BAŞKA TÜRLÜ OLMAZ, BAZILARI ZENGİN OLMAYE DEVAM EDER
YAŞAR EYİCE
*- İZMİR NASIL YEŞİLLENİR?
7-8 ay geçmiştir.
Bir öneride bulunmuştum…
Özellikle büyükşehirlerdeki otoparklar ve
özellikle ‘vale’ adı verilen kişilerle ile ilgili olarak.
Çoğunun yeterli ve donanımla olmadıklarını hatta
milyarlık araçları sözde teslim alan bu kişilerin haksız kazanç elde
ettiklerini de vurgulamıştım.
Dikkate alındı ve 'İşletmeler ve İşyerlerinin Araç
Park Hizmetlerinin (Vale) Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik' Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Yani kanunlaştı…
Sonuc; önerimiz dikkate alınmış ve gereği yerine
getirilmiş oldu…
Herhalde bu bizim için ‘mutluluk’ olarak
adlandırılabilir.
Şimdi de yine geçenlerde belirttiğim gibi bu kez
başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ile tüm belediye başkan ve meclis üyeleri ile
yöneticilere öneriyorum.
Bunların dışında kim ‘Yeşil İzmir’ istiyorsa sözüm
onlara…
*- 50 YIL ÖNCE BÖYLE İDİ
Biz çocuk yaşlarında iken tek, en fazla iki katlı
evlerin bulunduğu tüm sokaklarda mutlaka ve mutlaka beş altı metrede bir yani
her konutun önünde en azından bir, bazen iki, hatta üç adet ağaç vardı.
Akasyalardan tutun da çam ağaçlarına kadar…
Bornova’nın ağaçlı yolunu herhalde bilmeyen
duymayan yoktur…
Çınarlı’nın adının nereden geldiğini de…
Bir gün bunları da anlatırım…
*- HEDEF DAHA YEŞİL BİR İZMİR
Önceki gün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç
Soyer daha yeşil bir kent hedefiyle yapılan parkları, uygulaması süren park
projelerini ve Kadifekale eteklerindeki ağaçlandırma çalışmalarını yerinde
inceledi. Yaşayan Parklar Projesi'ni hayata geçirmek istedikleri Yamanlar
Dağı'nda da gözlemde bulunan Başkan Soyer, ‘Hedefimiz İzmir'deki kişi başına
düşen yeşil alan miktarını iki katına çıkarmak’ dedi.
Kabul!
Ama bu sadece belirli bir nokta için geçerlidir.
Büyük bir park yapılması gibi bir şey…
Ucu da önceki yıllara yani Aziz Kocaoğlu dönemine
gidiyor.
Neden?
Hem kentin görüntüsünü değiştirmek hem de
gecekondulardan kurtulmak, zemin kayganlığını önleyip insan ve mal kayıplarını
önlemekti..
Tabii güvenlik teşkilatlarının bazı raporları da
vardı.
Fırsatçıları, kanunsuzlukları, otobüs yakmalarını,
polise açılan ateşleri, turistlere yapılanları da dikkate alırsak, çok başarılı
bir uygulamalı çalışma olduğunun olduğunu görüyoruz.
Ama yeterli mi?
Değil…
*- HEP BOŞA GİTTİ
Bir dernek ya da vakıf aracılığıyla bugüne kadar
toplanın bağışları bir düşünün neresi yeşillendi?
Siz uçakla iniş ve çıkışlarda İzmir’e bir da
havadan bakın bakalım bir yeşillik görecek misiniz?
Sadece Kültürpark ile mezarlıklar ve de askeri
birliklerin bulundukları yerlerde yeşillik var…
Yani bizler ağaç katlinde bir numarayız…
Peki ne yapmalıyız?
Söyleyeyim:
*- BETONU YEŞİLLENDİRMİŞLER
Önce Avrupa ülkelerinden ve kentlerinden söz
edecektim..
Ama bunları geçelim…
Size şunu öneriyorum:
Belediyeler, vakit geçirmeden hemen;
Büyük saksılar temin edecek ve tüm sokaklara her
dükkan ve konutun önüne, tarımcıların belirleyeceği fidanlar dikili olarak
konulmalıdır.
Bunun örnekleri tüm önemli kentlerde görülüyor.
Bir metrekare yer bile yeşillendirilmeden, fidan
dikilmeden bırakılmıyor.
Nasıl bayrak dağıtıyorsak, nasıl ihtiyaç
sahiplerine dolu fileler dağıtıyorsak aynen bu organize ile yalnız yollara
değil, apartmanların balkonlarına da saksı içinde çiçek gibi, bodur süs bitkileri ve ağaçları ile
donatmalıyız.
Yıllarca değil, en fazla iki üç yıl içinde tüm
kent yeşillenir.
Bu zor değildir…
Mühim olan yapmaya niyet etmek ve samimi olmaktır…
Yoksa sök- dik sistemi sadece bazılarını zengin
eder…
Park açmak, yenilemek kentin yeşillendirilmesi
değildir..
Nasıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden üreticiye
büyük destek olarak
2020 yılında 363 bin meyve fidanı dağıtıldıysa,
aynı işlem parsel parsel, konut konut tüm İzmir’deki yerleşim alanlarında
gerçekleştirilmelidir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Fidanlar Bizden
Meyveler Sizden” sloganıyla sürdürdüğü tarımsal destek programı kapsamında 2020
yılı içinde 17 bin üreticiye verimi yüksek 363 bin meyve fidanı dağıtıldığını
da desteklediğimi bu arada belirteyim.
GÜNCEL
*- ZOR,
GERÇEKTEN ÇOK ZOR…
Urla’da Kaymakam
Önder Can’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alındığın ve
Belediye’deki ‘Kayyım’ görevinin bittiğini paylaşmıştım.
‘Aralarında Orman İşletme Şefi ile bazı devlet
memurlarının bulunduğu bir organize çete çökertilmişti.
Bunlar orman arazileri ile hazine arazilerini
fahiş fiyatlarla satıyor ya da satmaya çalışıyorlardı.
Bu nasıl olur?
Urla’da bunu duymayan kalmamış ama aynı zamanda
Urla Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Kaymakam Önder Can’ın haberi yok!
Bu olabilir mi?
Sağır sultanın bile duyduğu olaylar Ankara’ya
kadar istihbarat raporlarıyla birlikte ulaşınca anında gereken yapılıyor ve
Kayyım görevden alınıyor.’ Yazmıştım.
Kayyım kimdir?
Urla Kaymakamı Önder Can….
Hiçbir yönetici bu duruma düşmesin…
Şimdi söylenti üzerine söylentiler yayılacak…
Hatta yanında bulunanların hiçbirini bulamayacak…
Çünkü bu durum tecrübeyle sabittir.
Hatta şimdi birileri parti yöneticilerini, hatta
bakanlığı arayarak öneride bile bulunuyorlardır.
Ama bence hiç kimse bu işlere girmesin…
İki ucu yağlı değnek de ondan…
Biz Kaymakamı değil de Urla ve Urla halkını
düşünüyoruz.
Umarım herkesin ‘evet’ diyeceği bir isim Kayyım
olur…
Bu arada iki AKP’linin şikâyeti üzerine bilmem kaç
yıl önceki bir olaydan ötürü yargılanan CHP’den Belediye Başkanı seçilen
İbrahim Burak Oğuz ile ilgili kararı üst mahkeme verir, ak ile kara belli olur.
Ne şanssız bir ilçe şu Urla…
Tapu yolsuzlukları hep burada yaşandı, yıllar
öncesinde…
15 Temmuz’dan sonra hainlerin İmamları da, hakim
ya da savcıları da buradan çıktı…
Hem aralıklarla..
Yani devlet memurlarının çürükleri hep burada
toplanmışlar, birbirlerini bulmuşlar…
Şimdi 2021 ile birlikte ‘Beyaz bir sayfa’ açılacak
yeni Kayyum Belediye Başkanı ile…
Bekleyelim, göreceğiz, yaşayacağız…’
*- YENİ BİR BOMBA
Urla Belediyesi Kayyımı Kaymakam Önder Can’ın
İçişleri bakanlığı tarafından görevden alınmasının yankıları sürerken, bu kez
bir başka skandal patladı.
Urla’daki bir firma belediyenin iki biriminde
çalışanlara 200’er liralık alışveriş fişi göndermiş.
İddiaya göre; bazı çalışanlar hediye çeklerini
kabul etmiş, bazıları ise kabul etmemiş…
Hatırlarsanız yıllar önce yine benzer olay ortaya
çıkmış ve günlerce gazetelerde yer almıştı.
Hatta önceki dönemde bir kadın görevlinin öğretmen
eşi bazı suçlamalarda bulunmuştu.
Yani yeni kayyıma çok iş düşecek…
*-
Yorumlar
Yorum Gönder