ZOR BİR KARAR

 

YAŞAR EYİCE

 

*- Bir ön yazı.. Arkası gelecek!

 

 

Elimde bir video var…

Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, elinde vesikalar, yolun ortasında dolanıyor ve güvenlik kuvvetlerine ‘Burası benim arazim, lütfen terk edin!’ diyor…

‘Başkasının kadar benim de hakkım var!’ diyor..

Yani yasalarımızı kastediyor…

Ve şu açıklamayı yapıyor:

‘Belediye Başkanlığı ceketimi çıkardım.

Vatandaş Mustafa olarak kendi kiraladığım yolu araç trafiğine kapattım. Go-kart girişimcisi Mehmet Yaman’ın hakkını savunanarak mühür fekki yapılmasına izin veren jandarmamızdan şimdi de benim hakkımı savunmasını istiyorum. Halkın hakkını savunmasını istiyorum.’

35 kişi de ‘Başkanım yanındayız, direnişini kutluyoruz’ mealinde yorumlar yapmış…

Pankartlarda söylenen şuydu:

‘Güzelbahçe GoKartı İstemiyor’

‘Doğadaki TalanaDur Deyin…’

Gelişmeleri anlatmaya çalışmıştım…

İşte bu arada, etiketinde, ‘Race Yard Karting’de Spor ve eğitim tesisi ve Balçova Go- Kart Center’de CEO’ yazılı Mehmet Yaman’dan bir mesaj aldım.

Kısa mesajda, ‘Telefon numaranızı yazar mısınız? Bazı belgeler yollamak istiyorum’ diyordu…

Yani Başkan Mustafa İnce’nin yukarıdaki konuşması ve açıklamasından 6 gün sonra…

Düne kadar ilgilenemedim…

Ve yanıtımı yazılı olarak verirken, mail adresimi de yazdım.

Anında telefonum çaldı…

Kibar biri kendini Mehmet Yaman olarak tanıtan kişi kendini savundu…

Söylediği şuydu:

‘Güzelbahçe’de Mustafa İnce Başkanın bilgisi dahilinde Go- Kart pisti yapmaya karar verdik.

Bu arada dünya şampiyonasını da ileride İzmir’e almak için uluslararası federasyon yöneticilerini davet ederek yeri gösterdim, çok beğendiler. ‘İdeal’ dediler.

Belediye Başkanının istediği şekilde hareket ederek gerekli izinleri de aldım.

Ama, çevredeki 15 villanın sahipleri ‘Biz burada çoluk çocuk da kalabalık da istemiyoruz, keyfimizi rahatımızı sizin için bozamayız’ dediler.

Gürültü olmayacağını, hava kirliliği yaratmayacağımızı, go-kartlarımızı göstererek ve dünya kriterlerini bir makine mühendisi olarak anlattım.

Niyetimizin İzmirimizi tanıtmak ve çocuklarımızı, gençlerimizi ücretsiz olarak eğitmek olduğunu, maddi bir beklentimiz olmadığını da belirttim.

Ama onların niyeti başkaymış…

Niyetleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekmiş…

İddialaştık…

Aleyhime neşriyat yaptırdılar.

Belediye Başkanına başka türlü anlattılar.

Ve işi siyasete döktüler.

Ak Parti – CHP çekişmesi haline getirdiler.’

 

*-

 

Kaç dakikalık konuşmamızın özetinin özeti bu…

Şimdi bir iki noktayı da paylaşayım:

25 yıldır Go- Kart ile ilgilenen, dünyanın hemen her bölgesinde yarışlara katılan, bu işe gönüllü olan Mehmet Bey’e ilk sorum şu oldu:

‘Ben de bu işin içinde Pınarbaşı Ülkü Pisti’nden anımsadığım kadarıyla yazdıkları, söyledikleri gibi AKP’lilerin olduğunu düşünüyorum’ dedim.

Yani işin AKP- CHP dalaşı haline getirildiğini belirttim.

Kesinlikle Ak Parti ile Go- Kart’ın bir bağlantısı olmadığını, Pınarbaşı’ndaki pistin büyük araçlar için yapıldığını ama artık kentin ortasında kaldığı için bir noktada işlevini yetirdiğini anlattı.

Bu arada şunu belirteyim:

Ben birkaç kez ‘AKP’ dedim ve Mehmet Bey de kesinlikle ilgisi olmadığını belirterek, ‘Ak Parti’ olarak yanıtını verdi.

Bu belki onun için de birçok için de önemli değil..

Ama Reis ve yakınları için çok önemli…

Bunu geçelim…

Her girişimci AKP’li de olabilir CHP’li de…

Özellikle bir hizmet ise hiç önemli değil..

Zaten biz her zaman ‘İzmir için bir çivi çakanın kulu kölesi oluruz’ diyenlerdeniz…

 

*-

 

Konuşmanın bir yerinde, ‘Beni nereden buldunuz, ya da içinizi dökmek, sıkıntınızı anlatmak ve belgelerinizi göndermek için seçtiniz?’ diye sordum Girişimci Mehmet Yaman Beye!

Söylediğine göre;

Beni araştırmış, ya da ortak dostlarımızdan duymuş…

‘Güvenli, sağlam, iyi niyetli’ gibi sözlerle gururumu okşadı.

Aslında benim böyle süslü laflara en çok kızdığımı da öğrenmiş olması lazımdı.

Methiye yüze yapılmaz…

Belki de ilk kez ‘Hadi len!’ diye sözünü kesmedim…

Ama hiç hoşlanmadığımı ve böylece kendi yanına çekeceğini sanmasına da olumlu bakmadım…

Yani bu bende bir şüphe yarattı…

Bu arada, ‘Beni rahat kandırabilirsiniz, çünkü ben işin teknik ve siyasi kısmını bilmiyorum. Ama Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’ye güveniyorum…’ deyince, başkanla şahsi hiçbir sorunlarının olmadığını her adımın iyi niyetle atıldığını ve başkanın sözünden dışarı çıkmadığını tekrarladı.

 

*-

 

Bu kadar büyük bir yükün altından nasıl kalktığını, bu kadar ısrarcı olmasının nedenlerini de sordum..,

Büyük rant olduğunu aklımdan geçirdiğimi lafın arasına sıkıştırdım.

Çeşme giriş ya da çıkışındaki pisti ve orada bazı yarışları izlediğimi de belirttim.

Hepsine uzun uzun örnekleriyle yanıt verdi.

Yani dinleyen mutlaka ‘haklı’ diyebilir.

Çok önemli firmaların isimlerini verdi, sponsor olarak…

Yani cebinden bir lira çıkıyorsa, sponsorlar bin katını karşılıyor.

İkincisi; yaşamının 25 yılı bu işte geçmiş, emeklerinin karşılığını, gençlere çocuklara hizmet olarak vermeye, bir eser bırakmaya niyetli…

Üçüncüsü; Güzelbahçe’deki pist ideal bir yerde, ne Pınarbaşı ne de Çeşme’deki gibi değil…

Onların çevreye bir noktada zararları olabilir ama bunun asla…

Bunları da teknik olarak anlattı…

Biraz kafamı topladıktan sonra gönderdiği dökümanları inceleyeceğim…

Bakalım bunların içinden olaya Jandarmanın nasıl girdiğini de çıkarabilecek miyim?

‘Go – Kart’çı diyebileceğim, adlandırdığım Mehmet Yaman’a son sözümün, ‘Benim bilirkişi olmadığımı, beni aldatabileceğini, bu işte AKP’nin ya da bazı partili kişilerin parmağının olup olmadığını en gerçekçi ve doğru yanıtın ne olduğunu sordum,,,

Dedi ki, ‘Kesinlikle AK Parti ile ilgili bir ilinti yok. Bazı çevreler, daha doğrusu 15  villanın sahibi böyle yayıyor, bazıları da buna inanıyor ya da inanmak istiyor.

Bakanlıklarla ilgili çalışmamı ve izin almamı öneren ve işi tam kurallarına göre yapmamı isteyen de Sayın Belediye Başkanı Mustafa İnce’dir… Önce ‘Güzel proje’ dedi, sonradan neden fikir değiştirdi bilemiyorum. Villa sahiplerinin CHP ile bir bağlantıları ya da ilgilerinin olup olmadığını da bilmiyorum ama işi siyasete karıştırarak isteklerine yani bizi buradan attırmak için her çareye baş vuracaklarını biliyorum.’

İşte uzun görüşmeden aklımda kalanlar bunlar…

Söylüyorum:

Ben Güzelbahçe Belediye Başkanı Mehmet İnce’ye inanıyorum, çünkü tanıyorum..

Bir başka yerin belediye başkanı olsaydı, ‘Düşünür’ ya da ‘çekimser’ bile kalmazdım…

Go- Kart’ın faydasını ve zararını da bilmiyorum…

Girişimci Mehmet Yaman Bey anlattı, ben dinledim…

Nasreddin Hoca’nın hikayesi gibi, ‘Sen de haklısın’ demiş, ötekine dönüp, ‘Sen de haklısın!’ diye sevindirmiş…

Hakim ve savcı da değiliz…

Zaten ortada bir aldatmaca, bir kandırmaca, bir dolduruş varsa yakın zamanda ortaya çıkar...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR