğretin! Sevmenin değer verme olduğunu öğretin! Sahip çıkmayla, sahip olmanın ayrı, farklı olduğunu öğretin! Hiç kimseyi küçük görmemeyi öğretin! Ama bunları önce; Kendi içinizdeki ‘çocuğa!’ öğretin!... *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR