IŞILAY'ımızın hep İŞİLDAYACAKTIR
*- Saygın’a yuvasından anlamlı veda...
*- Işılay Saygın’ı
İzmirli hiç unutmayacak! Benim de herkes gibi anım var...Çünkü yıllarca sabahın
06.00’sından en az 24.00’e kadar beraberdik
*- Kim bu devletin ve
bu Necip milletin bir kuruşunu haksız yere boğazından geçiriyorsa, kursağında
kalsın.
*- Kim bu asi kız?
*- Türkiye için 42
milyar dolarlık Pazar
YAŞAR EYİCE
*-
Biliyorsunuz, İzmir’in
ablası, her şeyi, Buca denilince akar suları durduran Işılay Saygın’ı
kaybettik...
Kendisi ile hemen
herkes bir şeyler yazdı.
Çünkü; hemen tüm İzmir,
hatta Türkiye’nin Işılay Saygın ile birden fazla hatırası var.
Ben de yıllarca
birlikte çalıştım, danışmanlığını yaptım...
Belki bir yazı
yazarım...
Arada da konu geldikçe
yaşadıklarımızı anlatırım...
Düşünün saban saat
06.00’dan geceyarısı en az 24.00’e kadar beraberdik.
‘Sen istirahat et!’ der
ve Bornova’ya gönderirdi...
Ekibimizde bir de
Fazilet Damar vardı...
‘Sen mesleğini yap!’
dedi ve o öğretmen olarak aramızdan ayrıldı.
Bugünkü Devlet Töreni
daha sonra anlatacağım..
Önce; İzmirli girişimci
genç iş adamı Musa Turan’dan da söz etmek istiyorum...
Çünkü günümüzün
politikacılarını, bazı belediye başkanlarını çok iyi analız etmiş:
Işılay Saygın’ı
düşünürken, neden aklıma Musa Turan da geldi...
‘Ne alakası var?’
diyenler az sonra anlayacak...
‘Siyasette bir yere
gelmek için para harcamak kalkmadığı müddetçe bu böyle gidecek.
Meclis Üyesi olmak için
yüz binlerce lira ödüyorlar.
Sonra komisyonlara
yazılıp dosya takipçiliği yaparak harcadıkları parayı çıkarmaya çalışıyorlar.
Belediye Başkanı olmak
için milyon lira harcıyorlar, sonra bunu da çıkarmak ve zengin olmak için türlü
ayak oyunları yapıyorlar.
Bu kısır döngü böyle
devam ediyor.
Herkes siyaseti
kullanarak zengin olma peşinde.
Ahlak sıfır, liyakat
sıfır, devlet sevgisi sıfır, Allah korkusu sıfır, kul hakkı yeme korkusu
sıfır...
Dürüst olmak, Ahlaklı
olmak, namuslu olmak bu kadar zor mu arkadaş ya!
Türkiye’de siyaset rant
kapısı olmaktan kurtulmadığı sürece bu ve buna benzer insanlar hep olacak.
Umarım kim bu devletin
ve bu Necip milletin bir kuruşunu haksız yere boğazından geçiriyorsa,
kursağında kalsın.
Allah tüm siyasetçilere
Atatürk gibi onurlu Atatürk gibi vatansever Atatürk gibi namuslu olabilmeyi
nasip etsin.’
‘Amin!’
*- Demirel’in değil
İzmir’in kızı ve ‘ablası’
Süleyman Demirel’in
‘kızım’ dediği Işılay Saygın da soyadı gibi çok saygın kişi idi...
Sizin bilginiz dışında
da çalışmalar yapardı.
Örneklerden biri de
benim...
Bir gün, ‘Hocam!’
dediği beni Gazeteci Büyüğümüz Aydın Bilgin’in yanında buldu...
Şimdiki adı RTÜK olan,
radyo televizyon üst kurulu kuruluyordu.
Ankara’dan,
İstanbul’dan sayısız adaylar var...
Bunların dışında her
partinin de kendine yakın bulduğu adayların sayısı az değil...
Biz İzmir’de kendi
halimizdeyiz...
Zamanın Koalisyon
Başbakanı Süleyman Demirel, yıllarca birlikte gezdiğimiz için beni tanıyor...
Işılay Saygın, ‘en
iyisi biz Yaşar Eyice’yi bu görevin başına getirelim’ diyor...
Konuşuyorlar,
‘tamam’ deniliyor...
Ama Hükümetin diğer
ortakları var...
Diğer Genel Başkan
Necmettin Erbakan da, ‘Biz de kendisini tanıyoruz, Yaşar Eyice hiç kimse
bizimle ilgilenmezken tüm gezilerimize geldi, haberlerimizi doğru ve tarafsız
yaptı’ diyor...
Zaten aramız çok iyi
olan ve iyi günde kötü günde birlikte olduğumuz Bülent Ecevit de, diğerleri de
‘evet’ diyorlar...
Belirttiğim gibi benim
bu görüşmelerden hiç haberim yok...
Ve Işılay Saygın,
patronum Aydın Bilgin ile de görüştükten sonra, ‘müjde’yi veriyor..
Böyle bir fırsat kaç
kişinin başına gelebilir.
Kurucu ve yapıcı başkan
olacağım...
Süleyman Demirel de
arıyor ‘Hayırlı olsun!’ diyor...
Ama benim İzmirli yanım
ağır basıyor...
‘Beni af edin İzmir’den
ayrılmam’ diyorum...
Daha önce de
Cumhuriyet’ten Abdükadir Yücelman, beni ‘zorla’ İstanbul’a götürmek istiyor...
Ona da tüm ısrarlara ve
güzel tekliflere rağmen ‘hayır’ demiştim...
Daha çok örnekleri ve
tanıkları olan gelişmeler var...
Sonuçta;
Ben Işılay Saygın ile
çalışmaya devam ettim...
Ama şunu de iftiharla
söylüyorum;
Devletten bir kuruş
almadım...
Özel masraflarımı
cebimden karşıladım...
Bunun en önemli
tanıklarından biri de önceki İzmir ve İstanbul valisi, İçişleri Bakanı Kutlu
Aktaş idi...
Bir gün kendisiyle olan
hatıralarımı da anlatırım...
Şimdi yine Işılay
Saygın’a ve memleketi Buca’ya gidelim...
*- Saygın’a yuvasında
anlamlı veda
Türkiye’nin ilk kadın
bakanlarından ve eski Buca Belediye Başkanı Işılay Saygın için belediye binası
önünde tören düzenlendi.
Buca Belediye Başkanı
Av. Erhan Kılıç ve belediye personeli Saygın’ı karanfillerle uğurladı.
Törende konuşan Başkan
Kılıç, ‘Işılay Saygın Türkiye ve Buca tarihine adını ışıl ışıl harflerle
yazdırmıştır’ dedi.
Türkiye’nin ilk kadın
Çevre Bakanı ve ilk kadın Turizm Bakanı Işılay Saygın sonsuzluğa uğurlanıyor.
Saygın için ilk olarak
İzmir Valiliği tarafından hazırlanan resmî törenin ardından 1973 – 1980 yılları
arasında önemli hizmetlerde bulunduğu Buca Belediyesi’nde özel bir tören
gerçekleştirildi.
Buca’nın sembol
isimlerinden olan Işılay Saygın’ın naaşı, Buca Belediyesi Hizmet Binası önüne
getirildi. Buca Belediye Başkanı Av.
Erhan Kılıç ve belediye personeli tarafından karşılanan cenaze aracına kırmızı
karanfiller bırakılarak dualar okundu.
Saygın’ın naaşı sevdası
Buca sokaklarından geçerek öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı için
Muradiye Camii’ne götürüldü.
*- Buca tarihine adını
‘ışıl ışıl’ harflerle yazdırmıştır
Saygın için yapılan
törenin ardından Başkan Kılıç şöyle konuştu:
‘Bugün başta Bucamız
olmak üzere Türkiye için çok önemli bir kişiyi, ülkemizin siyasi tarihinde
önemli görevler almış bir bürokratı, okuttuğu, annelik yaptığı binlerce çocuğun
annesini; sayın büyüğümüz Işılay Saygın hanımefendiyi sonsuzluğa uğurluyoruz.
Buca ve Buca Belediyesi’nin
sayın bakanımız için ayrı bir yeri olmuştur. Biz de o sevdayla Buca için
çalışmaya devam edeceğiz.
Işılay Saygın
başarılarıyla, arkasında bıraktığı birbirinden değerli evlatlarıyla, verdiği
kadın mücadelesiyle Türkiye ve Buca tarihine adını ‘ışıl ışıl’ harflerle
yazdırmıştır.
Kendisinin aziz
hatırasının önünde saygıyla eğiliyor, ailesine, sevenlerine ve tüm Türkiye’ye
başsağlığı diliyorum. Ruhu şad olsun, yıldızlar içinde uyusun.’
*- Kim bu asi kız?
İsim yabancı gelmedi
ama önce kim olduğunu anımsayamadım...
Paylaştığı videonun
altına şunları yazmıştı:
‘Seray Sever için
konuşmak kolay!
Asgari ücretle çalışan
insanın bir yıl çalışıp kazanamadığı parayı kadın bir ayda kazanıyor.’
Sonra şöyle diyor:
‘Bu arada çıta baya
düştü!
Önceden pahalıysa ‘Et yemeyin!’
diyorlardı; şimdi ‘Fasulye yemeyin!’ diyorlar.
Yazık!
Eğitilmezsiniz...’
Anlayan için çok ağır
sözler...
Köpekler, atlar,
hayvanlar bile zamanımızda eğitilirken, bazılarımız nasıl eğitilemez...
Allah kimseyi böyle
cümlelere muhatap etmesin...
Aklıma takıldı ya,
mutlaka bulacağım kim bu Aysun Kayacı...
Araştırdım:
Karşıma şöyle biri
çıktı, eğer doğruysa;
Bir üniversitemizin
tarih bölümünü bitirmiş,
Topmodel, oyuncu,
sunucu...
Ayrıca; Yılın en iyi
mankeni ödülü sahiplerinden...
Demek ki tanınmış ve
çevresi olan biri...
Ama meslektaşı
sayılacak bir kişinin sözlerine fena takmış...
Öğrenmeseniz, bizim
işçi sınıfından biri, ya da bazı cümleleri ezberlemiş biri diye
düşünebilirsiniz.
Baktım başka ne sözler
etmiş diye;
‘Bilirken susmak,
bilmezken söylemek kadar kötüdür.
Fakire öğüt vermek
kolaydır esas erdem zengine hesap sormakla anlaşılır’ diye devam etmiş..
Siyaseti takip ettiği
de belli...
‘Maliye bakanı Berat
Albayrak. Halkın %98'i başarısız buluyor. Muhalefet başarısız buluyor. MHP
başarısız buluyor. Kendi partisinin milletvekilleri başarısız buluyor. Ama adam
hala görevde!
Çünkü 1 kişi öyle
istiyor.’ diyor...
Bunları okuyunca;
Muhalefet partilerinin
sözcülerinden biri sanırsınız..
Bir de bize sorusu var:
‘Nasıl, başkanlık
sistemi iyi mi bari?’
Bir de TBMM’den bir
fotoğraf koyarak şunu paylaşmış:
Milletvekilleri perişan
bir halde sızmışlar...
Yani uyuyorlar...
Büyük olasılıkla gece
yarısı ya da sabaha karşı çekilmiş bir görüntü.
Güpe gündüz böyle bir
fotoğraf olamaz...
Çeken de tabii
içlerinden biri...
Nasıl İstanbul
seçimlerinde bazı milletvekilleri oy çuvallarının üzerlerinde fotoğraf çektirip
‘Nasıl çalışıyoruz?’ diye övünüyorlardı ya, onun gibi bir şey olmalı...
Ama bizim asi top
modelimiz bu fotoğrafın altına şöyle bir not geçmiş:
‘Ülkede kriz var.
İşsizlik, Akdeniz
krizi, EYT, yargı reformu gibi konular çözüm beklerken, Meclis 2.5 aylığına
tatile girmiş!’
Yine bize soruyor:
‘Bu kadar çok yatıp,
böyle para kazanılabilen başka bir meslek var mıdır acaba?’
Herhalde tüm
milletvekillerinin tepkisini çekmiştir.
Haah şimdi buldum...
‘Dağdaki çobanla benim
oyum bir mi?’ diyen asi kızlarımızdan biriydi bu...
*- Yine geliyorlar
amma...
Biliyorsunuz;
31 Mart seçimlerinden
önce İzmir’de haftada üç ayrı bakan geliyordu.
Yine geliyorlar ama
bazılarının davetlerine...
Konuşup gidiyorlar...
AKP’de sular durulmuşa
benziyor...
Yenilenler ile bunu
hazmedenler kenara çekilmiş görünümündeler.
Ama bu arada dernekler,
odalar, yani koltuk sahipleri yine önceki yıllarda olduğu gibi yapılan her
türlü açıklamaya ‘evet’ demeyi sürdürüyorlar.
Bu arada AKP
milletvekilleri de duyumlar ya da yandaşlarının anlattıklarını tekrarlayıp;
Klasik ve standart
cümlelerden biri olan, ‘Duyduklarımız doğruysa durum çok vahim!’ diyorlar.
Son günlerde adı sık
geçen AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Kemalpaşa’da CHP’li Belediye
Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın basın yayın organlarında ve sosyal medyada
dolaşan görüntüleriyle ilgili açıklama yaparak durumun vahametine dikkat çekti.
Eğer bizler
milletvekillerinin de ‘duyduklarımız doğru ise’ diye başlayan ve biten
cümlelerini duyuyorsak, söyleyecek laf da bulamıyoruz.
Hani bir laf vardır,
‘Hoca böyle yaparsa, cemaat ne yapmaz?’ diye herhalde o günlere geldik.
*- Fırsatçılar 40 dönümü yok etti!
İzmir’in
akciğerlerinde, ormanlık alanların korunması için seferberlik ilan eden Buca
Belediyesi, uydu görüntüleri aracılığıyla imar affından yararlanmak isteyen
fırsatçılar tarafından Kırıklar’da talan edilen alanlarda yıkım gerçekleştirdi.
Yıkımın ardından yeşil
düşmanlarının, yaklaşık 40 dönümlük alanlık ormanlık alanı yok ettiği ortaya
çıktı.
Kentin yeşil varlığını
korumak için havadan ve karadan kaçak yapıları engelleme çalışmalarına hızla
devam eden Buca Belediyesi Buca ormanlarında, imar affı fırsatçılarına göz
açtırmıyor.
Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından çıkarılan ve imar affı olarak bilinen ‘Yapı Kayıt Belgesi’
düzenlemesinin sona ermesine rağmen, bu yasadan faydalanabilmek için Buca’nın
ormanlık alanlarındaki ormanları tahrip ederek inşa edilen kaçak yapıları
tespit etmeye devam ediliyor.
*-
***-
Güncel
*- Aylık toplantıları!
Ege Bölgesi Sanayi
Odası Temmuz Meclis Toplantısı, 29 Temmuz 2019 Pazartesi günü saat 16.00 da
gerçekleştirilecek.
EBSO Meclis Başkanı
Salih Esen ve Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile meclis üyesi
sanayicilerin ekonomik gündemi değerlendirecekler.
*- Türkiye için 42
milyar dolarlık Pazar
ABD'yi tek pazar olarak
görmek en büyük yanılgı.
Gerçekte 50 eyaletten
oluşan ve kendi içinde de 4 alt ayrı gurupta analiz edilmesi gereken dev bir
tüketim makinası.
Her eyaletin kendi
kanunları ve gümrük uygulamaları var.
Federasyon yapısında
her eyalet kendi sınırları içinde sertifikasyon veya gümrük kuralları
belirleyebilir hatta vergi düzenlemesi bile yapabiliyor. Her eyaletin ayrı bir
gelir ve kurumlar vergisi düzenlemesi var.
*- İkiye ayırmalıyız
ABD pazarını genel
olarak batı ve doğu yakası olarak ayırmak gerekir. Ayrıca bu yatay bölünmeyi dikey
olarak kuzey ve doğu olarak da ayırmamız gerekiyor.
Amerika Birleşik
Devletleri 42 Milyar dolarlık mobilya ve aksesuar ithalatıyla dünyanın bir
numaralı ithalatçısı konumunda. Son yıllarda bu ithalat; aksesuar, home design
ve hediyelik eşya yönünde ağırlık kazanmakta.
Özellikle özgün ve
yerel tasarımlara yönelik talep artış gösteriyor.
*- Türk markaları için
Türk markaları için 42
milyar dolarlık bir pazar olan ABD'den sektör alıcılarını getirmek için özel
bir çalışma başlatan CNR Holding 11 milyon dolarlık bir yatırımla hayata
geçirdiği BIA- Global Pazar İstihbarat sistemiyle ABD'li sektör
profesyonellerini fuarlarına getirerek ihtiyaçları doğrultusundaki üretici
firmalar ile buluşturacak.
*-
Yorumlar
Yorum Gönder