HAYAT KURTARMAK İÇİN

YAŞAR EYİCE *- BİR DAKİKA YETER ‘Patron!’ diye seslendiğim İzmirsporlu Yusuf Düvenci Çeşme’den gönderdiğim mesajın üzerine kocaman harflerle şöyle yazmış: ‘Bunu okumanız sadece bir dakikanızı alır! Paylaşmaksa; nice hayatları kurtarır!’ Merak ettim, okudum… ‘Barbükü esnasında Olkan Hanım tökezledi. Ve düştü! Onu temizlediler! Biraz sarsılmış görünse de, Olkan akşamın geri kalanını eğlenerek geçirdi. Olkan’ın kızı daha sonra telefonla arayarak, annesinin hastaneye kaldırıldığını söyledi. Akşam Olkan Hanımı kaybettik… Ölmüştü! Aslında o Barbükü’de felç geçirmişti. Eğer çevredekiler ‘felcin işaretlerini’ tanımlayabilselerdi, belki de şu anda aramızda olacaktı. Bazıları ölmüyor ama; çaresiz ve ümitsiz bir durumda kalıyor. *- UZM. DR. AYLA AYDIN Bir nörolog, Uzm. Dr. Ayla Aydın, felç vakalarına, inmenin geldiği zamandan üç saat içinde müdahale edilirse etkilerinin tamamen geri çevrilebileceğini söylüyor. Püf noktasının felcin tanımlanması, teşhis edilmesi ve üç saat içinde hastanın medikal bakımının başlaması olduğunu belirtiyor. *- ÜÇ TEST Bazen felcin semptomlarının tespit edilmesi zordur. Bilinçsiz olmak maalesef felakettir. Felç hastası, eğer yakınındaki kişiler tarafından, felcin semptomları teşhis edilemezse, ciddi beyin hasarına maruz kalır. Dr, Ayla Aydın, yakında bulunan herhangi birinin üç basit soru sorarak, felci teşhis edebileceğini söylüyor: S- Gülümsemesini söyleyin (Smile), T- Basit bir cümle kurmasını söyleyin (Talk) (Örn.:Bugün dışarısı güneşli!’ R- Her iki kolunu kaldırmasını söyleyin! (Raise) Hasta ya da karşınızdaki kişi, bu görevlerin herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal acil servis numarasını arayın! Ve semptomları almaya gelen sağlık ekibine söyleyin… *- YENİ İŞARET! Dikkat! Felcin bir başka işareti şudur: Hastaya dilini çıkarmasını söyleyin! Eğer dil kıvrılmışsa veya bir tarafa doğru yatmışsa, bu da ‘felç’ işaretlerindendir. ‘Patron Yusuf Düvenci’ ‘Ben görevimi yaptım bu yazıyı sana gönderdim!’ diyor… Ben de, harhangi bir zarar ve sıkıntı görmediğim için sizlerle paylaşıyorum… Umarım doğru bir hareket yapmışımdır. Nasıl bir patron bir insanımıza iş imkanı sağlıyorsa ona müteşekkir olacaksak, bu uyarı ve bilgilendirici yazı ile bir kişinin bile sağlığını koruyabiliyorsak en mutlu insan biz oluruz… *- BU SESE KULAK VERELİM Haberi ilk verenlerdenim… Videoyu gönderen ise Milli Mücadele Partisi Başkanı Ahmet Kaya idi… Görüntülerde; Yabanca uyrukluların ‘Ne yapıyorsunuz?’ diye uyarıda bulunan bir Türk gencini saldırmaları vardı. Megafonla ‘Polis geliyor, başınıza iş almayın’ uyarılarını dinlemiyor, duymuyor ve anlamıyorlardı. Bilim adamı Hatay Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın iddiası ise önemini koruyor. Bir çadırda yaşayan 6 yıllık sığınmacı 26 yaşındaki karı- koca gençlerin Türkiye’de yaptıkları çocuk sayısı da altı! Gerisini artık siz düşünün… Bornova’dan Nadide Hanım da mektubunda şöyle diyor; ‘Ben ülkemi düşünüyorum. Çocuklarımızı, gençlerimizi düşünüyorum. Her gün Afgan'ı, Fas'lısı, Pakistanlısı, Suriyelisi, Afrikalısı dolarsa ve de bu gelenlere en ucuz iş gücü olarak bakılırsa, ya da vatandaşlık verip oy deposu olarak bakılırsa iç barışımıza ne olur?’ Bu arada şu haber beni de güldürmüştü; ‘Suriyeliler eylem yapmış, Afgan'lıları istemiyoruz’ demişler. Birkaç gün önceki yazıma; Mehmet Gürel, Fevzi Kurt, Oğuz Alpözen de yorumlarıyla destek vermişler. Bu kadar; Zekis Ün, Nilgün Turan, Tuluğ Uluören, Yücel Tuzcuoğlu, Murat Çakıl ise paylaşmış… Yani toplarsan 10 kişiyi geçmez… Demek ki hiç kimsenin umurunda değil… Zaten çarşı pazardaki pahalılık da yine kimsenin umurunda değil.. Sadece bazıları ‘Olacak iş mi?’ diyor… Bu kadar… Bir yurtsever gönderdiği görüntünün altına şunları yazmış: ‘Sakın bunları ‘sığınmacı, mülteci!’ diye yutturmaya çalışmayın… ‘Kadın yok, çocuk yok, yaşlı yok!’ Hepsi eli silah tutacak gençler! Gerisini yazmıyorum… Yani yorumu… Hukukça Ayla Ergüven Ülük paylaşmış: ‘Ülkemde mülteci istemiyorum!’ diye… Sonrası şöyle: ‘Sessiz işgale dur de!’ *- KANAYAN YARA Demokrat İzmir Gazetesinden arkadaşım Macit Ersönmez de aynı görüşte… Şimdi sosyal medyada paylaşımlar sürüyor… Emperyalıst güçlerin Türkiye üzerinde yaptıkları, oynadıkları oyunlar dile getiriliyor. Bu satırları yazarken İran sınırında kaçaklar için duvar örülüyor, haberi geldi. Arzu Sabancı da, ‘Ülkemde mülteci istemiyorum’ açıklamasını yaptı Sabah saatlerinde ise bir yetkili şöyle demişti: ‘Sanayi bunlar sayesinde işliyor!’ Şehit Aileleri Ve Gaziler Derneği (ŞAGAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye’ye giriş yapan Afganlar ve diğer mültecilerle ilgili açıklamada bulundu. İşte o açıklama; Son günlerde gündeme gelen fakat yıllardır memleketimizin kanayan yarası olan mülteci konusu hepimiz için büyük problem teşkil etmektedir. Bulunduğumuz coğrafyada tek müslüman devlet biz olmamıza rağmen,bu sorun da misyon edinilmiş olmamız düşündürücü bir hal almaktadır. Ülke nüfusumuzun %55-60i asgari ücret ile geçinirken ve açlık sınırı altında yaşama çabası içinde iken milyon lari ülkemizde ağırlama lüksümüz malesef ki yoktur. Ülkelerinde savaş var iken ülkesini bırakıp kaçan bir toplumun ülke menfaati ne, ne gibi bir faydası olacaktır burası da düşündürücü bir hal almaktadır. Toplum olarak mülteci konumundaki kişilere uygulanan imtiyazlar biz ülke vatandaşlarını malesef ki üzmekte yaralamaktadır. *- BU AKIM DURDURULMALI Bizler Seyit onbaşılar, nene hatunlar, sütçü İmamlar ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu yedi düvele tüm dünyaya duyurmuş bir ülkeyiz. Sonuç olarak toplumun tamamını ilgilendiren konularda devlet yöneticileri halkın sesine kulak vererek alınacak kararlarda bu düşüncelerin dikkate alınarak vicdani muhasebeye yer vermeksizin karar verme durumundadırlar. Ülkemizde mülteci akımına izin verilmesi elzem bir hal almıştır. Gereğini saygılarımızla arz ederiz.’ *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR