Göz göre göre kazıklanıyoruz...


*-  Esnaf ve sanatkarları koruyoruz. Kent yöneticilerinin önceliği hep onlar. ‘Aman gücendirmeyelim!’ diyorlar. Ama doğru mu yapıyorlar? Halkı kim kazıklıyor? Bu konuya neden eğilinmiyor?
*- Fakir fukara edebiyatında üzerimize yok... Kendi kabahatimizi başkasının üzerine atmada da üzerimize yok... Aynı ürünü bir yana bırakalım, aynı emek ya da işçilikte yüzde dör yüze ulaşan fark olur mu?
Yevmiye de bellidir, işçilik de ama aşırı kâr ve hırsa hep güler yüzle bakıyorlar... Bunları kim ‘yeter!’ diyecek?
*- Kaldırımları işgal ettikleri gibi şimdi de özellikle yaşlıların belalısı durumuna gelenler kimler? Bunlar hemen yanı başımızda... Selam verip konuştuklarımız...
*- YAŞAR EYİCE
*-
Emekliler için hava şartları hiç önemli değil...
Hekimler sıcak havada sakın sokağa çıkmayın uyarısına rağmen, ‘bedava’ diye bir toplu taşım aracından diğerine binip kent turu atıyorlar.
‘Bedava’ sözcüğü kulağa hoş gelmese de toplum böyle algılıyor
Yazı ve güzel havaları geride bırakıyoruz.
Bu yıl kış geç kaldı.
Sonbahar, ‘Pastırma yazı’ gibi geçti, çok kentimizde....
Yağışların durumunu biliyoruz,,,
Yel gibi gelip geçiyor...
Ama yine halkımızın deyişiyle ‘delip’ de geçiyor...
Büyük hasar veriyor...
Bunları yazının girişi için anlattım...
Şimdi günün gerçeğine dönelim....
Konumu emeklilerden aldım.
Sabah erken saatte çarşıya gitmek için evden çıktım...
Sağa sola selam verirken, yoğun yağışa rağmen durakta buluşan emeklilere rastladım.
Şakalaşırlarken, biri bir esnaf için ‘Çok pahalıcı’ dedi...
Bu konu araç  gelinceye kadar sürdü...
Bence ‘kazıkçı’ dese idi, daha iyi olurdu...
Bir gün önceye gideyim:
Klimanın elektrik bağlantısını yapmak için gelen çırak ya da usta sokak kapısının 82x90 ölçülerindeki buzlu camını kırdı.
Kendisini savunması şöyle idi:
‘Elimde iki tane ağır alet çantası olduğu için!’
Siz olsanız ne yaparsınız?
Genç bir emekçi olduğu için ‘Canın sağ olsun!’ dedim üstelik aracımla işyerine kadar da götürdüm.
Üç ayrı camcı ile konuştum...
Birincisi; buzlu cam için 348 TL. istedi...
Düz hesap 350 TL. diyebilirdi, demek  ki ‘İnsaflı ve dürüst bir esnaf’ diye düşündüm...
Ama sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyen herkes gibi ben de bir başkasından fiyat almak istedim...
Ha sahi önemli bir noktayı atlıyordum:
‘Rakam biraz yüksek değil mi?’ diye sorduğum esnaf kardeşimiz son zamanlarda moda olan bir yanıt verdi.
‘Tayyip sayesinde!’dedi...
‘Çok şükür!’ demeyi de unutmadı...
Bence ticareti ya da alışverişi böyle algılayanlar için gerçekten ‘Çok şükür’ demeleri gerekiyor...
Çünkü;
İkinci esnafa telefonla buzlu cam fiyatını sordum, ‘250 TL’ye mal olur’ dedi...
Tabii adresi aldı, aklına takılan soruları sordu...
‘İyi ki sormuşum, 100 TL kazancım oluyordu...
Ama birisi dürttü olacak ki, üçüncüyü de arama kararı aldım.
150 TL, demesin mi?
Milli Piyango çıkmış gibi sevindim...
348 TL. nerede, 150 TL. nerede?
Adresi verdim yaşlı diyebileceğimiz bir kişi geldi, kendine göre ölçüleri aldı, ‘Ben sizi telefonla arayacağım’ dedi.
Yani işiniz varsa görün anlamında...
Bu arada bir haber vereyim;
Yılbaşı piyango biletleri satışa çıktı..
Kuyruklar başladı.
Büyük ikramiye 80 bin TL...
‘İşimiz Allah’a kaldı’ deriz ya, şans talih oyunları da elimizde ne varsa alıp götürüyor...
Aklımızı alan, çalan nedir?
‘Ya bana da çıkarsa!’ değil mi?
Hayali bile güzel...

*- Siz de verir misiniz?

Piyango ve zenginlik deyince aklıma geldi...
Adama sormuşlar; ‘İki evin olsa birini fakire verir misin?’
‘Evet!’ demiş...
‘İki araban olsa, birini yine fakire verir misin?’
Yine  ‘Evet!’ demiş...
‘İki tavuğun olsa birini verir misin fakire?
‘Veremem!’ demiş...
‘Neden?’ diye sorulunca, yanıtlamış;
‘Çünkü iki tavuğum var!!’
Yani,  ‘sahip olmadığımız şeylerden vazgeçmek kolay da sahip olduklarımızdan zor!’
Değil mi?
Her  zaman söylüyor ve iddia ediyorum:
Özellikle kentimizde, yani İzmir’de, ‘Zengin’ olarak geçinen ya da bildiklerimiz var ya, tamamına yakının cebinde akrep var...
Kesinlikle ellerini sokmazlar...
Çünkü ellerini ceplerine atarlarsa, yanacaklarını düşünürler...
‘Hayırsever’ denilenler var ya....
Bunları yakınlarına sorun bakalım neler anlatacaklar...
Bir çay bile ısmarlamazlar...
Fakir fukaraya bir çorbayı çok görürler...
Medyada çıkan iyilikleri de ceplerinden değildir. Senin benim paramdır....

*- Kazanç sağlayacağım yerde...

Şimdi camı kıran ve beni zarara sokan elektrikçiye gelelim....
Bir tanıdık elektrikçiye, ‘İki klimama elektirik kablosu çektireceğim?’ diye sorunca iki yüz lira artı masraflar demişti....
Ne gerekliydi;
İki tane sigorta, bilmem ne ölçüsünde kablo, tabi ki sigortanın kapakları, ve de kablonun geçeceği kanal dedikleri şeritler...
Metre üzerinden fiyatları sorunca, piyasanın ikişer lira üzerinde olduğunu saptamak zor değil...
Yani ekstre para bunlara iyi oluyor...
Peki ya montaja ne diyelim?
Piyasa 900 TL’den açıldı ve 300 TL’ye kadar düştü beşinci ustada...
Daha ne diyeyim_

*- Bunlar yuh olsun!

Hani hep ‘etiket’ten söz ediyoruz ya, hiç kimse esnaftan sanatkardan söz etmiyor....
Bu kazıkçılara kim ‘dur!’ diyecek....
Aynı ürün yan yana iki dükkanda farklı olarak satılıyor...
Buna alıştık...
Ama nedense hemen tüm yetkililer özellikle esnafa toz kondurmuyor...
‘Her şey esnaf için’ diyor...
‘Ahilik kaldı mı?
Sanatkar diye geçinin ve işi ile hiçbir alakası olmayanlara ne demeli?
Sözde odalar, dernekler, şunlar bunlar var...
Ama kimse görmüyor...
Zaten birinin yaptığını diğeri beğenmiyor...
Hiç biri burunlarından kıl aldırmıyor?
Nerede eski günler diyoruz ya, nerede eski esnaf ve sanatkarlar...
Çok ama çok örnek verebilirim...
İsim bile...
Eminim ki, herkes şikayetçi....
Ama şikayetçi olan, ‘İş yok!’ diyen esnaf ve sanatkar seni kazıklarken suçluyu da söylüyarlar...
Sanki kendileri suçlu değil...
*-
GÜNCEL

*- ‘Büyük üzüntü içindeyiz!’

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Gaziemir’de bir evin duvarına yazılan ayrımcı ve nefret içeren yazıların faillerinin bulunması için Gaziemir’de tüm kurumların teyakkuza geçtiğini söyledi.
Başkan Arda, Gaziemir Belediyesi’nde başkan yardımcıları ve belediye meclis üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Başkan Arda, bir Alevi yurttaşın evine yazılan ayrımcı yazıları kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, ‘Benim de doğup büyüdüğüm mahalle olan, Yeşil Mahallemizde bir evin duvarına yazılan Alevi yurttaşlarımıza karşı ayrımcı, nefret içeren sözler, ki ülkemiz bunun örneklerini geçmiş yıllarda farklı biçimlerde gördü ve bunların bedelini ağır acılarla ödedi. Bu tip bir olayın, ilçemizin ismiyle yan yana anılmasından dolayı büyük üzüntü duyuyorum.
Gaziemir, kurulduğu günden beri Balkanlardan ve Anadolu’nun birçok yerinden göç almış, birçok kültürü sentezlemiş, göç eden yurttaşlarımıza kucak açmış bir ilçemizdir.
Birçok farklı kültür bugüne kadar barış, hoşgörü ve uyum içinde yaşamıştır. Bu çoğulcu yapı, bizim zenginliğimizdir. Biz bu bağlamda küçük bir Türkiye modeliyiz. Bu nedenle olayın Gaziemir’de gerçekleştiğini medyada okuduğumda çok şaşırdığımı ve üzüldüğümü ifade etmek isterim’ dedi.

*-  Briç heyecanı Bornova’da yaşanacak

Bornova Belediyesi, Bornova Briç ve Spor Kulubü işbirliğiyle Briç Turnuvası düzenliyor.
Bir ilk olan Turnuva, Dr. Sırrı Aydoğan Kültür Merkezi'nde 1 Aralık Pazar günü saat 13.30'da başlayacak.
Başvuraların bornovabric.org.tr üzerinden alındığı organizasyona katılmak isteyen aynı gün, yerinde kayıt yaptırabilecek. 4 kategoride gerçekleştirilecek Bornova Belediyesi Briç Turnuvası'nın şampiyonları yarım, ikincileri ise çeyrek altınla ödüllendirilecek.

*- Kral Şakir yine İzmir’de

BKM’nin yapımcılığını üstlendiği ‘Kral Şakir – Uzayda Şamata’ 30 Kasım – 01 Aralık’ta İzmirli seyircisiyle buluşacak.
Çocukların kahramanı, anne babaların en sevdiği aile ‘’Kral Şakir - Uzayda Şamata’ çocuklarla buluşmaya devam ediyor!

Şakir ve Canan kaybolan anne ve babalarını bulmak için galaksiler arası çılgın bir yolculuğa atılıyorlar.  Fil Necati ve Mirket de onlara bu eğlenceli ve bir o kadar da heyecanlı macerada eşlik ediyor.’
‘Kral Şakir – Uzayda Şamata’ BKM Ege Bölge Temsilciliği Dev Ajans organizasyonu ile  30 Kasım Cumartesi günü İzmir AKM Yunus Emre Salonu’nda saat:13.00'de,
01 Aralık Pazar günü ise Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nda saat:14.00'de seyircisiyle bir araya gelecek.

*- Turuncu ışıkla dikkat çekiyor!

Kadına yönelik şiddete karşı verilen uluslararası mücadeleye destek kapsamında Özdilek Holding, bünyesinde bulunan Wyndham Grand İstanbul Levent’te turuncu ışık yakıyor.
Kadına yönelik şiddeti durdurmak ve bu konuya farkındalık kazandırmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında başlatılan ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’  kapsamında, Özdilek Holding bünyesinde bulunan Wyndham Grand İstanbul Levent otelinin ışıkları 10 Aralık tarihine kadar turuncu renkle aydınlatılacak.
Şiddetin her türlüsüne karşı duruş sergileyen Özdilek Holding, kadına, kız çocuklarına ve cinsiyete dayalı şiddet konusuna hassasiyetle dikkat çekmeye devam edecek.  

*-



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR