ZAFER DENİLİNCE; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

YAŞAR EYİCE *- HER ADIMI BİR ZAFERDİ 30 Ağustos Zafer Bayramı ve ‘Zafer Haftası’ nedeniyle ben de bir Türk vatandaşı olarak tebrikleri kabul ettim. Onlarca insanımızın heyecanına ve coşkusuna ortak olmaya çalıştım. Hangi mesaja yanıt vereceğimi şaşırdım… Yetişemedim çoğuna… Çok beğendiğim mesajlar oldu… Çok beğendiğim yazılar oldu… Hemen hepsi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü anımsatıyordu. ‘Biz Türkler; Tarih boyunca Hürriyet ve İstiklale timsal olmuş bir milletiz!’ İsabetli atışlarıyla düşmanın bozgununda önemli rol oynayan topçularımızdan, haritacılarımızdan, tutun da hava durumlarını irdeleyen meteoroloji uzmanlarımızın büyük etki ve yararlarını da unutmamamız gerekiyor… Ya keşif yapan pilotlarımızı ne kadar yükseklere çıkarsak haklarıdır. Bu gizli kahramanlarımızı da unutmamanız lazım… Bir ara Filiz Kasapoğlu’ndan dinleyip yazmıştım; Soma Milli Alay Komutanı dedesi Hüseyin Hulki Kasapoğlu’nu… Bir gün yine hatıralarını anlatacağım… Çünkü bu kahramanlarımızı az önce belirttiğim gibi unutmamalıyız… Gazi Mustafa Kemal’i şöyle özetleyebiliriz: ‘Her attığı adım bir Zafer olan dünyanın hayran olduğu büyük insan!’ Şimdi günümüzden söz edeceğim, bir de bir ilimizden yine Kahramanlar şehirlerimizden Balıkesir’den… Bugünkü halinden… *- İNTİKAM İÇİN! Benim gibi milyonlarca kişi merak ediyordur! Amerika, 14 ay önce Katar’da Taliban ile çekilme konusunda anlaştılar. Ama bu zaman zarfında silahları geri götürmediler. Biyometrik verileri ortadan kaldırmadılar, kendilerine yardım edenleri tahliye etmediler. Acaba, Amerika Taliban’ı İran’a saldırtmak mı istiyor? Biden yönetimi, bölgede birçok cepheyi ısıtarak Tahran’a yeni bir sürprize mi hazırlanıyor? Bu konuda en az İran kadar biz de çok dikkatli olmalı ve sağduyu ile hareket etmeliyiz! Kabil’den sivil tahliyelerin sona ermesi beklenirken Amerika kentte insansız hava aracıyla operasyon düzenledi. Operasyonda hedefin araç içindeki intihar saldırganı olduğu belirtildi. Bu, Perşembe günü 13 Amerikan askeriyle 170 Afgan’ın hayatını kaybettiği saldırının ardından Amerika’nın insansız hava aracıyla düzenlediği ikinci operasyon. Yani akıllarından ‘intikam’ duygusunu çıkarmıyor bir şekilde mutlaka silahlı yanıt veriyorlar… Amerika için ‘doğru yanlış’ hiç önemli değil… Zaten bunun habercisi cumartesi günü belli olmuştu. Başkan Joe Biden alandaki durumun oldukça tehlikeli olduğunu ve yeni bir saldırının düzenlenebileceğini belirtmişti. Bakalım Eylül ayı ile birlikte bizi de yakından ilgilendiren ne gibi gelişmeler olacak? Bütün yabancı güçlerin 31 Ağustos’a kadar ülkeden çıkması planlanmıştı. Amerika ve müttefikleri uçaklarla Afganistan’dan 113,500 kişi tahliye etti ama ülkeden çıkmak isteyen binlerce kişi geride kaldı. *- OLMADI İŞTE! Bugün de Balıkesir’den söz edeyim: Notlarıma bakıyorum; Balıkesir’in tarımsal ürün üretiminde, Türkiye’de ilk beşte, süt üretiminde ilk ikide, kırmızı et üretiminde ilk üçte… Peki; Balıkesirli çiftçi üretiyor üretmesine de ürettiğini satabiliyor mu? Sattığı zaman para kazanıyor mu? Ne yazık, Balıkesir’den gelen habere göre; Hayır! Peki, çiftçi ürününü satamazsa ve kazanamazsa ne olur? Üretimi bırakır. Birileri gibi ‘Bizde gıdamızı dışarıdan temin ederiz!’ dersek büyük hata olmaz mı? Korona salgınının ilk günlerini hatırlayın. Ülkeler birbirine ‘maske dahi’ vermiyordu. Bundan ders almalıyız. Dünyanın bin türlü hali var. Bugün gıda ithal edebilirsin ama yarın ne olacağı belli olmaz. Peki dışa bağımlı olmaktan çıkmak için ne yapmalıyız? Yine kendi kendimize yeter hale gelebilir miyiz? İlk ve tek yanıt; Cennet vatanımızda her şeyi üretme imkanımız var. Yeter ki, birileri, daha doğrusu egemen güçler elimize ayağımıza pranga vurmasınlar… Her karış toprak değerlenebilir. Tabii ki öncelikle; çiftçilerin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizleri sıfırlanmalı, küçük kentler büyük ve ilerlemiş olanların seviyesine getirilmeli, iç ve dış turizme önem verilmeli böylece hareket ve canlanma sağlanmalı… Bunlar ilk akla gelenler… Aslında ben ‘Balıkesir’i bugün örnek olarak ele aldım… Uşak, Kütahya, Afyon, Denizli, Muğla, Aydın, Çanakkale, Manisa yani bölgemizin tüm illerini sayabiliriz Antalya’ya, Bursa’ya hatta Ankara’ya kadar… Türkiye ne yazık ki ,özellikle son yıllarda, üretimi konuşmuyor, İşsizliği nasıl çözeceğini konuşmuyor, yoksulluğu konuşmuyor. Bunları konuşması gerekenler, çiftçinin, memurun, işçinin, girişimcinin derdine çare bulacaklardan ses seda çıkmıyor. Bize vicdanlı yöneticiler, siyasetçiler lazım… Bunların sayılarını arttırmak da seçimlerde bize düşüyor… Ay sonunu getiremeyen emeklilerden, emekçilerden, kadınlardan yana olanlar kazanacak ve kazandıracaktır. İşte o zaman şahlanıp, uçuşa geçeriz. Yoksulluğa, işsizliğe, haksızlığa razı olamayız. Bize palyatif çözüm gerekmiyor. Aspirin tedavisi bizim işimize gelmez. ‘Bir tencere nasıl kaynar?’ sorusunu irdeleyecek, Torbalı’daki ‘Börülce Festivalini’ anlatacaktım… Olmadı işte! *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR