BORNOVA OVASI İZMİR'i BESLİYORDU
YAŞAR EYİCE
*- Bornova ve deprem gerçeği
30 Ekim depremiyle birlikte hemen her kafadan
çıkan sesler ve görüşler hâlâ sürüyor.
Bir coğrafya öğretmeni de, internette dolaşan bir
paylaşım yapmış, yıkılan apartmanların ‘Halkapınar gölü’ üzerinde yapıldığını
ve bu nedenle yerle bir olduğunu anlatmıştı.
Yanlış…
Bornova ovası yüzyıllardır var…
Öyle ki, Ağa Mustabey’in çiftliği dışında hemen
her yerlinin ovada beşer, onar dönüm tarlası vardı, aynen bizim de olduğu gibi…
Mühendis Nüvit Belevi’nin de ısrarla ve haklı
olarak ‘İstiklal Savaşı altın madalyalı Gül Hanım’ın heykelini yapalım’ dediği
ve önerdiği Gül Hanıma da Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bornova Suphi Koyuncuoğlu
Lisesi yakınında şato şeklinde bir konut armağan etmiş, Bornova ovasından da tarla
vermişti.
Türkiye’de sadece dört tane 10 tonun üzerinde
kamyon varken biri de ‘Sarıoğlan’ adı verilen 15 tonluk Bussing marka kamyon
Bornova’da Mustabey’in çiftliğinden patates ve bamyaları İstanbul haline
götürürdü.
Sonra Ali Canbazoğlu 10 tonluk Faun marka kamyon
almış, büyük bir şanssızlık eseri daha ilk seferinde sanıyorum Sabuncubeli’nde
uçuruma düşmüş hurda haline gelmişti.
Yani sevgili coğrafya öğretmenimizin derslerinde
okuttuğu Halkapınar Gölü burada değildi.
Peki nerede idi?
Anlatayım:
*- Kıdemliler bilir
65 yaşın üstündekiler anımsar;
Bornova’dan İzmir’e ulaşım Türkiye’nin ilk
demiryollarından birinden yapılıyordu.
Yine Bornova’nın Türk ilk belediye başkanlarından
biri olan, şu anda Ege Üniversitesi Hastanesinin bulunduğu yerde çiftliği olan
İzmir’in ilk sanayicilerinden Etem Pekin tarafından tarafından iki kamyon
şaşesi değiştirilerek otobüs haline getirildi.
Belli saatlerde çalışıyordu.
Daha sonra ise ‘Şaşson’ olarak okunan Fransız
otobüsleri, Bornova’daki lavantinlerin de desteği ile getirildi.
Bunda da Etem Pekin’in çok iyi Fransızca ve
İngilizce bilip onlarla çok iyi anlaşmasının etkisi bulunuyordu.
Etem Pekin Bornova Küçükpark’ta mahfel’in bahçe
girişi ile paşanın evi karşısındaki köşkte oturuyordu.
Şimdi orada Pekin apartmanı yükseliyor.
*- Gölün bitişiğinde TCDD’nin personel tesisi
vardı
Şimdi ‘Halkapınar Gölü’ne geleyim:
Halkapınar tren istasyonunun bulunduğu alanın iki
tarafı da göldü…
İzmir’e bağlantı Bornova ve Karşıyaka yönünden
gelenler tarafından ‘paralı köprü’ ile yapılıyordu.
Ya da tren yolu ile…
Halkapınar Deresi’nin üzerinden…
İstasyonun Karşıyaka tarafındaki göl şimdiki
Aytemiz akaryakıt istasyonunun karşısındaki Nuralp Kauçuk fabrikası dibinde
bitiyordu.
Güney tarafındaki gölün bitim noktasında ise
Demiryolları lokali vardı.
Daha sonra burası dolduruldu ve Basmane’deki otobüs
garajı (Şu anda çukur olarak duruyor) buraya taşındı. Şimdi ise aktarma merkezi…
Gölün Tepecik yolu yakınında kaynak suyu
çıkıyordu.
Göl buradan besleniyordu.
Ve İzmir’in içme suyu buradan sağlanıyordu.
Hala burada belediyenin İZSU’nun tesisleri var.
Halkapınar İstasyonunun Kuzey kısmı da dolduruldu
ve şu anda otobüs durukları olarak kullanılıyor.
Yani Halkapınar Gölü’nün Bornova ile ilgisi,
sınırında yer alması…
Yoksa iddia edildiği gibi deprem bölgesi ile bir
alakası yok…
Ama…
*- Her cins hayvan besleniyordu
Sülün kuşları, kesik denilen bahçeler arasındaki
derelerinde kazları, hatta Nil ördekleri ve onlarca inek ve buzağıları ve ‘katana’
cinsi atlarıyla ünlenen çiftliğin
Salhane tarafındaki çıkışının biraz ilerisinde Tekel tarafından yapılan
işletme ile Çınarlı tarafında Nuri Rodop işletmelerinin arka kısımları bataklık
idi..
Şimdi oralarda gökdelenler yükseliyor…
Yılanlardan, köpeklerden geçilmiyor, insanlar
girmek bir yana buralardan geçmekten bile çekiniyorlardı.
Belki bir gün buradan çıkan Çınarlı Memba suyundan
da söz ederim…
Yani tek gerçek şu idi:
Birincisi toprak çok verimliydi…
Binalar yapılarak, imara açılarak yazık edildi…
İkincisi; bir metre kaz su çıkıyordu…
Hem de kaynak suyu kadar değerli…
Zaten ovanın hemen her köşesinde kaynak suları
fışkırıyordu…
Bornova Üçyol’a kadar…
Dört beş tanesini gayet iyi anımsıyorum…
Coca cola fabrikası bile neden Bornova ovasını,
Topuzoğlu’nun yerini tercih etmişti, söyleyeyim:
Suyundan…
*- Gülüp geçiyorum
Bunları yazarken aklıma bir zamanlar Hürriyet’in
Ege Bölge Temsilcisi olan Namık Kemal’den arkadaşım Ertuğrul Kale geldi…
Şu anda İstanbul’da, dünya çapında önemli
projeleri gerçekleştiren ‘Greenactive’nin kurucu başkanlığını yapan İzmir Kahramanlar
çocuğu Ertuğrul Kale, ısrarla ‘Bornova’yı yaz… Kitap haline getir… Sponsorun
ben olacağım’ ısrarı aklıma geldi.
Ben de kendisine ‘Bornova’yı ya okurken birkaç
sene kalan, ya da geçerken görenler zaten yazıyor!’ diyerek gülüp geçiyorum…
Ama Hüseyin Arıcan’ın bu konuda gerçek bir çalışma
yaptığını da biliyorum.
Hatta emekli baş komiser Eray Karacalar dinlense
bile doyurucu, bilgilendirici kitap olur…
Ne bileyim bir Ahmet Cun var…
Nüvit Belevi var…
Hikmet Kumak var…
Ali Kertiş var…
Mehmet Gülperçin var…
Daha niceleri…
*- Yaşamsal risk bulunuyor
Daha bugün, Bornova’da belediye başkanlığı da
yapan İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır anımsattı:
Sındır, İzmir depremi sonrasında konut yapımı için
belirlenen rezerv alanın Bornova fay zonu üzerinde bulunduğunu ve 1995 yılında
58 vatandaşın sele kapılarak yaşamını yitirdiği bir dere havzasında konut
yapılmasının yaşamsal riskler barındırdığını söyledi.
Sındır, ‘İzmir depremi sonrasında konut yapımı
için belirlenen yer 375 hektar orman alanında kalan bir bölge.
Burası Laka Deresi'nin 1.750 hektar olan su
toplama havzasında kalan bir yer.
1995 yılındaki sel felaketi sonucu yitirilen 65
vatandaşımızın 58'i bu alan içerisinde yani bu dere havzası içerisinde oluşan
sellere kapılarak yaşamını yitirdi.
Sel sonrası da Orman İdaresince ağaçlandırma çalışmalarına
başlandı. Burası bir orman ve bölgesel park alanı.
Burası doğal sit alanı.
Bu bölgenin 25.11.2020 tarihli Cumhurbaşkanı
Kararıyla orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verildi.
‘Devlet ormanları daraltılamaz’ diye Anayasal
hüküm var.
Bu alanın orman dışına çıkarılması kabul edilemez.
‘Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nce
yapılan açıklamada bu alanın MTA’nın Türkiye Diri Fay Haritasında Bornova fay
zonu üzerinde olduğunu biliyor musunuz?
Yapılaşmanın aynı zamanda Laka Deresi üzerinde,
sel üreten bir havza kaynağının üzerinde yapılacağını biliyor musunuz?
Bu kararı yeniden gözden geçiriniz.
Dere taşkın alanı ve fay zonuna asla konut
yapmayın.
İnsan yaşamını riske atmayın’ diyerek
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a uyarılarda bulundu.
*- Ateş böcekleri!
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women)’nden
gelen mektupta, ‘Kadınlara yönelik şiddetle mücadele kampanyası’nın
başlatıldığını belirterek şöyle dediler.
‘Sen de bir ateş böceği yak, karanlığı aydınlat!’
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women),
Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası kapsamında bu sene kadınlara ve kız
çocuklarına yönelik siber şiddete dur diyecek 1 milyon kişi arıyor.
25 Kasım – 10 Aralık tarihleri arasında
düzenlenecek olan kampanya, herkesi (www.atesbocekleri.info) sitesinde siber
şiddet ile ilgili testi çözmeye ve arkadaşlarını meydan okumaya (challenge)
davet ediyor.
Yani; Kadın ve kız çocuklarına yönelik siber
şiddetin son bulması için farkındalık yaratmak amacıyla bu sene ateş böcekleri
ekranları aydınlatıyor.
*- Karanlığı aydınlatma daveti
‘Sen de bir ateş böceği yak, karanlığı aydınlat’
sloganı ile 1 milyon ateş böceği toplamayı hedefleyen kampanya, siber şiddet
sebebiyle dijital dünyanın dışına itilen kadın ve kız çocuklarına dikkat
çekerken, herkesi çevrimiçi dayanışma
ağı oluşturmaya ve karanlığı aydınlatmaya davet ediyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Biriminin 16 Günlük
Aktivizm kapsamında 25 Kasım - 10 Aralık tarihleri arasında düzenleyeceği
kampanya ile sosyal medyada başlatılacak olan meydan okuma (challenge),
kullanıcıları www.atesbocekleri.info sitesine yönlendirecek.
Ziyaretçiler, sitedeki interaktif testi çözerek
siber şiddet hakkındaki bilgisini ölçebilecek, Birleşmiş Milletler Kadın
Birimi’nin geliştirdiği siber şiddetle ilgili mini bir kılavuzu kendi cihazına
indirerek bilgi ve farkındalığını artıracak.
Test sonunda ise herkes arkadaşlarını ‘challenge’
ederek testi çözmeye davet edebilecek.
Siteye yapılan her ziyaret, kampanyayı bir milyon
hedefine yaklaştıracak. Kampanya kapsamında interaktif teste verilen anonim
yanıtlar, BM Kadın Biriminin ortakları ile birlikte geliştireceği, toplumsal
cinsiyet temelli siber şiddet ile mücadele planlarına veri sağlayacak.
*- İsveç finanse ediyor
Birçok ünlü isim ve sosyal medya fenomeninin
destek sağlayacağı kampanya İsveç tarafından İsveç Uluslararası Kalkınma
İşbirliği Ajansı (SIDA) aracılığıyla finanse ediliyor.
*- 16 Günlük Aktivizm Kampanyası
25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Gününden başlayarak 10 Aralık İnsan Hakları
Gününe kadar süren ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son
Kampanyası’, her sene Birleşmiş Milletler tarafından küresel ölçekte
düzenleniyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri öncülüğünde düzenlenen
kampanya, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan
kaldırılması için farkındalık ve hak savunuculuğu çalışmalarını kapsıyor.
Türkiye’de kampanyanın öncülüğünü yapan BM Kadın Birimi Türkiye Ofisi, 2018
yılından bu yana ateş böcekleri ile kadınlara ve kız çocuklarına yönelik
şiddete dikkat çekiyor.
*- Ateş böcekleri karanlığı aydınlatıyor
Yanıp sönen ışıkları sayesinde birbirleriyle
iletişim kuran ve karanlığı aydınlatan ateş böcekleri, BM Kadın Biriminin 2018
ve 2019 yıllarında gerçekleştirdiği 16 Günlük Aktivizm kampanyalarının ilham
kaynağı oldu. Geçtiğimiz sene, BM Kadın Birimi kadın ve kız çocuklarının
kamusal alanda maruz bırakıldığı şiddete dikkat çekmek amacıyla
www.atesbocekleri.info sitesinde interaktif bir Türkiye haritası oluşturarak
herkesi, yaşadığı kentte güvende hissetmediği noktalara birer ateş böceği
bırakarak karanlığı aydınlatmaya davet etti.
Birden fazla belediyenin, sonuçlarını kullanarak
ateş böceklerinin yoğun olduğu noktalarda iyileştirme yaptığı ‘Karanlığı
Aydınlat’ kampanyası, 2020 Effie Ödüllerinde gümüş Effie ödülüne layık görüldü.
Kampanya kapsamında açılan ve Türkiye’nin kamusal
alanda sergilenen ilk ışık enstalasyon sergisi olma unvanına sahip Karanlığı
Aydınlat Sergisi ise Uluslararası Modern Sanat Bienali BienalSur finalistleri
arasında yer alıyor.
*- COVID-19 salgını ve siber şiddet
Kadınlara yönelik şiddet kadınların hak ve
özgürlüklerini orantısız bir şekilde sınırlarken, kadınları, çocukları,
aileleri ve toplumu olumsuz yönde etkiliyor.
İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgını ise toplumsal
cinsiyet eşitliği, kadın ve kız çocuklarının güçlenmesi alanında bizleri,
bugüne kadar elde edilen kazanımların birer birer kaybedilmesi riski ile karşı
karşıya bırakıyor.
*- Risk artıyor
COVID-19 sebebiyle uygulanan kısıtlamalar
nedeniyle insanlar evlerinde ve çevrimiçi platformlarda daha fazla vakit
geçiriyorlar.
Okul ve işyerlerinin çevrimiçi platformlara
taşınması sebebiyle kadın ve kız çocukları bu alanları her zamankinden daha
fazla kullanıyor.
Kullanım artışı kadın ve kız çocuklarının siber
şiddete maruz bırakılma riskini artırıyor.
Kadınlar, siber taciz, ısrarlı takip, siber
zorbalık, cinsel taciz gibi siber şiddet türlerine maruz bırakılırken, bu
durumdan özellikle dijital okuryazarlığı düşük olan kadınlar etkileniyor.
Günümüzde henüz ortak bir tanımı yapılamamış olsa
da dünyanın farklı yerlerinden veriler kadın ve kız çocuklarının siber şiddete
maruz bırakılma riskinin gün geçtikçe arttığını gösteriyor.
Siber taciz ve siber zorbalık Avustralya’da
karantina sürecinde %50 artarken, Birleşik Krallık verileri, şikâyet hatlarına
yapılan görsel odaklı cinsel taciz başvurularının Mart 2020’de ikiye
katlandığını gösteriyor.
