İŞLERİ İŞİMİZE KARIŞMAK

YAŞAR EYİCE *- GÖZLERİ TÜRKİYE’DE Zaman zaman elimizin tersiyle ittiğimiz, ama onlardan da bir türlü vaz geçemediklerimiz var. Örneğin AB gibi ya da BM’gibi… AB dediğim; Avrupa Birliği… BM dediğim; Birleşmiş Milletler… Bunlar arada Türkiye’ye, iktidarların ya da halkın istediği ya de istemediği şekilde çağrılar yaparlar, 21 Mart’ta olduğu gibi.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yayınladığı kararnameyle önceki gün feshedilen İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili uluslararası tepkiler sürüyor. Şimdi AB ve BM'den Türkiye'ye İstanbul Sözleşmesi Çağrısı yapıldı.. Şimdi isterseniz birlikte Paris-Berlin-New York turu atalım… *- İLK TEPKİLER Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına Avrupa'dan tepkiler sürüyor. Avrupa Birliği Dışilişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ‘Türk hükümetinin İstanbul'un adını taşıyan bu anlaşmadan çekilmesinden derin üzüntü duyuyoruz. Şimdi geri adım atma değil liderlik gösterme zamanıdır’ dedi. Borrell, bu kararın dünyaya da tehlikeli bir mesaj gönderdiği uyarısında bulundu. Çekilme kararını yazılı bir açıklama ile kınayan Dışilişkiler Yüksek Temsilcisi Borrell, ‘adı İstanbul olan’ bir anlaşmadan Türkiye'nin neden çekilmek istediğini anlamakta güçlük çektiklerini dile getirdi. İstanbul Sözleşmesi'nin, kadına yönelik şiddetle ve aile içi şiddetle mücadelede yasal olarak bağlayıcı ilk belge olduğunu ve dünya genelinde kadınlara ve kız çocuklarına yasal koruma sağlamayı amaçladığını belirten Borrell, ‘COVID-19 salgını ve kadınların birincil kurban olduğu birçok çatışmanın bir sonucu olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet dünya çapında yeni seviyelere yükseldiğinden, bu anlaşma, bugün her zamankinden daha önemlidir’ dedi. *- ZORLAMA OLAMAZ ‘Türkiye'yi kararını değiştirmeye zorlayamayız ama kararını yeniden gözden geçirmesini isteyebiliriz. Türkiye'nin, 21. yüzyılda insan haklarının, barışın, güvenliğin ve eşitliğin temel unsurlarından biri olan kadın ve kız çocuklarının haklarını savunmak için, kısa süre içinde, tekrar Avrupa Birliği'ne katılacağını umuyoruz.’ diyerek sözlerini sürdürdü… *- ‘İSTANBUL ANLAŞMASINI DESTEKLİYORUM’ AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ‘Kadına yönelik şiddet hoş görülemez. Kadınlar, onşarı korumak için yasal bir çerçeveyi hak ediyor. İstanbul Anlaşması'nı destekliyorum. Ve tüm imzacıları imzalarına sahip çıkmaya çağırıyorum’ dedi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor da, sosyal medya hesabından, ‘Türkiye'nin 'cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle !' İstanbul Anlaşması'ndan çekildiği haberine uyanmaktan dehşete kapıldım. Bu mevcut Türk hükümetinin gerçek yüzünü gösteren bir bayraktır: İnsan haklarında geri gidiş ve hukuka saygısızlık. Umarım Von der Leyen, başka bir alaydan önce bunu görebilir’ dedi. *- ‘YANLIŞ MESAJ’ Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması geriye doğru atılmış bir adım ve Avrupa'ya gönderilen yanlış bir mesajdır. Bu adım cinsiyet eşitliğini dünya genelinde geriletme çabalarının izinden gidiyor. Hiçbir gelenek kadınların şiddetten korunmasının tartışılmaya açılmasını meşru gösteremez’ dedi. Almanya'nın Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘İstanbul Sözleşmesi, kadınları ve çocukları pandemi döneminde belirgin şekilde artış gösteren ev içi şiddetten korumak için Avrupa Konseyi'nin önemli bir hukuki aracı. Türkiye'nin sözleşmeden çıkması yanlış zamanda verilen yanlış bir karar’ ifadelerini kullandı. *- ‘GERİ DÖN’ ÇAĞRISI Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki gösterdi. BM’ye bağlı çeşitli kuruluşlar ve BM Kadın Örgütü tarafından yapılan ortak açıklamada, Türkiye’nin ‘İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararının yeniden değerlendirmesi ve sözleşmeye yeniden dönülmesi çağrısında bulunuldu. BM kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, kadına yönelik şiddet, aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin, ‘İstanbul Sözleşmesi’ adı verilen ilk ve en geniş kapsamlı uluslararası anlaşma olduğu belirtildi. *- ÜÇ KADINDAN BİRİ BM kuruluşları, 2012 yılında Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke olduğunu, aynı zamanda ailelerin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin çıkartılan yeni yasalarla ulusal mevzuatını anlaşmayla uyumlu hale getirmek için önemli adımlar attığını kaydetti. BM kuruluşları, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni, İstanbul Sözleşmesi'ni tam anlamıyla uygulamaya, tüm kadın ve kız çocuklarının güvenlik ve haklarını korumaya ve geliştirmeye devam etmeye çağırıyoruz’ dedi. BM kuruluşları kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin dünyadaki en yaygın insan hakları ihlalleri arasında yer aldığını, dünyada her üç kadından birinin, yaşamları boyunca partnerleri ya da başkaları tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı kaydedildi. *- AVRUPA KONSEYİ'NDE 45 ÜLKE İMZALADI Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 2011 yılında, İstanbul'da imzalandı, 2014 yılında yürürlüğe girdi. Konsey'in üyesi Türkiye anlaşmayı ilk imzalayan ülke oldu. Bugün 47 Avrupa Konseyi üyesi ülkeden 45'i anlaşmayı imzaladı. Bu sözleşme, Avrupa'da cinsiyete dayalı şiddeti önlemek, şiddet mağdurlarını korumak ve failleri cezalandırmak için bağlayıcı standartlar belirleyen ilk araç olarak Tüm dünyada önem verilen bir metin. Avrupa düzeyinde, 2014'ten önce, genel bir yasal çerçeve yoktu. Avrupa Parlamentosu'na göre, AB'de her üç kadından biri (% 33) 15 yaşından beri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Bir meslekte veya üst düzey yönetici pozisyonlarında çalışan kadınların% 75'i cinsel tacize uğruyor. Her 10 kadından 1'i, cinsel tacize veya yeni teknolojilerle takip edilmeye maruz kalıyor. *- ‘DERİN HAYAL KIRIKLIĞI’ Kaç zamandır, yani seçildiğinden daha doğrusu resmen Başkan olduğundan bu yana, ‘Acaba bizi ne zaman arayacak?’ diye kendi kendimize bir soru yönelttiğimiz Amerika Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini ‘derin hayal kırıklığı’ olarak niteledi. Biden konuyla ilgili düşüncelerini yazılı açıklamasında dile getirdi. Biden bunun kadınlara şiddeti sona erdirme konusundaki çabalarda geri adım olduğunu kaydetti. Biden yazılı açıklamasında, ‘Ülkeler kadınlara yönelik şiddetin sona ermesi konusundaki taahhütlerini güçlendirmeli ve yenilemeli, kadınları korumaya yönelik ve ihlal edenleri sorumlu tutan uluslararası anlaşmaları reddetmemeli’ dedi. Amerika Başkanı, ‘Bu küresel çapta kadınlara karşı şiddeti sona erdirme konusundaki uluslararası hareket için cesaret kırıcı bir geri adım’ nitelemesinde de bulundu. *- DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AÇIKLAMASI Konuyla ilgili Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan da açıklama geldi. Açıklamada, sözleşme içinde yer alan çeşitli unsurlar ve uygulamaların kamuoyunda hassasiyet yarattığı ve eleştirilere neden olduğu kaydedildi. Açıklamada, Türkiye'nin sözleşmeden çekilmesinin kadına yönelik şiddetle mücadeleden ödün verme olarak yorumlanmaması gerektiği kaydedildi. Türkiye’de İletişim Direktörlüğü’nden yapılan açıklamada da sözleşmeden çıkma kararına gerekçe olarak bir grup insanın homoseksüelliği normalleştirme çabası gösterildi. Bunun Türkiye’de sosyal ve aile değerlerine aykırı olduğu kaydedildi. Açıklamada Türkiye’nin sözleşmeyle ilgili endişeleri olan tek ülke olmadığı da belirtildi. *- YENİDEN DEĞERLENDİRME! Sonuç olarak: Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki gösterdi. BM’ye bağlı çeşitli kuruluşlar ve BM Kadın Örgütü tarafından yapılan ortak açıklamada, Türkiye’nin ‘İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararının yeniden değerlendirmesi ve sözleşmeye yeniden dönülmesi çağrısında bulunuldu. BM kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, kadına yönelik şiddet, aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin, ‘İstanbul Sözleşmesi’ adı verilen ilk ve en geniş kapsamlı uluslararası anlaşma olduğu belirtildi. *-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR