YÜKSELMEK İÇİN ÖNEMLİ ŞARTLAR
YAŞAR EYİCE
*- KESİNTİ ÇOĞALIYOR
Türkiye’de ilk kez Çeşme’de başlamıştı.
Vali Kutlu Aktaş barajında su kalmayınca, kuyulardan temin ile belli saatlerde turistik ilçemize su verilmeye başlandı.
Yağmur bulutları bir türlü gelmiyor.
Londra’daki Türk işinsanı Karcan Yayöz misafirim olacaktı.
‘Yağmur altında konuşuyorum!’ deyince, ‘Sakın bugünlerde gelme, biraz ertele!’ dedim.
Sanki ‘istemiyorum!’ gibi oldu.
Ama ona sıcakları, barajların boşalma noktasında olduğunu, orman yangınlarını falan anlatınca, ‘Haklısın!’ dedi.
Bugün ise, İZSU Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan Su Kurulu’ndan yapılan açıklamada kuraklık ve azalan su kaynakları nedeniyle alınacak tedbirler kapsamında 6 Ağustos 2025 tarihinden itibaren gece saat 23.00 ile sabah 05.00 arasında kısmi su kesintileri uygulanacağı belirtildi. Kesintiden etkilenecek mahalle ve bölgeler önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacak.
İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndaki rezervin kritik seviyeye düştüğü, Gördes Barajı’ndan su temininin tamamen durduğu ve yer altı su kaynaklarının (kuyuların) verimliliğinin kuraklık nedeniyle ciddi oranda azaldığı tespit edildi.
İzmir’de günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketildiği belirtilirken, su temininde aksaklık yaşanmaması için alınan önlemler ise şöyle sıralandı:
• Yaklaşık 20 yıldır kullanılmayan bir içme suyu iletim hattı revize edilerek Aliağa Güzelhisar Barajı’ndan kente su sağlandı.
• Halkapınar, Sarıkız ve Göksu Bölgeleri’nde mevcut su kuyuları yenilendi ve yeni kuyular açıldı.
• Nisan ayında yapılan kademe düzenlemesi ile park bahçe abonelikleri de dahil olmak üzere kademelendirilmeyen tarife kalmadı. Fazla tüketimin önüne geçilen bu sistem ile az su tüketimi yapan abonelerin düşük ücret ödemesi sağlandı.
• Kamusal alanlarda su kullanımında tasarrufa gidildi
*- ROMAN SOYKIRIMI
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2 Ağustos Cumartesi günü İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi kamplarında 81 yıl önce soykırıma uğrayan Romanları düzenlediği etkinlikle anacak.
Cumhuriyet Meydanı’nda saat 09.00’da başlayacak anma töreninde eşit ve adil bir yaşam vurgusu yapılırken, soykırımda yaşamını yitirenler anısına denize karanfil bırakılacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürlüğü, geçmişten bugüne uzanan bir arada yaşama kültürünü sürdüren çalışmalar yürütüyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Roman Koordinasyon Merkezi, Romanların sorunlarının Romanlarla birlikte çözülmesi ve Romanların karşı karşıya kaldıkları eşitsizliklerin azaltılmasını, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak güçlendirilmesini hedefliyor.
*- TUVALETLERDE SU YOK!
Aşırı sıcaklıklar ve barajlarda neredeyse su kalmayınca, başlayan ve başlayacak su kesintileri yüzünden Karcan Yayöz’e ‘Gelişini ertele’ demiştim.
Bu arada Ankara’dan üniversite arkadaşları ile birlikte Çeşme’ye gelen Bertuğ Bey, ‘Dokuz umumi tuvalet gezdik, elimizi yıkayacak su bile yoktu!’ demişti.
Yani bundan büyük vahim durum olabilir mi?
Susuz günlerimiz olmuştu.
Saat ile ş'ehrin şebekesinden su gelmesini de yaşadık, evlerimize su depoları yaptırdık.
İki gün üst üste ‘orman yangınlarını’ ve nedenlerini anlatmaya çalıştım.
Sonuçta en büyük suçlunun ‘insanlar’ yani bizler olduğunu anlattım.
Ne demiştik?
Sıcakların da etkisiyle yangınların günler boyu devam etmesi, şehir merkezlerine kadar gelebilmesi büyük acı olarak nitelemiş, sadece son bir haftada 15 yangın söndürme görevlisinin yangınlarda can vermesi ise, hepimizin yüreklerini dağladığını anlatmıştım.
Bir eksiğimiz kalmıştı!
‘Yangın söndürme işçisi bakımından neredeyiz?’
Burada durum maalesef hazindir.
*- RAKAMLAR ÜZÜNTÜMÜZÜ ÇOĞALTIY
Toplam orman işçisi sayısı 22 bindir. Bu işçilerin sahadaki dağılımı şu şekilde;
776 gözetleme kulesinde üçer kişi, vardiyalı olarak 7 gün 24 saat görev yapar. Buradaki personel sayısı 2 bin 328 kişidir.
1.786 arazözde 2’şer şoför vardiyalı olarak bulunmaktadır. Bu da toplam 3.572 kişi ediyor.
2.742 adet olan ‘ilk müdahale aracını’ kullanan 2.742 işçi.
821 iş makinesini kullanan 821 işçi.
Sonuç olarak 9 bin 463 işçi, fiilen arazide görev almıyor.
Geri kalan işçilerin tamamı yangın söndürmede görevlendirilmektedir ki, bunların sayıları da 12 bin 537’dir.
Bu 12 bin 537 yangın söndürme işçisinin de görevleri farklıdır;
5.000 kişi, aktif olarak alevlerle mücadele etmektedir.
3.000 kişi, yanan bölgelerde soğutma çalışması yaparlar.
4.537 kişi ise, yangın riski yüksek bölgelerde nöbet tutarak olası yangınlara karşı hazır durumda olurlar.
Görüldüğü Türkiye’nin yüzde 29’unu kaplayan orman alanlarındaki yangını söndürme görevi fiilen 5 bin işçinin sırtındadır.
Oysa en az 15 bin yeni işçi gerekmektedir.
Ancak Bakanlığa defalarca yazılan talep dilekçesi, “tasarruf tedbirleri” duvarına çarparak dönmektedir.
İşçiden tasarruf edilerek, ormanlarımız, canlılarımız ve insanlarımız ölmektedir.
Oysa 15 bin işçi daha olması demek,
Vardiyalı çalışma demektir, dinlenme demektir.
Yangına müdahale gücünün, sahadaki verimin artması demektir.
Daha çok ormanımızın, daha çok canlının kurtarılması demektir.
İnsanımızın ölmemesi, yanmaması, sakat kalmaması demektir.
*- İŞÇİLERİNİN SORUNLARI
Sayıları bu durumda olan işçilerin çalışma koşulları ne durumda?
Hadi bakalım.
‘Yangınla mücadelede’ demek, eğitim demektir.
İşçi hayatını ortaya koyacak. Tecrübe gerek. İyi, çok iyi eğitim gerek.
Oysa orman işçisini eğitecek merkez yok. Olan tek okul da kapatılmış.
Yangınla savaşmak tam zamanlı iştir. Kadrolu işçi işidir yani. Mevsimlik işçiyle olmaz, yılın birbölümünde bulunmayacak, başka işleri, uğraşıları da olanlarla olmaz. Sözleşmeli işçiyle de olmaz.
Oysa kadrolu işçinin bile yeterince eğitilmediği orman yangını söndürme işine, personel yetmezliği yüzünden mevsimlik işçi, sözleşmeli işçi gönderiliyor.
Peki, ‘Hiroşima bombasından daha büyük enerji saçtığı’ söylenen orman cehennemlerine gönderdiğimiz işçiyi yeterli tedbirle donatıyor muyuz?
Antalya’da ki yangına Azerbaycan ekipleri geldi, gördük. Aleve dayanıklı kıyafetleri vardı. Konum takibi yapan cihazları vardı.
Nabızlarını ve oksijen ihtiyaçlarını denetleyen sağlık teşkilatı vardı.
Ne yazık ki bizim işçilerin sırtında, sadece kurumlarının fosforlu yazıyla işlendiği gömlek vardı. O kadar.
Umarım bu eksiklikler genel müdürlükte değerlendirilir ve bakanlıktan eksiklerin tamamlanması için destek isterler.
*- DÜRÜST MÜYÜZ?
Prof. Dr. Ulvi Saran, ‘Ülkelerin Dürüstlük Testi’ ni anımsattı.
Anımsadığım kadarıyla ülkemizden bir üniversite de bu çalışmaya katılıyor.
Prof, Saran muhatap olarak alınan kurumu da açıkladıktan sonra şöyle diyor:
‘40 ülkede içinde para bulunan 17.000 cüzdan, kasten yere düşürüldü; ülkelere göre ne oranda sahibine döndüğü araştırıldı:
Geri dönüş oranını da yüzde olarak paylaştı:
İnceleyelim:
Danimarka yüzde 79, Yeni Zelanda 78, İsviçre 77, Almanya 67, Kanada 65, İngiltere 63, ABD 58, Hindistan 44, Türkiye 43, Fas 23, Çin 22, Kenya 18, Meksika 17,,,
Prof. Dr. Ulvi Saran araştırmanın bu bölümünde, büyük bir fotoğraf gibi görüntüyü daha doğrusu grafik gibi bir paylaşım yapıyor ve meraklılar için (https://lnkd.in/gsPuXAv) linkini veriyor.
Faydalı- faydasız, doğru – yanlış, şu bu, bunları bir kenara bırakıp bir de bu konudaki görüşleri paylayaşım, bu arada siz de düşünün…
*- YILLAR DEĞİŞTİRİYOR
İsmi bende saklı, bir kurumuzda Mimar olarak hizmet veren vatandaşımız şöyle diyor:
‘1995 yılında Keçiören Ana caddede dönemin kızaklı pioneer araç radyo-teybini bagajın üzerinde unuttuk. Ertesi gün hala yerindeydi.
2005 te yine caddede aracımızın kapısı zorlanarak içindeki çantamız çalınmıştı.
2025 arabamız yerindeyse seviniyoruz.
Yıllar pek çok şeyi değiştiriyor’
*- KİMLİĞİNİZİİ BELİRTİN
A. Yücel Türközmen:
‘Cüzdanın içinde genellikle sahibinin bulunabileceği kimlik, banka kartı vb materyal olur.
İsimsiz banka kartı ve toplamda 2.000 US$ para bulunan bir kadın cüzdanı bulmuştum.
Polisi aradım, banka kartı numarasından sahibine ulaştılar, teslim edebildim.
Küçük miktarlarda cüzdansız sadece para bulunduğunda sahibini bulmak imkânsız gibi.’
*- HER YIL
Hafize Sönmez
‘Kendiniz denemeden inanmayın.
Çünkü aynı yazıyı her yıl görüyorum her seferinde sıralama farklı.
En çok Rusya’yı görürdüm en üstte.
Türkiye son sıralarda olur hep.
Ben de inanmam kaydırırım…’
Bu araştırma öncesinde, üç dört gün önce yazımın içinde, ünlü bir milletvekilinin düşürdüğü içi dolu, yani şişkin milletvekiline ailece ulaşabilmek ve içinde üç ayrı silah ruhsatı da bulunan cüzdanı teslim etmek için kaç gün uğraştığını, ulaşmak için kendisine yakınları bulmak için de harcadığı emek ve zamanı anlatmıştı.
Ben de ‘Bunlara ulaşmak imkansız’ demiş, bunların anlayışlarını ve sözde çalışmalarını anlatmıştım.
*- ŞAİR TARANCI’YA İKİNCİ MÜZE
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Diyarbakır’da doğduğu ev daha önce müzeye dönüştürülen Cahit Sıtkı Tarancı’nın, 1940’lı yıllarda yedek subaylık yaptığı Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde iki yıl yaşadığı ev de artık ‘müze’ olacak.
‘Haydi Abbas’ şiirini yazdığı bu ev, Burhaniye Belediyesi tarafından satın alınıp kamulaştırıldı.
Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, geçtiğimiz hafta gerçekleşen 6. Burhaniye Kitap Fuarı’nda yaptığı açıklamada, ‘Müze fikri bizim için çok değerli. Bu süreçte yazar Şeyhmus Diken’in de bilgi ve desteğinden yararlanacağız’ dedi.
Tarancı'nın bu evde Ziya Osman Saba ile yaptığı mektuplaşmalar da edebi mirasın önemli parçaları arasında yer alıyor.
Böylece, memleket şairinin yaşamındaki iki önemli mekân da edebiyat hafızasına kazandırılmış olacak.
*- 8 KRİTİK BECERİ
Orta kademe yönetici olarak şirketinizde bir terfi durumu olduğunda ‘Acaba hangi kriterlere göre terfiler yapılıyor?’ diye hiç sorduğunuz oldu mu?
Bu süreçte kendi becerilerinizi de değerlendirme yoluna gittiğiniz olmuştur…
Kendi şu anki durumunuz ile üst düzey yönetici becerileri arasındaki farkları daha net bir şekilde bir liste üzerinden değerlendirmek ister miydiniz?
Orta kademeden üst düzey yönetime geçiş, sadece unvan değişikliği değil, aynı zamanda sorumluluk alanınızın ve beklentilerin köklü bir şekilde değişmesi anlamına geliyor.
Şimdi, bu dönüşümü başarıyla gerçekleştirmek için odaklanmanız gereken 8 temel beceriyi detaylarıyla ele alacağız.
1. Finansal Okur Yazarlığınızı Geliştirin:
Üst düzey yönetici olarak artık sadece kendi bölümünüzün bütçesinden sorumlu olmayacaksınız. Şirketin genel finansal durumunu anlayabilmeli ve bu bilgileri stratejik kararlarınızda kullanabilmelisiniz.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Şirket içinde finansal raporlama süreçlerine dahil olmaya çalışın
‘Finansçı olmayanlar için finans’ eğitimlerine katılın
Müdürünüzden finans sunumlarına sizi de dahil etmesini talep edin
Şirketin finansal performans göstergelerini düzenli olarak takip etmeye başlayın
2. Duygusal Zekânızı Geliştirin:
Üst düzey yönetim pozisyonunda daha büyük baskılar ve stresle karşılaşacaksınız. Bu durumda duygularınızı kontrol edebilmek, soğukkanlılığınızı koruyabilmek ve kendinizi iyi tanıyor olmak kritik önem taşıyor.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Kendinizi tanımaya öncelik verin
Duygusal tepkilerinizi gözlemlemeye ve kaydetmeye başlayın
Bu konuda pratik ağırlıklı programlardan faydalanın
Pozitif zeka teknikleri öğrenin ve uygulayın
Stres yönetimi konusunda kendini geliştirin
3. İletişim Becerilerinizi Üst Lige Çıkarın:
İletişim becerileri, üst düzey yöneticiler için belirleyici öneme sahip. Daha geniş kitlelere hitap edecek, daha karmaşık konuları basit şekilde anlatabilecek ve farklı görüşleri uzlaştırabileceksiniz.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Daha kısa, net, etkili ve keskin konuşmayı öğrenin ve pratik edin
Sunum becerilerinizi profesyonel düzeye çıkarın
Mesajlarınızı daha profesyonelce ve rakama dayalı vermeyi öğrenin
Kimseyi suçlamadan, tepki tetiklemeden tartışma yöntemlerini geliştirin
Ortak zemin bulma konusunda ustalaşın
4. Ekibinizi Sonuca Götürme Becerinizi Geliştirin:
Sonuç getiren liderler terfi ettirilir.
Ekibinizi hedeflere ulaştırabilmek, üst düzey yöneticiliğin en temel gerekliliklerinden biri.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Etkili delegasyon tekniklerini öğrenin ve uygulayın
Sonuç odaklı performans değerlendirmesi yapmayı öğrenin
Ekibinize ilham verme becerinizi geliştirin
Büyük resim hakkında etkili mesajlar vermeyi öğrenin
İten değil, çeken lider olma prensiplerini benimseyin
Çarpan etkisi yapan liderlik tarzını geliştirin
5. Verimliliğinizi Artırın:
Üst düzey yönetici olarak zaman yönetiminiz çok daha zorlu hale gelecek.
Daha fazla toplantı, daha fazla karar alma sorumluluğu ve daha geniş bir sorumluluk alanı sizi bekliyor.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Etkili delegasyon yapmayı öğrenin
Önceliklendirme becerilerinizi artırın
Hangi proje ve işlere dahil olacağınızı daha doğru seçmeyi öğrenin
En fazla değer katabileceğiniz alanlara odaklanın
Zaman tuzaklarını belirleyin ve bunlardan kaçının
6. Müzakere Becerilerinizi Geliştirin:
Üst düzey yönetimde sürekli olarak farklı çıkarları olan grupları bir araya getirmek ve ortak çözümler bulmak zorunda kalacaksınız. Bu durum güçlü müzakere becerileri gerektiriyor.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Farklı bakış açıları ve çıkarları olan kişi ve grupları ortak zeminde birleştirme becerinizi geliştirin
Konuşulabilir, uzlaşılabilir ve esnek olmayı öğrenin
Pozisyonlar değil, kök sebepler üzerinden ortak çözüm bulmada ustalaşın
Kazan-kazan yaklaşımını benimseyin ve uygulayın
7. Tüm Şirketi Temsil Etmeye Hazırlanın:
Artık sadece kendi departmanınızı değil, tüm şirketi temsil edebilecek konumda olacaksınız. Bu durum farklı bir iletişim yaklaşımı ve protokol bilgisi gerektiriyor.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Protokol esaslarını öğrenin ve uygulayın
Tüm şirketi temsilen konuşma yapmayı öğrenin
Büyük resim hakkında konuşma becerilerinizi geliştirin
Tüm çalışanlara hitap etmenin inceliklerini öğrenin
Kurumsal iletişim standartlarını benimseyin
8. Mütevazı Olmaya Doğru İlerleyin:
Yükseldikçe ego tuzağına düşmek kolay.
Ancak başarılı üst düzey yöneticiler genellikle mütevazı, ulaşılabilir ve ekiplerini öne çıkaran liderlerdir.
Nasıl geliştirebilirsiniz?
Kendinizi değil ekibinizi öne atmayı öğrenin ve uygulayın
Lider yetiştiren lider olma becerilerinizi artırın
Ulaşılabilir, dikkatle dinleyen ve ilgilenen bir yönetici olmak için çalışın
Başarıları paylaşın, başarısızlıkların sorumluluğunu alın
Sürekli öğrenmeye açık olduğunuzu gösterin
*- Sonuç:
Orta kademeden üst düzey yönetime geçiş, kariyer yaşamınızın en önemli dönüm noktalarından biri olabilir.
Bu geçişi başarıyla yapabilmek için yukarıda bahsettiğimiz 8 beceri alanında sistematik olarak kendinizi geliştirmeniz gerekiyor.
Unutmayın ki bu beceriler bir gecede kazanılmaz.
Sabırlı, kararlı ve sürekli bir çalışma gerektirirler.
Her bir alanda küçük adımlarla başlayın ve zamanla bu becerileri günlük iş yaşamınızın doğal bir parçası haline getirin.”
Bu durumda ne demem gerekiyor:
‘Başarılar dilerim!...’
*-
Yorumlar
Yorum Gönder