ARAP DOSTLARINA DUYURULUR
*- Arap hayranları
okusun, bunların Amerikan hayranlarından farkları yok!
*- Atatürk’ün manevi
huzuruna, Anıtkabir’e gitmeyenler, Ermeniler’e hayranlıklarını, bize
düşmanlıklarını gösterdiler.
*- Bornova Belediye
Başkanı Mustafa İduğ’u ziyaret eden Küçük Park’lılar, 10 binin üzerindeki
ziyaretçiyi öğrenince şaşırdılar.
YAŞAR EYİCE
*-
Bazen orada olmadığıma
üzülüyorum...
Bornova Küçükpark’ta
bizim 60 yıllık dostlarımız, arkadaşlarımız toplandılar ve bizim gibi Bornova’nın
yerlisi olan Belediye Başkanımız Dr. Mustafa İduğ’a ‘Hayırlı olsun’ ziyaretine
gittiler.
Kısa sürede 10 binin üzerinde
ziyaretçi arasında olan Nevzat Karagülle, ‘Başkana senin de selamını ilettik,
durumunu anlattık.’ dedi.
İşin ilginç yanı, yoğun
işlerine rağmen, Hikmet Kumak Aliağa’dan, Nevzat Karagülle ile Nuri Özezer
Karşıyaka’dan randevuya yetişmişler, ben zamanında gidemedim...
Sanıyorum, Balçova’dan,
Alsancak’tan yani İzmir’in her yanından bu önemli ziyaret, buluşma için
gelenlerin Bornovalılar tarafından bağırlarına basılması da örnek olacak bir
davranıştı.
Eray Karaca’nın ‘Toprağım’
dediği arkadaşlarımızı da kutluyorum....
*-
Fotoğrafları ve
gönderilen notu görünce kan beynime sıçradı...
Görüntülerin üzerine şu
not düşülmüş:
‘Müslümam kardeşleri,
Anıtkabire gelmiyor ama Ermenistan Soykırım anıtına çelenk koyuyorlar!’
Aslında ‘Müslüman’
demekle bir yanlışlık yapıyorlar.
Ben de inançlıyım ve
Müslümanım şükürler olsun...
Geçenlerde yanan Notre
Dam Kilisesinde bir anım var...
Hatta o anki
fotoğraflarım da...
Şunu da söyleyeyim:
Paris’teki bu kilise en
büyüğü değil ama filminden ötürü en meşhuru....
Birçok müze ve ibadethanede
olduğu gibi burada da fotoğraf çekmek yasak...
Arada kuralı
çiğneyenler münasip şekilde uyarılıyorlar.
Bir gün yine içeriye
girmiş, hızla turluyordum...
Zaman geçirmek de
denir...
İşte bu sırada, yüzerce
ziyaretçi arasında, bizlerin filmlerden aklımızda kaldığı şekilde uzun sakallı
ve giysili bir papaz gördüm...
Sağ tarafta, tam
ortada, sol içte bulunan tahta sahne şeklindeki, yerden 60 santimetre kadar
yüksek platforma, elinden tutarak, daha doğrusu çekerek çıkardım..
‘Ben Müslümanım’ dedikten sonra, ellerimi göğe açarak, ‘amin’
diyerek, bildiğim duaları okumaya başladım...
Papaza da ‘Amen!’
diyerek dua etmesini işaret ettim...
Bir anda çevremizi
onlarca kişi sardı...
Kimisi fotoğraf
çekiyor, bazısı da videoya alıyordu...
Beş dakika kadar sonra,
başpapaz koşuşturarak geldi...
Herkese ‘Fotoğraf
yasak!’ derken, bize de ‘duanızı bitirin’ dedi.
Şunu da söyleyeyim:
Başpapaz öyle
düşündüğünüz ve filmlerdeki gibi, yani benim karşımdaki gibi özel kıyafetli
değildi...
İzmir’de, Türkiye’de
yolda gördüğümüz sıradan bir kişi gibi kıyafetli idi...
Belki de o kadar yıllık
tarihinde ilk kez biri, yani bendeniz, yüksek sesle ve de üstelik karşısına bir
Hıristiyan din adamını alarak dua etmiştir.
*-
Arap’ların, ulusal
giysileri içinde Ermeni anıtına çelenk koydukları fotoğrafları gönderen
Muzaffer Tezel, Enver Kaya, Ali Kertiş, Bilgin Önder ve Mehmet Özdoğru şunları
yazmışlar:
‘Bir ülkeyi iktidar
yönetir ve iktidar o devletin temsilcisidir.
Uluslararası arenada
başarılı olursa o devletin başarısı sayılır, ama yanlış yaptığında da yine o
devletin yanlışı addedilir.
Bir devlet yetkilisi
düşünün ki (Arap yetkililer) dost dediği devletin (Türkiye Cumhuriyeti)
kurucusu olan liderin sembolik temsilgahına (Anıtkabir) gitmiyor ama dost
dediği devletin azılı düşmanı olan devletin (Ermenistan) hayali bir sözde
soykırım anıtına çelenk koyuyor.
Ve açık olarak ‘dost’dediği
devlete ‘Seni takmıyorum, seni kaale almıyorum’ mesajını veriyor.
Düşmanlığını da alenen
beyan ediyor.
Ve biz halen bu Arap hayranlığından
bir türlü kurtulamıyoruz.
Adamlar saklamadan,
gizlemeden düşmanımıza el veriyor, destek gösteriyor...’
*-
Ve ben devam edeyim:
‘Ve bizim yıllardır
belamız olan sözde soykırım konusunda düşmanımızdan yana tavır almasına rağmen
onların kralları öldüğünde Türk diplomasi tarihinde bir ilk olarak tüm devlet
sathında Türk bayraklarını yarıya indiriyoruz.
Sebebini merak ediyorum?
Bazıları da şöyle
diyor:
Bazı yerlerde para
konuşur...
Acaba?
Bu şerefsizler bile sözde
‘dinde reform’ diyerek, Amerikalıların istedikleri gibi ‘dini modernizasyon’
yapıyorlar.
Biz ise hala eğitimi,
siyasal hayatı, sosyal hayatı daha nasıl Araplaştırırız diye saçma salak projeler
peşinde koşuyoruz....
Olayı gericilerin
bebekler, çocuklar için söylediklerine ve yazdıklarına bakın?
‘Al birini vur
diğerine!’ derler ya, bunlar için söylenmiş herhalde...
Özetin özeti; akıl
alacak gibi değil!
*-
Yorumlar
Yorum Gönder