BAZISINDAN HABER YOK

YAŞAR EYİCE *- PTT YANLIŞINDAN DÖNMELİ İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Derneği Srebrenica'da yaşananları yok sayan Sırbistan eski Cumhurbaşkanı ırkçı Milorad Dodik için pul bastıran PTT yönetimini ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Derneği Başkanı Birol Özkardeşler basın açıklamasında, ‘Bosna Savaşı sırasında Srebrenica'da katledilen 8372 kadın ve çocuğun acısı aradan 26 yıl geçmesine rağmen belleğimizdeki yerini korumaktadır. Ancak görüyoruz ki PTT' yi yönetenler Srebrenica'da yaşanan bu acıyı ne kadar çabuk unutmuşlar? PTT yönetiminin Srebrenica'da yaşananları yok sayan Sırbistan eski Cumhurbaşkanı ırkçı ve milliyetçi Milorad Dodik için ülkemizde düzenlenen uluslararası bir toplantı sebebiyle pul bastırması çok acı ve kabul edilemez bir durumdur. PTT'yi yönetenler yapmış oldukları bu işlemle Srebrenica'da şehit olan dindaşlarımızın kemiklerini sızlatmışlardır. PTT yönetimi bu yanlıştan en kısa zamanda geri dönmelidir. Bizler Rumeli ve Balkan Sivil Toplum Kuruluşları olarak gerek Srebrenica'da olsun gerekse Balkan Coğrafyasının diğer bölgelerinde yaşanan acıların unutulmaması ve unutturulmaması adına üzerimize düşeni her zaman yapmaya devam edeceğiz. dedi *- DEVAMI BUGÜN Etkinlik programlarını öğrendiğimde paylaşmıştım. MİÇ, Türk Bilim Kadınları Haftası 2. Etkinliği Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) tarafından düzenlenen, Muazzez İlmiye Çığ Türk Bilim Kadınları Haftası devam ediyor. ‘Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, Fendir’ konulu çevrim içi panel, 23 Haziran Çarşamba (bugün) saat 15:00’te gerçekleştirilecek. Panelde; Prof. Dr. Melek Dosay Gökdoğan’dan ‘Türkiye Bilim Tarihinde Kadının Yeri’; Prof. Dr. Gülümser Heper’den ‘Selçuklu’dan Cumhuriyet’e Kadın Bilim İlişkisi’; Dr. Neval Konuk Halaçoğlu’ndan ‘Atatürk Devrimlerinin Kadınlarımızın Bilim Alanında İlerlemesindeki Rolü’; ve ‘hocaların hocası’ namlı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’ın, kendi hayatını anlattığı ‘Atatürk’ün Ülkesini Seçen Türk Bilim Kadını’ sunumları olacak. Çevrim içi etkinlik CKD’nin aşağıdaki Youtube hesabından canlı olarak izlenebilir. (https://youtube.com/channel/UC0QkCCCtwXSfz66-s_ksY-A). *- ÜRETİM YOKSA İstihdam; bir insanı bir işte çalıştırma, işlendirme olarak ifade edilen ve günlük hayatımızda sıklıkla duyduğumuz sıradan bir terimden fazlasıdır. ‘İstihdam’ sözcüğü içinde geçtiği cümlelere hayat dersi olacak anlamlar yükler. Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamaya göre; Veteriner Hekimler yoğun ihtiyaca karşın kamuda en az istihdam edilen meslek grubu olarak ortaya çıkıyor. Emeklerini, eğitimlerini ülkemizin üretim sürecine kelimenin tam anlamıyla zorla dahil ederler, veterinerlerimiz… Çünkü bilirler ki, onlar da, elini kolunu çekse, hayvancılık da yetiştirici de eksik kalacak. Bilinen; tarımsal üretimin var oluş sebeplerinden olan hayvan varlığının veterinerlere ihtiyacı var. Üretimin kaynağındaki hayvan potansiyelimize, hayvan potansiyelimizin genetik kaynaklarına, sağlığına sahip çıkmak onların işi. Bilirler; Yem fiyatları artsa da, sattığı ürünün değeri sabitlense de 'hayvancılık sektörü ayakta kalsın diye onlara ihtiyacımız var… Herkesten önce desteği yapar yetiştiricimizi ayakta tutmaya çalışırlar. Aile işletmelerinin borç defterleri kabarsa da, hep en son kendilerine olan borçlarını kapatsalar da seslerini çıkarmazlar, ‘Aileden bilirler ondandır bu tavırları derler. Emeklerinin karşılığını verecekleri güne kadar sabrederek, ‘Biz aslında hem kendimizi istihdam ederiz hem de yetiştiricinin üretimde kalmasını sağlayarak hayvancılıkta istihdamın sürekliliğini sağlarız. Hayvancılıkta istihdamın sürekliliğini sağlarız ki; kesime gitmesin dişi hayvanlarımızla birlikte yerli ırk gen kaynaklarımız. Hayvancılıkta istihdamın sürekliliğini sağlarız ki; hayvan nüfusumuz eksilmesin, yetiştiricimiz dara düşmesin. Hayvancılıkta istihdamın sürekliliğini sağlarız ki; hayvanlarımız sağlıklı beslenebilsin, sağlıklı ve kaliteli hayvansal gıdaya ulaşabilsin insanımız. Hayvancılıkta istihdamın sürekliliğini sağlarız ki; sağlıklı ve kaliteli gıdanın ulaşılabilir olduğu ülkemizde sağlıklı olsun insanımız.’ diyorlar. Ve sözlerini şöyle tamamlıyorlar: ‘Anlayacağınız; İthalata karşı duruşumuz istihdama olan saygımızdandır. İthalata karşı duruşumuz yerli ırklarımıza sahip çıkışımızdandır. İthalata karşı oluşumuz hayvancılık sektöründe ülkemiz insanlarının istihdamına yol açma derdimizdendir. İthalata karşı oluşumuz kaynaklarımızın, insanlarımızın ve hayvan nüfusumuzun kıymetini bilişimizdendir.’ *- BEKLEDİĞİMİZ BİR KANUN! Bazen kanunlara bakıyorum; ‘Hap yap para kazan!’ cinsinden olanları fark ediyorum. Zaten bundan yararlanmayan ya da yararlanamayan benden önce konuşmaya başlıyor. Ama boşuna! Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde siyasilerle ilgili sık sık gündeme gelen yolsuzluk ve rüşvet iddialarına dikkat çekerek “’milyon vatandaşımız da iyi dinlesinler. Dostlarımızla beraber iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş TBMM’ye birinci hafta içinde Siyasi Ahlak Kanunu sevk etmektir’ dedi. Bence şart… Şöyle böyle 50 yıl, yani yarım asırdan bu yana siyasete bakıyorum, ‘kirli’ yanlarını görüyor, anımsıyorum… ‘Kart sahibi yakınımdır!’ diye elinde, sigara paketinin arkasına yazılmış bir not sayesinde zenginliğin yolunu açanları da biliyoruz, her mahalle ve sokakta zengin yaratanları da… *- ‘RÜŞVETÇİYİ KORUMAK’ 10 bin dolar verilen siyasetçinin kim olduğunun halen açıklanmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetin kirlilikten arınması gerektiğini belirterek ‘ 83 milyon vatandaşımız da iyi dinlesinler. Dostlarımızla beraber iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş TBMM’ye birinci hafta içinde Siyasi Ahlak Kanunu sevk etmektir. Bu millete borcum var. 27,5 yıl devlette çalıştım. Çok sayıda başbakan ile çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, harcamalar nasıl yapılır? Bütün bunlara 27,5 yılımı verdim. Ne zaman genel başkan oldum, müfettiş ordusu görevlendirdiler, ‘acaba Kılıçdaroğlu’nun açığını bulabilir miyim?’ diye. ‘Araştırın!’ dedim. Boğazımdan aşağı haram girmedi ki. O nedenle bir şey bulamadılar. Siyasi Ahlak Kanunu’nu neden getireceğiz, siyaset kirlilikten arınmalı. Milletin vekilinin temiz olması lazım. Ankara’ya gidip, milletvekili sıfatını taşıyıp, ihale peşinde koşan milletvekili istemiyoruz. Temiz ahlaklı siyaseti Türkiye’ye getirmek zorundayız. Şu ülkenin geldiği hali görüyor musunuz? İktidar sahiplerine bakıyor musunuz? Kimin eli kimin cebinde belli mi? Bu ülkenin İçişleri Bakanı kalkar devletin televizyonunda ‘Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para veriliyor’ diyor.. Kim bu siyasetçi? ‘Kim veriyor?’ yeraltı dünyası, çeteler veriyor. ‘Kim bu siyasetçi?’hala belli değil. Açıklamam savcıya söyleyeceğim, git savcıya. Meclis Başkanına söyledim. ‘Kim bu adam çıkarın ortaya…’ Mektup yazmış güzel, cevap verin o zaman, kim bu adam? Bir rüşvetçiyi korumak, rüşvetçiyle yan yana durmak demektir,,,( *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR