BEKLLENTİLERİ ELE ALDIM


*- Önümüzde Pastırma Sıcakları da var. Yani kış henüz kapıda değil. Bu yüzden güneşten korunmaya devam!
*- Yanan alana Kavacık Üzümü ile incir dikersek İzmir’e ve ülkeye faydası olur
*- ‘Nükleer serpintiye karşı hazır mıyız?’
*- Çok şey anlatan fotoğraflara, ‘konuşan!’ d iyoruz... İşte bir iki örnek!
YAŞAR EYİCE
*- Bayramı kutluyorum... Bakalın bayrak asanlar kimler, kutlamalara katılmayanlar da.,. Gün olur gerekli olur...

30  Ağustos Zafer Bayramımıza bir gün kaldı.
Umarım herkes bayraklarını asmıştır.
Bu bayram ‘Türküm’ diyen hepimizin bayramı...
Şimdiden kutlu olsun...
Bu arada kutlamalar hemen her kentimizde yapılacak.
Katılmaya, coşkuya ortak olmaya hazırlanalım.
Bakalım yayınlanan kutlama mesajlarında ruh ve heyecan var mı?
Yoksa sıradan mı?
Ya da kimler ne diyor?
Kimler ne demiyor?
Hastalanan yöneticiler var mı, yakın zamanlarda gördüklerimiz gibi...

*- Tercih meselesi!

‘Yaz bitti!’ gibi..
Ama kime?
Öğrencilere ve bazı velilere...
Sıcaklara dayanmak mümkün değil...
Daha önümüzde ‘pastırma yazı’ var...
Yani deniz mevsimi bu gidişle en az iki aydan fazla sürecek gibi...
Bu yaz, en çok organik ürünler tercih edildi...
Yaz döneminde güneşin etkileri ve tatil dönemi ile birlikte kozmetik ürünlerde özellikle güneş koruyucu ve temizlik ürünleri kullanımında ciddi bir artış olurken tüketiciler bu yıl özellikle organik ürünleri tercih etti. Şampuan, duş jeil, sabun, parfüm ve güneş koruyucularda organik ürünler piyasada yerini alırken bu yıl doğal ürünlere ilgi büyük oldu.
Kozmetiklerde herhangi bir ürünün performansını arttırmak ya da, ürünün göstereceği etkiyi bitki özleri ile sağlamak için, formülasyonlara bitki özleri ekleyerek yapılan doğal ürünler bu yıl kozmetik sektöründe trend oldu.
Papatya yağı ve özü kullanılarak üretilen kremler ısırgan otlu şampuanlar yaz döneminde en çok tercih edilen ürünler oldu.

*- Dikkat etmeli

Doğal ürünlerin yanı sıra ürünün tamamının bitki özlerinden oluştuğu organik ürünleri tercih ederken tüketicilerin uluslararası kabul görmüş kuruluşlar tarafından onaylanmış organik sertifikalı olmasına dikkat etmeleri gerekiyor.
Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman  bir ürünün organik olabilmesi için içeriğinde ki bitkisel girdilerin oranı çok önemli olduğunu söyleryerek ‘Organik ürünlerin içindeki bileşenler organik sertifikasına sahipken, doğal ürünlerde ki bileşenlerde organik şartı aranmaz. Ayrıca organik kozmetik ürünlerde bitki yüzdesi şartı varken doğal kozmetik ürünlerde bu yoktur. Tüketicinin bu farkı bilmesi önemlidir’ dedi.
Tüketicinin bu anlamda ilk dikkat edeceği yer ürün etiketleridir diyen Kahrıman ‘Etiket içerikleri kontrol edilmeli. Organik olduğuna dair sertifikaların olması, neyi içerip içermediği gözle görülebilir bir şekilde tüketiciye kolayca aktarılmalıdır’ diyor.

*- Sağlık ve güzellik doğanın içinde

Sağlıklı ve güzel bir cilt için doğa bizlere birçok değer sunmaktadır. Bunların başında kozmetik ürünlerinde en zararsız, doğal ve organik bitkiler kullanılmaktadır.
Doğanın sunmuş olduğu bu bitkilerin sularından, özlerinden ve kokularından kısacası her türlü faydasından yararlanılmaktadır.
Yaz ayında güneşin etkileri özellikle kullanılacak bitkileri ve yağları belirliyor.
Güneşin olumsuz etkilerinden korunmak için, buğday yağı, hindistancevizi yağı, havuç yağı gibi yağlar kullanılabilir.
Ayrıca güneş yanıkları yada cilt kuruluğu için, sarı kantaron yağı, ebegümeci özleri, aloevera özleri kullanılabilir.
Çay ağacı yağı, limon yağı ve lavanta gibi yağlar ile yazın rahat bir uyku sağlanabilir.
Özellikle sinek ve böcek uzaklaştırmaları bu konuda fayda sağlar.
Ayrıca çay ağacı yağı önemli bir deodorant etkiye sahiptir.
Yine çinko ve titan gibi mineraller ile doğal, fiziksel güneş koruycuları tüketiciler kendi kendilerine yapabilirler.
Saç bakımı için, yüksek E Vitaminine sahip Zeytin Yağı ve Argan yağı kullanılabilir.
Ayrıca badem yağı da bu açıdan faydalı bir yağdır.
Cilt serinleştirici ve tazelik etkisi için acı biber yağı da küçük miktarlar da vücut losyonlarına katılıp kullanılabillir.
Acı biber yağının ayrıca selülit gibi cilt sorunlarını çözmeye yardımcı olduğu da bilinmektedir.
Özellikle yaşlanmaya karşı etkiler için hodan yağı inanılmaz etkilere sahiptir. Yazın cilt lekeleri için de karakafes otu ve meyan kökü özleri inanılmaz derecede yararlıdır.

*- Kişiye göre değişiyor...

Dişlerin iç, dış ve çiğneme yüzeylerinden bakteri plağını ve yiyecek artıklarını uzaklaştırmanın en etkili yolunun dişlerin doğru fırçalanması olduğunu söyleyen Dt.Pertev Kökdemir, çürük ve dişeti hastalığı oluşumunun engellenmesinin sürekli ve iyi bir ağız bakımı ile gerçekleşebileceğini söyledi. Dt.Kökdemir, doğru diş fırçalama yöntemlerini şöyle açıkladı.
‘Diş fırçanızı 45 derecelik bir açıyla diş-dişeti birleşimine yerleştirin, fırçanızın kıl uçlarının aynı yerde kalmasına özen göstererek, küçük daireler çizecek şekilde hareket ettirin, aynı hareketi her dişin üzerinde 10’ ar saniyelik sürelerde tekrarlayın, alt ve üst dişlerinizin iç ve dış yüzeylerini aynı yöntemle temizleyin, dilinizi de fırçalamayı unutmayın ve dişlerinizi fazla sert fırçalamamaya özen gösterin.’
Doğru yöntem kullanılmazsa dişlerin zarar görebileceğini belirten Dt.Pertev Kökdemir, ‘Sert ve yanlış fırçalama tekniği; dişeti çekilmesi, diş yüzeyinde madde kayıpları ve hassasiyet oluşumuna neden olmaktadır. Ayrıca doğru temizlik sağlanamadığında çürük ve dişeti hastalıklarını önlemek zorlaşmaktadır’ dedi.
Diş fırçası seçerken onaylanmış ve diş hekiminin tavsiye ettiği ürünlerin alınması gerektiğini belirten Dt.Kökdemir, en iyi diş macunu ve en iyi diş fırçası hangisidir sorusunun cevabının kişinin ağız durumuna göre değişim göstereceğini ifade etti.
Dt.Kökdemir, ‘’Diş fırçaları; boyut, şekil, fırça kıllarının dizilişi, sertliği ve uzunluğuna göre farklılıklar gösterirler. Küçük başlı, sık kıllı, kıl uçları yuvarlatılmış, düz kesimli kıl demetleri olan, yumuşak ve orta sert fırçalar seçilmelidir. Böylece dişler arasına ve ağzın bütün bölgelerine erişip temizleyebilmek daha kolay olur. Ortalama 3-4 ayda bir diş fırçasının değişmesi önerilir.’ şeklinde açıkladı.

*- Yanan alana ‘Kavacık Üzümü ve İncir’ ağaçları dikelim

Tansaşların kurucu genel müdürü, yine Beğendik marketler kurucu genel müdürü, son olarak Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği yapmış M.İrfan Akça Karabağlarda çıkan yangında yanan ormanlık alana için bir proje sundu.
Yanan alana yeniden çam ağacı dikmek yerin İzmir Büyükşehir Belediyesi liderliğinde kurulacak kooperatiflerle istihdama yönelik bir hamle yaparak Eko turizm anlamında da bölgeye büyük katkı sağlayacak olan ‘Kavacık üzümü ve İncir’ ağaçları dikilmesi önerisini ortaya attı.
M.İrfan Akça yanan alanla ilgili düşündüğü proje ile ilgili şunları söyledi;
‘Kısa net bir öneri…
Büyük yangın alanını 30-40 yıl sonra ormanlaşacak kızılçamlarla doldurmak bir seçenek olarak şimdilik çok cazip görünüyor. Ancak bölgenin özelliklerini taşıyan Kavacık Üzümü gibi üzüm bağları ve bardacık inciri ağaçlarıyla donatıp yöreye ait ağaç ve bitkilerle peyzaj alanları yaratarak sosyal donatı noktalarıyla desteklemek de bir seçenek. Üstelik bu seçenek müthiş bir istihdam ve tarım ekonomisi yaratma potansiyeline sahip.
Yangın bölgesini dünyanın sayılı EKO turizm merkezlerinden biri haline getirmek pekâlâ mümkün gibi görünüyor.
Böylece yangın sahasını ağaçlandırıla unutulan bir orman yapmak yerine yeşil dokuyu daha kısa sürede oluşturup sürekli gündemde kalan bir bölgesel eko sistem haline getirilebiliriz. Bunun için İzmir Büyükşehir Belediye’si liderliğinde kooperatifler, üreteci birlikleri ve yöre köylülerinin kuracağı bir vakıf yanık hazine arazisini 49 yıllığına kiralayıp bir mucize yaratabilir.
Bunun örnekleri dünya üzerinde mevcut, mesela Fransa ve İtalya.’ dedi

*- Konuşan fotoğraflar!

Gazeteci arkadaşlarım Muzaffer Tezel ile Enver Kaya’nın gönderdiği fotoğrafın altında şunlar yazılmış:
‘Ermenistan'ın Şirak rayonunda Türk generali Talat Paşa’yı katleden Soğoman Teyliryan'ın heykeli dikilmiş.  Heykelin ayağının altında Talat Paşa'nın kesik başı tasvir edilmiş...’
Görüntüyü görünce lanet okudum..
Bu arada yine aklıma geldi,
Kaç kez de yazmıştım;
Yunan adalarına giden ‘Yeşil Pasaport’lularınızın çoğu bazı heykellerin önünde fotoğraf çektiriyorlar.
Yazılar Yunanca...
Hatta İngilizcesi de var...
Ve de okuyunca Türk Düşmanlığını anlıyorsunuz...
Hele biri var ki, insanın kanını dondurur Talat Paşa’yı katleden Soğoman Teyliryan'ın heykeli gibi...
Adam kaç Türk evladını şehit etmekle övünüyor....
Tabiii ki heykeli dikenler de...
Milliyetcilik asıl onlarda...
Hani bizim bir kesimimizi ya da zamanı gelince hepimizi ‘Gaddar’ ve ‘Katil’ ya da işgalci gösterenler var ya, asıl bunlarla ilgili görseller, kitaplar, broşürler hazırlamalı ve şu sözde ‘dostuz’ diyenlere de vermeliyiz.
Elimde bir başka fotoğraf var:
Görüntü bana ‘İstiklal savaşı’ ile ‘Çanakkale Sevaşı’ kahramanlarımızı gösteren fotoğraflar kadar manalı geldi.
İlk kez gördüm herhalde...
Altındaki not ise şöyle idi:
‘Ata'mızın ebedi istirahatgahı Anıtkabir'in inşaatında köy enstitüsü öğrencileri çalıştı..’
Bir cümle ve konuşan bir fotoğraf...
Bizlere çok şey hatırlatıyor, duygulandırıyor...

*- Tedbir alınması şart!

Biliyorum;
Birçok kişinin ilgisini çekmeyecek...
Ama ben yine de görevimi yapayım.
Konumuzun başlığı şu:
‘Nükleer serpintiye karşı hazır mıyız?’

Almanya Radyasyondan Koruma Dairesi’nin, yaşanabilecek olası bir nükleer felakete karşı 189,5 milyon iyot tableti stokladıklarını duyurmasıyla birlikte kurumlarımız ve milletimiz olarak nükleer bir faciaya karşı ne kadar bilinçli ve hazırlıklı olduğumuz sorusu akıllara geldi.
Bu sebeple olası bir nükleer felakette bahse konu iyot haplarının rolünün ne olduğu konusundaki merakları gidermek ve kamuyu bilgilendirmek adına Adli Bilimciler Derneği Nükleer Adli Bilimler ve Adli Eczacılık Komisyonları tarafından bu yazı kaleme alındı.

*- İstemesek de!

Çağımızda insanlar alternatif enerji kaynaklarına yönlendirilse de, üretilebilen enerjinin sürdürülebilirliği ve büyüklüğü açısından nükleer enerji hemen her ülkenin sahip olmak istediği vazgeçilmez bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Bu enerjiye sahip olabilmek için nükleer reaktörler yapılmakta ve bu reaktörlerin sayısı dünyada gün geçtikçe artıyor.
 Doğal afetleri bir tarafa bırakırsak insan faktörünün olduğu her yerde kaza olma ihtimali de mevcuttur.
Bu sebeple özellikle nükleer teknolojiye sahip olan veya nükleer bir saldırıya uğrama ihtimali olan ülkeler nükleer felaketlere karşı hazırlıklı olmalı felaket öncesi, esnası ve sonrası için acil durum eylem planları geliştirmelidirler.
Özellikle felaketin hemen sonrasında alınabilecek tedbirlerin başında felaketin gerçekleştiği ve etkili olduğu bölgedeki insanlara iyot tabletlerini (potasyum iyodür KI) kullandırmak gelmektedir.
Peki nedir bu iyot tabletlerinin işlevi?
İyot tabletleri, radyoaktif olmayan iyot bileşikleridir. Potasyum İyodur ( KI)  ya da Potasyum İyodat (KIO3)
Nükleer serpintide ortaya çıkan  radyoaktif iyot yani I-131  tiroid bezimiz tarafından emilmekte ve bu da ileride tiroid kanserlerine yol açmaktadır.
İlaç olarak kullanılan İyot tabletleri tiroidi iyoda doyurmakta, Tiroid radyoaktif iyodu alamamaktadır (Soğuramamaktadır). Böylece Tiroit radyoaktif iyottan korunmaktadır..
Nükleer tehlike durumlarında ortaya çıkabilecek radyoaktif bulut içerisinde yer alan radyoaktif iyotun tiroitte tutulmasını önlemek üzere, iyot tabletlerinin en kısa süre içinde alınması gereklidir.
Eğer tiroit bezi radyoaktif olmayan iyot ile doyurulursa, kaza durumunda ortaya çıkan radyoaktif iyodu kullanmayacak ve böylece korunmuş olacaktır.
Radyoaktif iyot yani I-131 in yarı ömrü 8 gündür. Yaklaşık en az 4 yarı ömür etkisini sürdürecektir.
İyot tabletleri kazadan hemen sonra ve önerilen dozda uygulandığında, radyoaktif iyotun solunması veya yutulması riskini taşıyan bireylerde veya popülasyonlarda tiroid kanseri riskini azaltmada etkilidir. Ülkelerin iyot tabletlerini stoklamalarının sebebi budur.

***-
GÜNCEL

*- Eczanelerde yok, internette var!

İyot tabletleri (KI) radyoaktif iyota karşı koruma dışında bir patlamadan yayılan radyasyon için bir koruma sağlamaz.
Potasyum iyodür (KI) yalnızca radyoaktif iyotun tiroid bezine alımını önleyecek şekilde çalışır.
İyot tabletlerinin (KI), vücudun diğer radyoaktif maddelere maruz kalmasını engelleyici özelliği yoktur.
Genel bir radyasyodan koruyucu ajan değildir.
Bir nükleer kaza olması durumunda, özellikle 18 yaşının altındaki çocuk ve gençler, hamilelerin ve emzirenlerin tiroid kanseri riskinin daha yüksek olması nedeniyle kullanmaları özellikle önemlidir.
 Bazı özel durumlarda 18-40 yaş aralığındaki kişilerin de iyot tableti almaları gerekebilir.
40 yaşından sonra tiroid kanseri riski azalmaktadır bu sebeple iyot tabletlerinin alınmasına gerek olmadığı belirtilmektedir.
Tiroid bezini aldırmış olan kişilerin de iyot tableti almalarına gerek yoktur.
Tabletler, mümkünse aç karnına alınmamalıdır. Kolaylık sağlamak için tercih edilen bir sıvıda eritilip içilebilir.
Bu hayati ilacın eczanelerde olmamasına karşın, zayıflama amaçlı potasyum iyodür çözeltileri ‘iyot damlası’ adı altında internetten satılmaktadır.
Hatta eczacılara hazırlatmak için ‘lugol solüsyonu’ hazırlama tarifleri de vardır. İnternette Potasyum iyodür satışı da mevcuttur.

*- Nostalji Vapuru sefere çıkıyor

Hizmete girdiği 1951 yılından bu yana İzmirlilerin gönlünde taht kuran ve şehrin simgelerinden biri haline gelen Bergama Vapuru yeni bir yolculuğa çıkıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, "Nostalji Vapuru" adı verilen program kapsamında tarihi gemiyle 31 Ağustos'tan itibaren körfez turları düzenleyecek.
Nostalji Vapuru adı altında, müzik dinletileri eşliğinde düzenlenecek turlara katılan İzmirliler iki saat boyunca keyifli bir Körfez turu yapacak. Üçkuyular İskelesi'nden saat 20.00'de hareket edecek Bergama Vapuru'nun özel seferi yine Üçkuyular'da son bulacak.
31 Ağustos 2019 tarihinde başlayacak seferler cuma ve cumartesi akşamları 20.00’da başlayacak ve her hafta başka bir sanatçı canlı müzik performansı sunacak. Nostalji Vapuru’nda yiyecek ve içecek satışı da olacak.

*-  Urla sizi çağırıyor!

Her yıl geleneksel olarak yapılan Urla Bağbozumu Şenlikleri ‘Urla Sizi Çağırıyor’ mottosuyla başlıyor.
Bu yıl 31 Ağustos ve 1 Eylül tarihlerinde düzenlenecek şenlikler kortej yürüyüşüyle başlayacak.
Urla'da 2 gün boyunca konserler, söyleşiler ve birbirinden renkli etkinlerin yer alacağı Şenliklere, Belediye Başkanı İ. Burak Oğuz tüm İzmirliler davetli.
Şenlik programımız ise aşağıdaki gibi:
31 AĞUSTOS CUMARTESİ :  Saat: 10:30  Kortej Yürüyüşü (Jandarma Kavşağı'ndan - Cumhuriyet Meydanı'na), Saat: 11:00  Açılış Töreni ve andından dans gösterileri, üzüm sıkımı ile ürün yarışması, Saat: 13:00  İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası Konseri, Saat: 15:00  Urla Belediye Konservatuvarı Etkinlikleri, Saat: 17:00  Söyleşi (Urlalı şair ve yazarlar "Bağbozumunun Urla Öyküsü",  Antik Çağ Dioniysos Kültürü - Konuşmacı: Nejdet KARSTARLI,  Halk Kültüründe Üzüm - Konuşmacı: Bahriye İPLİKÇİ, Şiirlerle Bağbozumu - Konuşmacı: Levent KAYAHAN,                       Saat: 20:10  OLTEN Filarmoni Orkestrası...

 1 EYLÜL PAZAR: Saat: 12:00   Urla Belediye Konservatuvarı Etkinlikleri,  Saat: 14:00   İzmir Büyükşehir Belediyesi Müzik Grubu, Saat: 17:00  Söyleşi (Urlalı şair ve yazarlar "Bağbozumunun Urla Öyküsü", Bağbozumu Şenliklerinin Sosyolojik Yapısı - Konuşmacı: Aydın YAKA,                         Anılarda Bağbozumu - Konuşmacı: Emine Kamalı AKTAŞ,                        Sağlık Açısından Üzüm - Konuşmacı: Melek Sevil İRENGÜL..
YER: Urla Cumhuriyet Meydanı ...

*-Hastanede yönetim boşluğu döner sermayeyi vurdu

İzmir Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesinde yönetim kaynaklı sıkıntılar nedeniyle bu ay döner sermaye gelirleri dibe vurmasına sebep oldu.
Ağustos ayı döner sermaye gelirinde ciddi düşüş olması üzerine hastane çalışanları döner sermaye gelir kaybı yaşadı.
Hastane yönetiminde otorite boşluğu ve koordinasyonu sağlayamadığı sebebiyle ve bunun neticesinde hastanenin bazı birimlerinde hasta dosyalarının tamamlanması ve tıbbi işlemlerin kayıt altına alınmasından kaynaklı sorunlar yaşandığı belirtildi. Birçok hasta dosyalarının faturalandırma işlemi yapılamadığından döner sermayelerinde düşüş yaşandığı bildirildi.

*- Mogambo Geceleri yine büyüleyecek

Bu yıl 6 – 15 Eylül tarihleri arasında 88’inci kez düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı, Mogambo Geceleri ile unutulmaz anlar yaşatacak. “fuardayız” sloganıyla hem Türkiye hem de yurt dışından misafirlerini İzmir’de ağırlamaya hazırlanan 88. İEF’de, fuarın efsaneleşen sahnelerinden olan Mogambo birbirinden ünlü isimleri sevenleriyle buluşturacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından 6 – 15 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 88. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), dolu dolu on gün yaşatmaya hazırlanıyor. Birbirinden özel etkinlikleri ile kültür, sanat, eğlencenin yanında iş görüşmeleriyle de ticaretin merkezi haline gelecek 88. İEF, başta İzmir olmak üzere hem Türkiye hem de dünyanın çeşitli noktalarından misafirlerini ağırlayacak. Açılışına bir aydan kısa bir süre kalan İzmir Enternasyonal Fuarı, unutulmaz sahnesi Mogambo’da bir hayli popüler isimleri konuk edecek. Mogambo Geceleri, geleneksel müzikleri elektronik ritimlerle harmanlayan DJ Mehmet Aslan ile başlayacak. 21:00’da başlayacak olan program 23:00’a kadar 9 gece boyunca devam edecek. Sonrasında sanatçılar sevenleriyle buluşacak.

*- Ünlü isimler geliyor

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın tarihinde unutulmaz eğlence mekanlarından biri olan Mogambo, bu yıl da keyifli saatler yaşatacak. 88. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında ilk konser 7 Eylül’de gerçekleşecek. Unutulmaz şarkılarıyla önemli bir hayran kitlesine sahip olan Leman Sam, birbirinden özel parçalarını sevenlerine sunacak. 8 Eylül gecesi ise Mogambo’da sahne Can Gox’un olacak. Yaptığı müziği “Anadolu Blues” olarak nitelendiren Can Gox, kendi parçalarının yanında cover şarkılar da seslendirecek. Müzikte sınırları, tarzları, kuralları dışlayan, kendini sadece "özgür bir müzisyen" olarak tanımlayan Cem Adrian’ın sevilen şarkılarını 9 Eylül’de seslendirmesi bekleniyor. Albümlerinde ortak çalışmaların yanında çoğunlukla kendi söz ve bestelerine yer veren Jehan Barbur da 10 Eylül gecesi Mogambo’da sahnede olacak.

*- 15 Eylül’e kadar sürecek

Müzik platformlarında milyonları aşan dinlenmelere ulaşan Melek Mosso ise 11 Eylül’de müzikseverlerle buluşacak. 86. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda sevenleriyle buluşan Tuna Kiremitçi, 12 Eylül’de yeniden Mogambo’da yer alacak. Şarkıcı, bestekar, söz yazarı Mehmet Erdem ise sevenleriyle 13 Eylül’de bir araya gelecek. 14 Eylül’de ise Birsen Tezer sahne alacak. 15 Eylül Pazar günü de kapanışı Eda Baba yapacak.

*- Biletler Biletinial’da

18 yaşından büyük müzikseverlerin katılabileceği Mogambo Geceleri’nin giriş ücreti bu yıl değişmedi. Mogambo’da yer alan sanatçıları dinlemek isteyenler 30 TL’ye bilet alabilecek. Kapıda yapılacak bilet satışlarının yanında, konserlere katılım için biletler Biletinial’dan temin edilebilecek. Biletini fuar öncesinde alan dinleyiciler, İzmir Enternasyonal Fuarı’na ücretsiz girecek.

*- Mogambo Geceleri’nin Programı şu şekilde:
7 EYLÜL – Leman Sam
8 EYLÜL – Can Gox
9 EYLÜL – Cem Adrian
10 EYLÜL – Jehan Barbur
11 EYLÜL – Melek Mosso
12 EYLÜL – Tuna Kiremitçi
13 EYLÜL – Mehmet Erdem
14 EYLÜL – Birsen Tezer
15 EYLÜL - Eda Baba

*-


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ACİLDEN DE ÖNCELİKLİ

OKULUN DUVAR GAZETESİNDE ATATÜRK

NEREDEYSE İÇ ÇAMAŞIRLARINI BİLE ALACAKLAR