*-
GÜNCEL
*- Sürdürülebilirlik
Oscar’ı Buca Belediyesi’ne
Buca Belediyesi, “Sürdürülebilirlik Akademisi”
tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen “Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde “ Sosyal
Etki” kategorisinde ‘Sürdürülebilir
Sosyal Kapsayıcılık Projesi’ ile ödüle layık görüldü.
Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, “Türkiye’nin
lider firma ve kurumlarının katıldığı böylesi dev bir organizasyonda ödül
almaktan büyük onur ve gurur duyuyoruz. Ortak geleceğimize yön verecek,
sürdürülebilir projeler üreterek genç nesillere rol model olmak için
çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
*- Satranç şampiyonları
Gaziemir Belediyesi ile Türkiye Satranç
Federasyonu (TSF), İzmir İl Temsilciliği birlikteliğinde her yıl düzenlenen
satranç turnuvası, koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl çevrim içi düzenlendi.
chess.com platformu üzerinden online olarak düzenlenen turnuvaya 54 ilden, 114
satranç kulübüne kayıtlı 514 lisanslı sporcu katıldı.
Turnuva, bugüne kadar Türkiye’de düzenlenen en çok
sporcunun katıldığı çevrim içi satranç turnuvası olarak kayıtlara geçti.
10 yaş ve altı, 14 yaş ve altı, açık kategori
olmak üzere üç grupta düzenlenen turnuvada dereceye giren ve İzmir’de yaşayan
sporculara Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda; kupa, madalya ve katılım
belgesi ile satranç takımı, satranç saati, powerbank, kitap armağan etti.
Turnuvaya diğer illerden katılan ve dereceye giren sporcuların kupa, madalya,
katılım belgesi ve hediyeleri kargo yoluyla gönderildi.
*- 2021 yılı bütçesi kabul edildi
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2021 yılı bütçesi
ve performans programı belediye meclisinde yapılan görüşmelerin ardından
oyçokluğuyla kabul edildi.
9 milyar liralık bütçeninç yüzde 42'si yatırımlara
ayrıldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,
belediyenin Konak'taki ana hizmet binasının 30 Ekim'deki depremde hasar
gördüğünü belirterek, binanın yıkılacağını söyledi.
Büyükşehir; raylı sistem, ulaşım, altyapı gibi
alanlarda çalışmalarını aralıksız sürdürme kararı aldı.
Narlıdere Metrosu bugün yüzde 66 seviyesinde.
125 milyon Euro finansman kaynağı bularak bu proje
yürütülüyor.
2022 yılında Narlıdere Metrosu'na bineceğiz.
Evka-3'e kadar şehrin altından gideceğiz.
İZBAN'ın Bergama'ya uzatılmasını Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın (TCDD) hem kamulaştırma hem de hat yapım
çalışmalarının tamamlayamamasından dolayı yürümedi.
Hükümetin 2011 yılından beri yatırım programında
olan ancak yeterli bütçe ayırmadığı için Otogar-Halkapınar metro hattı için de
bekleyişimiz sürüyor.
İzmir Narlıdere Metrosu'nu kendi kaynaklarıyla
yapıyor. Buca'yı da kendi kaynaklarımızla yapacağız.
Ama hükümetin de şu Halkapınar Metrosu'nu
yapmasını söz verildiği şekilde yapılması bekleniyor.
*- Har vurulup, harman savrulmadı
Meclis oturumunda şu ana kadar toplam 93 arsa, 205
konut, 338 adet de lojman satışı yapıldığı bilgisini veren Tunç Soyer, “Arsa ve
konutların satış kararı geçmiş dönemde alınmış. Projeleri yaparken geçmişin
devamcısı oluyoruz ama geçmişin aldığı kararları uygulayıp satış yaparken har
vurup harman savurmuş oluyoruz.
338 lojman satılmış, kararı oy birliğiyle aldık.
Diğerlerinin geçmiş dönemde kararları alındı, biz
satışını yaptık. Har vurup harman savurmadık” dedi.
*-
Yorumlar
Yorum Gönder