BEKLLENTİLERİ ELE ALDIM
*- Önümüzde Pastırma Sıcakları da var. Yani
kış henüz kapıda değil. Bu yüzden güneşten korunmaya devam!
*- Yanan alana Kavacık Üzümü ile incir
dikersek İzmir’e ve ülkeye faydası olur
*- ‘Nükleer serpintiye karşı hazır mıyız?’
*- Çok şey anlatan fotoğraflara, ‘konuşan!’
d iyoruz... İşte bir iki örnek!
YAŞAR EYİCE
*- Bayramı kutluyorum... Bakalın bayrak
asanlar kimler, kutlamalara katılmayanlar da.,. Gün olur gerekli olur...
30 Ağustos Zafer Bayramımıza bir gün kaldı.
Umarım herkes bayraklarını asmıştır.
Bu bayram ‘Türküm’ diyen hepimizin
bayramı...
Şimdiden kutlu olsun...
Bu arada kutlamalar hemen her kentimizde
yapılacak.
Katılmaya, coşkuya ortak olmaya
hazırlanalım.
Bakalım yayınlanan kutlama mesajlarında ruh
ve heyecan var mı?
Yoksa sıradan mı?
Ya da kimler ne diyor?
Kimler ne demiyor?
Hastalanan yöneticiler var mı, yakın
zamanlarda gördüklerimiz gibi...
*- Tercih meselesi!
‘Yaz bitti!’ gibi..
Ama kime?
Öğrencilere ve bazı velilere...
Sıcaklara dayanmak mümkün değil...
Daha önümüzde ‘pastırma yazı’ var...
Yani deniz mevsimi bu gidişle en az iki
aydan fazla sürecek gibi...
Bu yaz, en çok organik ürünler tercih
edildi...
Yaz döneminde güneşin etkileri ve tatil
dönemi ile birlikte kozmetik ürünlerde özellikle güneş koruyucu ve temizlik
ürünleri kullanımında ciddi bir artış olurken tüketiciler bu yıl özellikle
organik ürünleri tercih etti. Şampuan, duş jeil, sabun, parfüm ve güneş
koruyucularda organik ürünler piyasada yerini alırken bu yıl doğal ürünlere
ilgi büyük oldu.
Kozmetiklerde herhangi bir ürünün
performansını arttırmak ya da, ürünün göstereceği etkiyi bitki özleri ile
sağlamak için, formülasyonlara bitki özleri ekleyerek yapılan doğal ürünler bu
yıl kozmetik sektöründe trend oldu.
Papatya yağı ve özü kullanılarak üretilen kremler
ısırgan otlu şampuanlar yaz döneminde en çok tercih edilen ürünler oldu.
*- Dikkat etmeli
Doğal ürünlerin yanı sıra ürünün tamamının
bitki özlerinden oluştuğu organik ürünleri tercih ederken tüketicilerin
uluslararası kabul görmüş kuruluşlar tarafından onaylanmış organik sertifikalı
olmasına dikkat etmeleri gerekiyor.
Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları
Derneği Başkanı Levent Kahrıman bir
ürünün organik olabilmesi için içeriğinde ki bitkisel girdilerin oranı çok
önemli olduğunu söyleryerek ‘Organik ürünlerin içindeki bileşenler organik
sertifikasına sahipken, doğal ürünlerde ki bileşenlerde organik şartı aranmaz.
Ayrıca organik kozmetik ürünlerde bitki yüzdesi şartı varken doğal kozmetik
ürünlerde bu yoktur. Tüketicinin bu farkı bilmesi önemlidir’ dedi.
Tüketicinin bu anlamda ilk dikkat edeceği
yer ürün etiketleridir diyen Kahrıman ‘Etiket içerikleri kontrol edilmeli.
Organik olduğuna dair sertifikaların olması, neyi içerip içermediği gözle
görülebilir bir şekilde tüketiciye kolayca aktarılmalıdır’ diyor.
*- Sağlık ve güzellik doğanın içinde
Sağlıklı ve güzel bir cilt için doğa bizlere
birçok değer sunmaktadır. Bunların başında kozmetik ürünlerinde en zararsız,
doğal ve organik bitkiler kullanılmaktadır.
Doğanın sunmuş olduğu bu bitkilerin
sularından, özlerinden ve kokularından kısacası her türlü faydasından
yararlanılmaktadır.
Yaz ayında güneşin etkileri özellikle
kullanılacak bitkileri ve yağları belirliyor.
Güneşin olumsuz etkilerinden korunmak için,
buğday yağı, hindistancevizi yağı, havuç yağı gibi yağlar kullanılabilir.
Ayrıca güneş yanıkları yada cilt kuruluğu
için, sarı kantaron yağı, ebegümeci özleri, aloevera özleri kullanılabilir.
Çay ağacı yağı, limon yağı ve lavanta gibi
yağlar ile yazın rahat bir uyku sağlanabilir.
Özellikle sinek ve böcek uzaklaştırmaları bu
konuda fayda sağlar.
Ayrıca çay ağacı yağı önemli bir deodorant etkiye
sahiptir.
Yine çinko ve titan gibi mineraller ile
doğal, fiziksel güneş koruycuları tüketiciler kendi kendilerine yapabilirler.
Saç bakımı için, yüksek E Vitaminine sahip
Zeytin Yağı ve Argan yağı kullanılabilir.
Ayrıca badem yağı da bu açıdan faydalı bir
yağdır.
Cilt serinleştirici ve tazelik etkisi için
acı biber yağı da küçük miktarlar da vücut losyonlarına katılıp
kullanılabillir.
Acı biber yağının ayrıca selülit gibi cilt
sorunlarını çözmeye yardımcı olduğu da bilinmektedir.
Özellikle yaşlanmaya karşı etkiler için
hodan yağı inanılmaz etkilere sahiptir. Yazın cilt lekeleri için de karakafes
otu ve meyan kökü özleri inanılmaz derecede yararlıdır.
*- Kişiye göre değişiyor...
Dişlerin iç, dış ve çiğneme yüzeylerinden
bakteri plağını ve yiyecek artıklarını uzaklaştırmanın en etkili yolunun
dişlerin doğru fırçalanması olduğunu söyleyen Dt.Pertev Kökdemir, çürük ve
dişeti hastalığı oluşumunun engellenmesinin sürekli ve iyi bir ağız bakımı ile
gerçekleşebileceğini söyledi. Dt.Kökdemir, doğru diş fırçalama yöntemlerini
şöyle açıkladı.
‘Diş fırçanızı 45 derecelik bir açıyla
diş-dişeti birleşimine yerleştirin, fırçanızın kıl uçlarının aynı yerde
kalmasına özen göstererek, küçük daireler çizecek şekilde hareket ettirin, aynı
hareketi her dişin üzerinde 10’ ar saniyelik sürelerde tekrarlayın, alt ve üst
dişlerinizin iç ve dış yüzeylerini aynı yöntemle temizleyin, dilinizi de
fırçalamayı unutmayın ve dişlerinizi fazla sert fırçalamamaya özen gösterin.’
Doğru yöntem kullanılmazsa dişlerin zarar
görebileceğini belirten Dt.Pertev Kökdemir, ‘Sert ve yanlış fırçalama tekniği;
dişeti çekilmesi, diş yüzeyinde madde kayıpları ve hassasiyet oluşumuna neden
olmaktadır. Ayrıca doğru temizlik sağlanamadığında çürük ve dişeti hastalıklarını
önlemek zorlaşmaktadır’ dedi.
Diş fırçası seçerken onaylanmış ve diş
hekiminin tavsiye ettiği ürünlerin alınması gerektiğini belirten Dt.Kökdemir,
en iyi diş macunu ve en iyi diş fırçası hangisidir sorusunun cevabının kişinin
ağız durumuna göre değişim göstereceğini ifade etti.
Dt.Kökdemir, ‘’Diş fırçaları; boyut, şekil,
fırça kıllarının dizilişi, sertliği ve uzunluğuna göre farklılıklar
gösterirler. Küçük başlı, sık kıllı, kıl uçları yuvarlatılmış, düz kesimli kıl
demetleri olan, yumuşak ve orta sert fırçalar seçilmelidir. Böylece dişler
arasına ve ağzın bütün bölgelerine erişip temizleyebilmek daha kolay olur.
Ortalama 3-4 ayda bir diş fırçasının değişmesi önerilir.’ şeklinde açıkladı.
*- Yanan alana ‘Kavacık Üzümü ve İncir’
ağaçları dikelim
Tansaşların kurucu genel müdürü, yine
Beğendik marketler kurucu genel müdürü, son olarak Karşıyaka ve İzmir
Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği yapmış M.İrfan Akça Karabağlarda çıkan
yangında yanan ormanlık alana için bir proje sundu.
Yanan alana yeniden çam ağacı dikmek yerin
İzmir Büyükşehir Belediyesi liderliğinde kurulacak kooperatiflerle istihdama
yönelik bir hamle yaparak Eko turizm anlamında da bölgeye büyük katkı
sağlayacak olan ‘Kavacık üzümü ve İncir’ ağaçları dikilmesi önerisini ortaya
attı.
M.İrfan Akça yanan alanla ilgili düşündüğü
proje ile ilgili şunları söyledi;
‘Kısa net bir öneri…
Büyük yangın alanını 30-40 yıl sonra
ormanlaşacak kızılçamlarla doldurmak bir seçenek olarak şimdilik çok cazip
görünüyor. Ancak bölgenin özelliklerini taşıyan Kavacık Üzümü gibi üzüm bağları
ve bardacık inciri ağaçlarıyla donatıp yöreye ait ağaç ve bitkilerle peyzaj
alanları yaratarak sosyal donatı noktalarıyla desteklemek de bir seçenek.
Üstelik bu seçenek müthiş bir istihdam ve tarım ekonomisi yaratma potansiyeline
sahip.
Yangın bölgesini dünyanın sayılı EKO turizm
merkezlerinden biri haline getirmek pekâlâ mümkün gibi görünüyor.
Böylece yangın sahasını ağaçlandırıla
unutulan bir orman yapmak yerine yeşil dokuyu daha kısa sürede oluşturup
sürekli gündemde kalan bir bölgesel eko sistem haline getirilebiliriz. Bunun
için İzmir Büyükşehir Belediye’si liderliğinde kooperatifler, üreteci
birlikleri ve yöre köylülerinin kuracağı bir vakıf yanık hazine arazisini 49
yıllığına kiralayıp bir mucize yaratabilir.
Bunun örnekleri dünya üzerinde mevcut,
mesela Fransa ve İtalya.’ dedi
*- Konuşan fotoğraflar!
Gazeteci arkadaşlarım Muzaffer Tezel ile
Enver Kaya’nın gönderdiği fotoğrafın altında şunlar yazılmış:
‘Ermenistan'ın Şirak rayonunda Türk generali
Talat Paşa’yı katleden Soğoman Teyliryan'ın heykeli dikilmiş. Heykelin ayağının altında Talat Paşa'nın kesik
başı tasvir edilmiş...’
Görüntüyü görünce lanet okudum..
Bu arada yine aklıma geldi,
Kaç kez de yazmıştım;
Yunan adalarına giden ‘Yeşil
Pasaport’lularınızın çoğu bazı heykellerin önünde fotoğraf çektiriyorlar.
Yazılar Yunanca...
Hatta İngilizcesi de var...
Ve de okuyunca Türk Düşmanlığını
anlıyorsunuz...
Hele biri var ki, insanın kanını dondurur
Talat Paşa’yı katleden Soğoman Teyliryan'ın heykeli gibi...
Adam kaç Türk evladını şehit etmekle
övünüyor....
Tabiii ki heykeli dikenler de...
Milliyetcilik asıl onlarda...
Hani bizim bir kesimimizi ya da zamanı
gelince hepimizi ‘Gaddar’ ve ‘Katil’ ya da işgalci gösterenler var ya, asıl
bunlarla ilgili görseller, kitaplar, broşürler hazırlamalı ve şu sözde ‘dostuz’
diyenlere de vermeliyiz.
Elimde bir başka fotoğraf var:
Görüntü bana ‘İstiklal savaşı’ ile
‘Çanakkale Sevaşı’ kahramanlarımızı gösteren fotoğraflar kadar manalı geldi.
İlk kez gördüm herhalde...
Altındaki not ise şöyle idi:
‘Ata'mızın ebedi istirahatgahı Anıtkabir'in
inşaatında köy enstitüsü öğrencileri çalıştı..’
Bir cümle ve konuşan bir fotoğraf...
Bizlere çok şey hatırlatıyor,
duygulandırıyor...
*- Tedbir alınması şart!
Biliyorum;
Birçok kişinin ilgisini çekmeyecek...
Ama ben yine de görevimi yapayım.
Konumuzun başlığı şu:
‘Nükleer serpintiye karşı hazır mıyız?’
Almanya Radyasyondan Koruma Dairesi’nin,
yaşanabilecek olası bir nükleer felakete karşı 189,5 milyon iyot tableti
stokladıklarını duyurmasıyla birlikte kurumlarımız ve milletimiz olarak nükleer
bir faciaya karşı ne kadar bilinçli ve hazırlıklı olduğumuz sorusu akıllara
geldi.
Bu sebeple olası bir nükleer felakette bahse
konu iyot haplarının rolünün ne olduğu konusundaki merakları gidermek ve kamuyu
bilgilendirmek adına Adli Bilimciler Derneği Nükleer Adli Bilimler ve Adli
Eczacılık Komisyonları tarafından bu yazı kaleme alındı.
*- İstemesek de!
Çağımızda insanlar alternatif enerji
kaynaklarına yönlendirilse de, üretilebilen enerjinin sürdürülebilirliği ve
büyüklüğü açısından nükleer enerji hemen her ülkenin sahip olmak istediği
vazgeçilmez bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Bu enerjiye sahip olabilmek için nükleer
reaktörler yapılmakta ve bu reaktörlerin sayısı dünyada gün geçtikçe artıyor.
Doğal
afetleri bir tarafa bırakırsak insan faktörünün olduğu her yerde kaza olma
ihtimali de mevcuttur.
Bu sebeple özellikle nükleer teknolojiye
sahip olan veya nükleer bir saldırıya uğrama ihtimali olan ülkeler nükleer
felaketlere karşı hazırlıklı olmalı felaket öncesi, esnası ve sonrası için acil
durum eylem planları geliştirmelidirler.
Özellikle felaketin hemen sonrasında
alınabilecek tedbirlerin başında felaketin gerçekleştiği ve etkili olduğu
bölgedeki insanlara iyot tabletlerini (potasyum iyodür KI) kullandırmak
gelmektedir.
Peki nedir bu iyot tabletlerinin işlevi?
İyot tabletleri, radyoaktif olmayan iyot
bileşikleridir. Potasyum İyodur ( KI) ya
da Potasyum İyodat (KIO3)
Nükleer serpintide ortaya çıkan radyoaktif iyot yani I-131 tiroid bezimiz tarafından emilmekte ve bu da
ileride tiroid kanserlerine yol açmaktadır.
İlaç olarak kullanılan İyot tabletleri
tiroidi iyoda doyurmakta, Tiroid radyoaktif iyodu alamamaktadır
(Soğuramamaktadır). Böylece Tiroit radyoaktif iyottan korunmaktadır..
Nükleer tehlike durumlarında ortaya
çıkabilecek radyoaktif bulut içerisinde yer alan radyoaktif iyotun tiroitte
tutulmasını önlemek üzere, iyot tabletlerinin en kısa süre içinde alınması
gereklidir.
Eğer tiroit bezi radyoaktif olmayan iyot ile
doyurulursa, kaza durumunda ortaya çıkan radyoaktif iyodu kullanmayacak ve
böylece korunmuş olacaktır.
Radyoaktif iyot yani I-131 in yarı ömrü 8
gündür. Yaklaşık en az 4 yarı ömür etkisini sürdürecektir.
İyot tabletleri kazadan hemen sonra ve
önerilen dozda uygulandığında, radyoaktif iyotun solunması veya yutulması
riskini taşıyan bireylerde veya popülasyonlarda tiroid kanseri riskini
azaltmada etkilidir. Ülkelerin iyot tabletlerini stoklamalarının sebebi budur.
***-
GÜNCEL
*- Eczanelerde yok, internette var!
İyot tabletleri (KI) radyoaktif iyota karşı
koruma dışında bir patlamadan yayılan radyasyon için bir koruma sağlamaz.
Potasyum iyodür (KI) yalnızca radyoaktif
iyotun tiroid bezine alımını önleyecek şekilde çalışır.
İyot tabletlerinin (KI), vücudun diğer
radyoaktif maddelere maruz kalmasını engelleyici özelliği yoktur.
Genel bir radyasyodan koruyucu ajan
değildir.
Bir nükleer kaza olması durumunda, özellikle
18 yaşının altındaki çocuk ve gençler, hamilelerin ve emzirenlerin tiroid
kanseri riskinin daha yüksek olması nedeniyle kullanmaları özellikle önemlidir.
Bazı
özel durumlarda 18-40 yaş aralığındaki kişilerin de iyot tableti almaları
gerekebilir.
40 yaşından sonra tiroid kanseri riski
azalmaktadır bu sebeple iyot tabletlerinin alınmasına gerek olmadığı
belirtilmektedir.
Tiroid bezini aldırmış olan kişilerin de
iyot tableti almalarına gerek yoktur.
Tabletler, mümkünse aç karnına
alınmamalıdır. Kolaylık sağlamak için tercih edilen bir sıvıda eritilip
içilebilir.
Bu hayati ilacın eczanelerde olmamasına
karşın, zayıflama amaçlı potasyum iyodür çözeltileri ‘iyot damlası’ adı altında
internetten satılmaktadır.
Hatta eczacılara hazırlatmak için ‘lugol
solüsyonu’ hazırlama tarifleri de vardır. İnternette Potasyum iyodür satışı da
mevcuttur.
*- Nostalji Vapuru sefere çıkıyor
Hizmete girdiği 1951 yılından bu yana
İzmirlilerin gönlünde taht kuran ve şehrin simgelerinden biri haline gelen
Bergama Vapuru yeni bir yolculuğa çıkıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, "Nostalji
Vapuru" adı verilen program kapsamında tarihi gemiyle 31 Ağustos'tan
itibaren körfez turları düzenleyecek.
Nostalji Vapuru adı altında, müzik
dinletileri eşliğinde düzenlenecek turlara katılan İzmirliler iki saat boyunca
keyifli bir Körfez turu yapacak. Üçkuyular İskelesi'nden saat 20.00'de hareket
edecek Bergama Vapuru'nun özel seferi yine Üçkuyular'da son bulacak.
31 Ağustos 2019 tarihinde başlayacak
seferler cuma ve cumartesi akşamları 20.00’da başlayacak ve her hafta başka bir
sanatçı canlı müzik performansı sunacak. Nostalji Vapuru’nda yiyecek ve içecek
satışı da olacak.
*- Urla sizi çağırıyor!
Her yıl geleneksel olarak yapılan Urla
Bağbozumu Şenlikleri ‘Urla Sizi Çağırıyor’ mottosuyla başlıyor.
Bu yıl 31 Ağustos ve 1 Eylül tarihlerinde
düzenlenecek şenlikler kortej yürüyüşüyle başlayacak.
Urla'da 2 gün boyunca konserler, söyleşiler
ve birbirinden renkli etkinlerin yer alacağı Şenliklere, Belediye Başkanı İ.
Burak Oğuz tüm İzmirliler davetli.
Şenlik programımız ise aşağıdaki gibi:
31 AĞUSTOS CUMARTESİ : Saat: 10:30
Kortej Yürüyüşü (Jandarma Kavşağı'ndan - Cumhuriyet Meydanı'na), Saat:
11:00 Açılış Töreni ve andından dans
gösterileri, üzüm sıkımı ile ürün yarışması, Saat: 13:00 İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası
Konseri, Saat: 15:00 Urla Belediye
Konservatuvarı Etkinlikleri, Saat: 17:00
Söyleşi (Urlalı şair ve yazarlar "Bağbozumunun Urla Öyküsü", Antik Çağ Dioniysos Kültürü - Konuşmacı:
Nejdet KARSTARLI, Halk Kültüründe Üzüm -
Konuşmacı: Bahriye İPLİKÇİ, Şiirlerle Bağbozumu - Konuşmacı: Levent KAYAHAN, Saat: 20:10 OLTEN Filarmoni Orkestrası...
1
EYLÜL PAZAR: Saat: 12:00 Urla Belediye
Konservatuvarı Etkinlikleri, Saat:
14:00 İzmir Büyükşehir Belediyesi Müzik
Grubu, Saat: 17:00 Söyleşi (Urlalı şair
ve yazarlar "Bağbozumunun Urla Öyküsü", Bağbozumu Şenliklerinin
Sosyolojik Yapısı - Konuşmacı: Aydın YAKA, Anılarda Bağbozumu -
Konuşmacı: Emine Kamalı AKTAŞ, Sağlık Açısından Üzüm -
Konuşmacı: Melek Sevil İRENGÜL..
YER: Urla Cumhuriyet Meydanı ...
*-Hastanede yönetim boşluğu döner sermayeyi
vurdu
İzmir Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesinde
yönetim kaynaklı sıkıntılar nedeniyle bu ay döner sermaye gelirleri dibe
vurmasına sebep oldu.
Ağustos ayı döner sermaye gelirinde ciddi
düşüş olması üzerine hastane çalışanları döner sermaye gelir kaybı yaşadı.
Hastane yönetiminde otorite boşluğu ve
koordinasyonu sağlayamadığı sebebiyle ve bunun neticesinde hastanenin bazı
birimlerinde hasta dosyalarının tamamlanması ve tıbbi işlemlerin kayıt altına
alınmasından kaynaklı sorunlar yaşandığı belirtildi. Birçok hasta dosyalarının
faturalandırma işlemi yapılamadığından döner sermayelerinde düşüş yaşandığı
bildirildi.
*- Mogambo Geceleri yine büyüleyecek
Bu yıl 6 – 15 Eylül tarihleri arasında
88’inci kez düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı, Mogambo Geceleri ile
unutulmaz anlar yaşatacak. “fuardayız” sloganıyla hem Türkiye hem de yurt
dışından misafirlerini İzmir’de ağırlamaya hazırlanan 88. İEF’de, fuarın
efsaneleşen sahnelerinden olan Mogambo birbirinden ünlü isimleri sevenleriyle
buluşturacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde
İZFAŞ tarafından 6 – 15 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 88. İzmir
Enternasyonal Fuarı (İEF), dolu dolu on gün yaşatmaya hazırlanıyor. Birbirinden
özel etkinlikleri ile kültür, sanat, eğlencenin yanında iş görüşmeleriyle de
ticaretin merkezi haline gelecek 88. İEF, başta İzmir olmak üzere hem Türkiye
hem de dünyanın çeşitli noktalarından misafirlerini ağırlayacak. Açılışına bir
aydan kısa bir süre kalan İzmir Enternasyonal Fuarı, unutulmaz sahnesi
Mogambo’da bir hayli popüler isimleri konuk edecek. Mogambo Geceleri,
geleneksel müzikleri elektronik ritimlerle harmanlayan DJ Mehmet Aslan ile
başlayacak. 21:00’da başlayacak olan program 23:00’a kadar 9 gece boyunca devam
edecek. Sonrasında sanatçılar sevenleriyle buluşacak.
*- Ünlü isimler geliyor
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın tarihinde
unutulmaz eğlence mekanlarından biri olan Mogambo, bu yıl da keyifli saatler
yaşatacak. 88. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında ilk konser 7 Eylül’de
gerçekleşecek. Unutulmaz şarkılarıyla önemli bir hayran kitlesine sahip olan
Leman Sam, birbirinden özel parçalarını sevenlerine sunacak. 8 Eylül gecesi ise
Mogambo’da sahne Can Gox’un olacak. Yaptığı müziği “Anadolu Blues” olarak
nitelendiren Can Gox, kendi parçalarının yanında cover şarkılar da
seslendirecek. Müzikte sınırları, tarzları, kuralları dışlayan, kendini sadece
"özgür bir müzisyen" olarak tanımlayan Cem Adrian’ın sevilen
şarkılarını 9 Eylül’de seslendirmesi bekleniyor. Albümlerinde ortak
çalışmaların yanında çoğunlukla kendi söz ve bestelerine yer veren Jehan Barbur
da 10 Eylül gecesi Mogambo’da sahnede olacak.
*- 15 Eylül’e kadar sürecek
Müzik platformlarında milyonları aşan
dinlenmelere ulaşan Melek Mosso ise 11 Eylül’de müzikseverlerle buluşacak. 86.
İzmir Enternasyonal Fuarı’nda sevenleriyle buluşan Tuna Kiremitçi, 12 Eylül’de
yeniden Mogambo’da yer alacak. Şarkıcı, bestekar, söz yazarı Mehmet Erdem ise
sevenleriyle 13 Eylül’de bir araya gelecek. 14 Eylül’de ise Birsen Tezer sahne
alacak. 15 Eylül Pazar günü de kapanışı Eda Baba yapacak.
*- Biletler Biletinial’da
18 yaşından büyük müzikseverlerin
katılabileceği Mogambo Geceleri’nin giriş ücreti bu yıl değişmedi. Mogambo’da
yer alan sanatçıları dinlemek isteyenler 30 TL’ye bilet alabilecek. Kapıda
yapılacak bilet satışlarının yanında, konserlere katılım için biletler
Biletinial’dan temin edilebilecek. Biletini fuar öncesinde alan dinleyiciler,
İzmir Enternasyonal Fuarı’na ücretsiz girecek.
*- Mogambo Geceleri’nin Programı şu şekilde:
7 EYLÜL – Leman Sam
8 EYLÜL – Can Gox
9 EYLÜL – Cem Adrian
10 EYLÜL – Jehan Barbur
11 EYLÜL – Melek Mosso
12 EYLÜL – Tuna Kiremitçi
13 EYLÜL – Mehmet Erdem
14 EYLÜL – Birsen Tezer
15 EYLÜL - Eda Baba
*-
Yorumlar
Yorum Gönder